yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (50)
    • medya (0)

    50. Bana göre, beraber yaşamak ve evlilik arasında hiçbir fark yok. İkisinde de aile oluyorsunuz, hayat arkadaşı oluyorsunuz, hayatı paylaşıyorsunuz.

    Ben sadece şuna inanıyorum, doğru kişiyi bulduğunuzda zaten aile oluyorsunuz. O his öyle yoğun ve güçlü oluyor ki, her koşulda birbirinizin yanında oluyorsunuz, her durumu paylaşıyorsunuz duygusal, maddi, manevi.. Bunun için belirli şartlara, koşullara gerek yok. Bu yüzden evlenince bir olduk, aile olduk gibi argümanlara katılmıyorum. Sağlam bir İlişki bu kadar basite indirgenecek bişey değil bana göre. Bu kadar bürokratik olmamalı.Bu yüzden beraber yaşamak veya evlenmek arasında bir fark göremiyorum zaten.

    Yine de İsteyen istediği şekilde yaşasın ilişkisini. İsterse hemen evlensin, isterse beraber yaşasın, isterse beraber yaşadıktan sonra evlensin.. Herkes mutlu olsun çünkü sevginin her şeyi güzelleştirdiğini düşünüyorum.

    16 şubat 2020 13:40 16 şubat 2020 22:04

    49. ikisini de yaptım. evlenmek daha güzel :p bütün geleneksel damarlarımdan arınarak söylüyorum; hiçbir fark yok gibi görünse de, çiftlerin karakterlerinin evlenerek iyileşip düzelmeyeceği kesin olsa da resmi olarak evli olmanın ilişkilere daha fazla konfor sağladığını düşünüyorum. ortaklaşa yapılacak yatırımlar, alınacak eşyalar(gizlinot: eşya deyip geçmeyin ortak yaşam alanınızı hatıralarıyla onlar oluşturuyor) (gizlinot: çeyiz derdine düşmek değil kastım)ayrılıp gitmenin ve evi terk etmenin zorlaşmasından dolayı problemlere yaratıcı çözümler ve/ veya kabulleniş, çocuk fikri(gizlinot: opsiyonel:) ve eğer elit bir çevreniz yoksa her ne kadar hoşlanmasak da toplum nezdinde elde edilen rahatlık. uzun süreli ve bolca gel-gitli ilişkimin içinde aynı evde de yaşadık bir süre. yıllar içinde birbirimizi g-e-r-ç-e-k-t-e-n kabul edebilmek ve kopmamak için de çok uğraştık. nihayetinde evlendik ve yıllardır aradığımız dinginliği bulduk.  herkeste böyle olmuyor , biz bir istisna da olabiliriz ama şimdi minik kızımıza da her baktığımda iyi ki diyorum. 

    pek tabii sorunsuz ve süt liman bir evlilik yok. benim evliliğim de öyle. sadece aynı evde evlenmeden yaşamaya göre bence evlilik daha iyi bir seçenek. 

    16 şubat 2020 10:43 16 şubat 2020 10:45

    48. Eğer gerçekten 'bir hayatı paylaşıyorsanız', hiçbir farkı olmayan iki durumdur.

    Eşimle evlenmeden önce 2 sene birlikte yaşadık. Ailelerimizin de bilgisi dahilindeydi. (gizlinot: Bunu aileler işin icine girince değişiyor lafları olmasin diye söylüyorum. ) evlendikten sonra da bizim açımızdan hayatımızda hicbir şey değişmedi. Çünkü partnerinizle aynı takimdaysaniz zaten soyadının, medeni halinizin hicbir önemi olmuyor. Ha o zaman niye evlendiniz derseniz; devlet memuruyuz ve atandigimiz küçük anadolu kasabasında birlikte yasamak icin ev tutamadık. Kimse bize ev vermedi. Gizli tutsak, muhtemelen apartman sakinleri tarafından mobbinge uğrayacaktık. Biz de evlendik. Bizim açımızdan degil ama toplum açısından çok şey fark etti.

    15 şubat 2020 20:27


    47. mümkünse eğer ilk önce aynı evde yaşamak , daha sonra isterseniz zaten evlenirsiniz.

    28 haziran 2019 15:22

    46. okul bittikten sonra çok vakit kaybetmeden sevgilimle aynı eve çıkmayı düşünüyorum. aynı evde yaşamak tabii ki aile olmakla aynı şey değil fakat birçok şeyin netleşeceğine inanıyorum. şimdilik bir arkadaşımızın evinde 4+1(kedi) kişi yaşıyoruz çoğu zaman. geri kalan zamanı da erkek arkadaşımın yazlığında geçiriyoruz. her ne kadar bu şekilde de komün yaşama geçsek de aynı evin içinde 2 kişilik bir düzen oturtmak, bütçe planlamak, kişisel alanları korumak, sorumlulukları paylaşmak gibi tecrübeleri edinmek için aynı evin önemli olduğunu düşünüyorum. gerçi bu işin bir de aile kısmı var.

    gerçekleşmesi muhtemel diyalog

    me: manitle eve çıkıcaz

    babam: aynen:D

    26 haziran 2019 23:04

    45. ikisinin de edindirdigi tecrube birbirinden cok farkli, once bunu ayirt edelim. Evlenmeden once birlikte yasamak size bazi sorularin cevaplarini verir, hepsini degil. 

