1. isveçli pop şarkıcısı, söz yazarı, piyanist, ressam ve benim için çok özel bir yere sahip roxette grubunun harika sesli solisti olan kadın. kısa sarı saçlarından, o her şarkıda içime işleyen sesinden sen sorumlusun marie.
roxette 80'lerin en sevilen gruplarından biri olmasının yanında, bugüne kadar hiç unutulmayan, ilk günkü gibi dinlenen şarkılara da imza atmış özel bir gruptu. ayırt edemem hepsini de çok severek dinledim, hala da dinliyorum. grubu özel kılan şey grubun kurucularından per gessle ile yakaladıkları müthiş uyum, ritmle sözlerin o muhteşem birlikteliği, bugün hala izlerken geçmişe götüren çağının ötesindeki klipleriyle, marie ablamızın kendine has tarzı ve çok iyi bir vokal oluşu diyebilirim kesinlikle.
isveç'ten kötü müzisyenler çıkmaz sözünün canlı birer kanıtıydı (gbkz: abba) ile birlikte roxette. bir de (gbkz: ace of base) var tabii onu da unutmamak lazım. pretty woman filmini hayatında en az bir kez izlemiş biri, Julia Roberts'ın limuzin sahnesinde giren (link:https://youtube.com/watch?v=V7NVaYynVWo it must have been love) adlı grubun en popüler şarkısını da mutlaka duymuştur. filme daha da anlam katan, iç acıtan, nefis bir şarkıdır. çocukluğumu saymazsak, herhalde aralıksız bir 20 yıldır dinlerim, her zaman aynı keyfi veren, en mutlu anlarımda bile içimde bir düğüm yaratan klasiklerdendir benim için.
Marie Fredriksson'a bundan 17 yıl önce beyin tümörü teşhisi konmuştu. bir dizi operasyon, tedavi süreci derken çok sevdiği müzikten bir dönem ayrı kalması gerekmişti. hatta bir yerde okuduğum kadarıyla doktorlar şarkı söylemesini, sahne almasını yasaklamıştı. buna rağmen 2011'de istanbul'a gelip konser vermişlerdi. en son da 2015'te verdikleri norveç'teki (link:https://youtube.com/watch?v=t8hLKzDLHeg konserden) görüntüler hala gözümün önünde. sahneye oradaki görevlilerden birinin kolunda çıkışı, o her daim sahnede enerjik halde görmeye alışık olduğumuz kadının oturarak da olsa yine çok iyi bir şarkıcı olduğunu kanıtlarcasına şarkı söyleyişini hiç unutmayacağım. marie fredriksson 17 yıllık mücadelesini ne yazık ki 61 yaşında kaybetmiş, artık aramızda değil.
bugüne kadar buraya hayatını kaybeden
çok sevdiğim müzisyen, şarkıcı ya da oyuncuyla ilgili bir sürü şey yazmışımdır herhalde. hepsinde de hissettiğim şey aynıydı. yalnız bugün marie fredriksson için gerçekten çok ama çok üzgünüm. gözüme toz kaçtı falan demeyeceğim, bayağı ağlattı beni onun gidişi. çocukluğuma, gençliğime etki edip, müziğe olan bakışımdan tutun da, kısaca her şeyiyle benim hayatımda apayrı bir yere sahip insanlardan biriydi. bir marie fredriksson, bir de (gbkz: phil collins) benim için çok özel müzisyenlerdendir. gidişiyle sevenleri için bir dönem kapansa da, umarım ruhu huzur bulmuştur.
nilll