yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (8)
    • medya (0)

    8. Şöyle düşünün, olay öyle bir evreye geliyor ki bu insana yalnızca bakmak bile size acı veriyor. Tüm bencilliğinizle yaşamasını istiyorsunuz, tüm acıları çekeceğine ölmesini. Ölmesini istediğiniz için vicdan azabı çekiyorsunuz, yaşamasını istemenizin bencilliği içinizi kavuruyor. Hergün yeni ve acı dolu bir süreç, ölümü kabul edip, edememek. Çocukluğunuza dönmek daha fazla sarılmak, vakit geçirmek istiyorsunuz oda olmuyor. Hı sizin istemenize kalmış mı, kalmamış tabiki. Ama gözlerinizin önünde birine işkence yapıldığını düşünün, sizde bunu izlemek zorundasınız, elinizden de birşey gelmiyor. Öyle bir lanet.

    27 şubat 2021 23:27

    7. annemi yavaş yavaş benden koparan ve zannediyorum kısa zamanda amacına ulaşacak olan lanet.

    konuşmaya çalışıyor, anlatamıyor ama durmadan çabalıyor. içim yanıyor artık. artık düzgün yürümeyi unutmuş, televizyonda gördükleriyle gerçeği ayırt edemez olmuş. en son aşamada yemek yemeyi unutacak, çiğnemeyi, yutmayı. bir tanecik annemi, beni tek başına büyüten, 70’ine kadar eksiğim gediğim olmasın diye çalışan çabalayan, bir dediğimi iki etmeyen göz bebeğimin ben açlıktan ölüşünü izleyeceğim. kimse bir şey yapamadı, yapamıyor. beklenen buydu zaten deyip geçiyorlar. canım nasıl acıyor anlatamam. nefes alamıyorum birileri boğuyor beni sanki. düşmanımın bile başına gelmesin.

    18 ağustos 2019 05:34

    6. tam üç sene önce annemle beni birbirimizden ayıran korkunc hastalık. neler atlattık beraber, açlık, yoksulluk, ne hastalıklar ne zorluklar, ne sıkıntılar. bunu atlatamıyoruz. 70’ine kadar ben rahat okuyayım diye çalıştı annem, bu hastalık artık çevresindekilere istemeden zarar vermesine sebep olana kadar. önce sıradan, günlük hayatta çok kullanılan kelimeleri unuttuğunda fark ettik bunama başladığını. sonra iyice inatlaşmaya, sebepli sebepsiz ağlama krizlerine girmeye başladı. eşyaları alakasız yerlere koymalar geldi sonra. mesela sabunları buzluğa, buzluktaki etleri mutfak dolaplarına. tam dört kez kayboldu, kalbim ağzımda zar zor buldum ağlaya ağlaya karakollarda. en sonunda ablam onun için en doğru olanın bir bakımevinde kalması olduğuna karar verdi. huzurevi yani. başta inanamadım, başımızdan mı atıyorsun annemizi dedim, sen götürsen ben geri alırım dedim ama sonunda ben de kabullendim doğru olanın bu olduğunu. üç yıldır özel bir huzurevinde kalıyor. onsuz yaşamak çok zor olsa da şimdi daha iyi besleniyor, kaybolma ihtimali yok, her zaman güvende. 

    eğer ailenizde belli bir yaşın üzerindeki birinde unutkanlıkların başladığını fark ederseniz hemen hastaneye götürün, bunamadır bu yaşta normal demeyin. geç kalmayın. alzheimer hastalarına evde bakmak imkansıza yakın. o yüzden onu ayrılmak çok zor da olsa, iyi bakılacağı, güzel bir yere yatmaya ikna edin. küçük bir çocukmuş gibi davranın, kızmayın, sinirlenmeyin, azarlamayın. kendilerine olanların farkında değiller diye düşünmeyin. biz rahmetli babamla kaç kez “bana ne oldu?” diye diye hıçkırarak ağladığını gördük. sevgi gösterin, onu bir huzurevine terk edip gitmeyin. 

    9 temmuz 2019 01:35 9 temmuz 2019 01:47


    5. Bakımı ve idare etmesi çok zor bir hastalık. Bakan kişinin de bir süre sonra psikolojisi bozulabilir. Çünkü karşında devamlı ne yapacağı, ne diyeceği belli olmayan bir hasta vardır. Çoğu kez hayal kurarlar, kendi kendilerine bişeylere sinirlenirler, çocuklarını tanımazlar, laf dinlemezler. Evden kaçmaya çalışırlar bazen. Git gide bebekleşirler. Başına gelenler çok iyi bilir. Diğer hastalıklardan daha sinir bozucu olur bakması.

    Alzheimer ile ilgili çok film vardır. Ve hepsi de beni hüngür hüngür ağlatır.

    19 kasım 2015 13:20 19 kasım 2015 13:21

    4. yaş ilerleyince, kişi hayatında büyük değişimler ve sıkıntılar yaşamışsa (ev değiştirmek vb.) normal seyirinden çok çok hızlı ilerleyen hastalık. unutkanlığın yanında inatçılık en belirgin belirtisi.

    normalde de inatçı bir insan olan babannem bu hastalığa yakalandığında 1 sene boyunca banyo yaptıramadık, tırnaklarını kesmemize izin vermedi bu yüzden saldırdı, ağladı. bizi tanımayı geç kaç senelik eşini tanıyamadı babası sandı, "sen benim eşim olamazsın çok yaşlısın ancak babam olabilirsin" demeye başladı. tabi zaman ilerleyince onu da karıştırdı kim olduğunu bilemedi, paramı çalıyorsun beni dövüyorsun diyordu halüsinasyonlar görüyordu.

    bir sefer de evden kaçtıktan ve tüm gün mahallenin her yerinde seferberlik olup onu bulmaya çalıştıktan sonra bir alzheimer bakımevinde kalmasının onun ve çok yaşlı, işlerini kendi kendine halledemeyen dedem için daha doğru olacağına karar verdik ailecek. ailede herkes yoğunluktan eve bile giremediği için bu çözümün uygulanmasının zorunda kaldık, bakıcı da tutamadık zira babannem her şeyi unutsa da biraz da hastalığın etkisiyle dedemi çok kıskanıyordu ortada bir bayan bile yokken varmış gibi halüsinasyonlar görüyordu. (bakıcılarda da işin yoğun yükünden fazla istikrar sağlanamıyormuş diye öğrenmiştik aynı sıkıntıyı yaşayan tanıdıklardan.) dedem ve babannemi amcamlara çok yakın bir yere yerleştirdik.

    tabi bu yaşadıklarımız daha başlangıçtı, ama bakımevinde babannemi ikna edebildiler ve 1 seneden sonra tekrar düzenli banyo yapmaya tırnaklarını kesmeye başladılar. ilaçlarını içiremiyorduk, içmiyordu, onları düzenli içirebilmeye başladılar. gerçekten sevgiyle ve ilgiyle baktılar, biz de sık sık uğradık yanlarına. biraz hastalığın hızı yavaşladı ama yaş ve hastalık ilerliyordu, durduramıyorduk...

    ilerleyen aşamalarda vücutta çöküşler başladı, bir deri bir kemik kaldı, yatağa hapsoldu, elleri kolları kaskatı kesildi kıpırdayamadı, konuşamadı, yiyemedi hatta göbeğinden beslenmek zorunda kaldı. yatmaktan ne kadar düzenli olarak çevirilse de vücudunda yatak yaraları çıktı.

    boş boş tavana bakıyordu sadece. güler yüzle bakar, güzel şeyler söylerseniz veya saçlarını severseniz gülümsüyordu hafifçe kimi zaman, neden olduğunu bile bilmeden belki. bir şeyler mırıldanıyordu, ne dediğini anlayamadığım için kulağımı yaklaştırdığımda yanağımdan küçücük öpüyordu, o anlar ise yaşadığım hüzün katlanıyordu ve acaba kadın her şeyin farkında ve bu bedenin hastalığın altında hapsolmuş, acı mı çekiyor diye çok üzülüyordum.

    engel olamadık, 90 larına yaklaşmış ve 10 seneye yakındır bu hastalıkla mücadele ediyordu. Yatak yaraları iyileşmiyordu, yutmayı unuttuğu için karnından besleniyordu. ciğerler de gitti yatmaktan. su toplamış... hastaneye kaldırdılar. okulda sınavlardan vakit bulup ziyarete gitmek istedim, babama söyledim tamam yarın akşam seni de götüreyim dedi.

    sabah olduğunda ise babannem gitmişti ve o ziyareti yapamadım, bir daha öpemedi yanaklarımdan...

    2 ay sonra da amcamın kanser ve ölüm döşeğinde olduğunu öğrendik ve 1.5 sene içinde de onu kaybettik. zaten çekirdek olan ailede bir babam, bir dedem kalmıştı... üzüntünün kanserde çok etkisi olduğunu ve amcamın kanserinin genetik olmadığını bildiğimden, belkide sebep babannemin senelerce çektiği acılarla her geçen gün adeta yavaş yavaş ölmesi ve onların buna çok üzülmesi diye düşündüm. daha da nefret ettim alzheimerdan.

    ne olursa olsun büyüklerinizin bu hastalığa yakalandığını düşündüğünüzde inat etseler de tedavi olması için onları sıkıştırın. ilaçlar düzenli kullanılınca hastalığın ilerlemesi durdurabiliyor çünkü. bilinçlenin ve çevrenizi uyarın, geri dönüş yok çünkü...

    19 kasım 2015 09:56 19 kasım 2015 09:57

    3. (yazar: elmo)'nun paylaştığı haberi ben de bir başka kaynaktan (gizlinot: türkçe) okumuştum. Orada da başlık alzheimer olarak atılmıştı, fakat yazı prionlar üzerinden ve prionların sebep olduğu Creutzfeld-Jacob hastalığından söz edip, sonrasında tipik türk habercilik anlayışıyla alakasız bi şekilde alzheimer ile Creutzfeld-jacob'ı birleştiriyordu. Makalenin orijinali Nature dergisinde yayınlanmış. Orijinalini okumadığım için daha ileri gitmek istemiyorum ama bence doğruluk oranı düşük bir haber.

    Alzheimer pek çok tıbbi antite gibi ailesel kimi formları dışında neyin neden olduğunu tam olarak bilmediğimiz bir hastalık. Protein birikimi vs. olayın gelişme sürecinde görülen değişikliklerdir.

    19 kasım 2015 09:53

    2. yaşamadan asla bilemeyeceğiniz bir hastalık, sadece dışardan aa evet zor diyebilirsiniz ama zor değil zor gerçekten hafif kalır çok çok çok zor bir hastalıktır.

    Genellikle tanı konulduktan sonra hastalar durumu kabullenmekte zorlanıyor malesef, insan kendine konduramıyor sanırım. Bu dönemde ilaç takibi çok iyi yapılmalı çünkü hastalığı durdurmak mümkün değil sadece süreci yavaşlatabilirsiniz.

    Bu hastalık zaten evreleri olan bir hastalık, 3 evresi vardır. Her bir evre değişiminde atak olur bu öfke krizi olarak da yansıyabilir size. Öfke krizi demişken hastaları belli mevsim geçişlerinde-bahar- aşırı öfkeli olurlar. Asla inatlaşmamak gerekir bunlarla çünkü inat öfkeyi tetikledikçr sakinleştirmesi zorlaşır. Aynı zamanda çocuk gibidirler. Ben ananemi küçük çocuğu sever gibi seviyorum göbeğini gıdıklayıp, beni bul vb, şeylerle yapıyorum bunu. Sürekli ilgi isterler. Bazılarını evde tutmakta zorlanabilirsiniz bu hastanın karakteriyle ilgilidir hepsinde farklı seyredebilir bu durum. ananem çok dış dönük bir insandı ama artık dışardayken korkuyor yolda yürürken asl kolumdan çıkmaz ve kısık sesle konuşur. Mesela eskiden tanıdığı birini görse ananem hatırlamaz ama onlar beni hatırladın mı diye sorunca tabi hatırladım diyor anane kimdi bu deyince kimdi şimdi hatırlayamadım diyor. Kimisi aşırı titiz oluyor sürekli temizlik yapıyor. Ananem ise 2liği koltuğa geçip yatar tv izler duvarları izler koltuğuna başkası oturunca burutur. Ciddiyim. (gizlinot: swh )

    Algıları bozulur. Eşyaları olayları artık farklı algılarlar. Ananem salatadaki patlıcanların adını sorunca kahramanlar dedi mesela. Yada başkasıyla ilgili bir şey olunca ben napmışım diye sinirleniyor ya da anane yemeği birazdan yicez dedğimizde aman ben yemicem zaten diyor. Bu tür durumlar yaşardanız üstüne gitmeyin kısa süre içerisinde unutup tatlı dille yeniden söyleyince daha sakin oluyorlar.

    Hayal vb, şeyler görmeye başladı diyelim ki mutlaka bir doktora götürün, hastayla asla zıtlaşmayın durumu kötüleştirirsiniz. Bu ciddi bir olaydır. Bizimki kendi kendine konuşuyor bu konuda bir şey yapamıyoruz doktorlarda engelleyemeyeceğimizi söylüyor.

    Anlattığı şey için asla e anlattın ya demeyin, off demeyin. Bırakın anlatsın onların en büyük mutluluğu bu zaten. Ananem benim çocukluğumu bütün bilecik'e anlattı zaten yerlisi olunca tanınıyorduk yeni gelenlerde öğrendi çocukken yaptıklarımı. (gizlinot: Swh )

    Dedemi geçen sene kaybettik, annem ananem dedem ben yaşıyorduk. Annem çalışıyordu kışları dedem yazları ben bakıyorduk ananeme ama dedemi kaybedince bakıcı tuttuk. Bu gerçekten önemli bakıcı sakin olmalı, sabırlı olmalı. Zaten yeni birisine alışmak onlar için çok zor ama bizde birde ölüm olunca ki 2 cenaze verdik arka arkaya daha zor oldu. Daha duygusal oluyorlar. İlk ay sürekli ağlıyormuş. dedem emekli polisti yazın şehit haberlerinde bizimki de mi oralara gitti öldü diye ağlardı. Ben ananemin ağlmasına dayanamam direk başlarım ağlamaya.

    Birde şöyle komik bir şey var benim erkek arkadaşımı unutmuyor bazen dedemin öldüğünü unutuyor ama onu unutmuyor. Bazen telefonda özellikle ananeme selam söylüyor allahım nasıl seviniyor.

    Yine de sağlıklı zamanlarını çok özlüyorum mesela bana ilk eyeliner'ı ananem almıştı kendisi de çok süslüydü zaten. Saçlarını sarmadan dışarı çıkmazdı. O pembe ruju hep sürülü olurdu.

    Ne olursa olsun asla eski eşyalarını atmayın birkaç tane saklayın geçmişle bir bağı kalsın. Biz lila ve fıstık yeşili takım elbiselerini saklıyoruz onları çok severdi. Eskiden sarışındı saçlarını hep boyatırdı bende kendine yabancı olmasın diye saçlarını sarı olmasada boyamaya devam ediyorum.

    Biliyorum çok uzun oldu ama alzheimer okuduklarınızdan çok daha fazlası. Gerçekten çok zor bir hastalık. Bakana da zor hastaya da zor. Kesinlikle 2 tarafında psikolojik desteğe ihtiyacı var ancak güzide devletimiz bir şey yapmıyor.

    Ananem artık kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor biz yardımcı oluyoruz ona.Anneniz babanız dedeniz ananeniz kiminiz olursa olsun bakın onlara. Onlar gerçekten bakıma ve yardıma muhtaç.

    alzheimer'ın farkında olun çağımızın hastalığı. Ben nacizane yaşadıklarımızdan örnek vermek istedim belki yardımcı olur diye.

    Son olarak gözün arkada kalmasın dede emanetin bizde.

    19 kasım 2015 03:30


    1. Alzheimer, yaş ilerledikçe unutkanlıkla ortaya çıkan, hafıza, konuşma gibi durumlarda sorunlar yaşanan, günlük yaşamın gerektirdiklerini uygulayamama gibi problemlere yol açan bir hastalıktır. Geri dönüşümü olmayan ve ilerleyen bir hastalık olan alzheimer, halk arasında bunama olarak bilinir. Beynin fonksiyonlarında bozukluk vardır. Hastanın düşünmesinde sorun ortaya çıkar. Alzheimer, ciddi bir hastalıktır. Belirtiler görüldükten 7-8 yıl sonra ölüme yol açabilmektedir.

    bu bilgiyi verdikten sonra kendi bilgilerime geçiyorum. dedemi 6 yıl önce alzheimer sebebiyle kaybettik. hastalığı sürecinde hep yanındaydım, bütün seyri gördüm. gerçekten zor bir hastalık. şiddetlendikçe psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor. son iki yılda özellikle ciddi agresyon ve paranoya başlamıştı. neredeyse her gece uyanıp, bizi tanımayıp evi yıkıyordu. bu tarz nedenlerden dolayı alzheimer hastası asla yalnız kalmamalı ve ilaçları, kontrolleri asla aksatılmamalı. bir de bu hastalık yaşlılığın kesin sonucu değildir. kalıtsal faktörler, beyinde protein birikimi, beyin hücrelerinin ölümü, sinirsel iletimin bozulması, çeşitli zehirli maddeler gibi nedenleri vardır. yaş ilerledikçe görülme riski artar. henüz kesin bir tedavisi yok ancak bu konuda ciddi çalışmalar var.

    ukte: (yazar: skyfall) (gizlinot: Alzheimer olmuş ya kız :() (gizlinot: anladın sen :()

    19 kasım 2015 01:48