yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (86)
    • medya (6)

    86. Aslında hep var olduğunu bildiğim,son 9 aydır beni içten içe çürüten,artık beni komple ele geçiren psikolojik rahatsızlık.Depremle yeniden tetiklendi.su yüzüne çıktı ve hiç dibe inmiyor.işin kötü yanı sadece kendime değil zararım,çocuğuma,eşime,kedilerime ve daha niceleri.üstteki yazarın dediklerini birebir yaşıyorum.uyuşup kalıyorum,ağlama krizleri yaşıyorum,öfkeleniyorum.terapi anlık rahatlatıyor sonrası yine cehennem azabı.ve artık bu sebepten hayatımıza farklı bir yön vermek durumunda kalacağız.dilerim artık rahatlayabilirim.

    23 aralık 2023 17:05

    85. Bana da birkaç yıl önce saçma bir olaydan etkilendiğim için teşhis konulmuştu. Şu an saçma diyorum, o an hayatımın en önemli olayıydı. Kalp çarpıntısı, titreme, kusma, halsizlik gibi birçok belirtisi var. Çok kısa ne yaptığımdan bahsedeceğim; anksiyete genelde yalan söyler süslüler. Gerçekleşmeyecek şeyleri gerçekleşecekmiş gibi anlatır durur, kafanızdaki o ses konuşmaya devam ettikçe nabzınız hızlanır, titremeler de bu duruma eşlik eder. Kafanızdaki sesi susturamayabilirsiniz, zamanla alışıyorsunuz. Ben bu durumlarda rutinlerime devam ediyorum. Mesela çalışıyorsam o an, çalışmaya devam ediyorum, başka bir işle meşgulsem onu yapmaya çabalıyorum. Bir zaman sonra ses susuyor, rahatlıyorum. Ama eğer gece uyumak üzereyken gelirse geçmiş olsun, hareket dahi edemem. 

    Eğer anksiyeteniz kafanızda oluşan seslerse benim gibi, "şu an bunu düşünmüyor olsam ne düşünürdüm" sorusu da aslında o an yapmanız gereken şeye yönlendirebilir. 

    Nefes egzersizleri bende genelde ters teptiği için çok girmiyorum o konuya. 

    Anksiyeteli ruh haline değil ama sizi zorlayan şeylerin geçeceğini düşünmeniz gerek. mesela grip oldunuz, neyse geçecek ne yapalım diye düşünüyorsanız, burada da aynısı. Geçecek, atlatacağım diye düşünmeniz gerek kriz anında. Doğru terapiyle, kendinizi sevmenizle, kaliteli zamanlarla geçiyor çünkü. Anksiyete başa beladır, allah düşmanıma bile vermesin. Çoğunluğu genetiktir, ailem kabul etmese de hepsinde olduğunu düşünüyorum. Ben kabul ettim, ama yukarıda yazdığım yöntemleri uyguluyorum 100% çözüm olmasa da. Bir de "eğer düşündüğüm şey gerçek olursa ne olur, ne kaybederim" diye düşündüğüm de oluyor. Beyhan Budak videoları da anlık olarak iyi geliyor. 

    18 kasım 2021 22:12

    84. Hayatımı mahveden, olmasaydı çok başka biri olabilirdim diye düşündüren psikolojik rahatsızlık. 17-18 yaşından beri belirtilerini şiddetli bir şekilde hissediyorum. Karar vermek benim için inanılmaz zor bir hal aldı, karar vermektense ertelemeyi yeğliyorum. Ya beceremezsem, başaramazsam korkusuyla hiçbir şeye başlayamıyorum kolaylıkla. Resim çizmeyi denemekten, sınavlara çalışmaya kadar ne konuda olduğunun bir önemi yok. Farkettiğim bir şey var özellikle böyle dönemlerde (sınav, proje vs) sağlık konusunda çok takıntılı oluyorum. Vücudumu sürekli dinliyorum, doktor doktor gezip olmayan hastalıklarıma tedavi bulmaya  çalışıyorum. Şu 3-5 sene içerinde kanser de oldum, als de, kör ve sağır da. Doktorların karşısında defalarca ağladım ölecek miyim, tedavisi var mı ne yapacağım ben diye. Komik ama gerçek. Görünürde bir şey olmamasına rağmen vücudum belirti gösteriyordu beni en çok şaşırtan şey bu. Ya als olursam diye düşünmeye başladığımda burnum bile seğiriyordu. Ya Lenf kanseriysem dediğimde lenf bezlerim şişmişti (bunun sebebi iltihaptı), gece uykularımdan ter içinde uyanıyordum. Bir ara haberlerde genç bir çocuğun kalp krizinden öldüğünü izledim ertesi gün kalp çarpıntısı,  göğüs ve kol ağrılarım başladı. Öyle bir şeydi ki kalbimin ağzımda attığını hissediyordum. Yaklaşık bir sene sürdü bu durum bahsettiklerim haricinde daha bir sürü hastalığa sahip olduğumu düşünüp kahroldum. Dışarı çıkamadım, uyku uyuyamadım, çok az yedim 14 kilo verdim. Banyoya girmeye bile korkuyordum. Tam olarak hangi noktada böyle hissetmemeye başladığımı hatırlamıyorum ama yavaş yavaş azaldı. Ara ara yoklasa da eskisi gibi değilim. Biraz ailemin bilinçsizliği biraz da benim salaklığım sebebiyle psikiyatriye gitmekte çok geç kaldım. Teşhisi koydu bir de ilaç yazdı ama ilaçların yan etkilerinden çok korktuğum için onu da kullanamadım. Her neyse hayatımdan 2-3 yılımı çaldı benim bu hastalık ve bir şeyleri yoluna koymamın çok zor olduğu bu noktaya getirdi. Üzülüyorum düşündükçe. 

    18 kasım 2021 21:50


    83. Doktorumun bana getirdiği teşhis. Bundan 4 yıl öncede OKB tanısı almıştım. Denilene göre zaten bu iki rahatsızlık genelde birlikte görülüyormuş. Fakat şu dönemde yaşadığım fizyolojik bir rahatsızlıktan dolayı anksiyetem çok daha baskın durumda. Benim kriz anında yaşadığım şeyler ise iştahsızlık, sürekli huzursuzluk,  verimsiz uyku düzeni ( geç uyuma, gece boyunca uyanma, sabah erken kalma ) bacaklarda titreme, kalp ritminde artış, odaklanma problemi, ağlama, mide bulantısı ve arada sırada bağırsaklarda hareketlenme. İnsan o kriz anlarında yaşanılan fizyolojik etkiler ile birlikte resmen mantıklı düşünme yetkisini kaybediyor. O an benim ile konuşan, beni sakinleştirmeye ve ikna etmeye çalışan insanları sanki benim ile yabancı bir dil ile konuşuyorlarmış kadar anlıyorum. Sakinleşince mantıklı düşünmeye başlıyorum fakat eğer atak geçirmeme neden olan herhangi bir şey tekrar eder ise silbaştan başlıyor her şey. İnsanı gerçekten yoran yıpratan bir rahatsızlık. Benim için ilaçsız başa çıkmak çok zor ondan dolayı ilaç tedavisi benim için şu an çok mühim. Bu benim bir parçam ,bu kaygı durumu yani, bundan dolayı nasıl baş etmem gerektiğini, kendimi böyle sevmeyi öğrenemem gerekiyor sanırım. Buradan bu ve buna benzer şeyler yaşayanlara sadece şunu demek istiyorum yalnız değilsiniz. 

    31 mart 2021 12:11

    82. Teşhis on bir yılı aşkın bir süre önce konuldu. O zaman için zor koşullar ve problemli bir ailenin getirileriydi. Ben hiç kendime kondurmadım, yanlış teşhis olduğunu benim halimin, kaygılarımın normal olduğunu düşündüm. Zamanla kaygı duyduğum şeyler başıma gelmeye başladığında bir süre tükenmişlik sendromu yaşadım, hayatıma devam etmeme sebep olan şey okulu bitirmezsem daha büyük bir batağa düşecek olmaktı, buna tutundum devam ettim. Hep en kötü senaryoyu düşünüyor olmaması için çırpınırken hiçbirşey iyiye gitmiyordu, vücudumun belli yerlerinde yara dökmeye, ciddi oranda saç kaş ve kirpik kaybetmeye başladım. Bu esnada hala anksiyeteyi kabul etmiyordum. Sonra kurguladığım en kötü senaryoyu yaşamaya başladım. Ardından panik atak geldi. Motivasyon kaynağım şuydu "en dipte olmanın güzel bir tarafı varsa oda daha fazla dibe batamayacağındır kızım sık dişini, artık herşey daha iyiye gidecek" öyle birşey de yokmuş. Yani ya dip yok ya da orası dip değildi. Magmaya doğru yolculuğuma depresyon eşlik ediyor, sürekli kasıldığım için vücut ve baş ağrısı, yaralar, döküntüler. E buda magma değilse bir kalp krizi paklayacak beni.

    Bu arada artık kabul ediyorum, anksiyetem var. Ve bu durum kesinlikle yaşam koşullarıyla doğrudan alakalı, ne zor bu ülkede bu çevrede yaşamak.

