yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (15)
    • medya (0)

    15. düşmeseydim düşlerimin sırtından zaten inecektim.

    -Tutunamayanlar

    22 nisan 2022 19:12

    14. zaman her şeyi hallediyor, diye düşünüyordu. beni hor görenler zamanla ayıklandı; benden üstün olduklarını düşündüğüm insanlar zamanla yere vuruldu. nasıl olacak yarabbim? o gün gelince ne yapacağım? diye titredim ve böyle anlar da gelip geçti. küçük zamanlar birikti, büyük şeyleri ezip geçti. bu baskılara, bu sertliğe dayanamam, diyordum; zamanla herşey yumuşadı. düşünceler insanın canını acıtmıyor; biraz sersemletiyor o kadar. şiddet değil, süreklilik insanı yıkıyor.

    - tehlikeli oyunlar

    22 nisan 2022 10:05

    13. "Acaba iyi bir şey olacak mı?.. Hayır dedim kendime. Iyi şeyler birdenbire olur, bu kadar bekletmez insanı.. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.."

    (Korkuyu Beklerken)

    17 mayıs 2020 16:47


    12. “Bir silgi gibi tükendim ben

    Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım

    Mürekkeple yazmışlar oysa..

    Ben kurşunkalem silgisiydim

    Azaldığımla kaldım..”

    7 aralık 2019 10:37

    11. İşte böyle babacığım, bazen de gerçeklik buhranlarına kapılıyorum. Bu yüzden sana gerçeklerden, senin de karşı çıkmayacağın gerçeklerden söz etmek istiyorum. Bugünlerde özellikle ansiklopedik gerçeklerin çok tutulması ve ilgi duyduğum, sevdiğim kimselerin gittikçe unutulması yüzünden, baştan aşağı gerçeklerle dolu ve birçoklarına göre önemsiz sayılacak hayat hikayelerinden meydana gelen bir ansiklopedi yazmak istiyorum. Buna benzer denemelerim oldu. Ama onlarda senin deyiminle gerçekten ‘uydurma’ şeylerdi. Bu nedenle babacığım, herkese açıkça ilan ediyorum: 1892 de doğdun. Ülkemizin ortalama ömür sınırını çok aştın. Duyduğuma göre İsveç ortalamasını filan bulmuşsun. Köyde, kasabada, taşrada yetiştin. Olgunluk çağı denen döneminde, ülkeyi yönetenler daha kalabalıkmış gibi görünsün diye, taşradan getirilerek onların arasında yer aldın. ‘Fırka katib-i umumiyesi’nin ya da daha başka ‘ekabir’in gözüne girmek için kürsülerde bağırmak gibi bir münasebetsizliği beceremediğinden, bugün benim özel ansiklopedimin dışında yer alacağını hiç sanmıyorum. Sessiz faziletlerin heykeli dikilmiyor ya da onun gibi bir şey. Büyük şehirde, ülkeyi yönetenlerin toplandığı salonda neden bulunduğunu hiç düşünmedin. Ayrıca insanın evrendeki yeri konusunda da düşüncelere daldığını sanmıyorum. Fakat –bu söylediğim gerçekten gerçek babacığım- ben bütün bunları düşündüğüm halde yerimi bulamadım. Beni daha iyi yetiştirseydin, mesela ne bileyim yabancı ülkelere filan gönderseydin, bugünkünden daha esaslı olmasam da, kendimi ifade ve eşya ile münasebetimi tayin ve kainattaki yerimi tespit gibi hususlarda daha becerikli olurdum. Sen her zaman tutarlıydın; olduğun gibi olmaktan gurur duyuyordun; olduğun gibi davranıyordun. Bense küçük hırslar yüzünden bocalıyorum; senin deyiminle ‘iki cami arasında beynamaz’ ya da senden önce senin gibi rahmetli, olan Numan Beyin deyimiyle ‘güreş, güreş, Hacı Muhammed altta’ bir durumdayım. ‘Tedrici inhitat’ oluyorum senin anlayacağın.

    -Babama mektup-

    27 ağustos 2018 20:05

    10. Sevgili babacığım,

    Belki hatırlamazsın ama bugün sen öleli tam iki yıl oluyor. Ne yazık ki bu süre içinde ben daha iyi ve akıllı olamadım; bu fırsatı da kullanamadım. Oysa yıllar önce, bazı zamanlar, sen olmasaydın bir çok şey yapabileceğimi düşünürdüm. Şimdi artık suçun kendimde olduğunu görmek zorundayım.

    Sana bazı şeyleri anlatamadım. Bir iki yıl daha yaşasaydın ya da dünyaya dönseydin – kısa bir süre için- her şey başka türlü olurdu sanki. Çaresizlik yüzünden bir çok şeyin anlamı kayboluyor. Sen olmadıktan sonra sana yazılan mektup ne işe yarar? Fakat ben artık bir meslek adamı oldum babacığım. Yakın çevremde seninle ilgili bir hatıramı anlattığım zaman, “Ne güzel” diyorlar, “Bunu bir yerde kullansana.” Onun için, çok özür dilerim babacığım, seni de bir yerde, mesela bu mektupta kullanmak zorundayım. Geçen zaman ancak böyle değerleniyormuş; insanın geçmiş yaşantısı ancak böylece anlam kazanıyormuş. Ben, seninle ilgili olayları anlatırken aslında senin nasıl bir insan olduğunu belli etmemeye çalışıyorum; aklımca asıl babamı kendime saklıyorum. Sonra da seni anlamadıkları zaman onlara kızıyorum. Bana kızınca –bu çok sık olurdu- “Senin aynadan gördüğünü ben ‘dıvardan’ görürüm,” derdin. Annemle birlikte ‘dıvar’ sözünle alay ederdik. Ben de şimdi küçüklerime karşı –artık benden küçük olanlar da var babacığım- bu cümleni kullanıyorum, gülüyorlar. Bu sözü kullanırken aslında amacımın ne olduğunu sezmiyorlar tabii. Seni gülünç duruma düşürmek istediğimi sanıyorlar. Herhalde, ben tam belirtemiyorum ne demek istediğimi. Gülümsemenin içindeki sevgiyi demek ki anlatamıyorum. Şimdiki gençler başka türlü babacığım; her sözden tek anlam çıkarıyorlar. Ben de o zaman çileden çıkıyorum gerçekten: asıl amacımı unutup seni onlara beğendirmeğe çalışıyorum. Aslında bu çabanın anlamsızlığını sezmiyor değilim. Ülkenin en zengin adamı senin paltonu tutarken ya da, “Rica ederim Cemil Bey, müsaade buyurun.” Diyerek ‘bizzat kendisi paltoyu giydirmekte ısrar ederken’ senin gibi hissedemedikten sonra, insan o paltonun içinde kendisi varmış gibi gururlanmadıktan sonra, seni beğenmeleri hatta anlamaları neye yarar?

    -Babama mektup-

    27 ağustos 2018 20:03

    9. -"gözlerinizde kötü hayaller gören insanların rahatsızlığı var. ne görüyorsunuz?"

    -"rasim bey, küçük burjuva yaşantınızdan çıkın; birlikte sürünelim."

    Tutunamayanlar, 1970

    27 ağustos 2018 00:53


    8. “Herkes istediği kadar koşsun.

    Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur.

    Oturacağım ve bekleyeceğim…”

    27 mart 2017 10:53

    7. "sevgilim, seni çok mu yalnız bıraktılar?"

    korkuyu beklerken

    26 mart 2017 23:43

    6. Biliyor musun Olric, benim bir çok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var…

    14 aralık 2016 10:54