58.
Buranın havasının ne kadar kirlendiğini bugün daha net anladım. Normalde taksiyle gideceğim bir yere navigasyon yardımıyla yürüyerek gideyim dedim, bütün cildim tozdan kapkara olmuş. Neyse ki yanımda ıslak mendil vardı da bütün güneş kremini makyajı vb sildim tekrar güneş kremimi sürdüm, eve dönene kadar yine kirlendim. Tamam güzel şehir ama çok araba, çok bina anacım...
57.
Hayatımın 15 yılını - üniversiteden İtibaren- geçirdiğim bir küs bir barışık ama o zamanlarda rahat rahat istiklalde gecenin 3 ünde yürüyebildiğim çok çok eğlenip sağlam eve dönebildiğim şehir. Küsüp gittim ama 2 sene sonra yaşamaya geldim. Şimdi türkiyede olmasam da dizilerde görünce sanki trafikten , kalabalıktan, insanların mutsuzluğundan, kendini ispatlama çabasından , etikete göre yaşama halinden kaçmamışçasına çok çok özledim. Pandemi , tr ye gidememek işi zorlaştırıyor. Özlemek de sevdaya dahil. Hayat normale dönebilirse eğer görsem keşke. caddebostanı ,sahili, boğazı, sabah kahvelerimi, trafikte olsa bağıra bağıra şarkı söylemeyi dostlarımı, tanıdık yüzleri çok özledim. İçindeyken anlamasan da, unutsan da güzelmiş. Hatırlamak lazım..
16 temmuz 2021 03:27
16 temmuz 2021 03:27
56.
Üstteki girdiye ithafen, pazar günü migrosta 0.5 ml hamidiye su.0.75 kuruştu buna göre her halukarda belediye milleti soyuyor
13 temmuz 2021 01:58
13 temmuz 2021 01:58
55.
Soru cevap aparatında sık sık İstanbul'da öğrenci olmakla alakalı soru geliyor. Ben size tek bir örnek üzerinden açıklamak istiyorum. Eğer sabah 7.45'te uyanırsam 9'daki derse yaklaşık 15 dakika geç kalıyorum. Eğer 7'de uyanırsam, yarım saat erken okulda olmamı beklersiniz fakat yine derse 10 dakika geç kalıyorum. İstanbul böyle bir şehir, seçim sizin.
54.
Benim için “büyük aşklar nefretle başlar” sözünün bir şehre uyarlanmış halidir. İlk taşındığımda kalabalığından, karmaşasından, griliğinden nefret etmiştim ve her fırsatta kendime kaçış planı yapıyordum. Ama sonrasında bir şehre aşık olunabileceğini gördüm. Milyonlarca insanın içerisinde herkesin kendine ait bir yer, bir şey, bir parça bulabileceği bambaşka bir dünya. Nil’in de söylediği gibi “buranın adı İstanbul, geceleri masal olur”.
53.
hiç istanbul'da yaşamadım ama en çok merak ettiğim şehirlerden biri. kalabalık ya da çevre kirliliği çok olabilir ama güzel yanları o kadar fazla ki... keşke araplardan önce bizler yeniden ele geçirsek
52.
baharın bu yıl 17 nisanda geldiği şehirdir..
bir başka gelmiştir bu yıl :)
51.
Benim için ufuk çizgisinin olmadığı bir şehir. Gökyüzü adeta daralmış, baktığım her yerde bir engel varmışçasına uzakları göremiyorum. Kısa bir İstanbul gezisinin ardından ankara'ya döndüğümde bunu fark etmiştim. İşte demiştim geniş bir gök, bulutlar, akşam kızıllığında ufuk, batan güneş, Bana huzursuzluk veren his buymuş. Yaşamak için tercih etmeyeceğim fakat bütün o kirletilmişliğin ardındaki güzelliğine, tarihine, sanatına belki de en çok geçmişine vurulduğum şehir.
50.
Aşık olduğum şehir. Hiç gitmedim ve o kadar çok merak ediyorum ki.. sevdiğim adamla galata kulesine çıkmak, boğaz köprüsünü izlemek, kız kulesini izlemek, büyük adalara gitmek bisiklet sürmek, vapura binmek.. o günler gelir belki diye bekliyorum. Bazen de neden sahil şehrinde yaşamıyorum diye küçük isyanlar ediyorum..
49.
istanbul'un belki de en kötü semtlerinden birinde yaşıyorum. burada doğdum, büyüdüm. insanlar sadece yaşıyor burada, işe gidiyor, okula gidiyor ve eve geliyor. kendimi büyük bir köyde gibi hissediyorum. güvenliksiz, pis ve kalabalık bir köy.
genel olarak sosyal hayatın döndüğü semtler var. oralara gidip geliyorum fakat eve dönerken sanki farklı bir istanbul'a giriyorum. yani madalyonun diğer yüzü pek iç açıcı değil.