ruj bağımlılığı

148. Ben de bu durumdan muzdaribim süslülerim.

Fondoten, kapatıcı, rimel bittikçe aldığım ürünlerim. Onlarda israf etmiyorum ürünleri. Fakat allık ve ruj. Özellikle ruj.

Rujlara bir zaafım var. Markalar da sürekli yeni ürünler çıkarıyorlar. Benim de hoşuma gidiyor onları denemek. Her şeyi değil ama bana kaliteli gelen ürünleri denemeyi çok seviyorum.

Bir project pan yapsam çok iyi olacak. Ama yapamıyorum. İşin içine girmek zor geliyor.

Su an daimi kullandığım rujlarım en fazla 5 tanedir muhtemelen. 

Ama benim şöyle bir huyum var ki; her markanın klasikleşmiş ve her kadının dolabında bulunması gereken ürünleri vardır ya, benim onlara zaafım var galiba :)

Diğer girdilerimde de çokça bahsettiğim gibi en çok kullandığım günlük rujum artık üretimden kalkan ve bulunca stok yaptığım Maybelline superstay crayon ink no:20 (enjoy the view). 

Çok güzel, rengi, kaliciligi, kokusu dokusu. Benim her şeyim oldu makyajımda :))

Onun haricinde black honey bittikçe aldığım rujlardan. Onun yeri de bende çok ayrı, muadili yok. Çok çok yakın bir muadil buldum aslında , daha önce burada da bahsedilmiş olabilir. Revolution markasının şeffaf pembe ambalajlı lip balmi. Koleksiyon ürünü idi galiba ama bulursanız alin. Bu kez gerçekten black honey muadili konusunda paranız boşa gitmez. Net söylüyorum. Aklınızda bulunsun. Not: black honey dudak yağını da aynı şekilde çok severek kullanıyorum, ama glossunu sevmedim.)

Onun haricinde çok sevdiğim Emily dudak kalemi no:227 benim bebeğim. Ruj olarak da kullanıyorum. 203 no bunun yanında sönük kalır. O kadar söylüyorum :)) 

Şimdi ambalajını ve aromalarını çok merak ettiğim için Babeskin markasının glosslarini aldım. Şimdilik sevdim (pamuk şekerli pembe olan) vişneli ve çilekliyi de deneyince yazarım :D

Bütün bunların haricinde, Mac,ten olmazsa olmaz rujlarım var bir kaç tane ama favorim Stay Curious (powder matte stick lipstick)

Bobbi brown dan cranberry ve blackberry. Cranberry favorim.

Nars dolce vita kanayan yaramdır kendisi. Tekrar aldım merakima yenik düşüp. Buradan mesaj atan arkadaşlar da vardı tonu değişti diye ben yine kendi bildiğimi okudum aldım maalesef. Dolce Vita bende çok ayrı olduğu için ama alakası kalmamış, şu anki maybelline 20 daha çok benziyordur eski dolce vitaya :) şimdi de dolce nin lip balmini gördüm gerçekten çok beğendim. Ama lip balma da o kadar vermek istemiyorum. 

Her neyse konu ruj ise bu girdi alır basini gider bende. Kısacası benim kullandığım tonlar mlbb tonları. Dudaklarımın bir iki ton koyusu , pembe+kirmizi+kahve karışım melez tonları. Muted mercan tonları ve elbette kiraz renkleri. 

Baya makale yazdım, gerçek ruj severler beni anlayacaklar :)

Ben de elimdeki kullanmadıklarımı elersem hayatım daha çok kolaylaşacak. Bunu bir de kıyafetlerim için yaparsam hele tam süper olacak. Bütün lipstick addicted bacılarıma kolaylıklar diliyorum. <3

147. bende bu var.

stick, likit, tint, gloss, balm, kalem, marker; ucuz, pahalı, parlak, mat… masam iyice kalabalıklaştı ve bu durum artık gözüme batmaya başladı. kendimi bildim bileli kırmızı, bordo ve vişne tonlarından başka renk ruj kullanmıyorum. yani bu demek oluyor ki bütün o gereksiz kalabalığın sebebi rujların her biri benzer tonlarda. neyse, artık niyet ettim bu bağımlılıktan kurtulmaya. (gizlinot: new year new me 💋 ) bu arada en son geçen hafta hiç hesapta yokken bir ruj attım sepete. denemediğim drugstore formülasyonu kalmamıştır. öyle bir illet ki bu wishlist hep dolu.

eskileri attım, verilebilecekleri verdim. artık konforlu kullanıma öncelik tanıyacağım. dünyanın en güzel tonuna sahip de olsa dudakların doğal nem dengesini bozan, kurutan, bulaşan rujları eliyorum direkt. güle güle deborah red touch 09. ve sürekli tazeleme gerektiren, eriyen rujlar… elveda flormar sheer up. likit mat ve pudralı mat konseptini tamamen bırakıyorum.

bir süre hayatıma devam edeceğim, her şeyinden memnun olduğum seriler:

mat: mac silky matte, golden rose velvet matte

glossy: mac sleek satin.

balm: loreal glow paradise, golden rose glow kiss.

gloss: clinique pop plush, wet n wild lip oil.

tint: romand juicy lasting tint, deborah aqua tint.

ve aşkım bebeğim yılların vazgeçilmezi flormar 205 dudak kalemi.

146. bende bir ara vardı bu, özellikle uygun fiyatlı veya indirime giren rujlara karşı. su an evde veya maske kullanırken bitirme şansımız 0. çöpe giden bir başka tomarla para diyebiliriz yani.

145. her indirimde ruj almak istememle kendini gösteriyor. nude ve gül kurusu rujları görünce hep almak istiyorum. ancak ruj kolay bitmiyor ve israf etmemek için yakın renklerde biri bitmeden diğerini almamak gerekli. Ama özellikle indirimde 30 lira altında beğendiğim tonlarda günlük renkler bulunca kendimi tutmakta zorlanıyorum. En çok düştüğüm markalar flormar ve golden rose oluyor.

144. Şimdi sizinle, beni 15 güne bir farklı renk(ler) arayışlarından kurtaran dior addict lip glow 001 coşkumu paylaşmaya geldim. lip gloss desem değil, ruj desem değil; ten rengine bağlı olmakla birlikte kendi dudak renginizi çok doğal bir şekilde ortaya çıkarıyor . Kendi dudaklarımı öpesim geliyor.

 260 lira fiyatıyla bu yaz keşfettiğim bu ürün yüzünden işimden istifa etme kararımdan vazgeçtim. 

143. çok rujum yok çok makyaj malzemem de yok zaten ama ruj bağımlısı diyebilirim kendime. sanırım lisede makyaj namına sadece ruj sürdüğümden o zamandan beri var bu rujsuz yapamamam. sanki ruj sürdüğümde iki seviye daha güzel gözüküyormuşum gibi geliyor

142. diğer girdileri yazanlara kıyasla rujum yok gibi bir şey. bağımlı değilim ama günlük hayatta asla ruj sürmeyen biri için 10-15 taneye sahip olmak fazla bence. gerçekten hiç sürmüyorum yani göz makyajımı yapıyorum hadi bugünlük ruj süreyim diyorum sürüp maksimum 5-6 dakika sonra siliyorum öyle dışarı çıkıyorum. nedenini ben de anlamadım kendime mi yakıştırmıyorum göz makyajı+ruj benim yüzümde çok mu ağır duruyor bilmiyorum ama almaya da devam ediyorum tamamen boşa para benim için.

141. 15-20 tane ruja sahibim. bu kadar çok olmasının nedeni, kendi açımdan konuşacak olursam eğer, farklı markaların rujlarını denemek aslında. genelde daha önce kullanmadığım bir markanın tek bir rujunu alıyorum. eğer yapısı hoşum gidiyorsa, aynı markanın başka bende olmayan renklerini de alıyorum.

bu şekilde beğendiğim birkaç markayı sabitledim kendi kafamda. şu anda ruj alımını tamamen durdurdum; hoşuma gitmeyenler de dahil kullanıp bitirmem gerekenler var. 5 tane daha bitirirsem aklımda denemek istediğim birkaç marka daha var, onların rujlarını da alacağım.

ama bu kadar direnişe rağmen yine de bir mac mağazasının önünden geçerken müthiş bir çekim hissediyor muyum? tabii ki hissediyorum. rujlar vazgeçilmezim.

140. Bağımlılıktan ziyade bir ihtiyaç gibi benim için. Tenim soluk ve dudaklarım da renksiz olduğu için ruj ya da renkli dudak balmları çok daha sağlıklı görünmemi sağlıyor. Evden çıkmadan önce hiçbir şey sürmesem bile ruj sürüyorum. Allık kullanmadıysam mutlaka yanaklarıma da biraz ruj dokundururum. Genelde mat-satin yapılı, kahve alt tonlu ya da nötr kırmızı rujlar kullanıyorum. Bu aralar en sık kullandığım ruj wnw spiked with rum. Bazen ruj paletimdeki renkleri karıştırıp fırça ile sürüyorum, bazen dudak kalemlerimi ruj gibi kullanıyorum. Bazen makyajıma göre farklı rujları karıştırıp, yeni renkler elde ediyorum. Nadiren lipgloss da kullanıyorum. 1-2 sene önce koyu bordo rujlar, likit mat rujlar vs. Denedim ama onları pek kullanamadım. artık Gün içinde kolayca tazeleyebileceğim, ağırlık hissettirmeyen rujları tercih ediyorum sadece.

139. Benim burda yazılan kadar rujum yok 15,16 tane falan vardır, likit ruj sevmediğimden aldığım 2,3 tanesini de verdim başkalarına ruj bağımlılığından ziyade hepimizde bu var biliyorum bir rengin bir çok farklı tonunu almak, kendime bakıyorum gülkurusu, kahvelik barındıran 5,6 tane rujum var sadece rujun bir çok vardır bazısı pembe, bazıları bordo gibi bir çok farklı rengi barındırır anlarımda biz niye bir rengin farklı tonlarından alıyoruz ki. Swh