yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (9)
    • medya (1)

    9. Çoğunluk herkes bu hastalık sahibi olarak kendi deneyimlerinden bahsetmiş.ben bir fizyoterapist olarak hastalarımla neler yaptığımızdan ve nacizane tavsiyelerimden bahsetmek istiyorum.

    Öncelikli tavsiyem fibromiyalji teşhisiniz konduysa komple sağlık taramasından geçip vücudu optimum iyilik haline getirmek lazim.neyden mi bahsediyorum ? Çürük dişiniz varsa dişçiye gideceksiniz diş ağrısı çekmeyeceksiniz , göz bozukluğunuz mu var eciş bücüş görmeye çalışıp gözlük veyahut lensten kaçmayacaksınız.idrar kaçırma problemi varsa normal kabul edilmemeli.pcos , gastrit , romatizmal ya da diğer metabolik hastalıklar şeker , tansiyon ve diğer kan değerleri ideal değerlerinde takipte olunmalı.yani aslında normal olması gerektiği gibi ertelemeden ne problemiz varsa önce onları çözüme kavuşturmaya çalışmak fibromiyaljinin ilk yapılması gereken şeyi.fibromiyalji kronik bir problem olduğundan tüm bunlarla uğraşmak biliyorum zahmetli ve maddi manevi yıpratıcı ama uzun vadede kazanımınız iyi olacak.

    Fibromyalji sıcak sever . Size ideal olacak şekilde sıcak paket uygulaması , ılık duş , hamam deneyebilirsiniz.

    Yumuşak doku masajı sever.kesinlikle sert değil tetik noktalar üstelenmemeli gerekli mobilizasyonlar fizyoterapistler tarafından uygulanmalı.

    Amaaa gel gelelim en güzel düzenli her gün bi 30 dakika hafif egzersiz ve germeyi en çok sever.yapabiliyorsanız pilates ama vucudu zorlamadan şiddetle tavsiye ederim.yine bilirkişilerle çalışırsanız pek iyi olur.egzersizin zibilyon tane faydasindan bahsetmeye gerek yok fibromiyaljidede bilimsel olarak egzersiz tavsiye etmeyen makale yoktur. :)

    Diyetisyen değilim tabii ama beslenme düzenlenmesinden fayda gören çok var fakat yaşam değişikliği herkes yapamıyor bu bir gerçek zaten bu iş biraz kısır döngü tarafı var.

    Dipnot inancınıza göre ya da bakış açınıza göre hacamat deneyip rahatlayan var.ben karşı değilim fakat bilimsel hiçbir şey yapmayıp sadece hacamattan medet umulmasına karşıyım.

    Hepinize sağlıklı hayatlar dilerim

    13 eylül 2021 10:58

    8. Annemde de olan hastalik. Tam olarak ne agri cektigini bilemem ama annem normalde acidan olmedikce ses cikarmaz, son birkac senedir tam tersi surekli agrilarindan bahsediyo. Ne kadar zor oldugunu tahmin bile edemiyorum.

    Gluteni ve sut urunlerini tamamen beslenmesinden cikardigi donemlerde agrilari epey azaliyor, duzenli magnezyum ve d vitamini kullaniyor. 1 kglik bile olsa agirliklarla calismasi gerektigini soyledi doktoru ama onu bi turlu yapmaya baslamadi. Bir de esneme hareketleri verdi dr, youtubeda da bulabilirsiniz cok basit egzersizler. Ozon tedavisi de ise yariyormus ama onu henuz arastirmadik. Hepinize gecmis olsun susluler, her yerinizin agrimadigi gunleriniz olsun.

    13 eylül 2021 10:03

    7. Romatoid artritten çektiğim yetmediği için bonus olarak bana gelen. Artritin ilacını alıyorum da buna bir şey yapamıyoruz. Düşük yaşam kalitesi rutinim oldu. Halsiz olmadığım, dinç uyandığım tek bir gün yok. Sadece fibromiyaljisi olanlara benden teselli: romatoid artritten bin kat iyi. Ciddiyim. Bunu bin beteri o. 

    13 eylül 2021 02:38


    6. allah tüm bu sinir bozucu hastalıkla mücadele edenlere şifa versin.canım annem yaklaşık 8 senedir bu hastalıktan muzdarip, vücut ağrılarının yanında depresyona da meyledebiliyor kişiler. annemin de depresyon öyküsü olduğu için de antidepresan kullanıyor. keşke kesin bir tedavisi bulunsa. bazıları sendrom deyip geçiyor bu merede. ozon tedavisi tamamen olmasa da rahatlamasında işe yaramıştı ama şuan maddi durumumuz el vermiyor buna maalesef. ozonlu krem satın almıştık, masaj yapıldığı takdirde çok hafif rahatlatıyor dedi, ama yine etkili değil tabii ki, ancak destek olabilir. babam yabancı kaynaklardan malik asidin işe yaradığıyla ilgili bilgiler edinmişti ama şöyle bir sorun var ki annemde reflü de var ve bazen çok şiddetlenebiliyor. o zamanlar çok ağır seyretmiyordu ve kullanmaya başladı, biraz işe yaradığını da söylemişti ama maalesef reflüsünü kötü etkiledi. soğuktan ziyade rüzgara da hiç gelemiyor bu hastalık anladığım kadarıyla, ne zaman hafif rüzgar tesir etse kaç gün sızım sızım sızlar her yeri, ovarım ben de bebişimin ağrıyan yerlerini. velhasıl, bir süre önce malik asidin magnezyum tuzu formülünü keşfettim(magnezyum malat). tuz formülü sinir sisteminde etkisini çok daha fazla arttırıyormuş, emilimini arttırıyormuş vs. magnezyum da kaslarda biriken laktik asidi minimize ediyor, bundan dolayı eklem ve kas ağrılarına iyi geliyor, kas hareketi performansını yükseltiyor, depresyona iyi geliyor, inflamasyonu azaltıyor. bu hastalıkta/rahatsızlıkta gözetilen faktörler. ben araştırdım ve venatura markasının magnezyum malatından çok memnun kalındığını gördüm ve anneme aldık. bu süre zarfında birkaç kez ağrısından şikayet etmiştir, o da ben sorduğum takdirde. kutuda 60 adet tablet var. günde bir tane alınması öneriliyor. biraz enerji verdiği için gün içerisinde hatta sabah kullanmakta fayda var. gerçekten çok rahatladığını söyledi ben de çok mutlu oluyorum. ağrısı olduğu zaman hafif bir grip ağrısı gibi oluyor daha fazlası olmuyor diyor. gün içerisindeki performansının arttığını da söyleyebilirim, bu da mutlu ediyor kendisini tabii ki. mental olarak da etkisi yadsınamaz. bazen yerinden kalkmak istemiyordu ama hareket de iyi geliyor diyerek zorla da olsa kalkıp yapıyordu yapması gerekeni, şimdi çok şükür daha kolay hallediyor işlerini. diyeceğim duymamış olanlar varsa bir bakın, içinize sinerse deneyin mutlaka süslüler. umarım çok iyi gelir deneyenlere de.

    12 eylül 2021 20:43

    5. Ahh! 2015'ten beri hayatımın her alanını mahveden hastalığım. Belki öncesi de vardır ama tanı 2015'te kondu. Nedeni henüz %100 bilinen bir hastalık olmamakla birlikte, doktorum bende travma ve stres kaynaklı oluşmuş olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylemişti. 29 yıllık hayatımın 59 yılının bok gibi geçtiğini düşününce, bu ihtimal mümkün görünüyor.

    Öncesinde de zaten kas ve kemiklerinde problem yaşayan, boyun fıtığından muzdarip bir insandım. Ergenlik çağından itibaren ise omuzlarıma yüklenen somut problemlerle boğuşmaya başladım (gizlinot: Çocukluğumun da pek parlak geçtiği söylenemez gerçi). Sonraki zamanlarda da sevdiğim insanlardan birkaçını, beklenmedik bir zamanda ani bir şekilde kaybettim. Girdimi fazla uzatmamak adına detaylara çok girmeyeceğim ama o dönem kaybetme korkusu ile yoğun bir şekilde boğuştum ve tek başımaydım. Bütün sevdiklerimin bir anda öldüğünü öğreneceğimi ve onların uzağında olduğum için kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğimi düşünmek dışında bir şey düşünemiyordum. Ölüm ve hayat arasındaki çizgiyi uzun süre aşamadığım travmatik ve karanlık dönemlerden hakkını vererek geçtim. Uğraşmak zorunda kaldığım daha sayısız problemim daha vardı. Hayatımı yıllarca ertelemek zorunda olmakla kalmayıp hayatım her anlamda çatır çutur mikilişini izlemiştim sizin anlayacağınız.

    "Ne var canım bu kadar stres yaşayacak" cümleleri ile yargılanmak istemediğim için böyle bir özet geçmek istedim. Çünkü fibromiyalji'yi "şımarık, çıtkırıldım kız hastalığı" olarak nitelendiren çok fazla şuursuz var ki bunların arasında birkaç doktor olduğunu da gördüm. (gizlinot: Ben burada sövmeyeceğim ama bu paragraf sonunda siz sayfalarca sövmüşüm gibi düşünün)

    Velhasıl kelam; bunların üzerine sıcağı sıcağına pek hissetmesem de bir süre sonra boyun

    ve sırt tutulmalarımın normalin 4-5 katı sıklıkla olmaya başladığını ve iyileşme süresinin de aynı oranda gecikmeye başladığını fark ettim. Yalnızca boynum değil, vücudumun tepeden tırnağa her zerresinde ağrı değil, direkt acı hissediyordum. Bir insanın sebepsiz yere tırnak dipleri bile acır mı? Vallahi o bile çok acıyordu. Ağrı/ acı eşiği yüksek bir insan olmama rağmen hüngür hüngür ağladığım çok oldu ağrı sızıdan. Yapmak istediğim tek şey hiç uyanmadan sürekli uyumaktı ki istesem de istemesem de öyle oluyordu zaten. Günde en az 13-14 saat uyuyordum, sayısız alarm ile bile uyanamıyordum. Uyandığımda ise sanki günlerce uykusuz kalıp saatlerce dayak yemişim gibi bir halsizlik ve yorgunluk oluyordu. Vize, final ve derslerimi kaçırıyordum. Okulum da bu sebepten uzamıştı ki bu en çok canımı sıkan sonuçlardan biriydi. Yemek yiyemiyordum. Sigara, kahve ve su dışında hiçbir şeye iştahım kalmamıştı. Şeker atar gibi ağrı kesici ve kas gevşetici yutuyor, vücut kremi sürer gibi kas gevşetici merhem sürerek ayakta kalmaya çalışıyordum.

    En sonunda, nöroloji, dahiliye, fizik tedavi doktorları arasında fink atarken anormal bir sonuç çıkmayınca, fizik tedavi doktorum fibromiyaljiden şüphelenip tetik nokta testi uyguladı ve sonuç 16/18 çıktı. Bana, "sen dört dörtlük bir fibromiyalji hastasısın" dedi (gizlinot: Swh).

    Ne tür tedaviler gördüğümü boyun fıtığı başlığında (link: https://www.suslusozluk.com/boyun-fıtığı?i=1149128 Bu girdim) ile daha önce yazmıştım. Ama yine de yoğun stres, anksiyete bozukluğu ve panik atak sebepleri ile kendimi kasım kasım kastığım için rahatlatıcı derecede iyileşememiştim. Tedaviler, pilates ve yoga ile biraz rahatlıyor ama zihnimle yalnız kalınca yine her zerrem tutulup ağrımaya başlıyordu. En sonunda 2018 kışında bir tutulma yaşadım. Belden yukarıma felç inmiş gibiydi. 3 ay boyunca yatağa bağımlı yaşadım çünkü en ufacık hareketimde bas bas bağırarak ağlayacak kadar canım yanıyor, sırtımın her noktasına hançerler sokulup çıkarılıyor gibi hissediyordum. Bir bardak suyu bile kendi kendime içemiyordum. Yemek yemek, duş almak gibi temel ihtiyaçlar dahil bütün ihtiyaçlarımı annem karşılıyordu. Popom kevgire dönene kadar günde 2 kere iğne vurdurmak da dahil kullanmadığım ilaç, merhem kalmamıştı. Bunların hiçbiri bana mısın demedi. Kolumu kaldırabilsem baş ucumdaki bütün ilaçları yutarak intihar edecektim.

    Neyse. Fizik tedavi doktorum da vücudumun tedavilere yeterince yanıt vermediğini görünce benim psikiyatri ile görüşmemi önerdi. Biz ne yaparsak yapalım, sen zihnini rahatlatmadığın sürece kaliteli bir hayat süremeyeceksin dedi. Bunun üzerine önce psikiyatr olan amcam ile görüştüm. O da bu konuyu destekleyince şehrimdeki bir psikiyatrdan randevu aldım. Uzuuun uzun konuştuk, sohbet ettik, ben anlattım o dinledi, o anlattı ben dinledim. Ve sonunda, amcam ve şehrimdeki psikiyatrımın ortak fikri ile cymbalta'ya başlamam konusunda karar kıldık. Önce 30mg ile başlayıp kısa süre sonra 60mg'a geçtik. Cymbalta'nın muadili olarak dyloxia kullandığım da oluyor. Etken maddeleri ve içerikleri aynı olduğu için, eczanede hangisi varsa onu veriyorlar. Psikiyatrım ile görüşmelerim ve ilacıma düzenli devam etmemle tutulmalarım gerçekten azaldı, yaşayabilir hâle geldim. Çünkü zihnim boşaldı, biraz daha duyarsız ve umursamaz hâle geldim. Normalde üzüntüden kendimi keseceğim olaylarla karşılaşınca insani bir şekilde üzülüp geçebilmeyi, geride bırakabilmeyi, önüme bakabilmeyi öğrendim.

    Ama bu tamamen iyileştiğim anlamına gelmedi. Öyle sanıp çok mutlu olsam da acı gerçekle yüzleşmem kısa sürdü. Bunu, ilacımı içmeyi unuttuğum zamanlarda anladım. 2-3 gün içmesem ağrı yine ense kökümden giriş yapmaya başlıyor. Sonrasında 2018 kışı aklıma geliyor ve ya yine öyle tutuluyorsam diye korkuyla hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum. Korkup ağlayıp endişelenince kendimi daha çok kasıyorum, kendimi kastıkça daha çok tutuluyorum, daha çok tutuldukça kaygım daha çok artıyor, kaygım arttıkça da tutulmalarımın artması gibi aptal bir kısır döngüye giriyorum (gizlinot: Swh). Ağrıyı sızıyı geçtim artık, hayatım felç oluyor ve ben buna çok üzülüyorum.

    Yani, bu haysiyetsiz hastalığın kalıcı bir çözümü varsa bile ben 6 senedir bulamadım. Fizik tedaviler, egzersizler, sağlıklı beslenme düzeni, kas gevşetici ve ağrı kesici bilimum ilaç, merhem ve iğne, antidepresanlar dışında beni birazcık rahatlatmaya yeten bir şey maalesef olmadı. İlaçlarımı içmeye, her kış 30 seans fizik tedavi ve lazer tedavisi almaya, egzersizlerime devam ediyorum. Denemediğim tek şey ozon tedavisi ve nöral tedavi kaldı, onları da en kısa sürede deneyeceğim.

    Bu aralar yine tutulma yolunda ilerlemesinden korktuğum sırt ağrılarım ile uğraşırken aklıma geldi ve böyle uzun uzun anlattım. Bu rezilliği umarım kimse yaşamaz. Ve son olarak; şimdiiiii, ben yıllardır bu kadar ağrı sızı ile uğraşırken, şabalağın biri karşımıza geçip de "fibromiyalji de şımarık hastalığı yea" deme cesaretini gösterirse, onu bütün fibromiyaljik kardeşlerim adına tek yumrukta hastanelik ederim!

    ilgili medya:
    1
    12 eylül 2021 16:35 12 eylül 2021 20:30

    4. Ben kendimi nerelere atayım, kafamı hangi duvarlara vurayım! Çok fena bir fibromiyalji atağı geçiriyorum. Önce bacaklarımda ve kollarımda huzursuzlukla başladı, gece bacak ve kollarımdaki ağrı ve sıkışma hissinden uyuyamadım resmen boğulduğumu hissettim, sonra 3-4 gün ağır baş ağrıları çektim, ardından belim ve kalçam ağrımaya başladı. Belimin ağrısından nefesim kesiliyor resmen şuan. Ayrıca alerjim de coştuğu için burun etlerim tıkanmış durumda ve kulaklarım tıkanıyor. Arada kaçamak yaparak glutensiz sütsüz beslenmeye çalışıyordum, bu atakların gelmesiyle tamamen kestim yine. Gözlerimdeki kuruluk cabası!

    Beni sadece benim gibi bu hastalığı çekenler anlar diye yazmak istedim çünü etrafımdan gelen saçma yorumlardan cinnet geçireceğim az kaldı.

    Örn: Bir çocuğun olsun da peşinde koşarken fibromiyalji ağrısı falan kalmaz hepsini unutursun.

    Bu ne kadar gerzekçe bir cümle? Delirtecekler beni!

    31 mayıs 2020 18:16

    3. bir doktor olarak bir meslektaşımın daha bu hastalığı "hassas kadın hastalığı" olarak tanımlarsa cinnet geçireceğim artık. bu hastalık ağrı regülasyonu ile ilgili bir bozukluk, genetik çalışmaları olan bir hastalık. evet ben de bu hastalığa sahibim.

    bendeki formunda mevsim geçişleri tam bir eziyet haline geliyor. iyi gelen şeyler ise sıcak uygulama, yoga ve bol sıvı tüketimi. süt ve süt ürünlerinden uzak durmanın, glutensiz beslenmenin iyi geldiğine dair çalışmalar mevcut.

    7 ocak 2020 15:59


    2. Kendimi bildim bileli çok enerjik ve kafası zehir gibi çalışan bir insandım. Hastalıktan korkmam, ağrı eşiğim çok yüksektir vs. Son 3 - 4 yıldır bana bir şeyler oldu. Her yerim ağrıyor (ağrı eşiğimin yüksek olmasına rağmen), sürekli felaketleştirme senaryolarıyla kendimi hasta sanıyorum, gözlerim kuruluktan kıpkırmızı, migrenim coştu, üstüne üstlük bir de auralı migrene döndü. Geceleri doğru düzgün uyuyamıyorum, sabahları hep yorgun uyanıyorum. En çok üzen ise beynim tam bir pelte! Konuşurken ne konuştuğumu unutuyorum, adımı unutuyorum bazen, konsantrasyon problemi yaşıyorum.

    Allah başka dert vermesin ama hayatımın tadı tuzu kalmıyor özellikle atak dönemlerinde. Bu satırları yazarken bile kulağımda lanet bir çınlama var.

    Tedavisi yok fibromiyaljinin ama ağrıları, beyin sisini azaltacak yöntemler var. Bunlardan en önemlisi glutensiz beslenmek ve pilates yapmak. Ben pilates yapmaya zaman ayıramıyorum ama en kısa zamanda yeniden başlayacağım aletli pilatese. Glutensiz beslenmeyi de her zaman beceremiyorum ama 15 gün glutensiz beslensem beyin sisim azalıyor.

    Yeni yıla girdik kendimi toplayayım glutensiz beslenmeye başlayayım tamamen diyorum. Eğer becerebilirsem buraya tekrar yazarım.

    7 ocak 2020 14:29

    1. yıllarca kendimi tembel zannetmeme sebep olan hastalık. enerjim düşük diye kan değerlerimi ölçdürdüm. takviye vitaminler kullandım. tansiyon düşüklüğünden dolayı sürekli yorgun, halsiz hissettiğimi zannettim. onu da düzelttik hala devam eden halsizlik ve kas ağrılarım vardı, üstelik son 3-4 yılda ortaya çıkmıştı. yatağımda mı problem var acaba, kaliteli uyku uyuyamıyorum ondan mıdır? diye düşünüp yatağımı da değiştirdim. yine geçmedi yine geçmedi. en sonunda bir arkadaşım masaja gitmemi önerdi. masajdan sonra rahatlama oldu fakat tam anlamıyla geçmedi. fizyoterapist bir tanıdık buldum (arkadaşımın arkadaşı) o bana fizik tedaviye gitmemi önerdi ve bu şekilde bu hastalıktan haberdar oldum.

    şiddetli kas ağrıları, uyku bozukluğu, yorgunluk, endişe ve depresyon gibi semptomlarla ortaya çıkan bir hastalık. çogunlukla 20 yaşından sonra ortaya çıkan bu hastalığın kadınlarda görülme oranı daha yüksekmiş. uzun süreli stres veya travma durumlarında ortaya çıkabilen hastalığın net bir tedavisi yok. ağrı kesiciler, masaj, fizik tedavi, antidepresanlar, akupunktur gibi şeylerle geçici rahatlama sağlayanlar olabiliyor. işin psikolojik kısmı da şu bence, kendinizden çok başkalarını düşünüp herkesin yükünü sırtlanan bir karakteriniz varsa veya küçük yaştan beri sorunlarla baş etmeye yönelik bir hayat yaşadıysanız, travma oluşturabilecek olaylar atlattıysanız bu hastalık sizi bulabiliyor. omzumdan enseme doğru gelen kasların içeride düğüm düğüm ve kaskatı olduğunu resmen hissedebiliyorum. ensemden yukarı doğru gelen baş ağrısı bir dönem beni çok korkutmuştu çünkü asla geçmeyen bir ağrıydı bu. önümüzdeki ay fizik tedaviye başlayacağım. umarım etkili olur.

    tanım: kas ağrılarına sebebiyet veren, çaresi henüz bulunamamış hastalık.

    ukte sahibi: (yazar: starsaround)

    edit: düzeltme

    17 nisan 2019 11:39 17 nisan 2019 13:18