pazarda satılan kozmetik ürünleri

285. bir keresinde drugstore markalarından birinin imhaya gitmeden önceki son düzlükte piyasaya salınmış ürünlerine denk gelmiştim. orijinal olduğuna eminim ama skt konusunda ise muhtemelen 4-5 yıl raf beklemişlerdi. 

284. tüm merdivenaltı ürünlerin "bak bu orijinali ama kalan mal" diye ucuzluğunun açıklandığı marka ürünler.

283. genelde küçük liseli kızlar ya da teyzeler buradan alıyor, çünkü bilmiyorlar oradaki 'mac' 'urban decay' 'kylie' gibi markaların marka değerlerini ve onların çakma olduğunu ve en önemlisi de sağlık bakanlığından onay almayan merdiven altı ürünler olduğunu. insanlar bunu cahilliklerinden alıyor tamamen çünkü bir fondöten pazarda da 10-20 tl e bu parayı verebilen biri gayet tabii wetn wild beaulis gibi markalara da para verebilir. param yok draması çok gereksiz o yüzden. insanları aşağılamak yerine doğru bilgilendirmeyi tercih edelim.

''ben kullanıyorum hiçbir şey olmadı'' vb. toplum sağlığını tehlikeye atacak sözler söylemek de başka bir fiyasko. size bir şey olmadı ama başkasına olabilir? herkesin cildi sizinki gibi değil ya çünkü?

ha gariptir ki lisede pazarda satılan kozmetik ürünlerini kullanan iki üç arkadaşım vardı ve ciltleri benimkinden mükemmeldi... hayat işte.

özetle, genetik mirasınıza iyi bakın.

282. bedava verseler sürmem yüzüme. yapmayın süslüler, cildinize bir şey olursa karşınızda muhatap olacağınız kurumsal bir marka bulamazsınız.

281. Aklıma lisedeyken iki arkadaşım arasında geçen şu diyaloğu getirdi:

+Bu rimeli ne kadara aldın?

-1.5 tl.

+1.5 mu? Kardeş kör olacanız ya.

Yapmayın lütfen, bu tür sahte ve adi ürünleri kullanmayın, mümkün olduğunca çevrenize de kullandırmayın. Maybelline, l'oreal rimel hele de plastik ambalajın içinde 10 tlye pazarda ne gezer? 5 tlye çift taraflı mac ruj, 20 tlye kylie far paleti olabilir mi? Ha bunları kullanmışsınız, ha suratınızı tuz ruhu ile silmişsiniz bence farkı yok. Kimse size illa bir ruja dünyanın parasını dökün, en iyi markaları kullanın demiyor ki. Uygun fiyata alınabilecek bir sürü marka var, ha olmadı para biriktirir indirim zamanı güzelce alırsınız ne istiyorsanız. Yapmayın, yazıktır.

280. Netflix belgeseli "Broken"ın ilk bölümü olan "Makyaj çılgınlığı" bölümünü izleyin, izlettirin. Her şeyi o kadar iyi açıklıyor ki.

279. asla ama asla ne olursa olsun alınmaması gereken ürünler. denk gelip gördüğümde ruhuma işlediler. o kadar kötü görünüp kokuyorlar ki yakınlarında olmak bile bana kanser olduğumu hissettirdi. insanlar hala nasıl alıyor bunları aklım almıyor, bir de gerçek olduklarına inananlar var. hazır beaulis tarzı aşırı uygun ve düzgün markalar çıkmışken bunlara para vereceklerine üç beş lira daha biriktirip bu tarz markalardan alsınlar. kendilerine yazık, ciltlerine bunu yapmasınlar.

278. chanel, dior, mac gibi markaların ihraç, gümrük fazlaları olamaz çünkü bu tür markaların ticaret belgeleri var. kocaman şirketler bunlar. vergilerini ödeyip kolaylıkla ürün sokma izinleri var bu ülkeye. gümrük fazlası abla diyip sizi kandırmaya çalışan şark kurnazlarına kanmayın.

kadıköy çilek sokak'ta dior hasan diye bir yer var, adımınızı attığınız anda burnunuza gelen plastik kokusuyla geriliyorsunuz zaten. çok merak ettiğimden dudakları büyüttüğüne inanılan şu kapakçıklardan almıştım ama o sahte şeyleri asla yüzüme, dudağıma, gözüme sürmem. her markanın taklidi var orada ve asla ama asla satın alınmayacak, çin malı ürünler. kanserojen madde resmen hepsi. 105 liraya ruj satan mac, neden ihraç fazlalığı adı altında 5₺'ye satsın ya rujunu? fırça konusunda da emin değilim. cilde ve bünyeye zarar vermeyen uygun fiyata da fırçalar bulabilirsiniz gratis'te, wet n wild'ın fırçaları bayağı uyguna düşüyor indirim zamanı.

277. Bir ibretlik hikaye de ben anlatmak isterim. Cahillik edip kkw beauty yazan, rose gold tasarımıyla göz dolduran rujlar almıştım pazardan. Güzel nude renklerdi. Bir ay kadar sürekli kullandım ama bir ay sürekli ağız içimde aftlar çıkardı. Aşırı olmadığı için rujdan kaynaklı olduğu aklıma gelmemişti, vücut direncim düştü sanıyordum. En son 3 4 tane aft birden çıktı ve ben ne yemek yiyebiliyordum ne de konuşabiliyordum. Canım inanılmaz yanıyordu, o zaman bir aydınlanma yaşadım ve hepsini çöpe attım. Bir daha önlerinden bile geçmedim.

Pazarda satılan fırçaların güzel olduğuna, alınabilir olduğuna dair yorumlar görüyorum buna da katılmıyorum. Aldığım, baktıgım tüm fırçaların kılları aşırı seyrekti ve uygulamada çok başarısızlardı. Tasarımları hoş ama o kadar. Bu tezgahlardan çöp bile alınmasını önermiyorum.

276. Maalesef böyle bir halt yedim zamanında kylie ruj sevdasından pazardan tabiki çakma olduğunu bilerek likit mat ruj aldım rengi acayip güzel duruyordu dudağımda hiç makyaj yapmadan sadece o ruju sürmek bile yüzümün ışığını değiştiriyor direk farklı bir hava katıyordu. Kalıcılığı kurutmaması baya hoşuma gitmişti. Ancak zamanla dudağımın kenarlarında minik pütürcükler çıkmaya başladı ve sanki dudağımın renginde hafif bir değişim oldu. Tabiki buna o rujun sebep olduğuna adım gibi emindim direk çöpe attım. Kullanmayı bıraktıktan bir süre sonra dudağım kendi kendine düzeldi. Pütürler yok oldu ve rengi eski haline döndü. Bu işin gerçekten şakası yok. Biraz kullanayım bir şey olmaz diye düşünmeyin lütfen kullanmayın ve çevrenizde de kimseye kullandırtmayın. Keşke yetkili otoriteler tarafından bu ürünlerin satışı yasaklansa bir şekilde engellense.