kuaför ve güzellik merkezlerinin yaptığı saçma şeyler

29. Sizin yüzük parmağınızın bombesiyle pıt pıt şeklinde krem sürdüğünüz göz çevresini kaş alırken hunharca cekistirmeleri, elini gözün yuvasına yerleştirip sanki altinda bir göz yokmuşcasina takilmaları.

28. Kulağımıza horul horul fön makinesi tutarak sohbet muhabbet etmeye çalışmaları ve onları duymanızı beklemeleri

27. İncecik saça 3-4 kat fön çekmek. 

Defalarca uyarıyorum; saçlarım gür olsa da ince telli, kat kat fönü kaldırmıyor, tek kat çek ya da kurut gideyim diyorum yok illa kat kat fön çekip kafamın tepesine yapıştırıp iki tel saçım varmış görünümle çıkıyorum o salondan. 

26. her gittiğim yer mutlaka bir önceki gittiğim yeri kötüledi ve kendisinin çok iyi iş çıkaracağı konusunda cümleler kurdu. ama sonuç hep hüsran oldu, bununla birlikte sürekli kendi çıkarttıkları dandik yağları satmaktan vazgeçmeleri gerekiyor, kaşım o kadar gür ki saçımla birleşecek kadın diyor ki yağımı satın almalısın ihtiyacın var... bununla birlikte en ufak bir samimiyet ya da kibarlık gösterdiğin anda bunu kullanmak istemeleri çok çok kötü. hemen bu samimiyetin şeyini çıkartıp, kafalarına göre davranıyorlar. son zamanlarda böyle bir kuaförüm vardı, hem yaptığı işlemler maliyetliydi, hem beni bekletiyordu hem de eski özeni göstermemeye başlamıştı. mesela özenle aldığı kaşlarımı bir ara o kadar bırakmıştı ki eve gidince üzerinden bir de ben geçmiştim. ama tabii ki bu neden böyle diyemeden, başka müşteri almalıyım diyerek koltuktan kaldırmıştı. artık gitmiyorum.

25. Saçı keserken hiç sormadan ara makas denen tırtıklı makaslardan kullanıp saç uçlarını yeniden tiftik gibi yapmaları. Oraya uçları kendine gelsin diye gidiyorum, yine aynı saçın kısa versiyonu oluyor. Saçım ve saç derim hakkında olur olmaz konuşmaları, genetik bir sorunumu kendi özensizliğim gibi yansıtıp moral bozmaları. Aslında şampuan ve serum satmak için yaparlar, he deyip geçmeyi öğrendik sonunda. Yıllardır hangi rengin kendinize yakışıp yakışmadığını aynada gören siz olmanıza rağmen istenen rengi reddetmeleri. Siyah sert mi gösterir, sarı makyaj mı ister, bırak da biz karar verelim. Kaldı ki doğru ton bulunduğunda makyaj da istemez, büyük kısmının bundan haberi yoktur. O dönem ne modaysa dinlemeden onu dayatırlar. Bunları yapmayan birini buldun mu bıtakmayacaksın.

24. "Bu saçı kim kesti?"sorusunu sormak.

23. valla çok fazla var ve deneyimlemediğim saçmalıklar da vardır, bu sebeple saçlarımı 5 senedir boyatmıyorum. yanık, tülerik saçlarımı kestire kestire boyasız hale getirmeyi başardım. hatta kese kese desem daha doğru olur, çünkü artık kendim kesiyorum, istediğim kadar kesiyorum ve 2 parmaklık kesim için zaman ve para kaybetmiyorum. dalgalı oldukları için kötü kessem de anlaşılmıyor. hatta fön çektirmeye gittiğimde bile anlamıyor kuaförler benim kestiğimi artık. kaşlarımı da kendim alıyorum, acaba kız çok inceltecek mi korkusu olmuyor. kendim olabilecek en iyi şekle getirdiğimi düşünüyorum kaşlarımı, simetrik ve mükemmel değiller ama bunu kuaför de yapamaz zaten. diğer kıl, tüy işine de kuaföre asla gitmedim. kendim hallediyorum ve bir dönem lazere gitmiştim, yine düşünüyorum gitmeyi. yüzümdeki kılları ağda makinesiyle bezsiz boncuk ağda ile hallediyorum, aşırı eğlenceli geliyor ayrıca bana boncuk ağdayla oynamak (gizlinot: swh) geriye bir manikür, pedikür kaldı. evet o ikisine gidiyorum paraya kıyıp (gizlinot: swh) şaka bir yana becerebilsem onları da kendim yaparım, hatta kalıcı oje makinem var ama kuaföre gitmeyi tercih ediyorum. ölüm gibi geliyor, çok uzun bitmeyecek gibi geliyor ama dayanıyorum. bu şekilde kuaför saçmalıklarına en az maruz kalarak yaşamımı idame ettirebiliyorum. dip boya, ağda, kesim, postiş, manikür, pedikür hepsine kuaföre giden tüm süslülere sabır ve dayanma gücü diliyorum, çok zor.

22. Boyamakta ısrar etmeleri. Saç renginizin  yüzünüze sert bir ifade verdiğini söylemekle işe başlarlar. Biraz gölge yapalım balyaj atalım havalı olur falan derler. Bir bakmışsınız ipek gibi saçlarınız gitmiş başınızda peruk gibi kaskatı boyalı tüyler. Bir de o tüyleri yumuşatmak için her gidişinizde size kol kadar fiyatı olan şampuan ve saç kremi kakalamaya çalışırlar. 

Esas işleri olan kesim ve şekil vermeyi unutup sizi her ay boya bağımlısı yapmak istediklerinden çoğunun kesimi ve fönü berbattır. 

Bu yüzden ilk kez bir kuaföre gittiğinizde saçlarınızın acemi bir çırağın eğitiminde kullanılmaması için kısa saçı kimin kestiğini sorun. Sakata gelmeyin. 

Kuaförler daha ilk günden daha adınızı öğrenmemişken hemen aşırı samimi olup en yakın sırdaşınızmış gibi davranmaya çalıştığında bunun sürekli müşteri olmanız için yapılan bir taktik olduğunu unutmayın. Dertlerinizi hemen anlatıp sır tutmalarını falan beklemeyin. Bir sonraki müşteriye anlatmayacağının garantisi yok. 

Yinede bu yaşıma kadar uykusuz, işsiz, mutsuz, yalnız, kendimi çirkin hissettiğim günlerimde beni dükkanından bir prenses gibi çıkaran iltifat eden mesleğinin gururu kuaförlerime teşekkürlerimi burdan iletiyorum. Siz de olmasanız napardım bilmiyorum valla. 

21. Saç renginizi nasıl istediğinizi anlatırken hıhı yaparız diye dinleyip yine istedikleri belki de bildikleri tek tonu yapmaları.

20. Birkaç kez gidip artık tanış olduğumuz kuaför, Benim gucci çantamı kemerimi görünce, benden sonra gelen arkadaşıma, arkadaşım olduğunu öğrenince sormuş: "x in babası zengin mi, çantası kemeri gucciydi, ne diyosun zenginler mi yaa"

O sırada evli değildim, o yüzden babamı sormuş. O sıra evli olsaydım büyük ihtimalle kocamı sorardı zengin mi diye. Kafalar öyle çalışıyor çünkü.

Pardon da sana ne? O kadar sinirlendim ki bunu duyunca bir daha gitmedim. Arkadaşım da kem kum etmiş, şaşırmış kız bu anlamsız soruya.

Buraları okuyorsa söyleyeyim, bu seni hiç ilgilendirmez, çok şükür babamın durumu da iyi ama tamamen kendi maaşımla, alnımın teriyle aldım. Ama boşver bunları, alt tarafı kıçı kırık çanta/kemer, olmasa eksikliğini hissetmem hiç, sen insanları 3 kat fiyat çekip kaziklamayip köylü kurnazlığı ile değil de helal para kazanmaya çalış, helal para ile aldığın 50 liralık çanta hepsinden iyidir.