yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (15)
    • medya (12)

    15. malum güruhun birbirine benzeyen tasarım harikası "ak" eserlerini illa dikmek istedikleri yer. bu güruhun başında kimin olduğunu zaten herkes biliyor onu ayrıca yazmaya gerek yok.

    "cesur olmamız gereken yerlerden birisi, taksim'deki gezi parkı" diyor. oraya o tarihi (!) eseri inşa edeceğiz diyor. (o arada salon alkışlarla inliyor. şakşakçılar devrede)

    hala gidemediler başımızdan ya.

    18 haziran 2016 22:22

    14. (bkz: gezi parkı olaylarını yaşamış ve görmüş efsanevi nesil )

    28 ekim 2015 15:58

    13. görmesini bilmeyen gözler ne yana bakarsa baksın, görmesi gerekeni göremez..

    gezi parkı;

    birilerinin; topçu kışlası diye tutturup; "üç beş çapulcuya soracak değiliz" diyerek yapımında direnip, kimseyi kaale almayıp, bunun sonucunda onlarca insanın sakat kalmasına hatta ölümüne sebep olduğu parktır..

    gezi direnişi ise;

    "yeter artık, bu çocukları yaka paça o parktan atamazsınız" direnişidir..

    "karışmayın bedenimize" direnişidir..

    "hayatımıza, yediğimize içtiğimize dil uzatmayın" direnişidir..

    "her istediğinizi, her yere yapamazsınız" direnişidir..

    "ağır olun, bu ülkede biz de varız" direnişidir..

    "halka savaş açamazsınız" direnişidir..

    "bizim polisimize bizi kırdıramazsınız" direnişidir..

    yeter artık dedikçe büyüyen, şiddet azalmayıp arttıkça halkı daha çok sokağa döken direniştir..

    ve dahasıdır..

    geziden beri o zamanki kadar sivri açıklamalar yapılmamakta, azaldı bu durum.. her konuya dil uzatma olayı da eskisine nazaran bir hayli az.. her istediklerini de babalarının arsasıymış gibi yapmaya da çekinir oldu kimileri..

    gezi amacına ulaştı, ortada ülke bölmek, taht(!) yıkmak gibi bi gaye olmadığı için, "düşünce ve ifade özgürlüğünü birilerine kaptırmak istememek" kimilerince amaçtan sayılmamakta sanırım..

    ha bi de, topçu kışlası da yapılmadı..

    28 ekim 2015 13:36 28 ekim 2015 13:58


    12. efenim şimdiki haline aşığım romantizmi yapanları bu yaz oralarda hiç göremedik nedense,

    40'lılar, 68 kuşağı romantizmi neyse gezi parkı da ortaya yeni fikir olarak hiçbir verinin, düşüncenin konmadığı aynı romantizim geleneğinin sürdürülmesidir bu nesil için.

    bunu o dönemde yapılan park toplantıları bildirilerine dayanarak söylüyorum. açın okuyun bulabilirseniz, "onlar cahil cühela, yazık bilmiyolar :'(" ile başlayıp üstenci üstenci "ama onları aydınlatmalıyız" romantizm cümlelerini.

    aynı şeyleri gezi döneminde ekşi'de de yazdım hala da düşüncelerim değişmedi, gördüğüm akıl tutulması karşısında değişemez de sanırım...

    28 ekim 2015 13:09 ed.28 ekim 2015 13:33

    11. 2006 ocak ayıydı, ben 17 yaşında. ilk öpüşmemi yaşadığım yerdir. tüm konuşulanların yanında romantik bir paylaşım yapmak istedim. insan hey gidi diyor. öpüşmeyi bilmezdim ki ya :)

    o zaman güzel günlerdi ama berbat bi şekilde bitmiş bir ilişkidir onu da eklemeden geçemem. hayatımı da kesinlikle ne onunla ne de onun gibi biriyle birleştirmek istemem ama yine de gezi parkı bana çok masum olduğum günleri hatırlatıyor o günün rehavetiyle şapkamı (gizlinot: daha doğrusu arkadaşımdan ödünç aldığım şapkayı) 25t hattında unutuşumu filan.

    28 ekim 2015 12:20

    10. (bkz: yaşasın onurlu mücadelemiz)

    29 mayıs 2015 22:23

    9. konuşulmayan ama bilinen, hem korkulan hem sevilen bir şeylerin sembolü olmuş, çok anlamlar sırtlanmış park.

    her yakınından geçişimde 2013 haziranından önce hissetmediğim bir irkilme, bir hoşluk duyuyorum. hatta bir seferinde önümde konuşarak yürüyen iki kişiden birinin aniden fısıldayarak diğerine "burası gezi parkı" dediğini duydum. o da benim gibi garip bir şeyler hissetmişti, o hissi görmezden gelmek istemiş ama yapamamıştı, kimse duymasın, kimse farkına varmasın diye fısıldamıştı. bugün de olaylardan az da olsa bahsedilse bile gezi parkı'ndan bahsedilmemesini buna benzetiyorum. sadece sokaktaki vatandaş için değil siyasiler ve bürokratlar için de dile getirilemeyecek anlamlarla yüklü bir yer orası. dilerim hep park olarak kalır.

    29 mayıs 2015 09:44 29 mayıs 2015 09:46


    8. hayatımın belki de en mutlu olduğum zamanıydı. özgür, mutlu, sevgi dolu, umutlu. okuldan dönüşüm, bütün gece internetten takip edip sabahın köründe uyanışımız, eşofmanları çekip geziye koşmamız. gider gitmez gaz yiyip gülmemiz.

    akın var güneşe akın! güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! (gizlinot: telefonları şarja takın aldkjasdl) (gizlinot: alıntı)

    28 mayıs 2015 14:28 28 mayıs 2015 14:29

    7. Daha çok 80li ve 90lı kuşakların yer aldığı, malum olayların başladığı yer. Aslında başlatan olay sıradan Bi ülke sorunumuzdu. Pek çok yerde hemen her gün yaşanıyordu. Ama toplum patlama noktasına geldiği için bu sefer öyle olmadı. Sanal ortam örgütlenmeye, hatta örgütlerin de bir araya gelmesine vasıta oldu.

    iktidarın sert yaklaşımı, muhalefetin durumu kullanmaya çalışması, fikirsiz kapitalistlerin hemen Bi tişört vs basıp durumu kullanmak istemesi derken olaylar duruldu. Hele ki son seçimler yıktı geçirdi.

    Ama hala izleri kaldı. Örneğin yarın Eğitim sendikalarının büyük çoğunluğu beraber grev yapacak. Tabi ki bir tek akp görüşlü eğitim bir sen yapmayacak. Eskiden olsa beraber markete bile gitmezlerdi. Bu da iyidir...

    23 eylül 2014 20:57

    6. bir defa en başta yıllarca unutulmayacak efsanevi bir semboldür. bir neslin uyanışıdır, birliktir, dirliktir, direnmektir. ne toz pembe masalları anımsatan bir ütopya; ne de kan, ter dolu bir savaş meydanı. hepsinden birazdır gezi parkı, yeşil olup tıpkı beyaz gibi içinde tüm renkleri barındırandır. gecenin karası, gökkuşağının tüm renkleridir.

    bir kırılma noktasıdır, yılların tepkisizliğinin ve sessizliğinin kulakları sağır eden bir çığlığa dönüşmesidir. hiç tanımadığın kişiler için günlerce gözyaşı dökmek, kendinden güçsüzlere gövdeni siper etmektir. normalde tırnağın kırılsa ağlayacakken vücudundaki morluklar yeşile dönerken aldığın darbelerin farkına varmaktır.

    adını bile bilmediğin binlerce kişiyle aynı lokmayı, aynı gayeyi paylaşmaktır. ilk defa yalnız olmamak, korkmamak ve umut edebilmektir. mizahın en karası, en alasıdır. polis ve basının iç yüzünü görmek, nefret ettiğin devletten artık tiksinmektir. her şeyin tüm çıplaklığı ortadayken gözüne değil yüreğine perde inmişleri hayatından bir bir çıkartmak, arınmaktır günahlarından.

    sonu can yakan hikayeler barındırsa da dönüp dönüp tekrar okuduğun bir roman gibidir. belki uğruna savaştığın birçok amaç yerini bulamamıştır ama o umut tohumları bir kez atılmıştır artık kalplerin çorak topraklarına. şimdi değil belki ama..

    "inanın..

    güzel günler göreceğiz çocuklar

    güneşli günler

    göreceğiz

    motorları maviliklere süreceğiz çocuklar!

    ışıklı maviliklere

    süreceğiz."

    nazım hikmet ran

    23 eylül 2014 09:38