    24 ocak 2021 21:10

    81. İnsanı canından bezdiren hastalık. 1 yıldır bu illetle uğraşıyorum sadece beni değil çevremi de etkiliyo.ilaç kullanmak da istemiyorum biraz araştırdım stalcam diye bi takviye buldum yaklaşık 2 aydır kullanıyorum baya bi etkili oldu. İnanılmaz rahatlattı dünya varmış dedim

    31 aralık 2020 12:04

    80. Bazen insana “yaşamak bu mu yahu?” diye sorgulatan hastalıktır. Kimselere diyemediğiniz korkularınız sizi en keyifli anlarınızdan bile koparır. Düşündüğünüz en kötü ihtimali kafanızın içinde o kadar çok yaşarsınız ki, olur da gerçekten başınıza gelirse şaşırmazsınız. Kanser olsam, dersiniz. Kanser olsam bu hastalıktan daha az yıpranırdım. Belki ölürdüm ama bir kere ölürdüm, şimdiyse her gün defalarca kendimi gömüp,  toprağıma çiçek dikiyorum

    1 ağustos 2020 19:17


    79. pazar günü geçirdiğim ufak çaplı sinir krizinden sonra pazartesi psikiyatristin yolunu tuttum. teşhis: anksiyete bozukluğu. paxera 10 mg ile tedaviye başladım.

    bir buçuk yıl önce babamı, bu yaz da eşimin çok sevdiğim babaannesini kaybedince sanırım bende kayış koptu. son bir buçuk yıldır herhalde 5 kere filan dışarı çıkmışımdır. onun dışında evden işe işten eve modunda bir hayat sürüyorum. kalabalık ortamlara girmek bana kabus gibi geliyor. hayatta hiçbir şeyden zevk almıyorum. yatağa uzanıp saçma sapan videolar izleyerek kafa dağıtmak iyi geliyor bir tek. bu süreçte oğluma da iyi bir anne olamadım zaten. o konuda da kendime aşırı kızıyorum. öfkemi asla kontrol edemiyorum, en ufak şeye bile aşırı sinirleniyorum. hep yalnız kalmak istiyorum. kimseyle konuşmak istemiyorum. işe gelirken ayaklarım geri gidiyor resmen. sürekli aklımda hayatımla ilgili kötü senaryolar dönüp duruyor. çünkü bu hayatta ne kadar olmayacak şey varsa hep gelir beni bulur.

    bu süreçte maalesef kimse beni anlamadı. "ya baksana ne güzel ailen var, işin var haline şükret" filan diyorlar. ya teşekkür ederim benim hiç aklıma gelmemişti bunu yapmak?! kontrol edebildiğim şeyler değil ki bunlar. insanımız gerçekten psikolojik rahatsızlıkları küçümsemekten vazgeçse çok sevineceğim. çünkü bunu yaşamayan gerçekten anlamaz.

    11 aralık 2019 09:14

    78. sanırım çağımızın hastalığı. ben de çeşit çeşit ilaç kullandım ama geçmedi. hatta son 3 senedir de irritabl bağırsak sendromu ile daha ağır ortaya çıktı. özellikle stresli dönemlerde midem bulanıyor (gizlinot: hele de sabahları) ve karnım çok şişiyor.

    ibs için doktor dicetel vermişti pek faydasını görmedim. yapabileceğim tek şey stresten mümkün olduğunca uzak durmaya ya da kontrol altına almaya çalışmak oldu. bir de d vitaminim eksikti ve kullanmaya başlayınca çok faydasını gördüm.

    ama dönem dönem ruhsal etkileri ile başa çıkamadığım oluyor. herkesin bana art niyetle yaklaştığını hissediyorum, herkesin bana baktığını hissediyorum, birileri arkamda gülünce bana gülüyorlarmış gibi geliyor, herhangi bir ortamdaki en eğreti kişi benmişim gibi hissediyorum (gizlinot: belki de zaten öyledir gfjfgj)

    ilgili medya:
    1
    14 kasım 2019 20:09

    77. Mesela az önce işte yapamadığım-çözemediğim bi sorunla karşılaştım. Büyük bişey de değildi. Çarpıntı başladı, başıma bir ağrı girdi, her an kusacakmışım gibi -ki ben asla kusmam kusma fobim var- midem bulanmaya başladı ve gözlerim doldu. Birinin yardımıyla sorunu çözdüm ama bu hislerin hiç biri geçmedi şu anda delicesine ağlamamak için kendimi sıkıp mesainin son 6 dakikasının geçmesini bekliyorum. Bu en hafif ve en normal bi günde karşılaşılabilecek örnek. Siz bi de evde yalnızken görün

    23 eylül 2019 16:59