yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (49)
    • medya (0)

    49. Burada uzun aralıklarla yeme içme tavsiyesinde bulunulan rahatsızlık. Aksine uzun süre aç kalmamalısınız. Diyetisyen bunu özellikle tembihledi. Ara öğünleri sakın atlama dedi. Tatlı, karbonhidratlı şeyler, çaya şeker atmak yasak. Benim öyle çok kilom da yok ama aldığım kiloları vermekte zorlanmıştım. Bunun dışında çok fazla tatlı yiyordum ve sürekli karbonhidrat tüketiyordum. Börek, açma vs. Çok severim. Bunlar ne yazık ki çok zararlı alışkanlıklar ve bu durumu tetikliyormuş. Lütfen hekime gittiğinizde fazla kilonuz olmasa da insülin direncinize baktırmak istediğinizi söyleyin. Umarım insülin direncini hepimiz kırarız. Bir de gün içinde 30 dk spor yap dedi diyetisyen. Hareketsiz olmamalıymışız. Sporu düzenli olarak yapmamız, boş gün bırakmamamız gerekiyormuş. Beyaz ekmek yerine tam buğday ya da çavdar unuyla yapılmış ekmek yememiz gerekiyor. Gece geç yatıp benim gibi erken yemek yediğinde tansiyon düşmesi gibi bir his yaşayanlar varsa diyetisyen yedide akşam yemeğini verdi ama saat dokuz buçukta yulaf ezmesi verdi. Granola yasak. Ben de şu şekilde yaptım: bir bardak sütte üç yemek kaşığı yulaf ezmesini pişirdim. Süt Kaynadıktan sonra iki dakika kadar daha ocakta tuttum. Sonra soğuttum. İçine tatlı bir muz ezdim (muzu ocakta sıcakken içine koymamamız gerekiyormuş). Muzu bilerek biraz parçalı gibi bıraktım. Bu benim tercihim. Bir miktar şeker tadını alabilmek adına. Sonra kakao ya da tarçın koyup biraz ceviz ekledim. Benim çok fazla kilo sorunum olmadığından diyetisyen kakao diye yazmıştı. Annemin diyetisyeni tarçın yazmıştı. Sanki tarçın şekeri dengelemede daha iyi olabilir. Biraz sıkın kendinizi. Direnci kıran çok insan okudum çeşitli yerlerden. Kırdıktan sonra çok salmadan ama daha rahat yaşayabiliriz.

    26 temmuz 2022 00:48 26 temmuz 2022 10:32

    48. aşırı karbonhidrat tüketiminden kaynaklanan durum. bununla birlikte başka nedenleri de var (hareketsiz yaşam tarzı, uzun süreli steroid ilaç kullanımı, cushing, pcos, genetik yatkınlık vs gibi) ama bu entryde sadece karbonhidrat (şeker) üzerinde duracağız.

    çok fazla karbonhidrat tüketir (başta şeker olmak üzere ekmek, makarna, patates, nişastalı gıdalar, çikolata, hamur işleri vs) ve bunu yakamazsanız vücuttaki mekanizma şöyle oluyor:

    1. beslenmeyle birlikte anormal miktarda şeker kana giriş yapar.

    2. normalin üzerindeki şeker pankreası uyarır, (gbkz: insülin) salgılanır. fazla şeker olduğu için fazla insülin üretilir.

    3. insülin, çekirdeği ((gbkz: nukleus)) olan bütün hücrelere bağlanıp "kanda fazla şeker var, bunu içine al ve yak" meşazı verir.

    4. meşazı alan hücreler (gbkz: glut4) diye bir reseptörü hücre yüzeyine çıkartarak kandan şeker çekmeye başlar. çok fazla insülin bu meşazı ilettiği için çok şeker tüketilir, kan şekeri düşer.

    5. düşen kan şekerini dengelemek için (gbkz: glukagon) üretilip kana verilir. kaslar ve karaciğerdeki şeker depoları yıkılmaya, kana şeker beslemesi yapılmaya başlanır.

    6. bu denge bir artar bir düşer derken zar zor dengelenir (çünkü normal bir durum değildir. anormal miktarda olan her şey böyle dengeleme problemleri oluşturur. league of legends'taki şampiyonların ilk çıktıklarındaki gibi (gizlinot: swh))

    7. bu durum böyle çok uzun süre devam ederse hücrelerdeki glut4 isyan eder, "başlarım senin yiyeceğin hamburgere de yanına içeceğin cola zeroya da" der, yüzeye çıkmaz, hücreler kandaki şekeri sindirmemeye başlar (aha grev).

    8. vücut daha fazla insülin yollar, bir süre sonra insülinin üretildiği yer olan pankreas da isyana katılır, üretmiyorum ulan diyerek insülin iyice azalır.

    9. kan şekeri mütemadiyen yüksek seyretmeye başlar, bu da bir takım riskleri beraberinde getirir.

    riskli durumlar

    1. kan şekerinin fazlalığı damar içine fazla su çeker. fazla su osmotik basıncı artırır. damar çeperlerine basınç yapar ((gbkz: hipertansiyon)). bu da aorta yırtılmasına (aort diseksiyonu) kadar varabilecek saçma sapan durumlara sebep olabilir.

    2. kana fazla su çekilmesi demek, damarda dolaşan kan miktarının fazla olması demek. bu da kalbin işini zorlaştıran bir durum. daha fazla kan pompalamak için kalp büyüyebilir ((gbkz: kardiyak hipertrofi)) (biz bu 2 maddeye kalp damar hastalığı yapar diyelim. araya da damar sertliği ((gbkz: ateroskleroz)) ekleyelim)

    3. diyabetle doğrudan ilişkilidir. fazla karbonhidratı yakamazsak yağa dönüşür, iç organların etraflarında (viseral) ve deri altında (subkutan) depolanır. böyle devam ederseniz evinize (gbkz: doktor nowzaradan) gelir, mürsel'den sonra ülkemizi bir amerikan programında daha temsil edebiliriz.

    4. insülin aslında saçtan tırnağa büyüme sinyali olarak görev alır (bkz: insulin-like growth factor). yukarıda anlattığım mekanizmayı çok fazla kullanırsanız şekeri kullanan hücreler gereksiz yere bölünüp yeni yeni hücreler oluşturur. her hücre bölünmesi risktir. teknik kısmına bu yazıda girmeyeyim ama risk yani, o kadarı bilseniz yeter. devam ederseniz (gbkz: kanser)e kadar gider.

    "siz en iyisi kelle paça yiyin (gizlinot: swh)" - buyucu karatay

    3 temmuz 2020 23:40

    47. Geçen sene mart ayında yüzleştiğim şey -ki bu yüzleşmeyi 2 sene kadar erteledim- ilaç tedavisine başladım hemen ve 5 kg gitti ilk 1-2 ayda. beslenmeme hiç dikkat etmedim tabi bu süreçte. yaz tatili sonrası ekim ayında Dikkat etmeye başladım ve ekim kasım aylarında sabahları 10bin adım atarak 15 kg daha verdim. Sonra yağmur çamur derken yürüyüş bitti. tam başlayayım diyodum, bu virüs illeti çıktı. Ekim ayından bugüne 4,8 olan direnç değerim 1,7'ye düştü. Ama hala çok dikkat etmem gerekiyo çünkü henüz kilo koruma döneminde değilim ve vermem gereken 5 kilom daha var. 

    6 nisan 2020 01:53


    46. not: gereksiz uzunlukta bir yazı oldu, kusura bakmayın süslülerim dertleştim resmen biraz.

