yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (10)
    • medya (1)

    10. eğer tiyatroyu, şovları, yemeği, müze gezmeyi, bit pazarlarını, resim sergilerini seviyorsanız bence uzun süreli tatil için ideal bir şehir. alışverişi seviyorsanız zaten tam yerindesiniz. alışveriş yapmasanız bile yaratıcı insanların neler dizayn ettiğini görmek bile sizi mutlu edebilir. tam bir yürüme şehri ayrıca. tabana kuvvet bir çok yeri keşfedeceğiniz bir şehir. bilmiyorum ben her gittiğimde çok mutlu oluyordum. sahaflarını ve kitapçılarını ziyaret etmeyi de unutmayın.

    18 temmuz 2018 19:19

    9. galiba en sevdiğim şehirlerin başında geliyor. manhattan bölgesi için geçerli tabii bu dediğim daha çok. sadece bir kez gittim ve 2 ay kaldım ama bana kendini o kadar sevdirdi ki en kısa sürede tekrar gitmek için sabırsızlanıyorum. kafeleri, butikleri ve dinamik yaşam stiliyle bana kendini sevdiren cağğnım şehir. o dinamik hayat oranın insanı için eziyettir muhtemelen ama yapacak bir şey yok(gizlinot: swh).

    3 mayıs 2018 22:52

    8. 8 yıldır (güncelleme: 10 yıldır) new york'ta yaşıyorum ve şehri az çok bildiğimi iddia edebilecek bir noktaya geldiğimi düşünüyorum. bu yüzden yazarların işine yarayacak ne yazabilirim diye düşünürken aklıma küçük bir new york güzellik ve bakım listesi yapmak geldi. yazacağım lokasyonlar güncel ancak her an değişime uğrayabilirler çünkü bu şehirde kalıcı olmak çok çok zor. eğer yolunuz new york'a düşerse bu mekanlara bakabilirsiniz:

    - bite beauty lab (soho): internet üzerinden randevuyla gitmekte fayda var. Size ayrılan saatte bir asistan ile birlikte kendinize özel ruj üretiyorsunuz. ya sıfırdan pigmentleri karıştırarak size özel bir renk yaratabilirsiniz ya da halihazırda olan renklerden seçim yapabilirsiniz.

    - credo beauty (soho, williamsburg): tamamen doğal içerikli ürünleri satan bir mağaza. kjaer weiss'tan tata harper'a her türlü temiz ürünü bulmak kolay. biraz high-end.

    - heyday skin (birkaç lokasyon): cilt bakımının fast food hali. internetten randevu aldıktan sonra hemen ufak bir seansa gidebilirsiniz. 30 dk ve 50 dk olmak üzere ayarlanan seansları gün içinde kısa sürede girip çıkmak için birebir. Bakım yapılan odalar açık ve yanyana olduğundan çok büyük bir rahatlama olayı yok ama hızlı bir bakım için ideal. bir de özel spalardan çekinenler için de ideal. fiyatları da gayet normal.

    - cap beauty spa (greenwich village): heyday'dan pahalı ama daha iyi versiyonu. bütçesi olanlara. ayrıca kaliteli kozmetik ürünlerini de satıyorlar.

    - space nk (birkaç lokasyon): sephora'nın bir iki tık üstü. sephora'da bulamadığınız ürünleri (oribe, by terry vs.) burada bulma şansınız yüksek.

    - birchbox (soho): aylık birchbox makyaj kutusu servisinin mağazası. kutuda gönderilen ürünlerin küratörlenip vitrinde sunulmuş hali. alışveriş de yapabiliyorsunuz.

    - drybar (birkaç lokasyon): hızlı fön servisi. gir ve çık. türkiye'deki kaliteyi beklemeyin.

    - browhaus (soho): new york'taki cımbızla kaş alma servisi veren tek yer. biliyorsunuz ki abd'de cımbız yerine ağda ve ip daha yaygın. cımbız takıntılı birisi olarak burayı öneririm.

    - rescue spa (greenwich village): biologique recherche ürünleri arıyorsanız burada satılıyor.

    - the ordinary (soho): diğer deciem ürünleri de satılıyor.

    - glossier (chinatown): mağazasında tüm ürünler açık ve denemeye müsait. satın alma baskısı yok, herkes yardımsever. almasanız da tüm ürünlerini denemek için güzel bir deneyim.

    - co. bigelow (greenwich village): şehirdeki en eski ve en ünlü kozmetik/eczane. sattıkları ürünlerin çoğu diğer mağazalarda da var. gülsha ürünlerini sattıklarını görmüştüm.

    - nyx ve innisfree (union square): bu bölgede mağazaları birbirine çok yakın. uygun fiyatlı bir tur için.

    - harmon face value (chelsea): uygun fiyatlı her türlü ürünü (makyaj, saç, vücut) bulabileceğiniz koca toptancı. fiyatları çok uygun. türk markalarını da satıyorlar.

    - soko glam (soho): aslında bir websitesi olsa da soho'da küçük bir pop-up dükkanları var. her türlü kore kozmetik ve makyaj ürünlerini satıyorlar.

    aklıma geldikçe editleyeceğim...

    editler:

    - face gym: noho'da açılan yeni yüz jimnastik merkezi. 50 dakika boyunca yüzünüzü tokatlıyorlar kısaca. seansın sonunda daha gergin ve şekillenmiş bir görünüme kavuşuyorsunuz, elmacık kemikleriniz belirginleşiyor, yüzünüz hafif inceliyor. yalnız bu "sculpting" efektin geçici olduğunu söylemekte fayda var. daha kalıcı değişimler için ya çok sık gitmek ya da dolgu yaptırmak daha etkili olacaktır. bir de cilt bakımıyla karıştırmamak lazım.

    - daphne soho: biologique recheche ürünleri satan ve bu ürünlerle cilt bakımı yapan spa.

    - ever/body: ufak kozmetik işlemleri (botox, dolgu, prp, mesotherapy) güvenerek yaptırabileceğiniz bir klinik. hem kolayca randevu bulunuyor hem de kurumsal olmasına rağmen fiyatlar nyc ortalamasına göre uygun.

    18 mart 2018 17:50 25 ocak 2023 14:46


    7. çok fazla sex and the city izlemekten midir, nedendir bilmiyorum ama kesinlikle hayallerimi süsleyen tek şehir. caddelerinin arasında kaybolmak, havasını solumak bir gün nasip olur umarım.

    10 eylül 2016 18:14

    6. dev bir eğlence merkezi ve kesinlikle tüketimin baş kenti. yemekleriniz kocaman porsiyonlarla geliyor, kolanız yarım litreden fazla geliyor, asla tek başınıza bitiremiyorsunuz. her yerde satın alabileceğiniz bir şeyler var. sokaklarda iki adımda bir helal yemek-kebap,..vs- bagel, sandiviç, muffin, hot dog, pretzel satılıyor. müzelerin her bölümünde gift shop u var, macy s küçük bir köy büyüklüğünde. her şey siz daha çok alışveriş yapın diye var yani. gece asla bitmiyor, gecenin her vakti new york da yapılabilecek bir şey bulabilirsiniz. zaten broadway muhteşem bir yer, müzikaller inanılmaz kaliteli, çünkü eğlence kültürüne ciddi bir yatırım var. amerikan filmlerindeki, dizilerindeki tüm klişeler de klişe değil, klasikmiş. evet afro abilerin kafası matiz, sağa sola laf atıyor, kendi kendine konuşuyor. metroda fareler cirit atıyor. hintli amca türbanıyla, afrikalı teyze kıyafetiyle takım başına doladığı şalıyla geziyor. çok uluslu, çok kültürlü yapı kapitalizimin şemsiyesinde toplanmış. estetikten çok işlevsellik önemli olmuş. (gbkz: manhattan) ın görkemli binaları gündüz bir halta benzemezken, gece şahane bir görüntü oluşturuyor ama o da tesadüfen ortaya çıkmış (gbkz: milan kundera) nın dediği gibi. güzel dursun diye yapılmamış yani. avrupa daki estetik kaygı olmadığı gibi avrupalı daki mesafeli ama saygılı tutum da yok. pratik ama yüzeyel, kendinizi asla yabancı hissetmeyeceğiniz bir şehir .

    10 eylül 2016 17:30 10 eylül 2016 17:31

    5. yüksek lisans için gitmek istediğim şehir, mümkünse orada yaşayıp çalışmak...

    9 eylül 2016 23:29

    4. Sevgilimle beraber sokaklarında kaybolmak, her şeyi keşfetmek istediğim şehir.

    9 eylül 2016 23:20


    3. şu sıralar 2017 bahar trendlerinin moda haftası kapsamında bir biri ardına sıralandığı şehir.

    9 eylül 2016 22:24

    2. (link: https://www.suslusozluk.net/n/443591 bitebeauty)

    9 eylül 2016 22:18

    1. (yazar: ruzgarinsarkisi) uktesi.

    new amsterdam olarak kurulan daha sonra adı new york'a çevrilen amerika'nın en bilinen eyaletlerinden biri. manhattan, bronx, staten island, brooklyn ve queens olarak 5 bölüme ayrılmıştır.

    tam bir new york aşığıyım. izlediğim dizilerden (gizlinot: özellikle gossip girl) filmlerden, dinlediğim müziklerden hep merak ederdim new york'u. asla uyumayan şehir dedikleri kadar var mı, gecenin bir vakti bile her yer ışıl ışıl mı, (gbkz: empire state binası) gerçekten dendiği kadar görkemli mi diye merak ederdim. en sonunda gidebildim 5-6 sene kadar önce. hayallerimde canlandırdığımdan çok daha güzel bir şehir. kendi deneyim ve izlenimlerimi yazacağım. biraz uzun bir yazı olacak gibi ama bildiklerimi aktarmak istiyorum.

    temmuz başında gittim, hava çok sıcaktı. genelde temmuz ayında hep sıcak oluyormuş. yani sıcak sevmiyorsanız farklı bir tarihte gitmenizi öneririm.

    şehre geldiğimiz gün regl oldum. manhattan'da ulaşım sıkıntılı olduğu için yürümek zorunda kaldık ve yürürken çok zorlandım. yaz sıcağı ve ağrı birleşince bütün gezimin içine edildi. new york'a gitmeyi düşünüyorsanız tarihlerde de dikkatli olun derim.

    ben new jersey'de ucuz bir otelde kaldım. new york'taki otellere gücümüz yetmedi. her sabah new york'a giden otobüsler vardı, 20 dakikada şehre ulaştık.

    empire state'e çıkmadan şehirden ayrılmayın. biletler biraz pahalı. chrysler binası empire state kadar rağbet görmese de buradan şehri izlemek daha güzelmiş. ben chrysler'e çıkamadım, şansımı empire state'ten yana kullandım ama şansınız varsa mutlaka orayı da ziyaret edin.

    (gbkz: 5. cadde) dedikleri gibi mükemmelmiş. tabii ki çok pahalı markalar olduğundan alışveriş yapmadım, bakmakla yetindim. macy's diğer markalara göre daha ucuz.

    (gbkz: broadway)'e gece gidin. ışıl ışıl ama çok çok kalabalık. ben herhangi bir gösteriye gitmediğim için ne yalan söyleyeyim broadway'e kanım kaynamadı pek.

    yeme içmeyi nasıl hallettiğimizi hatırlamıyorum maalesef. tek hatırladığım empire state'in altındaki restorantta yediğimiz yemekti. adım başı karşınıza starbucks çıktığı için kahve yokluğu çekmedik.

    new york'a gideriz ama türklüğümüzü geride bırakmayız diyerekten koskoca şehirde (gbkz: güllüoğlu)'nda yemiştik yemeğimizi. en ücra köşedeydi hatırladığıma göre ama o kadar lezzetsiz tatsız tuzsuz yemekten sonra su börekleri kadayıflar ilaç gibi gelmişti :)

    özgürlük heykeli'nin bulunduğu liberty adasına ulaşım zordu. belirli aralıklarla adaya gemiler kalkıyordu ama çok sıra vardı. bu sebepten biletinizi erken saatlerde almanızı öneririm. benim ilgimi en az çeken özgürlük heykeli oldu.

    (gbkz: central park) yemyeşil. ülkemizde de bolca orman olduğu için ilgimi çekmedi. tek önerim gündüz saatlerinde gitmeniz. geceleri o yeşil cıvıl cıvıl alan tam bir kötülük yuvasına dönüşüyormuş. aynı şekilde şehirde de gece geç saatlerde gezmeyin. ben bir olumsuzlukla karşılaşmadım ama kime sorsam geceleri çok tehlikeli olduğunu söyledi.

    en büyük pişmanlığım new york seyahatimin ergenliğime denk gelmesi. 15 yaşındaydım ve ne giyimden ne makyajdan ne saçtan anlıyordum. en paspal halimle gezmişim şehri. bu sebeple bütün fotoğraflarım rezalet. ve profesyonel fotoğraf makinem yoktu (gizlinot: hala yok (: ) şehirde fotoğraf çekmeye değmeyen yer yok diyebilirim. eğer bir daha gidersem ucuzundan da olsa mutlaka bir fotoğraf makinesi alıcam yanıma.

    14 şubat 2016 00:52 14 şubat 2016 02:36