korelilerin cilt bakımı

35. kore ürünlerini paketlemelerini vs her şeyini ben de seviyor olmama rağmen kore kozmetik sektörünün kore'nin kültür emperyalizminin bir uzantısı olduğunu düşünüyorum.

10 adımlı cilt bakımı sürekli ürün tükettirmek ve sattırmak hatta yeni yeni ihtiyaçlar uydurmak üzerine kurulmuş bir rutin. isteyen yine uygulasın tabi. yeni medya düzeni üzerinden bizlere aktarılan bu nümayişin arkasında kocaman bir kapitalist bir düzen var ve bu düzen ürün tüketimini arttırmak için kendine yeni yeni rutinler uyduruyor. sosyal medya da bunu bir realiteymiş, gereklilikmiş empoze ediyor.  kpop - kozmetik - turizm - kore dizileri de bu bağlamda birbirinden ayrı düşünülemez. 

34. Cildi nemlendirme esas alınan cilt bakım rutini. Kore ürünlerinde zaten ciddi derece exfoliant yüzdesi, retinol yüzdesi göremezsiniz. Esas amaç cildi nemlendirerek cilt bariyerini güçlendirip cildin kendinin bu tarz sorunlarla "savaşmasını" sağlamaktır. Teorikte evet iyidir hoşdur ama ciddi bir siyah nokta problemi olan biri olarak ne bha tonikleri ne de retinol serumları benim sorunumu çözmüştür. Ama nemlendirici serumlarından, kremlerinden, güneş kremlerinden genellikle memnun kalıyorum.

33. yavaş yavaş uzaklaştığım, biraz da uzaklaşmak zorunda kaldığım cilt bakımı. ülkemizde de yaygınlaşmaya başladığı ve benim de içine düştüğüm zamanların en başında da asla 10 adımlı versiyonunu yapmamıştım ama serumlar hariç (o dönem yurt dışından bir sürü the ordinary serumu almıştım) bütün cilt bakımım kore cilt bakım ürünlerinden oluşuyordu. içerikleri olsun, ürünleri sunuş şekilleri olsun çok memnundum. hala memnunum ama artan fiyatlarla birlikte o boyuttaki o ürünlere o kadar para vermeye elim asla gitmemeye başladı. ilk aşamada daha makul bir şekilde fiyat artışı yaşandığı için incik cincik içeriklerine ve boyutlarına da bakarak türkiyede satışı olan kore ürünleri arasında bir nebze daha "uygun" fiyatlı olanları almaya başladım. ancak şu an boyut ve fiyat açısından beni tatmin eden ürünleri 350-500 skalası altında asla bulamıyorum. birçok yerli cilt bakım markasının kurulmasıyla birlikte piyasaya göre uygun fiyatlı ve aynı zamanda temiz, minimal içerikli birçok ürün çıkmaya başladı ve bu beni aşırı sevindiriyor. bu gelişmeyle birlikte iyice kore ürünlerini bırakıp yerli markaları desteklemeye başladım. gayet de memnunum, gerçekten iyi iş çıkarıyorlar. ancak tek sıkıntım nemlendirici ve güneş kremi. uygun fiyatlı, güzel içerikli ve t bölgemi yağlandırmayacak bir nemlendirici ve güneş kremi seçeneğiyle karşılaşmadım. bu yüzden bir süre daha bu iki kategoride ilk bakacağım yer kore ürünleri. lütfen türk markaları şöyle temiz ve minimal içerikli jel formda yağlandırmayan ama nemlendiren bir nemlendirici üretin be. nolur yani nolur.

32. güneş koruyucu ile birlikte 10 adımdan oluşan bir rutin. tüm aşamaları uygulamak için de ciddi bir bütçe ayırmak gerekiyor. ben düzenli bir şekilde 1 buçuk yıl boyunca bu rutine uyduktan sonra cildin ihtiyacına uygun minimal bir rutinin yeterli olduğuna karar verdim.

bu süreçte çok fazla kore ürünü denedim. alırken cilt tipime uygun ürünler seçmeme ve burada çok güzel yorumları olan ürünler kullanmama rağmen hiç "bundan çok memnun kaldım, tekrar alırım" dediğim bir ürün olmadı. 

yine de bu rutinin bana kattığı iki önemli şey oldu: çift aşamalı temizlik ve güneş kremini rutinime oturtmak. çift aşamalı temizlik, kil maskesiyle birlikte siyah noktalarımın azalmasına yardımcı oldu.(gizlinot: tamamen kurtulamadım sadece azalmasını sağladı) cildim lekelenmeye meyilli olduğu için güneş kremini düzenli bir şekilde kullanmaya başlamak da benim için büyük bir artı oldu. ben dermokozmetik ürünlerin daha çok artısını gördüğüm için yine eski düzenime döndüm.

31. cildimi kurtarmış cilt bakım rutini ve ürünleri

30. 3-4 yılın sonunda net bir şekilde şuna inanıyorum: büyük bir yalan.

cildi nemlendirmek için yapmak gereken, sonsuz sınırsız adımlar değil, net bir nem verici ürünle cildi nemlendirmek, net bir oklüsiv bariyerle nemi cilde hapsetmek.

korenin dünyaya tek katkısı esanslar / nemlendirici tonikler olabilir.

hiç bir kore ürünü serumdan ya da nemlendiriciden hoşlanmadım sanırım bugüne dek.

beğendiklerim hem avrupa menşeili dermokozmetik ürünler oldu.

aradaki adımlar ne olursa olsun, cilt bakımımın kalitesini hep kullandığım aktif içerikler (retinol, peptit, c vitamini gibi kanıtlanmış maddeler) ve onların üstüne uyguladığım kremin koruyuculuğu ve nem tutması belirledi.

mucize olarak pompalanan hiç bir üründen cerave'den aldığım verimi alamadım.

her sene yeni bir çeşidi abartılan hiç bir çiçek özü, iyi nemlendirme dışında bir fayda sağlamadı.

kore'nin tek faydası, bu ürünlerle piyasayı önce domine edip herkesi cilt bakım meraklısı yapması, ardından bütün dünyadaki cilt bakım markalarını ulaşılabilir aktif ürünler yapmaya itmesidir.

retinol etkileri bin yıldır bilinen bir içeriktir, halbuki türkiye'de 2-3 yıl öncesine kadar drugstore'larda gerçek retinol ürünleri bulmak imkansıza yakındı (muhakkak bir kaç istisnası vardı, ama cidden bir kaç yani).

şimdiyse bir çok markanın cidden "retinol" içeren (retinyl palmitate değil) ürünleri uygun fiyatlara satılıyor.

askorbik asitler peptitler, çok uzun yıllardır cilt bakımında varken bunlara gerçekten ulaşmak imkansızdı. kore, rekabeti öyle bir yere çekti ki bütün markalar ulaşılabilir ve yüksek aktif içerikli ürünler çıkarmak zorunda kaldılar. cilt bakımı çağ atladı şu son 4-5 yılda.

alkolsüz tonik bulamazdınız, şimdi ise herhangi bir mağazada alkollü toniğe rastlamak neredeyse imkansız.

velhasıl böyle bir dönüşümü kısa süreli ticari bir atılımla dünya genelinde sağladılar, buna şapka çıkarmak lazım.

gelgelelim, bu asıl işe yarayan aktifler de kore ürünlerinin bütününde %10'u bile bulmaz. kore ürünlerinin çoğunluğu hala 100 ml'i 500 liralara satılan, bitkisel yağdan ibaret gibi paketlenen isopropyl palmitate'lar efendime söyleyeyim myristate'lar, ya da %100 çiçek özü olduğunu iddia eden ama aslında büyük çoğunluğu çiçek özü tozu karıştırılmış saf su olan serumlar, asla bariyer özelliği sağlayamayan "çok mucizevi" kremler falan filan.

cosrx'in 7 gramlık cica powder'ını gördünüz mü? 240 liraya satılıyor.

bu miktar bu fiyata, demek ki cica özünü powder haline getirmişler, ufacık bir miktarı çok etkili gibi bir algıya kapılıyorsunuz.

ama içerik listesine bakınca gayet herhangi bir krem kadar cica var, gerisi filler.

işte bu powder'dır kore bakımı, çok yoğun aktif içerik var gibi davran ve fiyatlandır, ama içine hiç bir işe yaramayacak kadar koklat ürünü.

insanlar da kulak çubuğuna banıp yüzüne silika sürsün.

yıllardır arge yapan avrupa firmaları dururken kore ürünlerine para vermek bana artık aptalca geliyor, sevenlerini beğenenlerini tenzih ederim.