    Her ne kadar “alti ustu bir imza canim” diye bakilsa da bu olaya, maalesef susluler bu alti ustu bir imza olmuyor. Toplumun icinde, yasalar onunde birbirinizin esi oluyorsunuz, bir aile, yekpare oluyorsunuz ve bunun belli basli getirileri/goturuleri oluyor. 

    Evlenmeden once kendini piril piril ambalaja sokan insan evlenince bir bakiyorsunuz pasli, ise yaramaz bir sey cikabiliyor. 

    Gozunuzu dort acin. Evlilik yalnizca askla olacak bir sey asla degil. Aile kodlari, nerede yetistigi, anne-babasinin birbiriyle iliskisi, bunlarin hepsinin iyi bir analizi evlenmeden once 10 yil ayni evde yasamaktan daha iyi bir aciklama verir size. 

    26 haziran 2019 20:36

    44. Aynı evde yaşamak sonrasında da evlenmek > evlenmek ya da aynı evde yaşamak (gizlinot: İki durumu da deneyimlemedim ama mantıklı gelen bu )

    26 haziran 2019 19:11


    43. ikisini de yaşamadan bunun ayrımını yapamazsınız. Eşimle evlenmeden önce 2 yıl birlikte yaşadım. 2 yılın sonrasında evlendik. Hamile kalmadan evlendiğimi de başta belirteyim. İkisinin ayrımını yapmam gerekirse aynı evde yaşamak sizi ev arkadaşı yapıyor, ne olursa olsun o imza diye basitleştirdiğiniz evlilik kavramı olmadığı sürece ev arkadaşından daha öte değilsiniz. neden mi ? çünkü o imza dediğiniz şey atıldığı andan itibaren yaşadığınız evde hiçbir şekilde düzeniniz, yaşam tarzınız değişmemesine rağmen ''aile'' oluyorsunuz. ikisinin arasındaki fark budur. Siz o imzayı atmadan önce de kirayı paylaşıyorsunuz, aynı evi aynı eşyaları paylaşıyorsunuz, duygularınızı paylaşıyorsunuz, birlikte oluyorsunuz ama imza sizi gerek duygusal, gerek maddi boyutta aile yapıyor. daha sıkı bağlanıyorsunuz birbirinize. çocuk ta aynı şekilde çocuk resmi olarak sizin ve birlikte yaşadığınız erkek arkadaşınızın çocuğu olacağı için evli olmasanız da yine ''aile'' oluyorsunuz. Çocuk yapmaya gelirsek, avrupada evet insanlar evlenmeden birlikte yaşayıp çocuk yapıyorlar ve evlenmeden bu şekilde devam ediyorlar, çocuk yine babasının soy adını taşıyor ve yine anne babasıyla birlikte yaşıyor. Bizim ülkemizde evet yine evlenmeden birlikte yaşadığınız erkek arkadaşınızla çocuk yapabilirsiniz fakat o çocuk belli bir yaştan sonra ''aile'' kavramını öğrendiğinde içinde yaşadığı durumu sorgulamaya başlayacaktır. Çocuğunuzu da bu bilinçle yetiştirdiniz diyelim, toplumu bu bilince ulaştıramayacağınız için çocuğunuzun arkadaşları, arkadaşlarının aileleri bunu sorgulayacaktır. Ve olan kime olacak dersiniz ? çocuğunuza. Bu yüzden birlikte yaşıyorlardı hamile kaldı evlendiler diye sığ bakan arkadaşlara söylüyorum. ne yapacaklardı ? Dediğim gibi yaşadığım için bunun ayrımını net bir şekilde yapabiliyorum ikisinin arasındaki fark kısaca ''aile'' olmaktır. 

    26 haziran 2019 11:44

    42. gözlemlediğim kadarıyla Türklerde bu durum şu şekilde gelişiyor: ya tek evde yaşıyorlar ya da iki tarafın da kendisine ait evi, düzeni var. bir onda bir onda kalıyorlar. İkinci seçeneği burada bahsedilen aynı evden yaşamaktan saymıyorum. Sonuçta her an beraberler evet ama canın istediğinde yalnız kalabileceğin kendine ait ayrı bir hanen de var. Şimdiye kadar tek bir evde uzun süre yaşayıp sonra hamile kalmadan evlilik kararı alanı henüz görmedim. bu da bende şöyle bir soru uyandırıyor. madem evlilik gereksizdi, aynı evde yaşamak için şart değildi -ki evet şart değil- çocuk olunca neden apar topar evleniliyor? nikah dışı çocuk gibi bir toplumun yapıştırdığı stigmaya zaten bağlı değildir böyle yaşayan bir çift. çocuğun babanın soyadını alması için de bir evlilik şart değil. e o zaman niye evleniliyor? madem bu kadar moderndik, umrumuzda değildi devletin bize dayattığı yaşama biçimi. çiftler arasında güven vardı, imzayla itibarsızlaştırmıyordunuz aradaki ilişkiyi, e o zaman niye çocuk olunca nikah? asıl böyle bir davranışla evlilik müessesesi sadece çocuk yapmaktan ibaret bir hale dönüşmüyor mu? özellikle beraber yaşamak, hayatı paylaşmak, cinsel birliktelik yaşamak için bir imzaya ihtiyaç yok diyen insanlar tam olarak evliliği sadece çocuk yapma amacına hizmet eden bir olguya dönüştürmüş olmuyorlar mı hamile kalındığı an nikah kıymalarıyla?

    yazının başında türklerde bu şekilde gelişiyor dedim çünkü avrupa'da hamile kalsa da nikah kıymayan bir sürü kadın görüyoruz. aynı evde yaşıyorlar, aynı hayatı paylaşıyorlar, çocukları olunca da bir anda aman sağlama alayım ben yine de kendimi tavırları olmuyor.  (gizlinot: istisnalar elbette her yerde var) 

    yani evlilik devletin sizi bir fanusa koyup izlemeye çalışmasından daha büyük bir şeydir. ama bunun değerini, biçimini çift olarak sizin evliliğe bakışınız belirler. ayrıca devletin güvencesi altında olmak da sağlıklı işleyen bir düzende öcü değildir. erkeğin soyadının alınmasıyla da ataerkil bir sisteme hizmet edilmiş olunmaz, kadının hayat boyu yalnızca kendi soyadını kullanmasıyla da kadının dünya üzerindeki yeri ile ilgili çok bir şey değiştirmezsiniz. keep calm and get married ya nolcak sanki

    25 haziran 2019 23:56

    41. Soyadı değişmemesi kısmına dair görüşlerim şu ki "kızlık soyadı" denilen olgu da bir erkeğin soyundan gelmekle alakalı bir durum. yani kocamın değil kendi soyadım tercihi, öyle salt feminist bir yaklaşım ürünü değil. Mantığı kocanın soyadıyla bir statü kazanilmadigini vurgulamak. Evliliğin onu değiştirmediği vs vurgusu, oysa cayır cayır değişiyor hayatin, soyad değişmiş çok mu? Ha ama Ben de kızlık soyadımı kullanacağım. sebebi de mesleğimde, kartvizitimde vs. her yerde bu soyadla tanındım ve işin güzeli işimde tam başarıya, tecrübeye ulaşacağım yıllarda beni büyüten, okutan anne babam varken, bu sonradan akrabam olan kayinpederin soyadıyla olsun istemem.

    Aynı evde yaşamaya gelince. Ailemden ayrı eve çıkalı 1 yıl olacak ve haftanın 3 günü bizde kalıyor sevgilim. (gizlinot: 11.yılımıza girdik şimdiye kadar çok şiddetli kavgalar da etsek 1 kez bile ayrılmadık. Evcimenizdir.) ama ben yemek yapma konusunda beceriksizim ve o inanilmaz boğazına düşkün. Her sabah kahvaltı ve akşam yemeği dert oluyor çok yemek seçiyor. Evden gittiği günler allahim akşam yemeği yapmama tercihini yaşamak harika diyorum. Yalnız kalıp yayılma kitap okuma rahatlatıyor.

    Evlilik ise devletin insanoğlunu kontrolde tutmak, gidişatını izlemek ve bir kimlik numarası sağlamak için yarattığı bir kurum. Zira evlenen insan ne yapar? Düzen kurar, anarşist eylemlerde bulunmaya kalkarken aile kurumunu düşünmek zorunda kalır. aile varsa düzenli harcama ve dolayısıyla devinim halinde bir ekonomik sistem vardir, aileni doyurmak zorundasın sonuçta. İsine bile isyan ederken, greve giderken ailesi doyar mı buna bakmak zorunda. Dolayisiyla aile kurumumdan en çok İsveren ve hükümet kazançlı.

    Ablamdan bir örnek vereyim. Şimdiki sevgilisi eski eşinden yıllar önce ayrılmış, ablamla gayet iyi ilişkileri var, ben yokken gelip evde kalıyor falan. "Sen evlenip gidersen bile ben gerekirse birlikte yaşarım, evliliği şart görmüyorum." diyor. Dedim ki "tamam o imza sana bir statü kazandirmaz, herşeyin var senin ama duygusal anlamda adamın her an gidebileceği ve bundan zerre sorumluluğu olmayışı seni gerecek. Her kavgada gidecek belki, oysa evlilik bir sorumluluk hali. Toparlanmayi denemek için de bir sebep. Duygusal kadınsın yıpranırsın, hamile kaldığımda evleniriz kafasını da iyi düşün. bizim ailemiz modern gözükse de tercihlerimize karışmasa da özünde bir ataerkil anlayış var. Hamilelik gibi en mutlu olman gereken dönemde bunu ailene açıklarken, sevinmek yerine gerileceksin, bunlar kolay şeyler değil çok iyi düşün." = bu kıyaslamaya cevabim.

    25 haziran 2019 22:54

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar