yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (13)
    • medya (0)

    13. Aktif dönemdeki medikal tedavi haricinde cildimi kontrol altında tutmak için cildimin anladığı tek dil "temizle - nemlendir - iyi beslen" olan cilt rahatsızlığı. Azelaik asitmiş c vitaminiymiş tırı vırı benim için maalesef, daha da alevlendiriyor. 

    10 şubat 04:47

    12. akne rozada zoretanin deneyimlerim için (link: https://www.suslusozluk.com/zoretanin?i=1313174 buyrun)

    30 ekim 2022 13:44

    11. bir süredir muzdarip olduğum ve yavaş yavaş çözmeye başladığım hastalık. bu girdide bazı sebeplerinden ve kendi rozamı nasıl hafiflettiğimden bahsedeceğim. hafifletmek diyorum çünkü bu hastalığın net ve kalıcı bir çözümü bulunmamakta.

    öncelikle ben tetikleyen faktörler olsa da bu hastalığın genetik yatkınlık olmaksızın oluşmayacağını düşünüyorum, yani bence siz bu hastalığı taşıyorsunuz ama atakların başlaması o faktörlerin kendini göstermesiyle gerçekleşiyor. bu faktörler arasında stres, beslenme, cilt bakım ürünleri ve güneş ışınları var. her faktörü biraz açmak istiyorum; örneğin beslenmeden kaynaklı bir rozasea vakasında kişi sağlıklı besleniyor olabilir, ancak tükettiği yiyecekler sağlıklı olsalar dahi vücudu tolere edemeyebilir. rozasea hastalarının genelde tolere edemediği yiyecek/içecekler arasında çok sıcak ve baharatlı yiyecekler, alkol ve sigara var. bunların yanında süt ve süt ürünleri, şekerli gıdalar da rozanızı tetikliyor olabilir. öyle ki işlenmiş şekere reaksiyon göstermeyip meyve şekerini tolere edemediği için atak geçiren rozalı bir tanıdığım var. her yeme-içme etkinliğinizden sonra aynaya bakıp gözlemlemeniz gerekiyor yani. ben abur cubur bağımlısı biriyim, başta bunların tamamını hayatımdan çıkarmam gerektiğini düşünüp paketli hiçbir gıdayı tüketmemeye çalıştım bir süre ama yine de rozam olduğu gibi duruyordu (her sabah kahvaltıda peynir yerdim, her ne kadar sağlıklı olsa da bana dokunuyormuş mesela). bu sağlıklı beslenme olayını yürütemedim zaten, ama bir zaman sonra şunu fark ettim; zaten bunu yapmama gerek yokmuş, reaksiyon gösterdiğim şeyleri bulup onları hayatımdan çıkarmam gerekiyormuş. en absürt örneğini cips yerken yaşıyorum, kırmızı paketli sade pringles yedikten sonra cildim hiçbir reaksiyon göstermiyor, ama ekşi kremalı soğanlı versiyonunu yiyince kıpkırmızı oluyor yüzüm, yanıyor sanki. cilt bakım ürünleri konusunun da aynı şekilde kişiye özel olduğunu düşünüyorum, bir başka rozalıyla aynı cilt tipine sahip olsanız dahi ona iyi gelen ürünler size iyi gelmeyebilir, size iyi gelen yine ona iyi gelmeyebilir. genel olarak uzak durulması gerektiği söylenen birkaç içerik var; parfüm, alkol, mentol, cadı fındığı gibi. cildi tahriş edebilecek şeyler yani, ama illa ki içeriğinde bunlardan biri/birkaçı olan bir ürün size iyi gelmeyecek diye bir kural da yok; deneme/yanılma işi (genelde yanılma ama, ne yalan söyleyeyim). güneşten korunma ise bu hastalıkta pek insiyatife bırakılmayacak bir husus, yüzünüzü KESİNLİKLE yaz-kış güneşten korumalısınız. doktorların genelde solante marka önerdiğini duydum, ben fiyatlı olduğu için tercih etmiyorum. onun yerine avene'in bir ürününü kullanıyorum ve oldukça memnunum. tüm bunlara ek olarak çok sıcak/çok soğuk havanın da etken olduğu söyleniyor. ben de sıcak ortamda, sıcak duşta hemen reaksiyon gösteriyorum ama soğuk söylenenin aksine benim cildime iyi geliyor. özellikle kışın dışarı çıktığımda cildim bembeyaz oluyor ve çok mutlu oluyorum :D

    şimdi işin can alıcı kısmı bu illetten nasıl kurtulacağımız kısmı. yukarıda söylediğim gibi bu hastalığın genetik olduğunu düşünüyorum, bence kurtulmak mümkün değil o yüzden ama kontrol altına almak zor da değil. öncelikle yeterli miktarda su içmek gerekiyor, ben zaten günde 2-3 litre su içen biri olduğum için bu benim için life-changer olmadı ama bu alışkanlığa sahip olmayanlar etkilerini hemen görecektir. dediğim gibi kendinizi gözlemlemek önemli ve bu doğrultuda yeme-içmeye dikkat etmek faydalı olacaktır ama benim bu süreçte en çok dikkatimi çeken şey doğru cilt bakımının önemi oldu. doktorum dahil birçok kişi bana beslenmenin %90 etkili olduğunu ve geriye kalan çevresel faktörlerin büyük değişimler yaratmadığını söylemişti, yaratıyor. bence stres, cilt bakımı ve beslenme bu hastalıkta eşit öneme sahip üç etmen. benim doğru cilt bakım rutinimi bulmam zaman aldı, başlıca sebebi cildimin roza dışında da sorunları olmasıydı (cildim karma, yanaklarda gözenekli ve burunda siyah noktalı). yani bir cilt sorununu düzelteceğim derken diğerini tetiklemek işimi en zorlaştıran şeydi. hala hepsinin üstesinden geldiğimi söyleyemem ama büyük çoğunluğunu hallettiğimi düşünüyorum.

    uzun zamandır rutinimi dermokozmetik ürünlerinden oluşturmaya çalışıyorum, ağırlıklı olarak kullandığım markalar avene ve bioderma. bu markaların birçok ürününü deneyip kullandım ve çoğu da çok başarılı ürünler zaten. ama başarılı olan bir ürün benim cildime iyi gelmek zorunda değil, bunu çok iyi anladım bu süreçte. örneğin avene'in cleanance expert emulsion nemlendiricisi karma ciltliler için bir harika, benim için de öyleydi. zaman geçtikçe cildim reaksiyon gösterdi ve bırakmam gerekti. yine aynı şekilde cleanance hydra da su bazlı vaatlerini yerine getiren bir nemlendirici ama cildim ona da tepki gösteriyor, gibi. bu hastalık genel olarak kullandığınız ürünlere reaksiyon göstermeye yatkın yapıyor cildinizi, bu yüzden ne kadar az ürün kullanırsanız o kadar iyi. fikrimce çok adımlı rutinleri uygulamak cildi daha çok hırpalayabilir ve tedaviyi zorlaştırabilir (bende öyle oldu en azından) ama tabi ki çok adımlı rutinlerle sonuç almış birçok kişiyi görmek de mümkün. bense kendi cildim adına kimyasal peelingleri, kil maskelerini yararlı bulmuyorum. bence iyice temizleyip iyice nemlendirmenin dışında yapılan her şey risk almaya giriyor. benim rutinimin adımları şu şekilde:

    temizleme: önceleri bioderma sensibio foaming gel ve foreo luna play plus yardımıyla temizliyordum yüzümü. bioderma'nın bu jeli hassas ciltler için, parfümsüz, iyice temizleyen ama germeyen, kurutmayan başarılı bir ürün. foreo'nun bu modeli de tüm cilt tipleri için uygun, yani silikonunun büyük çoğunluğu hassas ciltlilere yönelik üretildiği için yüzümde herhangi bir reaksiyona sebep olmadı ve yüzümün çok iyi temizlenmesini sağlıyor. şu sıralar bioderma yerine annemin aktardan aldığı kükürt sabununu kullanıyorum (elimde köpürtüp foreo'yla temizliyorum yine). yüzüm deneme tahtası haline geldiği için deneyeyim dedim, zaten bir ürünün iyi gelip gelmediğini ilk kullanımda anlayacak kıvama geldim artık. ve ilk kullanımda memnun kaldım, o yüzden devam ediyorum. bana bioderma'nın jelinden daha iyi geldi ama uzun vadede cildimi kurutacağını düşünüyorum, o yüzden dönüşümlü kullanırım.

    serum: bir dönem diadermine'in c vitamini serumunu kullanmıştım, memnun da kaldım; bence cilt lekelerini hafifletiyor ve nemlendiricinin etkisini arttırıyor. zaten rozalı ciltlere en çok c vitamini serumu öneriliyor. ancak son zamanlarda bu ürünü kullanırken kızarmaya başladım, ben de bıraktım bu yüzden; gelecekte bir şans daha verebilirim.

    nemlendirme: cildimi temizleyip kağıt havluyla kuruladıktan sonra (yüzü çekiştirmeden, tampon hareketlerle) avene'in termal suyunu sıkıp birkaç dakika bekletiyorum. bu çok opsiyonel bir adım ama bana iyi geldiğini ve nemlendiricinin verimliliğini arttırdığını düşünüyorum. daha sonra avene antirougeurs jour emulsion (normal/karma ciltler için olan versiyon) nemlendiriciyi yediriyorum cildime. adından da anlaşıldığı gibi kızarıklık karşıtı bir ürün, hafif yeşilimsi bir rengi var bu yüzden ve spf 20 korumalı. gündüz evde kalıp dışarı çıkmayacaksanız ve benim gibi evde de güneş kremi mi süreceğim yuh artık diyorsanız gayet iyi bir ürün, ben gece de kullanıyorum. bu ürünü kullandığımda sıcak ortamda bile olsam kızarmıyorum, bu sebepten ötürü kısa zamanda başımın tacı oldu. aynı ürünün antirougeurs jour creme versiyonu da var, o da kuru ve çok kuru ciltler için. serinin antirougeurs fort ürünü ise bölgesel olarak uygulanan yatıştırıcı, onarıcı etkili bir ürün. genel olarak bu seriye bakmanızı öneririm, bir de yatıştırıcı maskesi var ama onu deneyimleyemedim henüz.

    güneşten koruma: yine avene'in cleanance serisinden solaire spf50+ güneş kremini çok uzun süredir kullanıyorum. sivilce yapmıyor, güneşten koruyor, yağlandırmıyor hatta yağlandırmayı kontrol altına alıyor. cildi kadife gibi yapıyor ve çok bereketli, maşallahı var yani. ancak daha çok karma/yağlı ciltlilere uygun bir ürün, kuru ciltliler sıkıntı yaşayabilir.

    bonus: avene cicalfate creme. bu ürün atak geçirdiğimde bölgesel olarak yanaklarıma uyguladığım bir ürün (roza henüz yanaklarımdan başka bir yere yayılmadı ama ilerlediği takdirde buruna ve alın bölgesine de yayılabiliyor maalesef). kesinlikle tüm yüze ve tam zamanlı uygulamaya uygun olduğunu düşünmüyorum, ama kızarıklıkları alıyor ve tahriş olmuş cildi yeniden yapılandırıyor. bepanthen gibi bir ürün; parfüm, koruyucu, alkol içermiyor. sadece roza için değil elimde bepanthen yoksa ufak tefek yanıklar ve tahriş olmuş bölgeler için de kullanıyorum. uzun süre kullandığımda yüzümün ufak tefek tüylendiğini gözlemlemiştim (bir ara cildimin kuru bölgelerine nemlendirici niyetine kullanmıştım elimde başka bir ürün olmadığı için), tek eksisi bu olabilir; onun dışında her zaman bulundurduğum ve oldukça bereketli olan bir ürün.

    25 mayıs 2020 02:30 25 mayıs 2020 02:38


    10. şimdi size öğrendiğim en önemli dersleri söyleyeceğim:

    1) yüzünü duştan önce/duşta temizleme:

    bu o kadar fark ediyor ki inanamazsınız. duşunuz ne kadar kısa da olsa, duşun sonuna doğru da temizliyor olsanız, ılık suyla da alıyor olsanız, yüzünüzde temizleme yağıyla da duşu geçiriyor olsanız farketmiyor. o cilt duşta inanılmaz nem kaybediyor, çıkınca kızarıyor, sakinleşmesi uzun sürüyor ve genel hassasiyeti pekişiyor. ben ılık ve kısa duş alıyordum zaten rozamdan ötürü. artık duşta suyu yüzüme çok getirmemeye çalışarak yıkanıyorum (kafamı arkaya eğerek). biraz gelmesi sorun değil. duştan çıkıyorum ve ondan sonra çift aşamalı temizliği lavaboda yapıyorum. müthiş fark etti.

    2) mineral filtreli güneş kremi:

    ben t bölgem yağlı olduğundan bu filtreyi tolere edemem sanıyordum. meğerse kimyasal filtre benim yağımı artırıyormuş! aslında mantıklı, kimyasal filtre uvyi ısıya dönüştürüyor, ısınan cilt hassaslaşıyor, hassaslığı ve su kaybını önlemek için yağ salgılıyor. yağlanmam tabiki tamamen geçmedi ancak baya azaldı buna geçtikten sonra. genel olarak da bir sakinleşme mevcut.

    3) hafif bir nemlendirici:

    bu basamak duştan çıktıktan sonrası için çok önemli. çabuk emilen, az içerikli, occlusivesiz bir nemlendirici hayat kurtarır. burada dikkatli olmakta fayda var. mesela herkese mucize gibi gelen aloe veraya benim cildim tepki gösteriyor. biraz deneme yanılma giriyor işin içine maalesef.

    4) en önemlisi hormonlar ve beslenme:

    burada engel olamayacağımız bir faktör var, hormonlar. regl döneminde benim cildim sapıtıyor yani bunu engelleyemiyorum. öncesinde de sapıtıyor biraz. sonrasındaki 2 hafta ise daha sakin. östrojen ve progesteron miktarıyla alakalı. ve tabiki stres adrenalini artırıp bizi mahvediyor. beslenme ise dikkat ederseniz farkına varabilirsiniz. mesela yer fıstığı, tereyağı bana dokunuyor kesinlikle. bu aralar peyniri hayatımdan tamamen çıkardım, zorlansam da deniyorum. sonra yavaş yavaş yemeye başlayıp ne kadar tolere edebildiğime bakacağım. belki sadece regl döneminde yememeye başlarım vs. çok yağlı ve şekerli yediğim birkaç gün sonrasında etkisini kesinlikle görüyorum.

    akne roza çok belalı, düşmanıma dilemem. vücudun içerideki enflamasyonuna verdiği bir tepki aslında. sürekli dikkat etmeniz gerekiyor, yediğinize içtiğinize, hava durumuna, yüzünüze değen şeylere. rozaya uygun tüm ürünler kuru ciltler için neredeyse. ancak kontrol altına almak mümkün. lütfen umudunuzu yitirmeyin ve atak dönemlerinin de geçeceğini kendinize hep hatırlatın. sevgiler.

    8 mayıs 2020 13:16 8 mayıs 2020 13:28

    9. Yıllardır sivilce problemleriyle cebelleşirken dermatologdan aldığım bu tanıyla herşey yerine oturdu. Hayır tabi ki bütün cilt sorunlarım tamamen ortadan kalkmadı ama cildime olan yaklaşımım değişti. Akne için önerilen birçok kurutucu irritan, akne rozasea'da tam tersi etkiler yapıp cildi daha da agresifleştirebiliyor. (Ben ne yapsam cildim bana 10 kat cevap veriyordu). Uzun süredir devam eden akne şikayetleriniz varsa mutlaka bir dermatologa görünmenizi tavsiye ederim. 

    edit 1(14/04/2020): Bu ara yaşadığım en kötü epizodlardan birini yaşıyorum. 2 haftadır (Pms ile başladı) T bölgem ağrılı kistik sivilce kusuyor, aynı yerlerde tekrar tekrar sivilce çıkıyor. Hormonal olduğunu tahmin ediyordum ama kontrol altına alamadım, bakalım :///

    edit 2(25/05/2020): iyileşme sürecim oldukça uzun oldu, hatta 2 pms'im birleşti aralıksız devam etti desem yeridir, spot olarak clindoxyl kullandım rahatlatmak için arada madecassol kullandım(dermatologum tavsiye etmişti), devam ettikçe bha tonik kullandım, korumaya çalıştım ama biraz ilaçla 1 haftada ilaçsız 7 günde geçtiye döndü mesele bence. Atak kendi miyadını doldurunca sakinledi. 

    8 ocak 2020 13:34 25 mayıs 2020 12:48

    8. genelde 30'lu yaşlardan sonra ortaya çıkan cilt hastalığıdır. (link: https://www.guncelozturk.com/rozasea-tedavisi/ bu) şekilde tedavisi mevcuttur.

    özellikle yaz aylarında güneş lekeleri tedavisinde de kullanılır. bbl kremlerle de bu tarz lekeler önlenebilirken cerrahi tedavide de daha kesin sonuçlar elde ediliyor olması lazım. bu nedenle iyi araştırmak gerekli.

    20 mart 2019 16:55

    7. Gerçten kazandığım tüm parayı ilaca ve cilt kremine harcar oldum. Lise zamanında 15-16 yaşlarımdayken ilk belli etti yanaklarımda kendini. Aşırı yanma şişmiş kırmızılık oluştu suratımda. Doktor kortizon içeren bir krem vermişti ve 10 gün den sonra kullanmayı bırak demişti. Cidden çok iyi gelmişti. Tamam dedim geçti. Ne yazıkki üniversitede stresli olduğm dönemde tekrar baş gösterdi. Tabi doktorun bana verdiği kremi bildiğim için eczaneden alıp kullandım. Yine geçti. Böyle böyle hayatımın belirli dönemlerinde bir geçti bir çıktı. Ne zaman çıksa o kremi kullanırdım ve kimse de bana kortizonun zararlarından bahsetmemişti. Hiç bir doktor cildime nasıl bakmam gerektiğini söylememişti. Lise zamanında maalesef her evde internet de yoktu. Yaşımın verdiği cahillik de var elbet. Bu hastalığın maalesef ki çaresi yok. Üstelik zamanla cildiniz doktorun size vermiş olduğu o kortizonlu kremlere bağışıklık göstermeye başlıyor ve o kremler bir işe yaramaz oluyor. Cildiniz o kadar yıpranıyor ki deriniz inceliyor, kılcal damarlarınız görünür bir hal alıyor. Karşıdan başka insanlar gördüklerinde "yaa ne güzel cildin var bir şeyin yok" dediklerinde ağızlarına vurasınız geliyor çünkü içten içe bu hastalığı yaşayan, size verdiği rahatsızlığı bilen yine sizsiniz. Maalesef baya ilerledi bu rahatsızlığım ve artık sürekli ilaçlar kullanıyorum. Bir kaç gün ilaç kullanmasam suratım çok kötü oluyor. Bu hastalıkta suratı çok yıkamamak gerekiyor gereksiz yere peeling maske tarzı şeyler yapmamak gerekiyor. Sakın olaki rossman,gratis,watsons gibi yererde satılan cilt kremlerini kullanmayınız. Eczaneye gidip rahatsızlığınızı belirtin size uygun krem önerecektir. Yahut internette kimlerin hangi kremleri kullandıklarını araştırın. İçeriği temiz olmayan hiç bir şeyi suratınıza değdirmeyin. Ben La-Roshe, Bioderma, Avene ve şimdi vichy nin kremlerini denedim-deniyorum. Maalesef deneme yanılma yönetimine başvurmanız gerekiyor. Adını unuttuğum buraya yazamadığım fakat bana yaramayan çok pahalı kremler de aldım denedim. Öncelikle şunu söyleyeyim Coresatin her gün sürülecek bir cilt kremi değil. Yatıştıracak bir krem ve bir doktor bana içinde az miktar da olsa kortizon barındırdığını söyledi bu sebeple kullanmayı bıraktım. Cildi nemli tutmak önemli. Ayrıca evde bütün gün oturacak dahi olsanız sabah kalktıktan sonra cildi nemlendirip üstüne güneş koruyucunuzu mutlaka sürmeniz gerekiyor. Güneş kremi avene kullanıyorum şu anda fakat bu bitince solante'nin güneş kremini denemek istiyorum tam da bu hastalık için hassas ciltlere özel çıkartıkları krem varmış. ilaç olarak "clindoxyl" bana çok iyi geldi. "Zelorose" kızarıklık giderici krem iyi geldi. Termal sular kısa bir ferahlık, rahatlık verse de sonradan suratımı azdırdığını fark ettim. Ayrıca çok sıcak ve çok soğuk havalar da ne yazıkki bu hastalığı azdırıyor. Stres ve üzüntü de bu hastalığı azdırıyor. Çok baharatlı yiyecekler de ne yazıkki bu hastalığı azdırıyor. Makyaj kesinlikle yapamıyorum. Cildime değdireceğim fondöten, allık,pudra gibi ürünler hemen cildimi azdırıyor. İçeriği çok temiz bir allık bulabilirsem almayı çok istiyorum. Hiç olmazsa ruh gibi gözükmem. En kısa zamanda bir çaresini devasını bulurlar inşallah. Bu hastalığı yaşayan kişilerden ricam. Takmamaya çalışın. Ne kadar takarsanız o kadar stres olursunuz. Benimseyin bu hastalığı, kabullenin çünkü bir kere karşılaştıysanız emin olun devamı gelecek. Sağlıkla ve sevgiyle kalın. Çaresi bulunursa da yeşillendirin :)

    6 aralık 2018 15:32


    6. İçerisinde azelaik asit bulunan dermokozmetik ürünler kullanabilirsiniz süslülerim

    edit: bkz caladerm krem, azelderm

    5 temmuz 2018 11:33 5 temmuz 2018 11:35

    5. tam bir baş belası.

    cildime hiç de uygun olmayan peeling kullanımı ve bu peelingle bir kaç defa ısrarcı oluşum sonrası bu belayı başıma sardım 4 yıl önce.

    coresatin bir miktar yatıştırdı fakat atak dönemlerinde çaresiz kaldı. roza da keza

    en son çare tetra kullanmak zorunda kaldım. tetra sonrası kontrol altına alabildim.

    ama senede 2 defa atak dönemim oluyor hala. bioderma sensibio harici herhangi bir şey kullanamıyorum. çok ağır, cardio vs spor yapamıyorum, hayat kalitemde ciddi bir düşüş yaratıyor. ama doğru ürünlerle bir nebze rahatlık elde ediyorum.

    4 temmuz 2018 16:58

    4. bir deri rahatsızlığıdır. Yüzde normale göre çok kolay kızartı, oluşması ve yanmalara neden olur. Bazı yiyecekler örneğin baharatlı gıdalar, çikolata gibi şeyler bu rahatsızlığı tetiklemekteymiș.

    26 mayıs 2018 12:45