29. bence tüketim çılgınlığı, 10 adımlı cilt bakım rutini ne demek. korelilerin cildi çok güzel olabilir fakat bunu beslenme şekillerine ve genlerine de borçlular. antioksidan ve sebze ağırlıklı besinler, çaylar tüketiyorlar her öğün. 

28. çok iyi temizleme ve çok iyi nemlendirmeye dayalı bakım rutini. temizleme kısmı 3-4 aşama, nemlendirme kısmı da yaklaşık 3 aşamadan oluşuyor. ciltlerini bütün kirden arındırdıkları ve mükemmel nemlendirdikleri için ciltleri pürüzsüze yakın oluyor ve geç yaşlanıyorlar. arada başka şeyler de var tabii. yaptıkları bakım birçok aşamadan oluşuyor. tabii bütün bunların yanında, neredeyse hepsi güneş kremi kullanıyormuş ama bunun asıl sebebi ciltlerini yaşlanmadan lekeden vs önlemek değil, bronzlaşmamak çünkü beyaz tene önem veriyorlarmış. tabii leke önlemek de istiyorlardır da asıl sebep bu diye söylemişti bir koreli kadın. ciltlerine çok önem veriyorlar, iyi bakıyorlar. 30 yaşındaki koreli kadınlar bazen 18 gibi bile durabiliyor. maalesef türkiye'de bu kadar fazla ürün uygulamak çoğu insan için zor fiyatlardan dolayı:/

27. 1 yil once rutinimi baslatmisim, su an kullandigim urunlerin hemen hemen hepsi kore menseili ve cok memnunum. Ozellikle tonik, essence, serum urunlerine cildim cok alisti. Gunes kremsiz disari asla adimimi atmiyorum. Asit urunlerinde hala hafif urunleri kullaniyorum. Eskiden cildimden utanirdim, gizlerdim cunku ergenlikten beri sorunlu ve hassas bir cildim oldu. Dermalogicalar, estee lauderler diye ne paralar harcadim ama hicbiri fayda etmedi cildime. 2021 itibari ile 30 yasima girecegim ve cildim hic olmadigi kadar bebeksi. Mimik cizgim neredeyse yok, kullandigim urunlerdeki niacinamideler, seramidler, peptitler, meyve ekstratlari, hyaluronik asitler cildimi neme doyuruyor ve dolgunluk veriyor. Ozetle Koreliler bu isi biliyor arkadaslar, ufaktan baslayarak rutininizi olusturun ve cildinizi guvene alin derim. Kore cilt bakimi demek illa 10 cesit urunu tek seferde kullanmak degil. O gun cildimin ihtiyaci neyse ona gore sabah tonik, essence, gunes kremi. Aksam da cift fazli temizleme, tonik, essence, serum ya da ihtiyacina gore ustune gectigim bir krem ile bakimimi tamamliyorum. Haftada bir de ihtiyacina gore kagit maske. Ben cildimin sifasini bu bakimda buldum, dilerim siz de kendinize uygun urunleri bulursunuz. Bittikce de kullandigim urunlerin yorumlarini yazarim.

26. yıllardır cildime uyguladığım günlük bakım rutini gibi bir şey oldu kore bakımı. Bir çok kore markasının ürünlerini denedim. Koreden gelen arkadaşımın getirdiği bir nemlendirici vardı adını hatırlamıyorum fakat türkiyede satılmadığı için onun muadili olan jowae markasına yöneldim. cildim yağlanmaya meyilli bir cilt olduğu için yediğime içtiğimede çok dikkat ediyorum. tabi bunun haricinde düzenli uyku ve mümkünse spor yapmalı. düzenli bir uyku saatim var fakat spor yapamıyorum evde egzersiz yapıyorum 2 3 günde bir.