2000'ler

18. şimdiki gözle; modasına, makyajına, yerli yapım işlerine bakıldığında göz kanatan ama ülkemizde, hatta bence dünyada bile iğrenç, seviyesiz magazin gündeminin dahi özlendiği yıllar. düşük beller, sedefli uçuk pembe rujlar, kısa kollunun altına uzun kollu badi giymeler gibi facialar olsa da şu an mumla aradığımız sekülerlikteymiş bu ülke. neredeyse hatırlamadığımız o klipler, diziler, saçma gündemler, gazete haberlerine denk gelinmiştir mutlaka ve wow olunmuştur. türkiye'de, ifade özgürlüğü kavramını "sex sells" anlayışıyla kullanan cahil ünlülerin altın dönemiymiş. şimdilerde hepsi muhafazakar ve halka akıl, ahlak öğretici konumda tabii...

90'lara çok da yetişemedim, küçük bir velettim ve filmlerde, dizilerde, kliplerde, moda dünyasında gördüğüm haliyle hayranıyım o dönemin. 2000'lere çocukluk olarak yetiştim sayılır ve ikinci favori dönemim. 90'larda yetişkin bir genç kız olmayı, 2000'lerde çocuk olmaktan çok daha fazla isterdim tabii ama o dönemde çocuk olarak yetişmeme bile şükrediyorum bu günlerde. (gizlinot: nostalji aşığıyım, evet. )

17. "ben evden çalışacağım" diyene deli gözüyle bakılan zamanlar (sonlarına doğru bile) ... "yahu bak şu bilgisayarı, şu interneti kullanarak para kazanmanın illa ki benim de yapabileceğim bir yolu olmalı" diyene "ama prestiijj", "hmmm, o çalışmak sayılmaz" diye saçmalıklarla karşılık verilen bir dönem; ki biz bu algıyı ancak şimdi şimdi kırdık diyebilirim. buna rağmen, sizin evden çalışmamanız, çalışamamanız için her adımda binbir vergi ve zorluk çıkararak, böyle insanları baskıcı sistemlerinin baş düşmanı olarak algılayıp sindirmeye çalışan ikiyüzlü ingiliz hükümeti...

scam'lerle, sahteliklerle dolu bir sürü web sayfası, ve para kazanmanın halen "etik" bir şekli olması gerektiğini ısrarla düşünen ben. üstelik de alanım hiçbir şekilde bilgisayar değil, kendini geliştirmeye çalışan normal bir kullanıcı işte... tek opsiyonunuz ne olabiliyordu, bir blog, web sayfası açıp, oraya trafik çekip reklamlardan para kazanmak. tek başıma oturup bunları araştırıyordum.

facebook daha yeni. (onun yerine my space vardı.) youtube yeni. instagram yok. daha nice web sayfası -daha doğrusu sosyal medya, sözlükler harici- pek de yok. internet kotayla... bir e-kitap indiriyorsun, neymiş, limitimi 12-13 (gbkz: mb) aştım. ona bile ekstra ücret kesiliyor. ama bir kere o saçma servis sağlayıcımdan kurtulup, internetin belki çok daha yavaş ama kotasız olduğu şu diyarlarla geldikten sonra, her şeyi ama her şeyi bedava olarak bulup yüklemenin tadına varılan zamanlar... bu şekilde kitap, müzik, film koleksiyonları... (bugün basbaya korsancılar sizden üyelik ücreti istiyor bu işler için, ve bir esprisi de zaten kalmadı.) limewire türevi p2p paylaşım programları, ve benim kendi ihmalkarlığım yüzünden, yedek almayıp üzerinde zaten tepindiğim bilgisayarımın hard diskinin yanması sonucunda kaybettiğim 1500 parçalık tango arşivim... (o hard diski bu sebeple halen saklar, kurtaracak adam ararım. içinde zamanın meşhur porno starlarından birinin müstehcen fotoğrafları olduğu için de bunu belirtmeden, şak diye herhangi birine vermek istemiyorum...)

oyunlar... ki bunlardan bazılarını tekrar indirdim, şu an da oynuyorum. windows xp'ye ve tüm o güzel zamanlara dair bir nostalji duygusu içerisinde... ama allahtan windows 10 da oyunlar için gayet iyi çalışıyor.

16. güzel şeylerin tümü 2000'lerde kaldı ve 2010' da sona erdi.bir de şimdiye bakın. sosyal medya fenomenleri ve olmayan sesleriyle yaptığı şarkılar, güzel olmayan besteler, yeni çıkan ağlak sesli arabeskçiler(eskileri kaliteliydi) aynı giyinen ve birbirine benzeyen insanlar,bej rengi sahte sosyal medya hayatları, swipe up'lar trendyollar,acun ılıcalının insanları uyutan,her sezon kendini tekrar eden tv yi kusmuğumu getirircesine işgal eden berbat programları, komedi dizilerinin artık olmaması aksine eril bekaret dizileri veya plaza aşkı dizilerinin olması

iktidarın bunaltıcı varlığı, ekonomik kriz yobazlaşan ve ona buna "püüü haram" yapan hiç bir toplumsal olaya ses yükseltmeyen halk vs vs.

Yeter.

geçmişe gidip gülmek ve biraz rahatlamak istiyorum. buna tüm ülkenin ihtiyacı var. ben bu suni yıllara alışamadım sözlük. beni çocukluğuma ışınlayın. her sabah kalkıp kanal d 'de winx' in başlamasını bekleyeyim. tek derdim ödevlerimi yapmak olsun:(

15. Özetle 2000'ler>2010lar diyebilir miyiz diyebiliriz. Önceden nefretle baktığım moda anlayışlarına şuan özenmeden edemiyorum(gizlinot: Düşük bel hariç) güzel zamanlardı herkeste influencer olma hayalleri ve kendi hayatını milletin gözüne sokma sevdası yoktu. pop kültürü de ikonikti <3 

14. bir üstteki haber doğruysa (link: https://youtu.be/Cnk92Z9tw7I?t=219 ali rıza bey'in ağzının tadı kaçabilir), aman dikkat. tövbe estağfurullah, evimize gidelim... (gizlinot: swh)

13. 2000'ler de moda olan tangayı yada iç çamaşırı pantolondan yukarı çıkarma modasının geri döneceğini okudum az önce. bu haber inanılmaz moralimi bozdu...

12. 2000'ler deyince ben hep 2000'lerin başına gidiyorum nedense o yıllar benim için çok daha özel olduğu içindir belki,vereceğim örneklerden de yaşımı az çok tahmin edebilirsiniz

*solero dondurma (algidanın çok kısa bir süre çıkardığı en havalı tanecikli dondurmasıydı)

*alcatel cep telefonu ( gazeteden kupon biriktirerek aldığım 2 cm ekranlı ilk cep telefonumdu,hey gidi)

*biri bizi gözetliyor ( sabaha kadar hunharca izlediğimiz reality show programı ve tabi ki 05 edi)

*hazır kart (nil karaibrahimgil'in hayatımıza özgür kız olarak girdiği yıllar)

*çocuklar duymasın (şimdiki versiyonuyla alakası olmayan o zamanın efsane dizilerindendi;nam-ı diğer personel müdürü ve abidin)

*asmalı konak ( 2002 yılının,erikleri tuza tuza bandırıp bandırıp yediğimiz ılık bir bahar gecesi başlamıştı sümbüm annemiz canımız ciğerimiz olmuştu.)

*peluşumsu,adı sakallı ip diye geçen bir şeyden yapılan ceket furyası,örmeyeni dövüyorlardı)

*dokun bana (acun ılıcalının absürd yapımlarının sadece bir başlangıcı olan absürd ötesi arabaya en uzun dokunanın kazandığı bir programdı,24 saat verirlerdi ve evet izlerdik çünkü o zaman sosyal medya yoktu.)

*ve tabi ki tarkan kuzu kuzu 

*vahşi güzel (canımız milagrosumuz..18:45'te başlayıp 19:30'da biten kısacık arjantin pembe dizisiydi,kaçırınca tekrarı yok ertesi gün arkadaşlarından dinliyordun,yok ya ağlamıyorum) 

*hey girl (her ay verdiği eşantiyonlarla gönlümüzü kazanırdı ve itiraf köşesiyle,o zamanın instagramı işte :D)

*blue jean (son sayfadaki arkadaş arıyorum ilanları kalp ben,döneminde en cool dergilerindendi,okuması ayrıcalıktı.)

*salsa (her çarşamba sabahı gazeteciye gitmezsem hasta sanıyorlardı,ilk baktığım kısmı burçlardı,o da beni seviyo muuuuuuu)

*trendy (yine o yılların yazılı sosyal medyasıydı ama bir salsa değildi)

neyse ben bi ağlayıp geleyim

11. Ozzy osbourne’un konser sırasında sahnede civciv ezdiği yıllar..

10. düşük bel pantalon.

ne düşünüyorduk bilmiyorum. şu an düşük bel kot veya pantalon giyince kendimi o kadar kötü hissediyorum ki.

9. Milenyum yılıdır. Herkese gri modası enjekte edilmiştir. Benim iğğğğrenç naylonumsu paçaları lastikli bir pantolonvari birşeyim vardı. İnatla giymek isterdim ama çok kötü kokuyordu o ya. Uzun süre giymek mümkün değildi.