yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (2)
    • medya (0)

    2. izlediğim ilk gaspar noe filmi. film ortadan ikiye bıçak gibi bölünmesine rağmen

    filmde öyle yavaş yavaş, yumuşak geçişli bir delirme hali var ki, "bu hale nasıl geldiler?" derken buluyorsunuz kendinizi. yaşanan ani bir patlamayla oluşan cinnet durumu değil, yavaş yavaş bir şekilde kontrolü kaybetme durumu.

    ---spoiler---

    faşizmin getirdiği önyargılar, linç kültürü ve "dışlama özgürlüğü"nün de çok net ve ustaca bir eleştirisi.

    filmi şaşkınlıkla izlemekten, pek metafor kovalayamıyorsunuz. oysa ki ayan beyan ortada olan, herkesin bildiği,birazcık tarih bilgisi olanın kolaylıkla analiz edebileceği öğeler var. (tito, omar,david, meryem ana göndermeleri gibi).karakterlerin duygusal karmaşasını takip etmekten, zaman zaman yargıç makamına oturup karakterleri yargılamaktan kendinizi alamadığınız için anlam arayışına da girmiyorsunuz.

    ---spoiler---

    son olarak etkileyici unsurları düşünmeniz üzerine değil, hissetmeniz üzerine kurulmuş bir film diyebiliriz.

    düşünerek değil, hissederek tükettiğimiz dünyada yaşadığımız durumun mini bir kopyasını bu filmi izlerken yaşayabilirsiniz.

    20 şubat 2019 16:46

    1. eğlenmek, kafa dağıtmak, rahatlamak için gittiğiniz bir yer, cehenneme dönüşseydi ne hissederdiniz?

    gaspar noe’nin bu filmine, konusu hakkında hiçbir fikrim olmadan girdim. filmin ilk sahnelerinde dansçıların, etrafında kitap ve dvd’lerin bulunduğu bir televizyon ekranı ardından konuşmalarını izliyoruz. kafamı yana eğip bulunan kitapların isimlerini okumaya çalıştım, benim hatırladığım ve seçebildiğim kadarıyla emil cioran’ın doğmuş olmanın sakıncası üzerine’si, nietzsche’nin iyinin ve kötünün ötesinde’si, bataille’in gözün hikayesi’si, kafka’nın dönüşüm’ü gibi kitaplar yer alıyordu. dedim bu tünelin ucu hiç hoş bir yere çıkmayacak herhalde lol.

    filmin atmosferine, kullanılan yoğun kırmızı renge, dansçıların performanslarına hayran kaldım. noe’nin açıklamasına göre dansçılar herhangi bir koreografiye bağlı kalmamış. noe özellikle dansçıların içlerinden geldikleri gibi dans etmelerini istemiş ve ortaya görsel bir şölen çıkmış.

    her gaspar noe filminde olduğu gibi, bu filmi de midem bulanarak, başım dönerek izledim ama değdi. bir enter the void olmasa da çok güzel film.

    ayrıca bana mı öyle geldi bilmiyorum ama filmde kullanılan supernature isimli şarkının orijinalinin sözleri filmin özeti niteliğinde (filmde şarkının remix hali var ve söz bulunmuyor). şarkının orijinalini dinlediğimde acaba bu şarkıdan esinlenerek mi yazıldı filmin senaryosu diye düşünmedim değil.

    not: girdim bir yerden alıntı olduğu ve kaynak belirtilmediği gerekçesiyle kabine gitmiş ama ben bu girdiyi baya dümdüz kendim yazdım o nedenle kaynak belirtemem çünkü ortada kaynak yok. neresinin nerden alıntı olduğunu düşündüğünü kabine gönderen kişi özelden yazarsa sevinirim çünkü benimle aynı şekilde düşünmüş insanların yazılarını okumak beni memnun eder lol. eğer kitap isimlerinin alıntı olduğu düşünüldüyse onları izlerken kendim görmüştüm zaten uzun süre ekranda kalıyor kitaplar. hepsi de okuduğum ve çok sevdiğim kitaplar olduğu için biraz algıda seçicilik yaptım, aklımda kaldı. filmde de o yazdığım kitaplardan esintiler bulmak mümkün olduğu için aslında önemli ayrıntı olduklarını düşünüyorum.

    16 şubat 2019 01:54 19 mart 2019 23:52

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar