yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    3. Tetikleyicim müziktir.Çeşitli şarkılara ait farklı hayal ve karakterlerim var.Küçükken ayakta ve aynı yerde hayal kurardım.Erken yaşta saatlerce ayakta kaldığım için şuan varislerim var.Sonra oturarak hayal kurmaya başladım.Başka bir yerde hayal kurmak zor oluyor ve yalnız kalmalıyım.Mesela üniversite için şehir değiştirdiğimde ilk önce adapte olamamıştım.Kendime ait bir odam olmazsa ne yapardım bilmiyorum.Bazen hayal kurarken hissettiklerim çok gerçekçi oluyor yani bunun hayal olduğunu biliyorum,biri odama girdiğinde her şeyin farkında oluyorum ama hayal kurunca her şeyi hissediyorum.Terapi gibi bir şey hayal kurmak.En çok sınav zamanları zorlanırdım çünkü hayal kurmak istiyordum ama bir yandan ders çalışmalıydım.Sanrı gibi değil hayaller.Canınız istiyor ve oturup hayal kuruyorsunuz şartlarınızı sağlayıp.Sigara gibi bir alışkanlık.Bu öyle işte bulaşık yıkarken hayal kurayım,otobüste hayal kurayım gibi olmuyor.Uzun zaman benim sorunum ne diye düşündüm çünkü en basitinden kardeşim benim gibi değildi .Bazen arkadaşlarıma ufaktan bahsederdim belki benim gibi birisi vardır diye .En yakın arkadaşımın kardeşi benim gibiydi ve arkadaşım ailecek kaygılandıklarını söylediğinde kimseyle paylaşmamaya karar verdim.Zaten fazla sosyalleşmedim hiçbir zaman.Hayal kurmak isteyip de çevre şartlarından dolayı kuramadığımda asabileştiğimi fark ettim.Hayal kuramamak mutsuz ve huzursuz hissettiriyor.Bazen güzel senaryolar kuruyorum bir gün bunları yazmayı istiyorum, sadece yazarken bir şeylerin eksik kalabileceği düşüncesi ya da kafamdaki kadar güzel anlatamamak uzak tutuyor beni bu istekten.27 yaşındayım ve hayallerime veda edemiyorum.Bunu biraz da küçük yaşlarımdan beri tatmin edici bir hayat yaşayamamaya bağlıyorum.

    3 kasım 2020 17:58 3 kasım 2020 17:58

    2. her psikiyatrik durum gibi (gbkz: normal) insan davranışına çok benzeyen, bu yüzden insanlarda "acaba bende var mı yok mu?" ikilemine düşüren, biraz pimpirikli bünyelerde ise kesin var izlenimi uyandıran psikiyatrik problem.

    bana zamanında bir psikiyatr "biz psikiyatride önce normal davranış yazar, altına onları listeleriz. sonra başına a yazarız, bunlar aslında anormalmiş deriz" demişti. bu konularda böyle düşünmenin hep çok yönlendirici olduğunu da gördüm.

    çünkü, bir psikiyatrik sorunu (gbkz: sorun) yapan şey, davranışın (gbkz: ne) olduğu değil, o davranışın sıklığı, gündelik hayata ne derece zarar verdiği, kişinin yaşam kalitesini ne kadar düşürdüğü, kişinin genel ruh hali üzerinde ne kadar olumsuz bir etkisi olduğudur. herkes paranoyak düşünceler içine girer. herkes kafasında senaryolar üretir. herkesin okb benzeri huyları ve takıntıları vardır. bunlar normaldir. başlık üzerinden gidecek olursak, kendinize maladaptive daydreamer diyebilmeniz için saatler boyu hayal kurarak gündelik işlerinizi aksatıyor olmanız, kişisel hijyeninizi bunun yüzünden erteliyor ve aksatıyor olmanız, her yere geç kalma, sosyal hayatını aksatma, insanlardan uzak durma, sırf kendine hayal kurabilecek yalnız bir zaman kalmıyor diye tatil veya topluca kalınan etkinliklerden uzak durma gibi sosyal yaşantıyı olumsuz etkileyen mekanizmalar geliştirmiş olmanız, bu hayalciliği çocukluk çağında geliştirmiş ve uzun yıllardır devam ettiriyor olmanız,  hayalleri bırakma konusunda uyuşturucu bağımlılarının verdiği tepkilere benzer tepkiler veriyor olmanız, yani maladaptive episode'a giremediğiniz zamanlarda rahatsızlık hissetmeniz, huysuzlaşıp sinirlenmeniz ve en kestirmeden bunu yapabileceğiniz bir yer aramanız, bu huyunuzdan vazgeçmenin size kişiliğinizin bir parçasından vazgeçmek gibi gelmesi, eskisi gibi bir insan olamayacağınızdan ve günde 4 saat hayal kurmazsanız bir şeyleri kaybedeceğinizden korkmanız gerekiyor. 

    buna dayanarak ilk girdi sahibi süslünün maladaptive daydreamer olmadığını düşünüyorum. 

    bir başka önemli ayrım da şu; maladaptive daydreamer kişiler hayalle gerçeği çok net ayırt eder. kafalarındaki senaryonun hayal olduğunu bilirler ve gerçekle karıştırmazlar. eğer gerçekle karıştırma, yanlış anılara sahip olma, kendini başka birisi zannetme, hayal ettiği şeylere gerçekten inanma, örneğin kendini peygamber zannetme gibi özellikleriniz varsa, bu maladaptive daydreaming değildir. bunlar nedir derseniz, kişisine göre detaylı bir psikiyatrik taramayla bilinebilir. şizofrenik özellikleri olan bir bipolarsanız, mani döneminde bazı sanrılar yaşayabilirsiniz; çoklu kişilik bozukluğuna sahipseniz kafanızdaki ayrık kişiliklerin farklı anılarını deneyimliyor olabilirsiniz; klasik şizofreni, paranoid şizofreni vs. olabilirsiniz; veya psikotik etkili depresyon geçiriyor, uzun süre boyunca tedavi edilmemesi sonucunda bazı sanrılar ve paranoyalar yaşıyor olabilirsiniz. gerçekten kişiyi tanımadan bu konuda bir yorum yapabilmek çok zor. 

    maladaptive daydreamer kişilere dönecek olursak; sorunun temelinde çocukluk dönemi travması yattığı düşünülüyor. cinsel veya duygusal istismar, şiddet, şahit olunulmuş travmatik bir olay olabilir bu. o zamanlarki çocuk aklı, bu olayı kendi içinde çözebilmek için senaryo yazmaya başlıyor. şiddete maruz kaldıysa, kendisine şiddet gösteren kişiye şiddet gösterildiğini hayal ediyor örneğin. tekrar uyarayım, bunu herkes yapar ve bu normaldir. ama maladaptive daydreamer kişilerde bu artık bir bağımlılık haline geliyor ve yukarıdaki paragrafta bahsedildiği gibi günlük hayatı olumsuz etkileyecek sürelerde ve (gbkz: sürekli) olarak yapılmaya başlanıyor. 2 gün önce ciddi bir olay yaşadıysanız ve sürekli o olay üzerine kafanızda senaryo canlandırıyorsanız, buraya bakıp kendinize teşhis koymayınız. kötü bir olay sonrası bunu yapmak çok doğal bir tepkidir. bunun maladaptive daydreaming sayılması için yıllardır devam eden, gün içerisinde 3-4 saatten uzun süren, haftada 1 değil hemen her gün yapılan, gündelik ve sosyal hayatı etkileyen bir durum olması gerekiyor. 

    *****

    peki bir maladaptive daydreamer nasıl bunu aşabilir?

    her psikiyatrik sorunda olduğu gibi, öncelikle bu konuda kendinizi bilinçlendirmelisiniz. internette semptomları, bunu yaşayan kişilerin anlattıkları, kendi kendine yardım kitapları, destek grupları, forumlar vs. mevcut. insan okudukça kendinde bazı şeyleri fark edebiliyor ve ancak öyle çözebiliyor. varlığından haberdar olmadığınız şeyi çözemezsiniz. 

    aktif çözüm için farklı farklı yaklaşımlar var. cbt, dbt gibi davranış kontrol terapileri, psikanalitik metodlar, şema terapiler, (gbkz: mindfulness) konsepti, bazen de sadece oturup bu konuda sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlara açılmak faydalı olabilir. en güzeli hepsinden deneyip genel bilgi sahibi olup sizde en çok işe yarayan yöntemi keşfetmek olacaktır. 

    *****

    bu durumu kontrol altına alabilmek için bazı ipuçları nelerdir?

    -(gbkz: mindfulness) çalışmak. meditasyon yapmak. 

    -günlük bazı hedefler koyarak zamanla bu alışkanlığı azaltmak. örneğin bugün duş alana kadar hayallere dalmayacağım demek. küçük küçük başlamak ve zamana yaymak çok önemli bu noktada. şöyle düşünün; siz bir maladaptive daydreamer olarak bunu 5 yaşından beri yapıyorsunuz. eski alışkanlıklar kolay bitmez. kendinize zaman tanıyın ve ufak adımlar atın.

    -tetikleyicileri keşfedip onları kesmek. müzik dinlemek, film izlemek, kitap okumak, bazen de herhangi bir şey okumak gibi hayalgücünü tetikleyen şeyler sizin tetikleyiciniz olabilir. tetiği ortadan kaldırınca yönetmesi daha kolay olacaktır.

    -bir davranış kontrolü taktiği olarak kendini mecbur bırakmak olabilir. 1 hafta boyunca evde maksimum 2 saat geçirebileceğiniz yoğun bir plan-program yapabilirsiniz. eğer insan içinde de bunu yapabiliyorsanız, belki sadece cafede oturmak yerine bowlinge gitmek, bilardo oynamak, laser tag oynamak, dağcılık, binicilik vs. gibi kendi aklınızın içinde kalamayacağınız etkinlikler düzenleyebilirsiniz. bu noktada da önemli olan şey sizin buna hazır olup olmamanız. mesela 2 gün üst üste bunu yapmaya hazır değilseniz, 1 gün yapın. ama en azından bir yerinden başlamış olun.

    -bu konu hakkında ismini editleyip koyacağım bir film vardı. ana karakter sosyal kaygıları olan bir maladaptive daydreamer. kendini sürekli aksiyon dolu sahnelerde hayal ediyor. ama gerçekte bunu yapmaya cesareti yok. filmin sonunda karakterimiz kabuğunu kırarak hayal ettiği aksiyonlarla gerçek yaşantısını biraz daha birbirine yaklaştırıyor. bu kadar hayal ediyorsam demek ki yapmayı istiyorum, e o zaman yapayım diyerek dağ bayır gezmeye başlıyor. benim bundan aldığım mesaj şu oldu: maladaptive bi şekilde kurduğumuz hayaller, aslında kendi yapmak istediklerimizin bir ipucusu. o zaman o hayallere olan bağımlılığı kırmak için, hayallerin bize ne anlattığını çözmeli, ona göre bir şeyler yapmaya başlamalıyız. örneğin filmdeki karakterin çözülmesinin sebebi, onun maladaptive daydreaming huyunun merkezinde sosyal kaygı olmasıydı. dolayısıyla hayal ettiği gibi sosyal aktivitelere katılmak, kıza açılmak gibi şeyler yaparak bunu aşabildi. ama sizdeki bu olmayabilir, o yüzden doğrudan her hayal ettiğinizi yapmaya çalışmak bir çözüm getirmeyebilir. 

    bu söylediğimi biraz gizli anlam olarak düşünün. kafanızdaki bin tane senaryoyu genel hatlarıyla bir kağıda yazın, hepsindeki ortak noktaları kırmızı kalemle işaretleyip kendi kendinize ne anlatmak istediğinizi bulun. illa şiddet hayal ediyorsunuz diye gidip bi savunma sporuna başlamanıza gerek yok. belki de o şiddeti hayal etmenizin sebebi zamanında babanızdan şiddet görmüş olmanız ve bu konuda onunla bir çözülme yaşamak istiyor olmanız olabilir. böyle bir durumda babanıza gidip "sen zamanında şunu şunu yaptın, bu yüzden seni hiç affedemedim." diyip içinizdekileri dökmeniz, maladaptive hayallerinizi gidip de bir savunma sporuyla bastırmanızdan daha çok işe yarayabilir. çat diye sorunu çözebilir. işte bu gizli sebebi yakalayıp ona eğilmek çok önemli. 

    ****

    son söz olarak; psikiyatrik hastalıklar utanılacak veya romantize edilecek şeyler değildir demek istiyorum. bunlar hayatımızın bir parçası. önemli olan çözmek için insanda istek olması. insan istedikten sonra neleri neleri başaramaz ki!

    edit: bahsettiğim filmin adı (gbkz: the secret life of walter mitty)miş. filmin maladaptive daydreaming konsepti açısından spoiler içeren incelemesi/özeti için (link: https://youtu.be/Kj5XR32zs7E link).

    9 ağustos 2018 15:58 9 ağustos 2018 18:06

    1. soru cevap aparatında hayal kurmak ile ilgili soruyu gördüğümde yazarın bilinçli olarak kurduğu hayallerden söz ettiğini sanmıştım. "hayal kurmak" dendiğinde insanın aklına kişinin isteğiyle başlatılan ve "olması istenen" şeyler geliyor. fakat (yazar: koalalala)'nın girdisinden anladığım kadarıyla başlığa adını veren durum hiç de öyle bir şey değil.

    kendimi bildim bileli, özellikle kafamı çalıştırmam gereken işler yapmadığım zaman (örneğin saç kurutmak, yürümek gibi) birdenbire kafamda bir tiyatro başlar. bu şekilde nitelendiriyorum çünkü bu düşünmeyi kendimin başlattığı bir şey değil, hayal hiç değil -ki çoğunlukla olumsuz hikayeler olur: örneğin, birileriyle kavga ederim, hiç olmadığım yerlerde hiç tanımadığım insanlarla laf dalaşına girerim, her zaman da ben haklıyımdır nedense. fakat kafamdaki tiyatrodan ayıldığımda bu gündüz hayali denilen durumu (gizlinot: nadiren) jest ve (gizlinot: çoğu zaman) mimiklerimle desteklemiş olduğumu fark ederim. özellikle de saçımı kurutuyorken, yani aynanın karşısındayken, birden kafamdaki tiyatro bittiğinde yüzümde bu tiyatrodan kalan mimikleri gördüğümde durumun bayağı tuhaf bir hal aldığını fark etmiş ve çevremdekilere benzer ya da aynı durumu yaşayıp yaşamadıklarını sormuştum. aslında olumlu yanıt vereceklerinden oldukça emindim, çünkü nasıl gece uyuyor olmamıza rağmen kafa çalışıp rüya gördürüyorsa bunun da kafa çalıştırma gerektirmeyen durumlarda olmasının beynin çalışmaya ihtiyacı olmasından kaynaklandığını düşünmüştüm. ancak sorduğum insanların hiçbiri böyle bir şey yaşamadıklarını söylediler. "herhalde tam anlatamıyorum nasıl bir şey olduğunu, ondan anlamıyorlar" diye düşünmüştüm ancak şimdi bu başlığı görünce endişelendim biraz.

    semptomlarını okuduğumda bazı şeylerin benim yaptıklarımla örtüştüğünü, bazılarınınsa örtüşmediğini görüyorum. örneğin gün içinde buna saatlerimi harcamıyorum ya da sırf bu hikayelere devam edeceğim diye diğer işlerimi aksatmıyorum ancak hikayeden ayılıp da günlük yaşantıya döndüğümde "tüh ya sonunda ne olacaktı acaba?" diyorum, buna rağmen kendimi hikayeye döndüremiyorum. fısıldama, konuşma, tekrarlı hareketler yapma, jest ve mimiklerin duruma dahil olmasını ise yukarıda da söylediğim gibi yaşıyorum. fakat bazı insanların kurduğu hayaller içindeki karakterlere bağlanma ve çeşitli hikayelerde aynı karakterlerin tekrarlaması durumu varmış ki bendeki hikayelerde tek değişmeyen kişi ben oluyorum. işin tuhafı da "karakter kurmak" dendiğinde sanki the sims'te insan yapar gibi bu insanların bilinçli olarak kurulup hikayeye yerleştirildiği anlaşılıyor ancak benim durumumda o insanlar orada sadece "beliriyor". yalnız sanırım olayın gidişatını ben belirliyorum, ancak başlangıcını ve bitişini değil.

    bir yerde ise bu "hayallerin" temalarının çoğunlukla şiddet, idealize edilmiş benlik, güç, kontrol, engellenme, kurtulma, kaçma, cinsel uyarılma olduğu yazıyor. sanırım benimkilerin temaları da bunların ilk dördünü kapsıyor.

    saatlerimi almaması ve diğer çoğu işimi aksatmaması sebebiyle (çoğu işimi dedim, çünkü kitap okurken, kitaptaki konudan bağımsız olarak araya bir hikaye sıkıştıracak kadar detaylı bir hayalin içinde olduğumu fark ediyorum. yalnız bu sırada gözüm okumaya devam etmiş oluyor ve tabii ki hiçbir şey anlamadığım için geri dönüp aynı sayfaları yeniden okuyorum. yalnız alakasız satırlardan konudan tamamen bağımsız bir konu kafamda nasıl belirip oynamaya başlıyor, bunu anlamış değilim.) çok fazla kafama takmadım şimdilik (gizlinot: taktı).

    son olarak, md'nin psikoz ya da davranışsal/ruhsal bozukluk olarak sınıflandırılmadığını da belirteyim.

    3 nisan 2017 09:14