9. Hukuk fakültesini tamamlamış, ikametinin bulunduğu baroya kayıt olarak 1 yıllık zorunlu ve sürekli stajını tamamlamış, sürekliliği bozmamak adına bu süre içinde başka hiçbir işte çalışmamış, yurt dışına çıkmamış ve hatta şehrini dahi izin alarak terk etmiş, bir yıllık stajının tamamlanmasının ardından hakkında araştırma yapılarak adalet bakanlığınca da değerlendirilmiş kişidir. Stajı tamamlamak avukat olunacağının garantisi değildir yani memuriyet gibi güvenlik soruşturmasına benzer bir değerlendirmesi vardır.
Öncelikle bir üstteki entrye karşılık belirtmeliyim ki staj kesinlikle yapılmalıdır. 6 ay adliye, 6 ay avukat yanı stajı tam performansla tamamlanmalıdır ki mesleğe girerken bilgi birikiminiz olsun. dört yıl boyunca fakültede öğretilen teori bir yıllık staj ile pratiğe çevrildiğinde ancak işe yarar bir hal alır. Staj yapılacak doğru yeri bulmak stajyerin işidir. Geçim derdi stajın kaldırılmasına sebep gösterilemez ancak stajyere gelir sağlanması talebine zemin hazırlayabilir.
Gel gelelim benim başlığa yazma sebebime. Avukatlar o kadar çok kötüleniyor ki benim de meslek listemde son sırada yer aldı her zaman. Hukuk istediğime lise birde karar vermiş ancak hakimliği hedeflemiştim. Fakülteye girerken de hakim çıkarma oranı yüksek okullardan birini seçmiştim. Okula girdikten sonra anladım ki hakimler, özellikle hukuk hakimleri kanunla aşırı bağlı. Yani diyelim bir alacağınız var, ben hakim olarak buna ikna oldum ancak sizin yazılı bir deliliniz yok dosyaya sunabileceğiniz. Alacağınızı ispat edemiyorsunuz. Ben bunu reddetmek zorundayım. Ya da vatandaş olarak başvurdunuz ancak davayı yönetmeyi bilmiyorsunuz delil sunmadınız sonra sunabilirim sandınız ama iş işten geçti. Ben yine davayı reddetmek zorundayım. Bunu yapmak istemediğime karar verdim. Onun yerine neleri delil olarak kullanabiliriz diye düşünen her şeyi araştıran hakime sunan olmak istedim. He hakimler bazen çıldırtıyor, anlamamakta direniyor ama ben elimden geleni yaptıktan sonra ne yapabilirim.
Müvekkillerime her zaman gerek ceza gerek hukuk davalarında dürüst oldum. Ceza alırsınız ancak süreci uzatırız diyorum mesela. Ama iki sene değil iki celse maksimum. Hepsini söylüyorum. kimisi bu dürüstlüğü seviyor vekaletiyle geliyor, kimisi sağolun diyip gidiyor kendisini kurtarabileceğini düşündüğü başka bir avukata. mesela adamın birine bu davayı kazanırız ama biz böyle bir dava açarsak devamında karşı taraf böyle bir dava açar ve kaybederiz dedim gitmiş başkasına vekalet vermiş. Ne olacağını düşündü acaba. Ben beş yıl sonrasını görebiliyorum kardeşim, her avukat görüyor. Hiçbirimiz acaba kazanacak mıyım diye almıyoruz dosyayı, çok nadir konularda olur bu. Ya da hakim biraz delidir o yüzden olur. Onun dışında dosyanın kapağını ilk açtığında bilir herkes davanın sonucunu (dava türünü biliyor olmak kaydıyla)
Hepimiz her konuda uzman değiliz ayrıca. İş davası bakmadım hayatımda. İş akdi nasıl sona erer bilmiyorum. İşsizlik maaşı bilmem. Ben de sigortalı işçiydim mesela ayrılırken ne yaz dedilerse yazıp ayrıldım. Ama ceza dosyanız varsa altından girip üstünden çıkarım. Mesleki olarak uzmanlaşma durumumuz olmasa da hepimiz kendi içimizde başka alanlarda çalışıyoruz. Her mevzuata hakim olma şansımız yok. Olduğunu iddia edene de ben güvenmem kendi adıma.
Çok para kazanma yalanına da inanmayın. 15-20 yıllık avukatın maaş ödeyemediğini biliyorum şu sıra. Kendi bürosunu kurup çalışanların da para kazanması epey zaman alıyor. Ama bu noktada pes etmemek gerek. Çünkü büronuzu ilk açtığınızda hmm yeni avukat mısınız diyorlar, beş sene hiç iş almadan bekleseniz de beş yılın sonunda hmm beş yıllık avukatsınıza dönüyor tepki, seviniyorlar. Kimse ne tip dosyalara baktın çalıştığın süre boyunca ne gördün stajını nerelerde yaptın demiyor, demez. Anlatamazsınız. O yüzden dayanmaya bakın. Sonuçta bir meslek sahibisiniz, altın bileziğiniz var. En kötü ihtimalle yine girer bir avukatın yanında bağlı çalışırsınız.
Yeni avukatsanız tavsiyem stajdan sonra koşa koşa büro açmayın. Biraz pişin. Şehir dışı duruşmalara da yollasınlar, az maaş versinler ama pişin. Kendi büronuzu açtığınızda sinek avlarken iş öğrenmeyeceksiniz. Teorik kitap okumak da sıkıcı oluyor. İşi işte öğrenin.
Bağlı çalışırken para biriktirin çünkü büro kurarken lazım olacak ve aynı zamanda birkaç ay iş alamadığınız takdirde o parayı yiyeceksiniz. Ki anadan babadan hazır bir çevreniz yoksa yahut çok sosyal değilseniz muhtemelen bir süre işiniz olmayacak.
Müvekkillere kendinizi sevdirin ama korumaları gereken sınırı bilsinler. Ben hep tatlı davranırım mesela ama bir çizgim var aştıklarında sertleşiyorum. Yine de ceza ağırlıklı çalışan biriyseniz akşam aradıklarında sinirlenme yahut cevap vermeme lüksünüz yok çünkü emniyete düşmüş olabilirler. Genelde öylesine arıyorlar ama sakin kalın.
Bağlı çalıştığınız avukatla aranızı iyi tutun. Oradan müvekkil de gelir iş de gelir akıl lazım olduğunda danışırsınız da. Ben örnek dosya aradığımda ilk oraya gidiyorum. Oradan gelen müvekkilim var ve etik olarak bundan haberdar ettim. Ama alma dese alamazsınız çünkü bunu düzenleyen bir mevzuat var.
Sabırlı olursanız çok güzel meslek. Parası cidden çok değil ki ben piyasası güzel olan bir yerde yapıyorum bu işi. Yani dört yıl okumasam da o maaşı alırdım bir yerde. Ya da başka bölüm okusam da alırdım. Kaldı ki kendi büromu açtığımdan beri gelirim sıfır seviyesinde. O yüzden ancak sevilerek yapılacak bir iş. Yine gelsem dünyaya yine seçerim bu mesleği.