yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (2)
    • medya (0)

    2. 20 mayıs 1806 doğumlu olan john stuart mill, babasının bir dahi yaratma isteği sebebiyle yaşıtlarından uzak, oyun oynayamayan bir çocuk olarak yetiştirilmişti. tabiri caizse 'kobay' gibi sürekli olarak dersler alan, düşünmeye sevkedilen izole bir çocuktu.

    bu gibi durumlarda, ortaya bir cani ya da psikopat çıkmasını bekleyebilirsiniz ancak john stuart mill başarılı bir kobaydı. gerçekten tarih, felsefe, siyaset gibi birçok konuda uzman, yeni diller öğrenmiş bir dahiye dönmüştü. yine de ne yazık ki sosyal yaşantısı ve insan ilişkileri onun için zorlayıcı unsurlardı.

    john stuart mill, insan hakları ve özgürlüklerinin büyük savunucularındandı. ona göre diğerlerine zarar vermediği sürece insan her yaptığında özgürdü. özellikle de kadın hakları(gizlinot: ilk feministlerdendir) onun için çok önemliydi. doğum kontrol yöntemlerini desteklemesi, kadınların içten içe köleleştirildiğini söylemesi ve eşitlik arayışı onu tutaklanmaya kadar götürmüştü.

    faydacı bir düşünür olan mill,yüksek haz ve aşağı haz dediği derecelendirmeler yapmıştı. çünkü ona göre mutlu bir domuz olmayı mutsuz bir insan olmaya tercih edecek kişi sayısı çok azdı. bir insanın okuyacağı kitaptaki haz, bir hayvanın yemek yerkenki mutluluğuna denk olamazdı.

    'on liberty' ve "the subjection of women" gibi okunması gereken çok önemli eserleri olan john stuart mill, 1873'te hayata veda etmiştir.

    26 mayıs 2020 16:21 26 mayıs 2020 18:40

    1. liberalizmin öncülerinden ingiliz filozof. (gbkz: özgürlük üzerine) yazdıklarında en çok aklımda kalan konu ifade özgürlüğüyle ilgili görüşleri. kendisine göre gerçeğe ulaşmanın yolu sınırsız bir ifade özgürlüğünden, herkesin her istediğini söyleyebildiği ve tartışabildiği bir ortamdan geliyor.

    yani doğru anladıysam, bu durumda yasaklı ifade diye bir şeyin kalmadığı ortamda insanın ve toplumun mutlaka doğruyu bulacağı fikri var. ben kendisine çok da katılmıyorum. özgür bir tartışma ortamı illa bizi doğruya gerçeğe güzele ulaştıracak diye bir şey yok çünkü insan bu kadar rasyonel bir varlık değil gibi geliyor. tabi benim ne haddime ama öyle işte.

    not: birinin uktesiydi ama unuttum eklemeyi.

    1 şubat 2017 12:06 1 şubat 2017 12:06

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar