yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (14)
    • medya (1)

    14. ünlü baharat serpme sahnesi ile (gbkz: billions) dizisine bile malzeme olmuş. 2 gün önce izlediğim bölümde denk geldi, sahneyi (link: https://www.youtube.com/watch?v=USiYEtsqA8s buldum).

    27 ağustos 2018 14:13

    13. Etiler şubesi küçük bir arabistan olan mekandır. diğer bir versiyonu da "etiler hatay medeniyetler sofrası"dır. 

    özellikle caddeye bakan teras kısmı metrobüs gibi kalabalık, tıklım tıkış bir mekan. 

    Üç sene öncesine kadar rezervasyonsuz da kolaylıkla yer bulunabilinen, daha sakin, daha elit bir mekandı. 

    Sık sık da giderdim, şimdilerde ise özeti bir üstte yazdığım paragraftır. Etler ve tatlılar güzel olsa da, benzer çok rakibi var artık. 

    Etten anlayanlar ve daha sakin bir atmosfer tercih edenler artık nusr-et etiler yerine, yine yakın lokasyonlarda olan bir tık salaş versiyonu elbet steakhouse veya nusr-et ile aynı ayar scarlet steakhouse'u tercih ediyorlar. Ayrıca bu mekanlarda, tıklım tıkış dolmuşa bindirilmiş gibi de hissetmiyorsunuz. 

    23 haziran 2018 06:30 23 haziran 2018 07:13

    12. Etiler şubesine rezervasyonlu gittiğimiz halde barda 15 dakika beklemek zorunda kaldığımız mekan. Kapıda rezervasyonsuz gelen yaklaşık 20 kişi bekliyordu. Tıklım tıklım dolu mekanda bizi büyük bir masanın ucuna aldılar. Masanın diğer ucuna arap bir aile geldi. Zaten içerideki müşterilerin çoğu araptı. Meğerse çok seviyorlarmış burayı. Neyse, bize bakan garsonun ilgisi gayet iyiydi. Yemekler de güzeldi. Kaburga, füme, salata, şarap vs. Sipariş ettik. Herkesin yemeği garsonlar tarafından gösteri ile sunuluyor. Alev alev yakanlar mı dersiniz, bıçağı servis tahtasına saplayanlar mı... en çok da masada çiçek sandığım şeyi etin üstüne ufalamaları hoşuma gitti.(gizlinot: Kekikmiş)

    Tuvaletleri ise tam bir facia. O kadar büyük mekan yapıyorsun ama tuvalete bir kişiden fazla insan giremiyor. Haliyle sıra bekledik bu da hiç hoş olmadı. Ayrıca bebeğin altını değiştirmek için yer bile yok, Şaka gibi.

    Çıkışta ise ezilme tehlikesi atlattık.(gizlinot: Ciddiyim) kapının önünde izdiham oluşmuştu. Arap turistleri yara yara kendimizi dışarı zor attık.

    Bir daha gider miyim? Açıkçası yemekleri ve garsonların ilgi alakaları için grup halinde gidildiği takdirde eğlenceli bir akşam geçirilebilir. Bunun haricinde organizasyon zayıflığı nedeniyle benden eksi not aldı. Bir de tuvalet sorunu var tabi.

    23 haziran 2018 05:55 23 haziran 2018 05:56


    11. -et, ces-et, (link: https://hayvanlarinaynasinda.wordpress.com/2017/05/20/et-ceset-nusret/ nusr-et)

    23 mayıs 2017 09:55

    10. ilk gördüğümde kalsiyum eksikliğine bağlı 'ebe eli' olarak da bilinen karpopedal spazmı olduğunu sandığım şahsın sahibi olduğu et mekanı (gizlinot: meğer bilerek yapıyomuş)

    11 ocak 2017 13:53

    9. paranın şımarttığı kişilerden biri daha... o kadar itici geliyor ki...

    11 ocak 2017 13:26

    8. kuzu eti keserken tarkan-kuzu kuzu dinleyen kırmızı etin christian grey'i.

    10 ocak 2017 23:55


    7. bundan yıllar önce İstanbul bebek'teki restoranına gitmiştim. Kapıda lüks arabalar, içeride pahalı kıyafetler giymiş insanlar... aynı uzun masayı paylaştığımız ve ancak pazar magazin programlarında görülebilen türden hatunlar birbirlerine laf çakıp minik dertlerinden bahsediyordu. birinin 'o kadar canım sıkıldı ki denediğim (gbkz: louboutin)'i almak içimden gelmedi' diyişi kulaklarımda. yine de mekandan memnun kalmıştık, yemekler güzeldi. nusret masaları dolaşıp ''misafir''lerine hal hatır soruyordu. mekan şıktı.

    birkaç yıl sonra doğumgünüm şerefine ankara'daki restoranına gittim. allahım bu nasıl bir görmemişlik! insanlar normal, arabalar normal ama mekanda bir çiğlik var. masaların arasında sıvı nitrojen dolu arabaları dolaştırmak mı istersin, kebapçı gibi tepsiyle baklavaları müşterinin burnuna dayamak mı ararsın, ne yapacağını şaşırıp suşi diye bir şeyler satmaya çalışmak mı dersin...

    bundan da bir yıl sonra hiç istemeyerek de olsa steak tartar yemek isteyen bir arkadaşın hatrına gittik. bu sefer bol buldukları sıvı nitrojeni üstlerine başlarına sürmemişlerdi ama iş iyice saçmalamıştı. lokum yiyen arkadaş ekmek isteyince ''bizde ekmek yok'' dediler. Bir yan masadaki hamburgerlere baktım, bir ekmek vermemedeki özentiliği düşündüm, cevaba inanamadım. bir de garsonların hepsi bıyıklı. birine sorduk mecburi mi diye. bıyık yoksa iş de yok dedi. bu nasıl bir saçmalık? üç kuruş para verdin diye o insanların yüzlerini satın mı aldın? senin zevkinin kölesi mi oldular?

    özet ve tanım: benim için eti güzel veya pahalı olan değil görgüsüzlük timsali restorandır.

    10 ocak 2017 22:39

    6. "etin cinsel politikası" isimli bir vejetaryen feminist eleştiri kitabı var. bu adamın hareketleri tam da kitaptaki teorilerin gerçek yaşam örneği gibi. ne komik ne olağan, sadece iğrenç.

    10 ocak 2017 19:34 10 ocak 2017 19:35

    5. sahibinin gerek iğrenç hal ve tavırları, gerekse itici ve görgüsüz kişiliği nedeniyle adım atmayı dahi düşünmediğim restoran zinciri.

    9 ekim 2016 22:11