yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (33)
    • medya (2)

    33. Oyle batak bir diziydi ki herkes bu diziyi konusurdu yayinlandigi donem( blackberry donemi)  Her giydikleri olay olurdu , replikleri bile gunlerce tartisilirdi , Serena mi Blair mi kavgasi yapilirdi ( bknz: 2000 ler bbg melihci misin erayci mi? ) 

    Moda anlaminda bugunun Emily in Paris i diyebilirdik aslinda ama diyemiyoruz. Zira sadece bir kisi degil butun bir dizi katalogdan firlamis gibi giyinirdi ve o zamanin moda algisi bu kadar gelismis degilken , hizli tuketime yeni yeni gecerken bile gercekten modaya yon verirdi. Inanilmaz bir Blair-Serena klonlari vardi etrafta abartmiyorum o donem izleyenler bilirler. 

    Arkadaslik iliskilerimden birini Blair ve Serena'ya cok benzetirdim. Blair'in ilk sezonlarda henuz icindeki sevilmemisligi atamamisken ,  zaman zaman hasetligi , kucuk bir cocuk gibi sevdiklerini hem kiskanmasi hem yarismasi , yeri geldigi zaman melek yeri gelince adeta evil queen'e donusmesi, kralice ari olma takintisi , en sevdiklerininin kraliceligine golge dusurmeden kendisini geri plana atmak zorunda birakmasi ve Serena'nin Blair disinda bir hayati olmasini kabullenememesi. Bu hikayede Serena'da kendimi bulurdum. Aynen boyle bir arkadasim vardi hem cok sever hem cok yorulurdum. Maalesef Blair gibi kendini tamamlayamadi , onun tatliligindan oldukca uzaklastigi icin toksik hale geldi ve arkadasligimi bitirdim. Bunlara ragmen soylemem gerekir ki Blair Waldorf benim icin tum dizi tarihindeki en basarili ve sevdigim karakterlerden biridir. Herkes gibi Chuck- Blair askina takintim vardi. Olabilecek en muhtesem match di bana kalirsa bir dizide. Hala da oyle. 

    Dizideki bir diger favori karakterim Serena'nin supersonic annesi Lily. Boyle bir guzellik, asalet, kivrak zeka olamaz. Kadin yasini almis blair-serena karisimi birseydi ki zaten mukemmelligin vucut bulmus hali. Zamaninda rock star takilip sonradan  sir kupu yuksek sosyete normlarina uygun  milf klisesi olsa da en iyisiydi.

    Herkes itici bulsa da ( ben dahil) dan, jenny kardesligi ve aile baglarini izlemeyi severdim. Jenny' yi de tam gelisim caginda delirttiler bir sekilde napsin kiz. 

    Dizideki sacma sapan herkesin herkesle mutlaka bir donem birlikte olmasi gibi unsurlari saymazsak cok cok hizli , temposu yuksek ve insani icine ceken havasini kimse unutamadi.universitelerde hatta liselerde gossip siteleri acilmisti ciddi ciddi (!) uzun soluklu olmadi ama herkes kendi okulunun kendi arkadaslarinin kirli camasirlarini dokmeye merak salmisti oyle diyeyim( anonim olarak tabi). izlememis onyargili yaklasmis olanlariniz varsa tavsiyedir. Xoxo. 

    13 ocak 2022 05:23 13 ocak 2022 05:25

    32. zaman zaman cringe olsa da gercekten keyifle seyrettigim diziydi. karakterler, new york sehri, secilen muzikler, islenen konular.. hepsi oldukca eglenceli ve surukleyici bence. ozelikle chuck ve blair diziden cikan en onem kult karakterler ki ozellikle blair'in tarzi bence hala oldukca guncel, bizdeki bihter'in kiyafetleri gibi bisey bence. amma ve lakin gossip girl reboot'a gelirsek.. belki soylemek icin erken olabilir ama su ana kadar izledigim neredeyse hicbir seyi begenmedim. cunku her yerden ama her yerden buram buram sjw akiyor. 2021'in guncel sorunlarina deginmek tabi ki olagan ama yani bunu kor goze parmak sokar gibi her bolumde neredeyse surekli yapmak bence direkt tribunlere oynamak olmus.

    11 ağustos 2021 16:47

    31. manhattan'ın en zengin gençleri ve brooklyn'den aralarına katılan 2 kardeşin ve ailelerinin hayatını anlatan gençlik dizisi. 

    öncelikle diziyi işleniş ve oyunculuklar olarak çok beğendim. her bölümün adeta bir sezon yoğunluğunda olması da diziye karşı beni canlı tuttu. dizide en sevmediğim karakter serena van der woodsen. sevmeme sebebim ise sürekli dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünmesi, sahte alçakgönüllülükler yapması, düşmanın düşmana yapmayacağı şeyleri dostlarına yapıp işi bitince hiçbir şey olmamış gibi minik bir özür dilemesi. blair ve serena atışmalarında buradan anlaşılacağı üzere her zaman blair'i savundum. blair bence hiçbir zaman serena'nın gölgesinde kalacak bir kız değildi. sadece daha mantıklı daha güvenli hareket eden bir kızdı ve gerek medya gerek diğer insanlar tarafından tabii ki daha abuk hareketlerde bulunan serena it girl ilan ediliyordu. blair'in kıyafet ve aksesuarlarına da ayrıca bayıldığımı söylemeliyim. serena zor şeyler yaşamış olsa da böyle bir insan olmasında çevrenin rolü olduğunu düşünüyorum. annesi bile "senin gibi bir kızın elde edemeyeceği erkek yok" diyor. çevresini 'elde eldilecek erkekler' olarak görmesine sebep oluyordu bence bu düşünce. 

    nate ise sanırım diziye katılan her kadın karakterle sevgili oldu. dizideki karakteri hiç şıpsevdi gibi durmuyordu başlangıçta açıkçası nate beklemediğim şekilde devam etti. blair ile de hiç yakışmıyorlardı. 

    diziye asıl bağlayan şey chuck ve blair aşkı. her bölüm sonrası bu nasıl aşk böyle diye insan kendi kendine 2 saat hayal kuruyor. birbirlerine de çok yakışıyorlardı. özellikle chuck'ın blair'e ilk evlenme teklifi edeceği sırada öncesinde jenny ile beraber olduğu için edememesi çok kalbimi kırmıştı. aynı yüzüğün dönüp dolaşıp en sonunda blair ile kavuşması romantikti. 

    jenny sinir olunası mı yoksa hak verilesi mi bilemiyorum. kraliçelik için dişlenmesi, babasına sürekli karşı çıkması, chuck ile beraber olması evet sinir olunası. ama moda tasarımın peşinden koşmasıyla ve bu yoldaki tüm riskleri göze almasıyla bence gayet tebrik edilesiydi. 

    gossip girl'ün dan çıkması biraz 'meh' oldu sanki. beklemiyordum ama şaşırtmadı da. başta eric sonrasında jenny olduğunu düşünmüştüm. dan serena'dan sonra çok değişti. öncesinde serena'ya yine aşıkken de bence gerçekten iyi bir insandı. çevresi değiştiğinde sürekli kendini onların yanında özgüvensiz hissetmesi sebebiyle pek çok kalp kırıcı yönteme başvurdu. saygı için onlardan gelecek korkunun olması gerektiğini düşünmüyorum. gossip girl yerine kendi özgüveni üzerinde çalışsaydı da aynı sonucu alırdı bence. ancak gossip girl olduğu açıklandıktan sonra aslında sezonlardır fark edilebilecek şeyler olmasına rağmen ya nasıl anlamadım ki diye kendime hayıflanmıştım ben.

    lily'nin gençlik zamanını gösteren kesitin devam etmesini bekliyordum. rufus'la olan çocuklarını buldular ee sonra? bu olayın da devamını bekliyordum. lily'nin hayatıyla ilgili pek çok şey bende yarım kaldı. finale kadar geldi gelecek diye izledim. 

    rufus'un iyi bir baba olduğunu düşünmekle beraber gönül işlerinde çok çabuk inanan daha kötüsü çok çabuk vazgeçen bir insan olduğunu düşünüyorum. lily ve serena'yı aynı kişi olarak düşünüp dan'e ona göre öğütler vermesinin dan'in düşüncelerini karıştırdığını da düşünüyorum. 

    dizideki favorilerimden biri de dorota. keşke benim de bir dorotam olsa. bence blair'in hem annesi hem en yakın arkadaşı dorotaydı.

    10 ağustos 2021 17:30


    30. benim de çoğu kişi gibi bu diziyle tanışmam e2 ve cnbc-e sayesinde olmuştu. hatta dizi başlamadan önceki düzleştirici reklamını bile hatırlıyorum hala. o zamanlar daha 12-13 yaşımda olmama ve stilmiş güzellik standartlarıymış bilmememe rağmen blair'in güzelliğine hayran kalırdım. bana kalırsa serena'dan çok daha güzel bir kadındı. bu aralar sıkıntıdan rastgele bölümler açıp açıp izliyorum hiçbir kıyafeti göze çarpmıyor, stilist blair için gerçekren çok zamansız parçalar seçmiş. blair'in o saç rengi, dudaklarının şekli, kıyafetleri ve aksanı... gözümde gerçek bir queen. taa o zamanlardan blair'i kendime örnek almışım ki resmen imkanlar el verse hep etek, elbise ve topuklu ayakkabılarla dolaşırım.

    ben diziyi hiç tam olarak bitiremedim ama genel olarak olaylara hakimim ve finalini izledim. o yüzden bazı yorumlar yapmaya geldim.

    blair ve chuck'ın ilişkisi o kadar toksik bir ilişkiymiş ki yeni yeni fark ediyorum. daha bugün her sezondan farklı bölümler izledim ama hepsinde duyduğum cümle: "seni seviyorum ama bu sana aşık olduğum anlamına gelmez." "birlikte olamayacağımız seni sevmediğim anlamına gelmez." "seni seviyorum ama birlikte olmamalıyız." bitch wtf??? ağız tadıyla bir true love izleyelim dedik ilişkinin toksikliğinden beynim yandı. benim kaderim bu zaten süslüler hangi dizide bi çifti shiplesem nedense bu çiftler asla bir araya gelemeyen ve bir araya geldiklerinde mutlulukları çok kısa süren çiftler oluyor. 

    -spoiler-

    dediğim gibi tüm sezonları izlemedim ama galiba en sağlıklı ve normal bir blair& chuck ilişkisi galiba son sezonda işlendi. o da 10 bölüm sürdü zaten. ben evlilik sahnesine çok takılmadım orada zaten gösterilmeye çalışan şey her şeyin mükemmel olmasına dikkat eden şaşa ve gösteriş meraklısı blair'in bütün bunları geride bırakıp öyle bir törenle evlenecek kadar chuck'ı sevmiş olmasıydı bence. ama ben de blair ve chuck'ın bu normal ilişkilerini, evlilik sürecini, bebeklerini biraz daha izlemek isterdim. keşke 6. sezonu da 24 bölüm yapsalardı.

    benim bu diziyi bi türlü bitiremememin bir diğer sebebi de gerçekten denildiği gibi çok fazla olaylar oluyor ve çok çabuk unutuluyor. yani bi arkadaş grubunda herkesin birbiriyle yatması birlikte olması sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleri bana hiç inandırıcı gelmiyor. serena ve blair arasında da hep bariz kıskançlık vardı sanki, bu ikisinin de ilişkisini hiç gerçek bfflik olarak görmedim.

    amaa beni dizide en mahveden bölümler tvden takip ettiğim zamanki blair'in prensle evliliği ve akabinde yaşananlar. chuck kaç kez yalvardı hem düğünden önce hem blair kaçtıktan sonra. blair'in kaçtıktan sonra chuck'ın yanına gitmeyip üstüne sezon sonuna kadar dan'le sevgili olmasını aşamıyorum bir türlü. chuck'ın o çaresizliği o kadar güzel anlatılmış ki bugün hep o bölümleri açıp açıp hüzünlendim. son sezon 10 bölümlük chuck blair ilişkisi izlemek yerine, o da gıdım gıdım sahnelerle, düğün sonrası blair ve chuck beraber olsaydı çok daha güzel sahneler izlerdik. düğünde herkes blair'i ararken chuck'ın blair'in empire hotel'de olduğunu öğrenince yaşadığı mutluluk ve heyecan akabinde gelen hayal kırıklığını unutamıyorum.

    -spoiler sonu-

    18 şubat 2021 01:40

    29. defalarca başlayıp, yarım bıraktığım dizi(ydi). nihayet bitirdim. hep yarım bırakmamın sebebi, çok fazla olay olması ve sürekli değişen kimin eli kimin cebinde ilişkilerdi. neyse ki bu aralar canım çok sıkılıyor diye oturdum ve bu sefer başından kalkamadan bitirdim.

    ha yine herkesin herkesle sevgili olması sinirimi bozdu. bi ara artık, blair ve rufus bile sevgili olabilir gözüyle baktım diziye, şaşırmazdım yani. ya da dorota ile nate... istese yaparlardı... zaten çift olmayan kaç kişi kaldı ki dizide?

    neyse, tabi ki favorim blair ve chuck. blair açık ara dizinin en iyi giyinen ve devamlılığı olan karakteriydi. bocaladığı zamanlar olsa bile kimi sevdiğini hep biliyordu, amacı hep belliydi. tarzı ise gerçekten zamanının ötesi. şuan bile, giydiği çoğu şey asla sırıtmaz. ayrıca sevimli-kötü olayını her haliyle çok iyi taşıdı. mesela bize uyarlaması olan küçük sırlar dizisinde merve boluğur asla bu role yakışmamıştı.

    dizi moda açısından gerçekten çok iyi, mesela lily karakteri de yaşına göre çok şık giyinen bir karakter ve günümüz modasına da uyacak klasik bir tarzı var.

    konu olarak sürekli değişen olaylar sizi diziye bağlayabilir de soğutabilir de. belli bir konu devamlılığı seviyorsanız sizi biraz yoracak bir dizi çünkü 10 bölümde olacak olaylar 1 bölümde olup bitebiliyor çoğu zaman. bazı karakterler diziden ne zaman ve niye çıktı hatırlamadığınız anlar oluyor. ha yok ben sürekli olay seviyorum, dinamik bir dizi olsun derseniz tam size göre.

    neyse genel olarak sevdiğim bir dizi oldu, finaline kadar. finali ise sevmedim. tamam blair ve chuck'ın evlenmesini zaten bekliyordum ama o kadar aceleye getirmişlerdi ki herşeyi asla bir tat alamadım finalden. bilmiyorum ben yeni izleyip bitirdiğim için olaylara hakim değilim ama dizi bir olay yüzünden erken bitirilmiş gibi. keşke +5 bölüm fazla olsaydı ama final bölümünde ki olayları sindire sindire görseydik.

    spoiler ---

    mesela gossip girl'in dan olduğu ortaya çıkıyor ama herkes "aa dan'miş, tamam o zaman" diyip geçiyor. daha düne kadar nefret ediyordunuz bu olaydan ne ara memnun oldunuz? arada ki o ikilemde kalmayı, öfkelenmeyi, affetmeyi görseydik keşke.

    blair ve chuck karakteri ise diziyi alıp sırtlanan ikili olmasına rağmen (cidden öyle. okuduğum bir yazıya göre ana karakter serena ve dan olmasına rağmen blair ve chuck karakteri o kadar sevilmiş ki, blairin daha ön plana çıkması blake lively ve Leighton Meester'in arasını bozmuş, çünkü blake daha ön planda olmak istiyormuş. hatta leighton'un blake hakkında "bencil ve egoist" demişliği var bu yüzden.) ... (blair ve chuck) basit şekilde evlendirilip geçiştirildi, ki sinir oldum. gerçekten sade ama güzel bir düğün sahnesini hak ediyorlardı.

    son sezon genel olarak tatmin edici değildi yani benim açımdan. hatta 5. sezondan itibaren sadece blair ve chuck sahnelerini izleyip geçtim. dan ve blair aşkı başlayınca o bölümleri izlemedim bile, direkt 5. sezon finaline atlayıp, final sezonuna geçtim. o kadar alakasız ve saçma bir çiftti. arkadaş olarak kalsalar cidden çok daha güzel ve etkileyici olurdu.

    neyse işte benim fikirlerim genel olarak bunlar. ara ara blair ve tarzı için tekrar izleyeceğim bu diziyi. çünkü canım blair <3

    21 ocak 2021 23:32

    28. çerezlik gibi dursa da bağımlılık yapan gençlik dizisi.

    - azıcık spoiler-

    Dan korkunc bir aşağılık komplekse sahip öldüğü için gossip girl kim sorusunu en başından beri tahmin ediyordum.

    Vanessa işe görüp görebileceğim en itici ve gereksiz karakterdi olmasa çok daha iyi olurdu.

    Nate karakteri çok daha akılda kalıcı olabilecekken oyunculukta yetersiz geldi gözüme.

    Serena.. dünyanın en kendine tapan ve bencil insanı. bencillik bir insan olsa Serena olurdu ne kendisine ne de çevresine tek bir faydası olmayan insan tıpı.

    Lily ve Blair favorim oldu. Blair'in birkaç toksik yanı olsa da genel olarak dizinin izlenme sebebi Blair ve tarziydi bence. bu arada Blair tam bir aslan burcu nasil oğlak burcu belirlemisler burcunu amerikan başbakanı dahil herkesi göreve davet ediyorum düzeltilsin.

    24 haziran 2020 22:39 24 haziran 2020 22:39

    27. Ben bu diziyi korona sebebiyle eve kapandıktan sonra izlemeye başladım. 2. Sezonun sonlarına geliyorum. Serena ve Dan bana nedense (belki de yaşımdan dolayı. İlk çıktığı zamanlar izleseydim belki de farklı düşünürdüm bilmiyorum.) çok itici ve sinir bozucu geliyor. En sevdiğim karakterlerse chuck ve blair. Her bölümün % 70'ini atlıyorum. Birkaç olay dışında hep aynı muhabbetler dönüyor. Niye izliyorsun be kadın derseniz de iş olsun işte 6 sezon sürmüş boşa değil herhalde dedim ama yakında tamamen bırakacağım galiba.

    26 mayıs 2020 23:45 26 mayıs 2020 23:58


    26. Ülkemizde covid19un baş göstermesiyle birlikte başladığım ve az önce bitirdiğim dizidir. O kadar çok izledim ve o kadar çok özümsedim ki rüyamda kendimi karakterlerle newyorkta bile gördüm. Harika kıyafetler gördüğümüz ve muhteşem şarkılar duyduğumuz bir dizi oldu. 

    21 mayıs 2020 23:28 20 haziran 2020 19:21

    25. eskiden serena’yı severdim. büyüyüp fikirlerimin değişmesiyle blair’ın hem çok güzel bir arkadaş, hem de harika bir sevgili olduğunu düşünmeye başladım. bütün manipülasyonlarına, planlarına rağmen evet. 

    ayrıca harika bir soundtracki olan dizi. 

    28 nisan 2020 16:09

    24. And who I am? That's a secret i never tell. XOXO gossip girl.Daha geçen yıl bulduğum için kendime kızdıran dizidir. Çok uzun dizileri bitiremem ama bu diziye aşıktım. Gelmiş geçmiş en iyi gençlik dizisi olmaya aday. Chuck Bass en sevdiğim karakterdi. Dan'in şapşallıklarını izlemeye bayılıyordum. Nate dizide en yakışıklı bulduğum karakter. Herkes her ne kadar Blair daha güzel dese de benim tarzım Serena. Fiziği, gözleri, saçı, giyim tarzı. Tam hayallerinizdeki kız. Blair de güzel ve karakteri, davranışları Serena'ya fark atar. Gittiği balolar, arkadaş ortamları insanı hep özendiriyor. Bi de gıcık Jenny vardı tabii onu da unutmamak lazım.

    Bir de efsane replik bırakmak istiyorum:

    I'm not a stop along the way. I'm destination.

    27 nisan 2020 20:59 27 nisan 2020 21:00