yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (23)
    • medya (1)

    23. On gün kadar önce gerçekleştirdiğim faaliyet. İlişkimizde geçilen evreden memnun olduğum fakat toplumsal baskıdan payıma düşeni başka bir şekilde almama kapı aralayan durumdur kendileri. Evlilikle beraber şehir değiştirdiğimden hayatım birçok açıdan değişmiş oldu. soyadı değişikliğini falan geçelim hadi, kendimi 2 başka kişi gibi hissetmeme sebep olsa da... ancak dün dışarı çıkarken saçımın yarısını üstte iki yanda topuz yaparken bile içime, ulan şimdi millet "evlendiğini idrak edemedi" mi diyecek, "30 yaşında evli barklı kadının saçına bak" mı diyecek, hakkımda ne düşünülecek acaba tedirginliğini içime salmayı başarmış baskıdan bahsediyorum. yaşadığımız yer çok fazla dışarı çıkma imkanı barındırmadığından henüz keşfetmediğim bazı yönleri fark etmem zaman alacak ve muhtemelen burası güncellenecek sayın sözlük.

    16 haziran 2022 14:47

    22. Evlenince corttt diye genç kız havasından büyük kadın moduna girenlere sinir oluyorum. Bekar arkadaşlarını unutuyolar arıyosun konuşmak için kocam da kocam kocam da kocam diye kafa şişiriyolar genç yaşlarına rağmen hemen çocuk derdine düşüyolar reglleri üç gün gecikse hemen hamile moduna düşüyolar. 

    Evlenmek yuva birleştirmek sadece başınız göğe ermiyor yani.

    Herkes de bana ne zaman evleneceğimi soruyor bense kendimi biraz daha mesleğime vermek istiyorum ve sevgilimle henüz erken olduğunu düşünüyoruz.

    14 eylül 2018 11:07 14 eylül 2018 11:09

    21. dün başıma gelen şey :)

    14 eylül 2018 10:31


    20. bir şeylerin değişeceğinden korktuğum için yapmak istemediğim (gizlinot: çünkü tecrübe) yine de mecbur hissetmeye başladığım şey.

    bayram oluyor, herkes ailesiyle sevdikleriyle beraber, ben sevdiğimden ayrı kalıyorum. çünkü evli değiliz. o kendi ailesiyle, ben kendi ailemle. hasta oluyorum, annem yanına çağırıyor gözümün önünde ol diye, ondan ayrı kalıyorum çünkü kocam değil. mesaj atıyor ancak nası oldun diye.

    beraber yaşama fikri bana ne kadar mantıklı gelse de alt jenerasyonuma bunu kabullendirmek veya dayatmak gibi bir reforma giremem. buna enerjim yok, son iki yıldır sürekli bir şeyleri izah etmekten fena yoruldum.

    sonuç olarak tatil yapamadığımız bir bayram tatilinin ardından uff bu ne böyle evlenelim kurtulalım bari diye bir fikir çıkıyor ortaya.

    benim için tüm sevdiklerimi aynı masa etrafında görebilmemin tek yoluna dönüştü artık. umarım şansım açılmıştır, iyi olmasını ümit ediyorum sadece sonuçta herkes iyi niyetlerle yola çıkıyor.

    14 eylül 2018 08:52 14 eylül 2018 09:46

    19. uzak durmanın, kendi hayat şartlarım açısından en mantıklı karar olduğuna 3-5 yıldır ikna olduğum kurum.

    sebeplerim ise şöyle;

    -kendime uygun birine denk geleceğime olan inancımı kaybetmem

    -ev iş iş ev ekseninde yaşıyor olmam sebebiyle yeni biriyle tanışmamın çok zor olması

    -sonu hüsranla biten geçmiş ilişkiler

    -yaşla beraber gelen konfora ve yalnızlığa alışma duygusu

    -yalnızlığı sevmem, insanlardan çoğunlukla nefret etmem

    -maddi manevi kimseye muhtaç olmamam, herşeyi tek başıma yapabilmem

    -babamın evlilik sürecimde ve sonrasında sorun çıkarma potansiyelinin yüksek olması

    -benim kafa yapımdaki kadınların toplumda para etmemesi

    -anne olmak gibi bir isteğimin olmaması

    -ilişkilerde diplomatik olmamam, yani kayınvalide kayınpeder olaylarını çok büyük bir ihtimal kotaramayacak olmam

    -anne babamdan ve genel olarak toplumdan gelen evlilik baskılarına ve abuk subuk adamların benimle ilgilenmesine göğüs gerebilecek kadar güçlü bir karakterimin olması..

    herkesin tercihlerine saygı duymakla beraber evliliğin kendi adıma sadece aşk ve sevgi için yapılabilecek bir olay olduğunu düşünüyorum.. ileride pişman olabilir miyim? evet.. ama pişmanlık riski herkes için geçerli.. o zaman ağlamaya hakkım yok.. ben seçtim bu yolu.

    13 eylül 2018 14:52 13 eylül 2018 15:03

    18. bazen sıcak bakıp bazen ölümüne soğuduğum durumdur. evet lazım ama hayatında biri olmadıktan sonra evlilik hakkında ne düşündüğümün pek bir önemi yok gibi geliyor. çünkü evlenmeye olan bakış, hayatına giren insanın niteliğine göre değişiyor. ne diyem kısmet diyem.

    13 eylül 2018 00:30 13 eylül 2018 00:31

    17. üstteki girdideki arkadaşa katılıyorum evlenmek bir başarı değildir. durum sadece evliliktir. ailem sevgilimle ayrı evde çıkmama izin vermeyeceğinden evlendik. evliliği bir tür baskı kısıtlama ,özel alana saldırı, şeklinde yapar yada düşünürseniz durum zorlaşır. evlenmişte olsanız ,sevgilide asla kendinizden kişiliğinizden ödün vermeyin. sizi siz yapan özelliklerinzden vazgeçmeyin. en çok kendinizi sevin ama egoistlik gibi değil. evleneceğiniz kişiyle ne kadar sevgili olduğunuz değil ,nasıl yaşabildiğiniz önemli. birlikte yaşamadan kimsenin huyu suyu bilinmiyor. aşıksanız bunu sıkıcı boyuta taşımazsanız (gizlinot: her an dipdipe)hayat müthiş olur. 3 yıllık evliyim. ne ben eşimin pc de oyununa karışırım ne de o benim kitap okumama. kişisel alana saygımız var . o fantastık film sevmez bende korku .ayrı ayrı izler birbirimize anlatırız. demem o ki herşeyi birlikte yapıp sıkılmak yerine , ayrı yapıpta renk katabilirsiniz. önemli olan sevgiyi ,saygıyı o çizgiyi kaçırmamak.

    12 eylül 2018 16:57


    16. Bir (gbkz: Başarı) değildir. Statü göstergesi hiç değildir. Bunda sanırsam herkes teoride hemfikir olur. Pratikte de şu fikri sindire sindire, mutlu yaşayabiliyor muyuz olay budur.

    Geçmişten bugüne bu kültürde, milyonlarca kadının hayatı ya evlenmiş ya da evlenmemiş olmak yüzünden kaydı. Peki bugün gerçekten bu evlilik saplantılı, arazlı kültürü geride bıraktık mı?

    Evlenmek (ideal olarak) sadece aşkın ve sevginin göstergesi olarak yapılması gereken bir eylemdir. ~tabii mantıkla da bakabilir, proje gibi de görebilirsiniz, seçim sizin.~ o vakit belki aşksızlığın, sevgisizliğin, yalnızlığın yarattığı acıyı ya da yetersizlik duygularını (ki bunlar aynen bir evlilik içinde de yaşanabilir) (gbkz: Kendinde) ele almayı bilerek, evlenmiş ya da evlenmemiş olma eylemini burada tanımlayıcı değişken olmaktan çıkarmalıyız.

    Şunu diyorum:

    Evlenmek <> evlenmemek

    Bu tecrübelerden herhangi biri diğerinden daha büyük ya da üstün, daha iyi ya da daha kötü değil.

    Size aksini söyleyen olursa, ağzına ağzına kürekle vurun. Bilmemkaç milyonuncu da siz olmayı reddedin.

    12 eylül 2018 16:45

    15. Çok korkardım.çünkü kısıtlanmaktan nefret ediyorum.monotonluğa da gelemiyorum ama basiretim bağlandı galiba :)

    20 ağustos 2018 21:03

    14. iki insanın hayatını birleştirip yuva kurması.

    soru cevap'ta "erkekler neden evlenmek istemiyor" sorusunu görüp oraya yorum yazmak yerine buraya yazayım dedim, çünkü cevap uzun. "genelde", "genellikle", "çoğu" gibi kelimeler kullandım ki ağır genellemeler olmasın.

    soruyu soran kişinin ya da ekşi sözlük yazarlarının iddia ettiği üzere kızlar sevişiyor diye evlenmek istememezlik etmiyor erkekler.

    1- değişim korkusu

    hayat akışının değişimi, düzenin bozulması ve bu yeni düzenden memnun kalmama korkusu var çoğunda. bu korku da aşağıdaki maddelerden kaynaklanıyor.

    2- özgürlüğün azalması

    erkeklerin çoğu, eski rahat ve özgür hayatlarını kaybedeceklerini düşünüyor. kadınlarda yok mu bu endişe? var ama daha az. çünkü kadınlar genellikle evlilik sonrası birey kabul ediliyor bu topraklarda. bizlere evlendikten sonra "aman eve erken gel", "aman şuraya gitme" kuralları azalıyor. kocamıza saklamamız(!) gereken beraket denen emanetten kurtulunca, toplum namusumuzu sorgulamayı bırakıp rahatlıyor. erkeklerde bu baskı daha az. gece 1'de eve dönen erkek evlada kimse hesap sormazken, kız evladın akşam ezanından sonra eve girdiği nadirdir.

    3- sorumluluk artışı

    kızlar biraz daha sorumluluk sahibi yetiştiriliyor genelde ve bundan korkmuyorlar. erkekler ise ya annelerinin kabahati olarak sorumsuz yetiştiriliyor (çünkü daima arkalarını toplayan birileri var) ya da gelecek korkuları ile büyütülüyor ("bu maaşla nasıl ev geçindireceksin?", "bu halinle nasıl evleneceksin?" gibi). Zaten "erkek dediğin evin direğidir" gibi gazlamalar sonucunda, zaten gelecek kaygıları yaşarken bir de sorumluluk artışından kaçıyorlar.

    4- nafaka adaletsizliği

    ekşi'de de görmüşsünüzdür. erkekler, 1-2 aylık evli kaldıkları kadınlara sırf boşandıkları için bir ömür nafaka ödemek istemiyorlar. çocuk için ödenen nafakaları ayrı tutuyorum, ev kadını olduğu için çalışamayan eski eşlerine bir ömür bakma mecburiyeti onları korkutuyor. bu noktada kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığını, bazı kadınların ise bunu suistimal ettiklerini düşünüyorlar. Dediğim gibi, nafakaya gerçekten ihtiyacı olan kadınların sayısının fazla olması, bu konudaki endişelerini haksız çıkarmıyor.

    bu toplumsal bir paradoks gerçekten. "önce kuşun kanadını kes, sonra uçmuyor diye öfkelen." deniyor buna. kadınları birey olarak yetiştirmeyen, erkeğe muhtaç yetiştiren bir toplum sonra "neden kadın nafakaya muhtaç?" diye yine kadını eleştiriyor, ilginç.

    5- türk toplumundaki görgüsüzlük

    burada kadınları ve aileleri eleştireceğim. her kadın değil elbet ama çoğumuz "bir kere evleniyorum" bahanesi adı altında damada ve ailesine yüklü bir masraf çıkarıyoruz. bunu evlenecek gelin istemese dahi, aileler o cümbüşü talep ediyor. "kızın kıymetini bilsin, kız kolay alınmaz" zihniyeti, gelinliği en kabarığından, tektaşı en pahalısından istiyor. bu hastalıklı düşünceler, aslında kadını mal yerine koyuyor. nihayetinde o adamla aynı çatı altında yaşayacaksan, onun borcu senin de borcun.

    bu bir de hayattaki en büyük başarının evlenmek olarak empoze edilmesinden kaynaklanıyor. instagram'da en mutlu evlilik benim evliliğim diye paylaşanlar, doğum sonrası babayı 2. plana atıp hayatını evlatlarına adayanlar da başka bir maddede incelenmeli aslında.

    6- mutsuz kadın

    "hayat müşterektir" lafını yanlış anlamışız. kadın işe gider, buna rağmen eve gelip o yorgunlukla bir de ev işi yapar, erkek de kadına mutfakta "yardım eder".

    "yardım etme" kelimesi ile şirinleştirilir bu, esasında içerik "kadınların ana görevi mutfakta iş yapmaktır, erkek sadece yardım eder" şeklinde yansıtılır ev içi iş paylaşımı. erkek ev işi yapar mıymıış hiç? e bitkin olan kadın akşam erken yatar, adam sırnaşır, kadın tersler, yatak odası da huzursuz olur.

    7- kötü cinsel yaşam

    sen kadını bir ömür "aman bekaretine sahip çık" diye korkut, kadın vücudunu tanıyamasın, sonra evlenince ondan porno yıldızı performansı bekle. olmuyor tabii. çoğu kadın sevişmekten keyif almıyor, nelerden keyif aldığını kocasına anlatmaktan utanıyor. "bu yıl 3 kere seviştim, evliyim" diyenleri duydu bu kulaklar. e hani evlilik özgürce sevişebilmek için yapılıyordu?

    8- paylaşımsız hayat

    soru cevaptaki arkadaş "sevişiyorsunuz, ondan erkekler evlenmiyor" diye düşünedursun; erkek bir kızla sırf bakire diye evlilik düşünmez. düşünüyorsa bu onun sığ olduğunu gösterir. sığ olmayan bir erkek, yuva kurmak için evlenir.

    ancak flört ve ilişki aşamasında "ben bakireyim"den başka bir şey sunmayan bir kadın, evlilik aşamasında ne sunabilir? karşılıklı oturduğunda iki lafın belini kıramadığın, seni zor zamanlarında yarı yolda bırakan, her olayda drama çıkaran, dünyanın kendi çevresinde döndüğünü iddia eden, görgüsüz, cahil, anlayışsız, huysuz bir kadınla sırf bakire olduğu için evlenen erkek evlilikten keyif alır mı?

    9- mutsuz toplum

    "evlenmeyin oğlum" diye birbirine nasihat eden erkekler, hayattan mutsuz olan ve bu mutsuzluklarını kocalarından çıkaran kadınlar, boşanmalar, şiddet, evliliklere dair anlatılan kötü hikayeler, kavgalar, boşanırken çıkan leş olaylar... özgürce sevişebilmek için girilmesi gereken curcunaya bakar mısınız?

    daha vardır muhtemelen ama aklıma gelenler bunlar. erkeklerin gözünden bakıyorum olaya, o yüzden neden çoğunlukla kadınları eleştirdin demeyin.

    kızçelerin de bir bu kadar korkusu var evliliğe dair. lakin toplum, evlilik öncesi kadınları o kadar sıkıyor ki; çoğu için evlilik, yeni bir hayat düzeni kurup baba zulmünden kurtuluş olarak görünüyor. erkeklerde ise tam tersi.

    19 ağustos 2018 22:53