yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. bu akşam son gecemi geçireceğim komşu ülkemiz. sakin, sessiz ve yeşilliği oldukça bol. senenin bu zamanları genelde daha soğuk olması beklenirken ılık ve güneşli sonbahar günleri ile bizi misafir etti. Genel olarak her otobüs durağının yanında bulunan kahve otomatları, bir gidiş bir dönüş tek şeritli yolları ve insan nüfusunun oldukça az olması ile oldukça hoşuma giden bir ülke oldu.

    Benim daha çok vaktimi geçirdiğim yer eski zağra'ya(gizlinot: stara zagora) bağlı kazanlık şehri oldu. kazanlık, gülleri ile ünlü bir bölge, gül müzesi gezilmesi gereken yerlerden. gül suyu ve yağı elde edilişini gösteren küçük bir müze. her sene de mevsiminde gül festivali oluyormuş.(gizlinot: denk gelemedik maalesef) ısparta'nın gülü ile meşhur olmasının tarihi de kazanlık'tan geliyormuş.

    Bölgenin tarih müzesi de oldukça tatmin edici. neolitik çağdan başlayıp 9. ve 10. yüzyıllara kadar uzanan eserler mevcut. daha sonra(gizlinot: yani osmanlı'nın sahneden çekilişinden sonra) 19. ve 20. yüzyıldan kalma eserlerle devam ediyor. Bölgede bir de Chudomir isimli yazara/ressama ait bir müze var. açıkçası konsept olarak güzel olsa da bilmeyen icin çok alakasız bir yer.

    Trakya'ya adını veren thracian krallığına ait bir mezarlık da bulunuyor bu bölgede. Mezarlığın orijinalini kepenkle kapatmışlar ve bir kopyasını yakın bir yere yapmışlar. orayı ziyarete edebiliyorsunuz. klostrofobiniz varsa bu geziyi pas geçebilirsiniz, çünkü mezarlık.

    Gene kazanlık'a bağlı şipka kasabasında iki gece geçirdim. burası kazanlık'a göre çok daha sessiz, insansız bir yer. bu küçük kasabada nüfusuna göre oldukça fazla otel var. sebebi ise buradaki shipka manastırı ve buzluca anıtı. shipka manastırı 93 harbi'nden sonra ruslar tarafından yaptırılıyor, görkemli bir yapı gerçekten. hem dış süslemeleri hem de kilisenin duvarlarında ve tavanındaki tasvirli resimler oldukça etkileyici. altın kaplama olduğu öne sürülen kubbeleri, oldukça uzaklardan binasızlığın içinde parlıyor. buzluca anıtı ise çok daha ilginç bir görkeme sahip, daha gri, daha soğuk. komünist düzenin bu topraklarda kalan izlerinden. çok fazla vandalizme uğramış ve bakımsız kalmış olsa da görülmeye değer.

    Bir günümü ise filibe'de(gizlinot: plovdiv) geçirme şansım oldu. bu sene Avrupa kültür başkenti seçilmiş. tabii burası kazanlık'a göre daha hareketli. şehrin altında ismini aldığı philipopolis antik şehrinin kalıntıları var. forum, stadyum ve odeon açık olarak sergileniyor. old town olarak anılan yer bir osmanlı mahallesi, eski evlerin oluşturduğu atmosfer çok güzel, yollar yokuşlu ve taşlık. istanbul'daki osmanlı evlerinden çok daha özenli korunmuşlar. bu bölgeden antik tiyatroya, etnografya ve tarih müzesine, st. mary kilisesine gidilebiliyor. cuma camii'nin dibinde türk kahvesi içip eve doğru giderken filibe'ye bir kez daha gelmek gerek diye düşündüm. Umarım bu 'bir kez daha'ya Sofya'yı da dahil edebilirim.

    bulgaristan nüfusunu gittikçe kaybeden bir ülke. avrupa birliği'nin desteği ile yaptırdığı yolları ve bölgesel kalkınma teşvikleri yeterli olmuyor, nüfusun genç kısmı göç etmeye devam ediyor. bununla beraber, türk nüfusunu da kaybedince -belirli bölgeler hariç- hayaletleşiyor. yüz ölçümü oldukça büyük olduğundan yoğunluk çok az oluyor. Önümüzdeki yıllarda akıbeti ne olacak merak ediyorum, bir kış da kayak yapmaya gelirim bence.

    ukteyi veren (yazar: percheno)

    19 ekim 2019 23:06