yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (9)
    • medya (2)

    9. Ben de suistimal edildiğini düşünenlerdenim. Beden kabulü başka bişey, olumlama başka bişey. Kilosu sağlıklı diyebileceğimiz aralığı aşmış insanlar, beden olumlama altında insanlara bunu empoze etmeye çalışıyolar. Böylesi daha sağlıklıymış gibi. Ama maalesef sağlıksız ve hastalıklara davetiye çikaran bir bedene sahipler, görüntü kısmını tamamen geçiyorum.

    Ama keşke sağlıklı kilo aralığında diyebileceğimiz hanımlar yapsa bunu ve böyle suistimal edilmese.

    5 aralık 2021 19:50 5 aralık 2021 19:57

    8. bu konu kesinlikle yeniden gündeme gelebilmek için en iyi konulardan biri. kesinlikle konuyu anlamamış insanlar tarafından kullanılıyor ve başka yerlere çekerek kendi reklamlarını yapıyolar. en son o malum fotoğrafları ve yazıyı gördükten sonra ben de inanamadım. vücut istenilen noktaya getirildikten sonra olumlama yapılıyor, eski haline nedense değinilmiyor.

    edit: düzeltme

    24 mayıs 2021 15:15 24 mayıs 2021 15:20

    7. Gündemde Duygu Özaslan'a yazılanları görünce bu başlıkta içimi dökmek istedim.

    Süslüler, lütfen şunu unutmayalım. Bizim kimseye güzellik borcumuz yok. Herkes çok güzel yüze ve fiziğe sahip olmak zorunda değil.

    Farklılıklar hayata renk katar. Bizi biz yapan zaten farklılıklarımız değil mi?

    Beden olumlamayı herkese harikasın bebeğim sen çok güzelsin demek olarak düşünmeyin. Bu gerçekçi bir bakış açısı değil.

    Hiçbirimiz dört dörtlük değil. Bedenlerini bize olması gereken,muhteşem olarak sunanlar dahil. Eğer öyle olsaydı zaten shop vb. şeylere bulaşmazlardı.

    Günümüzde dünyanın dört bir yanından insanlara kolayca erişebildiğimiz için algılarımızım değiştiği bir gerçek.

    Çok güzel kadınların çirkinim,burnum geniş,alnım dar, kaşlarim asimetrik falan diyerek kendilerini kötü hissettiklerini görünce üzülüyorum. Bilmiyorum ben de mi problem var fakat sokağa çıktığımda, etrafımdaki kadınları düşündüğümde bariz bir biçimde çirkin diyebileceğim insanlara rastlamıyorum. Eminim size çoğu de kimse çirkin gelmiyor.

    İnsanların fiziksel görünümlerinden daha çok yaydıkları enerjinin onlara bakışımızı daha çok etkilediğine inanıyorum. Yani gerçekten kendine küsmüş kişiler çirkin olmasalarda aklımızda öyleymis gibi kalabiliyor.

    Aslında gayet normal eli yüzü düzgün kızlarımız da ozguvenleri, bakımlı olmaları gibi sebeple güzel kız algısı yaratıyor.

    Bence dört dörtlük olamayacağımızı ve olmamıza gerek de olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Mutlu olmadığımız ve değiştirebileceğimiz şeyleri iyi hissedebilmek için değiştirmeye çalışabiliriz. Bu çok normal. Mesela kilo vermek gibi. Ama eğer algılariniz gerçekten bozulduysa ciddi manada sıkıntı yaşıyorsanız görüntünüz hakkında kilo verdiğinizde burnunuza, burun yaptırdıktan sonra dudaklarınıza,saçınıza takmak şeklinde bu hep sürecek. Barbie bebeğe dönüştüğünüzde bile hala kendinizi beğenmeyeceksiniz. Malesef gerçekler bu.

    23 mayıs 2021 23:48


    6. üzerinde çok çalıştığım fakat hem medya etkisi hem de benim şahsen mükemmeliyet takıntım yüzünden süper başarılı olamadığım eylem.

    5 mayıs 2021 16:11

    5. Artık iyice bku çıkmıştır.

    Tüm estetik yargıları bir kenara koyalım hayatta sağlıktan kıymetli bir şey yok.

    Ben göbeğimi olumlayamıyorum mesela, hatta bir sağlık probleminden şüphelendim doktora bile gideceğim.

    Annemi de olumlayamıyorum, kuzenlerimi de.

    Sağlıksız çünkü, bünye her şeyde olduğu gibi alarm vermiş.

    "Hayatım harikasın" diyemiyorum, öylesindir ama bir problem var.

    Zaten öyle tuhaf bir çağdayız ki güzellik ve estetik hiç bu kadar hüküm sürmemişti öte yandan ilginç bir duyar mekanizmasıyla karşı karşıyayız.

    Sonrasında bakın ben ne yaptım diye öncesi-sonrası fotoğraflar paylaşıyor insanlar.

    Bu bir başarıdır.

    Squatlı bir kalça, dümdüz bir karın değil bahsettiğim.

    Ama sosyal medyada olumlarken evde bunun sıkıntısını çeken kişiler ne kendine ne başkalarına bu motivasyonu sağlamamalı.

    5 mayıs 2021 10:35

    4. Kıllı doğdum ben ve Hala aynı birbirinden farklı kaşlara sahibim. Hala ensemde sırtımda karnımda vs normal bir kadından daha fazla kıl var.

    İstersem hepsinden kurtulmam yarım saatimi almaz. Ama istemiyorum abi! Kendimi böyle kendim gibi hissediyorum. Herkes pürüzsüz bir tene sahip olmak zorunda mı? Herkes pürüzsüz mü doğuyor? Benim bedenim, benim kararım, benim hayatım.

    Beni böyle kabullenmek mi? Hah! Ben seni bu zihniyetinle kabulleniyor muyum dur bir bakayım.

    5 mayıs 2021 03:44

    3. sosyal medyada anlamının dışına çıktığına inandığım konu. kendimce tanımım: bedenin "standartlar"ın dışındaki haliyle kabul etmek ve sevmek.

    daha önce de yazılmış ama bunu tekrarlamakta bir sakınca olacağını da sanmıyorum. kimin belirlediği belli olmayan standartlara uygun özellikleri kabullenmek, sevmek kolay. gür saçlar her reklamda istenen olarak gösterilir ve saçın gür değilse kesinlikle bunu değiştirmelisin denir aslında. istediği yoğunlukta saçı olmayan birinin saçını bu haliyle kabul etmesi zor olabilir. işte beden olumlama burada başlıyor. saçını olduğu gibi sevmekle. neyse kendi bedenimin bazı bölgeleriyle yıllar sonra barıştım. bunu da buraya not düşmek istedim.

    öncelikle zaten barışık olduğum burnuma, saçlarıma, dişlerime, cilt rengime zaman zaman zorluk çıkarsalar da teşekkür ederim. ama onları da kabullenmek zor olmadı değil. 13 yaşımdan beri ortama iki yılda bir dolgu yaptıran bir insanım. bu yüzden dişlerimle barışık olmak zor geliyor ama yine de gülüşümü onlara borçluyum. ton bulmakta çok zorlansam da rengini her zaman sevdiğim cildime de teşekkür ederim. doğal mı diye muayene etmek istenmesine sebep olan tamamiyle organik burnuma da teşekkür ederim, zaten en az sorunlusuzu da oydu. zaman zaman hoyrat davransam da ve bugünlerde beyazları artsa da sizi seviyorum saçlarım.

    gelelim asıl konuya. küçüklük yaramazlıklarımdan birinin şaheseri olan yanık izim, seni mayolarla kapatmaya çalıştığım için üzgünüm. sen bedenimin en karakteristik özelliklerinden birisin. yıllarca doktor doktor gezmeme sebep olan, sonunda atopik dermatit tanısı aldığım, sürekli yediğim-içtiğim-giydiğim hatta kullandığım ürünlere dikkat etmek zorunda bırakan sevgili cildim, dikkat etmediğim dönemlerde çıkardığın ve kaşıdığım, ilaçları da unuttuğum için daha kötüye giden egzamaları kapatmaya çalıştığım, hatta sizden uyandığım ve kendimi insanlara açıklama yapma zorunluluğu hissettiğim için üzgünüm. benim hatamdı. her zaman bölgesel kilo problemim diye sizden bahsettiğim ama güçlenmeniz için minimum çaba harcadığım sevgili üst bacaklarım, sizi güçlendirmem gerektiğini biliyorum. çünkü bu halinizle çok yoruluyoruz. ikimizin de çabası gerek sanırım. zamanında eyelinerı kabusa çeviren düşük göz kapaklarım, sorunun sizde değil benim size uygun makyajı bilmemde olduğunu uzun zaman sonra anladım. anlayana kadar sizi çekiştirdiğim ve size kızdığım için üzgünüm. ve hepinizi çok seviyorum. sayenizde yürüyor, görüyor, hissediyor ve ben oluyorum.

    5 mayıs 2021 02:30


    2. bir kesimce nedense "özbakıma hiç özen göstermeme" olarak algılanan özsevgi hareketi. örneğin burada "beden olumlamaya karşıyım, spor yapalım,"(gizlinot: ne alaka) gibisinden bir cümle görmüştüm, bu kadar da bilmeden konuşmak olmaz demiştim. bunca zamandır medyayla, çevreyle hırpalanan özbenliğimizi sevmek şöyle dursun, kabul etmek bile çok zordur ama bu mümkündür. işte bu mümkünlüğü işaret eder beden olumlama, kendinizi salmanızı teşvik eden bir yanı da yoktur. en güzeli de bu seçimi tamamen size bırakır, bıdı bıdı konuşan medya, sosyal medya ve diğer hadsizlerin aksine.

    bu hareketin en sevdiğim tarafı, en başta bir sebepten toplumdan dışlanmış bedenlerin var olduğunu ve olmaya devam edeceğini vurgulamasının yanında, zorba susturucu olmasıdır. egolarını başkalarıyla dalga geçerek parlatan kişi, kendi bedenini kabul etmiş birinin yanında suskun kalmak zorundadır çünkü, dışarıdan ne kadar ideal görünürse görünsün, içinde olumluluk olmayan bir zavallıdır. ve onu isteseniz de değiştiremezsiniz. birilerini susturmak için ille kendinizi de değiştirmek zorunda değilsiniz(gizlinot: böyle yapmak isteseniz de kimse sizi suçlayamaz, sizin seçiminiz değerlidir.) ama kendinize bakışınızı değiştirebilirsiniz.

    zaten birilerinin çoğunlukla ideal kabul ettiği bir özelliğiniz, örneğin; gür ve parlak saçlarınız, şekilli vücudunuz, farklı kondisyonda olmayan bir cildiniz varsa bunları sevmeniz nispeten daha kolay olur, birçok kişi de bunu destekler. o nedenle belki bunları kabul etmekte zorlanmazsınız. ama bedeninizde durmadan nükseden, belki kronik olan birtakım durumlar olabilir. bunların bazıları hayatınızın bir dönemini kötü geçirmenize yol açabilir, bazıları ise yaşadığınız süre boyunca sizi hiç bırakmayacaktır. işte böyle durumlarda ihtiyacı olan şeyin daha da "güzelleşmek" olmadığını anlamak zorunda bırakılır birçok insan. çoğu da asıl ihtiyacının düzgün bir psikolojik destek ve tertemiz zihni olan bir çevre olduğunu anlamaz. anlayamaz. çünkü onlara sorunun kendileri olduğu öğretilmiştir.

    işte bu yüzden böyle bir harekete ihtiyaç var. eğer ki gelişim çağında bir genç bedenine geri döndürülmez bir şekilde küser ve hiç umudu olmadığına inanırsa, eğer ki engelli bir birey eve kapanırsa, eğer ki sosyal yaşamdan cinsel yaşama kadar insanların tüm düzenleri etkilenirse en azından sosyal medyada kendileri gibi olan, onları düşünen bireyleri görmeye ihtiyaçları var. hirşutizmi olan kadınlar, şişman insanlar, engelleri, farklı cilt yapıları olan bireyler, çeşitli sebeplerden beden disforisi yaşayanlar, izleri, çatlakları yüzünden tenlerine küsenler yalnız olmadıklarını bilmeli.

    çünkü zaten değiller, asla da yok olmayacaklar ama toplum onları saklanmaya, kendilerinden utanmaya zorluyor. ben, beden olumlamayı kendimizden olan veya olmayan, özellikle dışlanmış tüm bedenler için insanlığa borcumuz olarak görüyorum.

    15 mayıs 2020 00:22 11 temmuz 2020 14:35

    1. kendimce ilerlemeye gayret gösterdiğim bir konu. bedenime karşı bakış açımı değiştirmek beni olumlu anlamda geliştirdi. Aynadaki yansımamı kötücül gözle eleştirmek çok kolay. Bir çırpıda onlarca "kusur" sayabilirim size. Burnum irice, göz kapaklarım düşük, cildim gözenekli ve kızarık, saçlarım ince telli, kollarım pürüzlü bacaklarım batıklarla dolu göğüslerim sarkık ve vücudumda çok fazla çatlak var. Gıdılıyım ve dişlerim de güzel değil.. daha bir sürü sayarım. nitekim hep saydımda kendi içimden yıllarca. aynada tek fark ettiklerim bu kusurlardı. Sonunda benedime hakettiği değeri vermek için bir adım attım ve bu sefer " ne kadar da güzel" dediğim şeyleri görmeye başladım. Gözlerimin rengini seviyordum, cildimin tonunu seviyordum, ellerimin yumuşak olmasını, bacaklarımın uzun olmasını, parmaklarımın uzun, dudaklarımın renkli olmasını, saçlarımın parlak olmasını belimin ince olmasını ve nicelerini bunca yıllık bedenimde yeni yeni görüyordum. Daha sonrası benedimin dış görüntüsüne çok fazla anlam yüklediğimi düşündüm. Artık kısa kollu resimlerimde kollarımdaki pürüzler ya da bacaklarımdaki batıklar benim için hiçbir şey ifade etmiyor ve kontrol amaçlı çektirdiğim örneğin bir akciğer filminin tertemiz çıkması ise paha biçilemez. Ve bu bedenden başka bedenim yok, ben demek bu beden demek. Bu beden var oldukça ben var olacağım. Her insanın evladını sevdiği gibi istisnasız ve sebepsiz sevmeli insan bedenini. 

    Bir de eskiden özsevgiyi direkt egoistlik gibi algılıyormuşum. Ne kadar da yazık. Oysa artık yeni bir elbise aldığımda çok yakıştı bana diyebiliyorum. Bir ruj aldığımda " bana zaten bu renk çok yakışıyor " diyorum. Saçlarım ne kadar parlak, ne kadar güzel kokuyorum, ne kadar zindeyim diyebiliyorum. Deliha filminde karakter makyaj yapıp " çoook güzel oldumm beee ! " diyor ya, işte bunu her beden hakediyor. 

    14 mayıs 2020 00:23