    yıllardır bende olan, zaman zaman yendiğim ve ilacını bıraktığım, son 6 yıldır düzenli kullanamadığım ilacından dolayı tekrardan fazlasıyla yaşadığım sıkıntıdır. kilo aldırır, saç döker, sabahları kalktığınızda gece kim beni dövdü şeklinde uyandıran, doymak bilmez bir iştah, aslan tatlıya hayır diyememe, vücudun vitamin-mineral dengesinin bozulması, zaman zaman sebepsiz yere hasta hissettirme yaşatan lanet bir hastalık. ilk endokrinoloğa gidişimde bana direncim için glifor vermişti ve aşırı zorlanmamıştım açıkçası ilacı içerken (gizlinot: mide bulantısı ve ishal). ve sonuç olarak ilaçla beraber daha kaybolmamış ultra hırsımla güzel bir kilo vererek (gizlinot: 83ten 60a) zayıflamıştım. bu esnada bir diyetisyene gitmiştim ama adamın bana yaptığı sadece gaz vermekti, ayda 1 kez giderdim kendisine ve "günde 8 dilim ekmeğin var, 3 tane süt hakkın var, vs. bunları ister bir oturuşta ye, ister gün içine böl" diyip beni her ay gönderirdi. üstelik evlerimizde bulunan normal bir analog tartıda tartardı ama gençlik ve bazı gazlayıcı etkenler yaşayan biri olarak deliler gibi motive olarak o odadan çıkar ve 1 ay sonra 4-5kg vererek geri dönerdim ona. ama noldu? ara öğün yersen, ekmek yersen, bu arada endokrinoloğun bi hayli yüksek çıkmış anti tpo değerini önemsemezse haşimato olursun. ve tam da öss seneme denk geldiği için ben yine kilo aldım üstelik bu sefer 90.ı gördüm. "tıp" istediğim için deliler gibi çalışmaktan (gizlinot: saatlerce oturmak, hareketsiz yaşam, stresten yemeler, uyku düzeninde bozulmalar), dershane, özel dersler, ailevi sıkıntılar derken resmen sağlığım elden gidiyordu. bu esnada şrfsz eski sevgilimle tanışmıştım, şimdi düşünüyorum da nasısa beni bu kiloda beğenen var düşüncesine mi girdim, o rahatlığı mı yaşadım bilmiyorum ama daha saldım kendimi. işin kötü tarafı gerçekten obez olan yada ciddi kilo problemi olanlar beni anlarlar belki ama ben aynaya baktığımda kendimi 90kg olarak görmüyordum ve düzenli beslenirsem ben bunu yine veririm diyordum. ama tabi nah! ciddi ciddi öss.den sonra zayıflamaya çalıştım olmadı derken bende salmışlıkla lisans 3'ün 2. yarısına kadar yuvarlana yuvarlana 100ü zorluyordum. gözüm de alışmıştı bu yeni bedene ama içim kahroluyordu istediğimi giyemeyince. neyse bu esnada ben yine bir endokrinoloğa gidiyim ama bu sefer beni chechkuptan geçirsin dedim, başka bir doktora gittim. usg.ler, sayfalarca kan tahlili, ekg.ler derken allahuekber dağı seviyesinde insülin direncim, haşimatom ve pkosum varmış. üstelik 5 yıl önce gittiğim endokrinolog haşimatomu muhtemelen önemsememiş. bu sefer bana doktorum 2*1000lik glukofen vermişti. bana da ilk hafta yarım akşam yemek sonrası, 2. hafta sabah akşam yarım yemek sonrası, 3. hafta sabah yarım akşam 1 yemek sonrası ve 4. hafta sabah akşam 1er tane yemeklerden sonra şeklinde verdi. ben bu esnada 107 civarındaydım ve 1 ayda 99u zorlar olmuştum taaki bir gece uykumdan kusmaya kalkana kadar. zaten o zamandan beri en nefret ettiğim histir mide bulantısı. (gizlinot: kusmayı seven, hemen kusayım da geçsin rahatlarım diyebilen biri değilim, üstüne bir de bunu yaşayınca bu ilaçtan hepten soğudum ve her içtiğimde loğusa kadınlar gibi bulantımdan yatıp resmen s.çmamak için kendimi tutuyordum. )bu esnada 2 tane holistik tıp doktoru (gizlinot: dahiliye) bana insülin direnci ilacını bıraktırarak zayıflattı birazcık ama öğrenci halimle fiyatları ve verdikleri remedyleri almak beni zorladığından bıraktım. sadece o 2 doktor bana bu ilaçlarsız kilo verebilirsin zaten bırakmak zorundasın bu ilaçları (gizlinot: bu ilaçlar tavandan akan suyun altına kova koymaktır, asıl sorun tavandaki deliği kapamakta bu yüzden de beslenmeni ve hayat şeklini düzelteceksin demişlerdi) diyip beni ilk karatayla tanıştırdılar. daha sonra tiroit ilacımı yazdırmaya gittiğim sağlık ocaklarında, hastanelerde bana hep sen ilaçsız hayatta kilo veremezsin bıdıbıdı diye olmayan inancımı, kaybettiğim hırsımı hepten magmaya çektiler. ama iyilik olsun diye her doktor o zaman sana bu ilacı yazıyorum bu sana iyi gelcektir dedi ama hiçte öyle olmadı hiçbiri işe yaramadı (gizlinot: piyasadaki nerdeyse bütün şeker ilaçlarını denedim janumedlere kadar).böyle de 6 senem geçtikten sonra tabi şuan geri dönüp baktığımda hatalar üstüne hatalar yaşamışım ve elimde olarak/olmayarak sebep ben olmuşum. dedim artık bu köprüden önceki son çıkış (gizlinot: ameliyat) kızım git doktoruna, iç ilacını, kusuyosan kus, sıçıyosan sıç ama hallet şu işi dedim. ve haftasonu yine aynı doktoruma gittim. kendisine bu sıkıntılarımı anlattığımda bana yeni geliştirilen insülin direnci için iğneden bahsetti. ama cidden çok pahalı ve sgk karşılamıyor. kaldı ki ben iğne de yapmak istemiyorum çünkü hala daha o kadar ciddi olduğunu düşünmüyorum olayın salak gibi. doktorum bana "yine de sana ilaç başlamak istiyorum, bu sefer glucophage yazıcam. glucophage bu direnç ilacının babasıdır, en iyisidir, bazı kanserleri bile engellediği görülmüştür blablabla." şeklinde bana gazı verdi. "zaten 3 ay sonra kesinlikle gelceksin o zaman bakıcaz eğer ki işe yaramazsa o zaman iğneye geçeriz" dedi. peki dedim uslu uslu bu akşamdan itibaren kullanmaya başlıcam.

    not: 1. metformin içerikli ilaç kullananlar sık sık b12lerine baktırsın çünkü ilaç bağırsaktan emilimi azaltıyor. bunu öğrenene kadar bende neden hiçbi zaman benim b12m sağlıklı ve sık et yememe ve ilaç kullanmama rağmen yükselmiyor diye kafayı bozmuştum.

    2. ölçtürmeden kullanmayın ama d vitamini kullanın. d vitamini insülin direnci hastalarında zayıflamalarında çok yardımcı. çünkü bu direnç çoğu zaman kötü beslenmeden kaynaklanıyor ve kötü beslenenin de vitaminleri çok iyi değerlerde olmuyor.

    3. evet bence ara öğün yapılmamalı. bilirkişi değilim ama "bana" iyi gelen şekil 2-3 öğündür gün içinde. ne zaman ki hayatımda öğünlerimi azalttım ve düzene soktum o günden beridir şekerim çok daha az düşer yada düşcekmiş hissi gelse bile sakince beklesem atlatırım. eskiden olsa hemen çikolata yerdim. ama tabi baktım iyi olmuyorum o zaman elbette hala ağzıma şekerimi fırlatcak bişi alıyorum.

    4.karatayın neredeyse tüm kitaplarını okudum, şuan çoruhluyu okuyorum ve bol proteinden de uzak durun çünkü vücuttaki asidi arttırırsınız bu da yağ depolamanızı kolaylaştırır diyor. en nihayetinde bence 2si ortak paydada buluşuyor:" temiz ve sağlıklı beslenme" ara öğünsüz. daha sonra ahmet aydın'ın "taş devri" kitabını da okuyup metin özatayı da eklicem listeme. kendime sağlıklı bir sayfa açmak zorundayım.

    5. tüm bunların yanında elbet gluteni sıfırlamicam ama işte yemekhanede çıkan pilavdan 1 kaşık yemicem, annem bana geldiğince yaptığı mis gibi tereyağlı pilavdan 3 kaşık yicem. bunun da frekansı 1-1,5ayda 1 olacağından elbette ki kendime izin verdiğim cheat day.lerim olacak.

    6. spor çok öenmli ki ben hayatımın hiçbi evresinde kalıcı olarak spor yapabilen, seven biri olmadım. ama zorlamalıyım kendimi.

    7. belirttiğim gibi bilirkişi değilim, kendi düşünce-görüş ve çeşitli sayıca biraz fazla doktorlardan duyduklarımı nacizane aktarmak istedim.

    18 şubat 2019 10:35 18 şubat 2019 10:44

    45. sebze-meyve ağırlıklı beslenmek bende bundan kısmen de olsa kurtulmamı sağladı. yediğimiz şeylere ve düzenli bir biçimde -ara öğünlerle birlikte- yemeye dikkat edersek hayat standartlarımızı korumuş oluruz.

    17 şubat 2019 23:38

    44. sizde olup olmadığını şu şekilde anlayabilirsiniz:

    açlık durumunda kan şekeri ve kanda insülin düzeyinizi ölçtürmek için kan testi yapıyorsunuz. Çalışanlar diyetisyenim istedi diyerek iş yeri doktoruna yazdırabilirler. Açlık insülin değeri x (çarpı) açlık kan şekeri / (bölü) 405 size HOMA indeksini veriyor. Bu değer 2.7'nin üzerindeyse, insülin direnciniz var demektir. Bende vardı, 4-5 saat bir şey yemesem hemen başım ağrımaya başlıyordu, açken çok sinirli oluyordum. Diyetisyene gittim. Bende insülin direnci olduğunu görünce karbonhidrat sayımı diyeti verdi 1 ay. (Bu diyette glisemik endeksi yüksek olan gıdaları tüketmeniz yasak ve ara öğünleri kesinlikle atlamamanız gerekiyor, uzun süre aç kalmamak önemli. ama beyaz ekmek yasak olsa da kepekli, çavdarlı ekmek yiyebiliyordum günde 4 dilim. ben karbonhidratla beslenen bir insan olduğum için ekmeği bir anda bırakacağım bir diyeti uygulayamazdım zaten. canan karatay tarzı diyetler bana çok uzak, ve çok şükür gerek de kalmadı. sürdürülebilir bir yaşam tarzı olduğunu düşünmüyorum bu tarz diyetlerin.) Bir ayda 4 kilo verdim, tekrar değerlerimi ölçtürdüm bu hafta, 104 olan açlık kan şekeri 102'ye gerilemiş, 12 küsür olan açlık insülin değeri 6'ya gerilemiş. İnsülin direncim 1 ayda kayboldu sonuç olarak. İşini bilen bir diyetisyenle, tabii ki dediklerine de uyarak kolayca kurtulabilirsiniz, dünyanın sonu bir olay değil.

    17 şubat 2019 00:07 17 şubat 2019 00:10

    43. Yaklaşık 1.5 senedir insülin direncim var fakat 2.5 civarıydı değerim. Ağustosta 4.26’yı görünce şok oldum. Resmen diyabete koşar adımlarla ilerliyorum. Fakat gerçekten yarattığı iştahı yenmek oldukça zor. Dahiliye doktorum 2*1000mg glifor başladı. Fakat gerçekten direkt bu şekilde başlayamadım. Aşırı bir mide bulantısı, ishal yaptı. Uzun süre bu nedenle düzenli kullanıma geçemedim. En son 1 hafta akşam yarım, 1 hafta sabah akşam yarım, 1 hafta sabah yarım akşam tam yaptım. Bu şekilde ilaca alışma sürecim daha hafif geçti, aynı durumu yaşayan süslüler doktorlarınıza danışıp deneyebilirsiniz belki sizde de işe yarar. Şimdi sabah akşam tam kullanmaya başladım. Etkisi yeni yeni ortaya çıkıyor. O anormal üstü iştahım yok artık normal bir insan gibi acıkıyorum. Biraz da hafif bir tiksinti oluşturdu bende bazı yemeklere karşı. iştahımı azalatmasında bunun da etkisi var. 

    Hazır ilaca da düzenli başlamışken yarından itibaren düzenli spor ve sağlıklı beslenmeye başlayarak değerlerimi normal sınırlara getirmek istiyorum. Gelişme olursa yazacağım. 

    2 aralık 2018 16:13 2 aralık 2018 16:14


    42. Olması gereken kilomdan 40 kilo fazlaydım doktora gittiğimde. Kan değerlerime baktırır diyet alırım diyordum. Ama girdiğim hastanenin kapısından bir ay çıkamadım desem yeridir. Yediğim o şekerler, çikolataların bana yaptığı diğer şeylerin yanında insilün direnci hafif bir nezle gibi kalırdı. Şeker hastası olmanın kıyısına gelmiştim. Kan değerlerim altüst durumdaydı. Karaciğerim, ciğerlerim... Tiroid hormonlarım hele. Doktorum mükemmel bir kadındı. Devlet hastanesinin o kalabalığına rağmen yüzünden gülücük eksik değildi. Kemik değerlerime de baktırdı. Tiroid ilaçlarının kemik erimesini hızlandırdığını söyledi. Kemik yoğunluğum yeterince iyi olmadığı için de ne yazık ki insilün direnci ya da tiroid için ilaç kullanamadım. Çare ilaçlara sırtımı yaslamadan zor yoldan gitmekti. İnsilün direncini tetikleyecek yiyeceklerin listesini verdiler. Aradan 6 ay geçti. -27 ile devam ediyorum yoluma çok şükür.

    14 kasım 2018 12:35

    41. Şeker ilacı yerine çemen tohumu yutmaya başladım her yemekten sonra 1 çay kaşığı olacak şekilde. Yapın diyemem sağlık bu sonuçta araştırmanizi yapın ama ben şeker ilacının verdiği etkinin aynısını gördüm artık ilaç kullanmıyorum

    13 kasım 2018 19:34

    40. Şurada pek güzel anlatılmış. Herkesin okuması ve bilinçlenmesi lazım.

    (link: https://eksisozluk.com/entry/37294989 tık tık)

    13 kasım 2018 08:53

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar