evrim sümer

4. GENLERİ MİRGÜN CABAS'INKİLERLE BİRLEŞİNCE DÜNYANIN EN GÜZEL KIZINI ORTAYA ÇIKARMIŞ OLAN GAZETECİDİR.

3. Soracaklar için en baştan: evet  (bkz: hayatsızım ) asdjkfafag 

Zeynep ılıcalı yokken evrim sümer, şeyma subaşı yokken (bkz: tuba ünsal) vardı asafdaldas

Evrim sümer radikal’de yer alan “ay en anne benim, annecim demek köylülüktür varoşluktur” yazılarıyla oldukça antipatik sayılabilecek bir gazeteci olsa da, 6-7 yılı olan bu kavgada gene de tarafını tuttuğum insandır. (Onların da çok umrundaydı çünkü asdjkldas)

Tuba ünsal ve mirgün cabas’ın boşandığı şu günde zamanda kısa bir yolculuğa çıkalım.

Spoiler alert: hikayenin erol taş’ı mirgün aslında.

Evrim sümer 6-7 yıldır mirgün cabas’la beraber, birlikte yaşıyorlar, çocukları oluyor, evrim sümer’in babası bebeğe rağmen evlenmemelerine sinirlenip kendisiyle uzunca bir süre konuşmuyor ama mirgün cabas evliliğe inanmayan, ayşe arman röportajında kullandığı tabir ile “evliliğin sadece birine miras bırakamamak vs gibi hukuki bir zorunluluk olması durumunda yapılacak bir şey” olduğunu falan söylüyor. İyi güzel, alan razı satan razı, dünyanın en güzel bebeği olan kızları leyla (gerçekten biblo güzeli) tatlı bir çekirdek aile olarak yaşıyorlar.

In comes tuba ünsal... kendileri aslında aile “dostu”. Tuba ünsal da o esnada kızının babasıyla evli. Mirgün’le evrim’in evine sürekli giriyor çıkıyor, Hala durur mu o tweetler bilmem evrim’e “haftasonu gelelim de sare’yle laylü play date yapsın cınım:)))” tarzı tweetler falan atıyor. Bu esnada esin övet bir yazı yazıyor, "tuba kocasını bir gazeteciyle aldatıyor ama adamın adını kızının annesine saygımdan söyleyemem" diye ama mirgün olduğu baklasını çıkarıyor sonra ve tabi kıyametler kopuyor. Evrim de dünyadan o kadar bir haber ki “benim ilişkimi benden iyi bildiğini sanan salaklar var, dostuz biz” diye reröre yapıyor yalanlıyor. Sonra tuba boşanıyor, mirgün tuba’ya gidiyor.

Tuba röportajlarında, tweetlerinde “evrim kızını mirgün’e göstermiyor” tarzı laflar falan ediyor.

Sonra mirgün kendi kızını gezdirirken salak magazinciler “sevgilisinin kızına babalık yapıyor, sare bebekle cici babası” tarzı başlıklar atıyorlar, evrim sümer ilk kez sessizliğini bozup kızımı magazin malzemesi yaptılar diyor haklı olarak. Mevzubahis kız 1-1.5 yaşlarında bebek daha.

Her ne olduysa evrim dayanamayıp twitter'da sessizliğini bozup tuba’ya “30’dan önce 2 koca eskitmiş bin sevgilili kadın” falan diyor.

(—-Dikkat! Bu günün tweet serisi önemli, yazı sonunda ortaya çıkacak önemi asahshaj—-)

Tuba buna saldırıyor, işin içine iki tarafın gazeteci arkadaşları kavgaya dahil oluyor küfürler kıyametler falan derken hikayenin kötü adamı erol taş mirgün’ün cici kız hülya koçyiğit'i ayartan şeytandan ziyade suzan avcı’yla işbirliği yapan suç ortağı olduğuna kanaat getirmeye başlıyoruz jkajkaaj. zira meğer tubacım geceleri mirgün’ü arayıp “kocam beni dövdü nolur gel hastaneye götür”den, evrim’e “mirgün ne harika baba ne şanslısın sizi çok seviyorum mutluluğunuza özeniyorım”lara uzanan laflarla ortam hazırlıyormuş. Evrim diyor ki evde bana lohusa halimle 1 tabak yemek ısıtmayan bir ampül değiştirtemediğim adam tuba’nın kapı kulu oldu gak dese koştu guk dese yetişti. Tubacım da bu esnada yeni boşanan zavallı mağdur kadın ayağı atıyor ağlaklıklar “dost” elinden medet ummalar falan ayağına mirgün’ü her saniye çağırıyor. (Yazık tuba çok fakir ya, 1950’lerde anadolu köyünde imkasızı başarıp boşanan kadın ya her şeyine koşuluyor. Adkahaga ay mirgün az ceyar değilsin)

Neyse sarışın vs esmer ekollerinin temsilcisi iki kadın kendisi için yoluşurken sessiz kalan mirgün alakasız ötesi bir röp verip “ben kızımdan değil anasından ayrıldım” şeklindeki mal değneği lafla başlayıp “işte en çok tuba’ya üzüldüm (kızına üzüleydin keşke ceyarcım sue ellen’a daha sıra vardı) o bununla gündeme gelmeyi hiç hak etmiyor (tuba’nın lolitalığından beri tek gündem maddesi ilişkileri bu arada, sanki oscar almış da kariyerine leke sürülüyor), tuba’nın da bir sürü gazeteci, avukat dostu var o da bilirdi bu lafları ama hanımlığından sustu” falan diyor. Ay mirgün tansiyonumu düşürdün

Neyse sonra tuba hamile kalıyor, sen bizim "evlilik ne abiie" adamı mirgün conk diye nikahın imamını da hükümetini de hatta los angeles konsolosluğu olanını da basıyor. 

Gündem tabi bunla çalkalanıyor biraz, insanlar “canım ne ayak” falan diyor.

Neyse  sarışın ve de avrupai ve de oyuncu ve de sunucu ve de modacı hanımıyla kah pazar kahvaltısında mutluluk pozları verdikleri, kah bebelere  “sare’nin zaten bayıldığı, civan mert’in bile cüce haliyle yemeye çalıştığı ehe ehe ”  aşşırı sağlıklı tam buğday goji ekmeği tarifi verikleri, kah mirgün’ün 20 yıllık politik gazetecilik kariyerinden uzaklaşıp gq partilerinde partiledikleri bir “yurdum gossip girl”ü tadında sosyetik ötesi bol insta like’lı picture perfect bir hayatları oluyor.

Ama tuba durur mu, insta’ya “üç çocuk annesi olmaklı, üç çocukla nasıl spor yapıyorum zaman buluyorum görün bakın bebelerimi squat ağırlığı yapıyorum ehe ehe şahaneyim” tarzı taş olsa çatlatacak captionlar yazması mı, leyla bize gelince çok kıskanıyor hafta içi annesinde ama sare’ye “siz ne güzel hep burdasınız birliktesiniz keşke ben de olsam diyor üzülüyor”lu yersiz yersiz bayağı röportajlar veriyor. (Doymadın tuba vallahi doymadın)

burda olaylar bir süre duruluyor. 

Flashforward bu seneye geliyoruz, dedikodular çıkıyor evleri ayırdılar mirgün cabas cihangir’de ev tuttu, boşanıyorlar diye. Yalanlama falan uzunca bir süre gelmiyor ama tuba oğluyla oynadığı reklamda kontekstle zerre alakası olmadan yersizce “yhaa şehri özledik cihangir’e taşındık” cümlesi kullanıyor ahahahahhaah tuba sen ölme e mi reklam yönetmenini ne dedin de darladın bu cümleyi sıkıştırıverdin

Neyse bugünden 2 hafta kadar önce gene röp veriyor ve diyor ki “ben mirgün’e çok aşığım, sorunlar vardı ama aşktan öldüğümden geri döndüm”

Bu esnada evrim sümer intagram hesabından leyla ve sare’nin konsept mobilya mağazasında koltuklarla birbirini ezdiği komik caption’lı bir fotolarını paylaşıyor.

Bugüne geliyoruz (bugün dedimse ben gözlerim kör olana kadar uzun uzun gıybet yaparken gece yarısı oldu yeni gün geldi ahahahah), çok aşktan koşa koşa geri dönmeli açıklamanın üstünden sadece 2 hafta geçmişken tuba ve mirgün “sonsuza kadar birbirimizi sevicez” (bu köpek gibi aşığız ama ayrılıyoruz “moderenliği” de yeni moda oldu, dostça ayrıldık de bir şey de, sanki romeo juliet imkansızlığı var da bir laflar, bitmiş aşk ayrılmışsınız işte) diyerek boşandıklarını açıklıyorlar.

Bu açıklamadan sadece birkaç saat sonra evrim sümer mirgün cabas’ın 1 gün önce insta’ya yüklediği leyla sare konulu komik fotolardan birini paylaşıp “bizi de çok güldürdüler çocuk aklı ehe ehe” yazarak *dev harflerle* ben de oradaydım diyor ve foto altı yorumları “ay hayrola”lar “ne oluyorlar” "ee gün gelir devran döner"ler ile doluyor ahahahah ay keyiflendim

—— Ve yukarıda sözünü ettiğim ve önemini özellikle vurguladığım evrim’in ilk dellendiği tweetlerinden biriyle bitiriyoruz efendim:

“Kötü kalpli insanlar bir gün kendi karanlıklarında boğulurken ben ne yapacağım. Hiç. Yolun güneşli tarafından yürürken izleyeceğim”

Parti kur oy verelim evrim reyis bu intikamda kaçıncı seviye, baştan beri bunu mu planlamıştın, okul kur öğrencin tarikat kur müridin olalım, ne hiç bir şey yapmadan yürümesi insta’dan “kıpss;)))))”ın tillahını yaptın asdhahagajag

2. kendisi annelikle kafayı bozmuş ama tuba kadar itici değil. bakmayın tubanın anneilik oynadığına leyla yeni doğmuşken mirgün cabas ile aşk yaşamaya başlamıştı. hatta evrim ben evimdeki lambayı bile değiştirtemezken tubanın her istediğini yapıyordu demişti.

1. Kendisinin de bir zamanlar içinde bulunduğu aşk çemberini (gizlinot: üçgen değil çünkü ) hobi olarak takip ederim. En sevdiğim magazinsel konudur.

Evrim sümer, tuba ünsal'dan daha akıllı bir kadın değil, sadece daha iyi okullarda okumuş. Tuba ünsal'dan daha güzel bence ama güzelliği bile sıkıcı. Zaten Bu kadını tek kelimeyle özetleyebilirsiniz: sıkıcı.

Mirgün cabas'ın onu nasıl da sevmediğini ve kendisinin "türk erkeği işte yeaa" diye bahane bulmaya çalıştığı yazısını buradan okuyabilirsiniz:

http://modavesosyete.blogspot.com.tr/2010/12/voguedan-sahane-bir-yaz.html?m=1

Bir de kendisi çocuk yaptıkları geceyi bile anlatan bir kadındır ve bence asıl var*şluk budur. Çocuğa "Prensesim" diye hitap etmenin "annecim" diye hitap etmekten daha iyi olduğunu düşünür. O pirenses kendini diğer insanlardan üstün görürken, büyüyünce g*t olup depresyona girerse sorumlusu da ona "prenses" diyen var*ş annesidir bence.