yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (41)
    • medya (5)

    41. Ben bugün güya feministlik taslayarak evlilik sözleşmesini deli gibi savunurken " 40 yıl evde durmuş kadının mal birliğinde ne emeği var. Kadın dediğin çalışmalı, kariyer yapmalı. Evde oturup g.t büyütmüş kadının tabii ki bir hakkı yok biz çalışanlara göre" diye bir konuşmaya şahit oldum bayılmamak için kendimi çok zor tuttum. Feminizmin çıkış noktası olan ev içi emeği bu denli yok saymak bambaşka düzeyde bir ahmaklık. Ve ben son zamanlarda çok denk gelmeye başladım bu tarz bı mentaliteye. Kadının gücünü emeğini sadece eğitime, kariyere bağlayıp ev hanımlığını hakir görmenin sonu aha da bu. Yeni nesil (güya)feministler bunu çok yapıyor. Dön dolaş gele gele kadınlar erkeklerin istediği kıvama geldi. Çok yazık

    7 mart 00:12

    40. ezilen kadının sesi olmak için feminist olma zorunluluğumun olmadığını anladığımdan beri kendimi bu şekilde kesinlikle tanımlamıyorum. hatta geldiği nokta itibari ile hayata bakış açım nedeni iliebaya da zararlı buluyorum. sağlıklı kadın ve erkekliğin yolu bence feminizmden falan geçmiyor(günümüz feminizmden bahsediyorum) . tam aksine kadınlığı da erkekliği de yıkmaya çalışıyor. yaşadığımız problemlerin temelinde bunun yattığını düşünüyorum fakat linçlenmemek adına susma hakkımı kullanacağım.

    16 nisan 2021 22:47

    39. Soru cevap feminizm üzerinden karışmış, görünce paylaşmak istedim ve Türkiye için not düşmek istiyorum: thank Atatürk. (link: https://www.boredpanda.com/international-women-day-thank-feminist-equality-rights/?utm_source=google&utm_medium=organic&utm_campaign=organic Thank a feminist)

    10 mart 2019 22:22


    38. Savunucuları tarafından bile tam anlaşılmayan bir görüş olduğunu düşünüyorum. Feministlik adı altında erkek düşmanlığı yapan kadınlar veya örgütler yok değil. Hatta youtube'de 321go kanalının "soramazsın" adlı (link: https://youtu.be/4ioLkJ6mKJY Şu) yayınına çıkarılan feminist aktivist kadının cevaplarının bir kaçı bile nerden tutsanız elinizde kalır nitelikte. Ki bu kadın sıradan bir kadın değil, bir kadın örgütünde iletişim kordinatörü.

    Feminist hareketlerinde erkeklerin yer almasını istemediğini dile getiren, feminist yürüyüşlerindeki kadınların bazen erkeklere saldırdığı yöndeki iddalara ise "erkeklerde kadınlara saldırıyor" diye savunma yapabilen birisi.

    İnsanların kafalarındaki yanlış "feministlik" algısını yıkmak yerine daha korkutucu bir şekilde sunuyorlar.

    Biri çıkıp artık feminizmin erkek düşmanlığı olmadığını, kadın erkek eşitliğini savunduğu görüşünü bas bas bağırmalı. Yoksa hiç bir zaman bu kötü algıdan kurtulamayacak.

    11 şubat 2019 17:13 11 şubat 2019 17:15

    37. Kadınları en çok kadınların desteklemesi gerekirken yine kadınların ezip paramparça etmesini anlamıyorum. Bu erkekleri değerli yapıp yücelten tarafınızı anlamıyorum. Meseleye sürekli erkek üstünlüğü ve değerliliği üzerinden bakan toplumda kadın olmak çok korkutucu geliyor.

    11 şubat 2019 01:39

    36. Feminizm: toplum bilimi Toplumda kadının haklarını çoğaltma, erkeğinkiler düzeyine çıkarma, eşitlik sağlama amacını güden düşünce akımı, kadın hareketi(TDK). 

    Türk toplumları her dönem için feminist olmuştur; islami etkileşim ile be durum etkisizleştirmeye çalışanlar olmuşsa da; peygamberimiz (sav) kadına verdiği değerle arap tarım adasında feminizmin önceliğini yapmıştır.

    Önemlidir! Lütfen özellikle oğullarınızı feminist yetiştirin...

    17 aralık 2018 23:21 29 nisan 2019 02:51

    35. Ülkemize nasıl tanıtılmışsa direk erkek düşmanlığı olarak tanıtılmış.Kadınların yanında bile feministim deyince sen feminist misin? Diye bir tepki alıyorum sanki uzaylıyım.Asıl bunu böyle tuhaf bir şekilde karşılayan kadına aynı vurguda sen değil misin? Demek lazım sonuç olarak efenim ülkemizde sanılanın aksine feminizm kadın erkek eşitliğini savunur.

    17 aralık 2018 19:28


    34. Nereden başlasam nasıl içimdekileri aktarsam bilemiyorum o yüzden ortadan dalıyorum.

    Bence feminizm, bir insanın bir başkasına zarar vermeden yaptığı davranışlar, seçimler sonucunda haksızlığa, eşitsizliğe uğramamasını savunmaktır. Tek tanımı tek savunduğu bu değil tabii ki, ben çok genelleyerek konuştum. bu aynı zamanda insan olmanın da gerektirdiği bir şeydir.

    Kendimce tanımını yaptıktan sonra Geleyim günlük hayattan örneklere ve özelliklere erkeklerin davranışlarına.

    Mesela toplu taşımada yolculuk ediyorsunuz ve birileri sesleniyor "bayana yer verin".

    Neden?

    Muhtaç mıyım da bana yer veriliyor?

    Hayır.

    Kadın olduğum için bana yer veriliyor. Neden?

    Ben kadın olduğum için muhtaç sanılıyorum, narin görülüyorum, buna göre muamele ediliyorum.

    Ben buna karşı çıkıyorum arkadaş.

    Ben eğer o an muhtaç, yorgun bir durumda değilsem o yer vermeyi teklif eden insana uyuz oluyorum(gizlinot: Kusura bakmayın kibarlık olarak göremiyorum, kibar olan insan erkeklere de yer vermeyi teklif eder bence), o yere oturan kadına uyuz oluyorum, bana niye yer verilmiyor diye düşünen kadına da uyuz oluyorum.

    Önce biz, kadınlar olarak ayrıcalık beklemekten vazgeçmeliyiz. Kendimizi aciz görmekten, erkeklere muhtaç görmekten vazgeçmeliyiz.

    Ben eğer bir sırada bir iş için bekliyorsam öne geçmem için teklif gelmesini istemem; o sırada adaletlice bekleyebilmeyi umarım sadece. adaletlice beklemeyi umabilmek bence feminizmi savunmaktır.

    Bu konuda biraz sertim açıkçası. Kendi erkek arkadaşlarım tarafından da pozitif muamele görmekten hoşlanmıyorum, o pozitif muamelenin altında yatan sebebi düşündükçe çıldırıyorum çünkü. Kimse bizi kendinden hassas göremez, kendinden narin göremez, görmemeli. Ben buna karşı çıkıyorum.

    12 mayıs 2018 19:04

    33. Bu ideoloji ne yazık ki ülkemizde bir hayli yanlış anlaşılmaktadır.

    Ulkemizde; "ben feministim" diyen birine rastladığınızda bazı insanlar "erkek düşmanı", "neden evlenmediği belli", "bıyıklarını neden almadığı belli işte feminist ne de olsa (bunu ben bizzat duydum)"

    Halbu ki feminizm; "Feminizm, en basit tanımıyla cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkan ve kadınların haklarının korunmasını hedefleyen bir dünya görüşüdür. Kadınların ve erkeklerin doğal olarak eşit haklara sahip olması gerektiğini öngörür. Feminizm kadınların daha üstün olduğunu empoze etmeye çalışmaz. Sadece erkeğin daha üstün olduğunu varsayan sisteme karşı çıkar."

    Bu ideolojiyi benimsesek o kadar rahat edeceğiz ki, ama yok kim sokmuşsa insanların aklına feminizm kötüdür diye onu bulup dövebilsek keşke.

    Feminizme neden karşı olduğumuz bile belli değil sadece karşıyız.

    Nedir bilmiyoruz, ne işe yarar bilmiyoruz ama kötüdür. Kanserdir.

    (Buradan sonrası ironi içerir)

    Aaa feminizm mi?! Insan olarak yaşamak mı?! Hak eşitliği mi?!

    Ayrımcılık yapıp erkekle kadın hakları eşit değildir desek daha kolay. O yüzden feminizme karşıyız.

    2 mayıs 2018 14:17

    32. bu akımın öncüleri eğer olmasaydı, bizler bugün kadınlar olarak en temel haklara bile sahip olamayacaktık. bu açıdan feminizm çok önemlidir ve hakkının da verilmesi gerekir.

    benim sorunum bugünlerle, feminizmin sonradan aldığı şekille ilgili. dünyanın her yerinde, kadınlar özgürleşecekler, erkeklerle eşit konumda olacaklar diye (ki bunlar haklı isteklerdi), kendi cinsiyet kimliklerine sahip çıkmak yerine erkekleşip erkek rolüne büründüler. sorunlar da buradan kaynaklandı.

    cinsiyetler arasındaki doğal farklar, en basitinden farklı bedenlere sahip olmamızın getirdiği farklı hormonal süreçler, beynin işleyiş yapısı, düşünce ve davranış tarzımız arasındaki farklar vs., bunlar sanki tek bir androjen insan cinsi varmış gibi hiçe sayılmaya başlandı. ama yeni ortaya çıkan bu androjen cins, dişi görünümlü, fakat kendine erkeği model ve hedef alan kadınlardan oluşmaya başladı. erkeğinse hep olumsuz özellikleri, abartılı bir şekilde benimsendi.

    söz gelimi saldırganlık, duyguların arka planda olması, aktif rekabet, olaylara tek yönlü bakış açısı, sezgiler ve duygularla olan bağı yitirmek, kadınlar işte bu tarz negatif maskülen özellikleri kendilerine baz seçerek erkekleşti, bunun adına da feminizm dendi.

    iki cins arasında eğer tarih boyunca bir savaş varsaydı, bunu "erkeklik" kazandı, kadınlar ya da "kadınlık" değil. erkeklerse bu "güçlü" ve öfkeli, baskın ve dominant, rekabetçi ve aşırı girişimci yeni kadın cinsi karşısında pasifleşti, olumsuz kutuptan "dişileşti", erkek olarak işlevini kaybetmeye başladı.

    kısacası feminizm kadını erkekleştirirken erkeği dişileştirdi, ve bu da olumsuz sonuçlar getirdi. çünkü her iki cinsiyet de kadın ve erkek olmanın bütün özgün hasletlerini unuttu, sanki de aramızda biyolojik açıdan dahi hiçbir fark yokmuş gibi davranılan, hatalı bir noktaya gelindi.

    bu halde feminizm kadınları daha mı mutlu etti, ya da daha mı başarılı yaptı? hayır. feminizm kadınları agresifleştirdi, yalnızlaştırdı, onlara özlerini unutturdu, cinsiyet kavramının doğal varlığını unutturdu. ve bu kadınlar da çocuk sahibi oldukları zaman, doğru ve düzgün bir erkek çocuk, kadınları sayacak ve sevecek bir erkek çocuk yetiştirmenin tanımını, kız çocuk gibi davranılan çocuklar yetiştirmek üzerine kurdu. bu hatalı bir bakış açısıydı. alın size berkecan modeli de böylece ortaya çıktı. kendinden başka hiçkimseyi düşünmeyen, bencil ve şımarık berkecanlar; kadınlığı ve kendi kadınlığını yanlış anlamış, erkekleşmiş ve bencil kadınların yarattığı türden...

    neslimizin kurtuluşu sizce nerede yatıyor, ya da gelinmesini istediğiniz nokta bu muydu? ama en mühimi, mutlu yahut tatmin dolu musunuz? asla, çünkü anladığınız türden feminizm, size bunu asla veremeyecek.

    çözüm, kadınların belki ilk uygarlıklardaki o muazzam konumlarına bakarak matriyarkalizmi çalışması, o tutumu anlamaya ve içselleştirmeye çalışmasıdır. çünkü bütün mesele burada tutum, ve içsel olarak olduğumuz şeydir. kadınlar eskiden toplumda en saygıdeğer rollerdeydi. ama hiçbiri de erkek rolünü oynamıyordu.

    ileri seviye okuyucu için bundan da ötesi, bizim ruhlar olarak her iki cinsiyetin enerjisine de sahip olduğumuz gerçeğidir. erkek ve dişi enerjiyi bünyemizde dengeli bir biçimde tezahür ettiremezsek sorunlar yaşarız. kadın olarak ya da erkek olarak yaşadığımız sorunların hepsi de, bu tarz bir enerji dengesizliğinden kaynaklanır denilebilir.

    kişi ayrıca bugünümüzün yobazca ve sınırlı "bilimsel" düşünce tarzını aşmalı, ve çok eski uygarlıklardan gelen bu bilgileri de çalışmalıdır.

    4 mart 2018 14:02 4 mart 2018 14:06