yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (5)
    • medya (0)

    5. sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim cümlesinin sahibi. cümleyi ilk okuduğum an dedim kendime; bunlar senin hissettiklerinin kelimelere bürünmüş hali

    19 ocak 2019 23:50

    4. hayatımın her keskin virajında aklıma gelen, böyle buyurdu zerdüşt'teki şu sözlerinin herkese hitap ettiğini düşündüğüm filozof:

    "Ruhun ağır yükleri vardır,

    güçlü, dayanıklı bir ruhun, içinde derin saygının barındığı:

    onun gücü, daima ağırı ve en ağırı ister.

    Ağır olan nedir? Böyle sorar dayanıklı ruh, deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister.

    En ağır olan nedir, ey yiğitler? diye sorar dayanıklı ruh, ki omzuma alayım ve memnun kalayım gücümden.

    Şu değil mi: kibrini zedelemek için kendini alçaltmak? Hikmetiyle alay edebilmek için deliliğini ışıldatmak?

    Ya da şu: zaferini kutlarken davamızdan vazgeçmek? Baştan çıkaranı baştan çıkarmak için yüksek dağlara çıkmak?

    Ya da şu: idrakin palamut ve çiminden beslenmek ve hakikat istenciyle ruh açlığı çekmek?

    Ya da şu: hasta olmak ve teselliye geleni eve göndermek ve istediğini hiçbir zaman duymayan sağırlarla dostluk kurmak?

    Ya da şu: içinde hakikat var diye kirli sulara dalmak ve soğuk kurbağalarla, sıcak kaplumbağaları hakir görmemek?

    Ya da şu: bizi tahkir edenleri sevmek ve bizi korkutmak isteyen hayalete el uzatmak?

    Tüm bu ağırlıkları yüklenir dayanıklı ruh: kendi çölüne doğru hızla ilerler, yükünü alıp ilerleyen deve gibi.

    Fakat en ücra çölde ikinci dönüşüm gerçekleşir: aslana dönüşür ruh, hür bir ortam kurmak ve çölünün efendisi olmak ister. Son efendisini arar burada: onun düşmanı olmak

    ve zafer uğruna büyük ejderhayla güreşmek ister.

    Ruhun artık efendi ve tanrı olarak tanımadığı büyük ejderha nedir?

    Büyük ejderhanın adı 'sen yapmalısın'dır. Oysa aslanın ruhu 'ben isterim' der.

    'Sen yapmalısın' durur yolunda, altın kıvılcımlarıyla parlayan pullu bir hayvandır o

    ve her pulun üstünde altın gibi bir 'sen yapmalısın' parıldar.

    Binlerce yıllık kıymetler bu pulların üstünde parıldar

    ve şöyle der ejderhalar içinde en güçlüsü:

    'Bende parıldar nesnelerin tüm kıymeti.'

    "Tüm kıymetler önceden yaratılmıştı ve yaratılmış kıymetlerin tamamı - işte benim.

    Sahiden 'ben isterim' olmamalıdır artık." Böyle buyurur ejderha.

    Kardeşim, ruh aslana niçin ihtiyaç duysun?

    Yük hayvanı neye yetmez ki, mütehammil ve saygılı?

    Yeni kıymetler yaratmak -Buna aslan dahi muktedir olmuş değildir:

    yenisini yaratmak için kendine özgürlük yaratmak

    -işte buna yeter aslanın gücü.

    Kendine özgürlük yaratmak,

    kaçınılmaz görevler karşısında dahi mukaddes bir 'hayır' diyebilmek:

    kardeşlerim, işte bunun için aslana ihtiyaç vardır.

    Yeni kıymetlere hak kazanmak - bu dayanıklı ve saygılı bir ruh için 'almaların' en korkuncudur.

    Hakikaten bu onun için bir gasptır ve yırtıcı bir hayvanın işidir.

    Vaktiyle en mukaddes şey olarak 'sen yapmalısın'ı seviyordu:

    şimdi sevgisinden özgürlüğünü çalabilmek için,

    en mukaddes olanda bile hezeyan ve keyfilik bulmak zorunda:

    bu gasp için aslana ihtiyaç vardır.

    Fakat söyleyin bana kardeşlerim, aslanın yapamayıp da çocuğun yapabildiği nedir?

    Gaspçı neden bir de çocuklaşmak zorundadır?

    Masumiyettir çocuk, ve unutkanlık, yeni bir başlangıç,

    bir oyun, kendiliğinden yuvarlanan bir çember, ilk hareket ve mukaddes bir 'evet'tir.

    Evet, yaratma oyunu için kardeşlerim, mukaddes bir 'evet' lazımdır:

    ruh, kendi iradesini ister, dünyayı kaybeden,

    kendi dünyasını kazanır.

    Size ruhun üç dönüşümünden bahsettim:

    ruhun nasıl deveye, devenin aslana ve nihayet aslanın da çocuğa dönüştüğünü.

    Böyle buyurdu Zerdüşt.

    Ve o esnada,

    kimilerinin 'Alaca İnek' dediği şehirde bulunuyordu."

    29 ocak 2017 23:32 29 ocak 2017 23:35

    3. En bilinen sözlerinden biri " was mich nicht umbringt, macht mich starker" yani "beni öldürmeyen şey daha güçlü kılar" olan alman filozof.

    29 aralık 2015 01:20


    2. Şairliğini çok sevdiğimdir.

    29 aralık 2015 00:51

    1. karakteristik bıyıklarıyla hemen tanıyabileceğiniz bir diğer alman ilki için (bkz: adolf hitler).

    tanrı gerçekten ölmüş müdür? niçe bu sorunun cevabını bulmuş mudur hep merak etmişimdir.

    ukte (yazar: hypatia)

    29 aralık 2015 00:49