yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (4)
    • medya (0)

    4. Aşırı abartılmış bir kitap. Sıkılmadan bitirmeyi başaran varsa tebrik ediyorum. Bendeki iki haftadır elimde sürünüyor. Masanın üzerinde çaydanlığın altına koyuyorum iki, üç gündür. Özür dilerim ray bradbury. Verdiği mesajlar bizim için artık çok sıradan. şu an beş dakika ayak üstü konuştuğunuz herhangi biri bile size benzer şeyleri söyleyebilir. Edebi yönden zaten hiçbir haz vermiyor. Normalde benim için o kadar önemli değildir ama kitapla ilgili bir şeyi beğenmem gerekirse, ithaki yayınlarının kapak tasarımı güzel. (gizlinot: Swh)

    Edit: siz yine de okuyun süslüler. Fakat ithaki yayınlarından almayın. çünkü birkaç süslüden ithakinin çevirisinin çok kötü olduğu, sevmememin büyük olasılıkla çevirinin kötülüğünden kaynaklanabileceği yorumlarını aldım. Farklı bir yayından ben de okumayı düşünüyorum daha sonra.

    23 mayıs 2020 00:15 14 aralık 2021 20:18

    3. bana göre 1984 ve cesur yeni dünya ile kutsal distopya üçlüsünü oluşturan eserdir.

    Bradbury, bu kitabı, bir büro tutacak parası yokken UCLA kampüsünde kiralık bir daktilo ile çok kısa zamanda yazdığını anlatıyor önsözünde.

    Çevirisi yüzünden midir yazardan kaynaklanan bir şey midir bilmiyorum ama gerçekten belli noktalarda kitap ilerlemiyor. Fakat dokunduğu noktalar, verdiği mesajlar, betimlemelerin canlılığı ile herkesin okuması gereken eserler arasında yer alıyor bence.

    Kitabın sonlarından, çok beğendiğim şu paragraf ile girdimi bitirmek istiyorum:

    isa'dan önce anka adı verilen lanet, saçma bir kuş vardı. Her birkaç yüzyılda bir, bir odun yığını kurup kendisini yakardı. İnsanın ilk kuzeni o olmalı. Fakat her kendini yakışında, küllerinden fışkırarak yeniden doğardı. Görünüşe göre sanki biz de defalarca aynı şeyi yapıyoruz, fakat bizim anka'nın hiç yapmadığı lanet bir şeyimiz daha var. yaptığımız bu kahrolası saçmalığı biliyoruz. Binlerce yıldır yapmakta olduğumuz kahrolası lanet şeyleri biliyoruz. Bunları bildiğimiz için ve hep görebilceğimiz yerlerde oldukları için, bir gün belki lanet ölüm ateşlerini yakarak kendimizi onun içine fırlatmaktan vazgeçeriz. Düşündüğümüz zaman, bu parça kitaplardan çok daha fazlasını anlatıyor bence ve çıkarılacak çok fazla ders var. 

    22 temmuz 2018 20:14

    2. Kitap kağıdının yanma derecesi.

    Ray Bradbury, kitabın ismini bulmak için itfaiyeciyi aramış ve ona ''kitap kağıdı kaç derecede yanıp söner?'' diye sormuş. 451 fahrenheit. Tersine çevirmiş ve işte kitabının ismini bulmuş. Ayrıca yazar Santigrat ölçeğine geçersek büyük hayal kırıklığı yaşayacağını da söylemiş :d

    ''Isıya dayanıklı evlerin olduğu zaman geldiğinde itfaiyeciler ne yapacak?'' sorusuyla ortaya çıkmış bir kitap. Yanmayan evler sonucu itfaiyecilere yeni bir görev verildi. Kitap yakmak. Aslında hiçbir zaman yangını söndürme görevleri olmadığını hep yaktıklarını sanıyorlar. 

    Kitapları da insanlar için yakıyorlar. İnsanlara felsefe ve sosyoloji verirsen yorumlamak zorunda kalırlar. Bu da onların intihar etmesine neden olur. İnsanlar eğlence istiyor, bu yüzden onlara televizyon dizilerini verelim. 

    Kitap okumamayı isteyen de insanlar aslında. Bu yüzden kitapların özetleri, özetlerinin de özeti çıktı. Hiçbir şey yapmadan mutlu olmak derdinde herkes. Kitap bu yönüyle tüketim toplumunu da eleştiriyor. Ve kitabı okurken beni korkutan da bu. Etrafımız ''En son Cin Ali serisini okudum ben'' diyip bunu komik bulan insanlarla dolu olduğu için bir gün kitapların gerçekten okunmak istenilmeyeceğini düşündürüyor tabii. 

    Kahramanımız Guy Montag işini seven bir itfaiyeci. Ta ki kitaplarıyla beraber yanmayı göze alan bir kadını görene kadar. Kitapları için ölüyorsa bu kitaplarda önemli şeyler olmalı diye düşünüyor ve böylelikle hikaye başlıyor. 

    Ben İthaki Yayınları'ndan Dost Körpe'nin çevirisiyle okudum. Çeviriden herkesin dert yandığını bilerek başladığım için midir bilinmez ama kitap bazı kısımlarda gerçekten akmıyor özellikle diyaloglarda. Yine de 193 sayfalık bir kitap, çok zorlamıyor. Herkesin okumasını öneririm. Gelecekte belki de bu kitapta diğer tüm kitaplar gibi yakılacak. Kim bilir?

    16 haziran 2018 21:46 20 haziran 2018 09:54


    1. İthaki yayınlarının çevirisi yüzünden okuyamadığım kitap. Çeviriden anlıyorum diyemiceğim ama bu kötü bence. ve bariz imla hataları var. Farklı yayın önerileriniz varsa bir mesaj uzağınızdayım. 

    30 ocak 2018 18:49