yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (93)
    • medya (0)

    93. bayağı uzun bir süre (2018 Haziran ayindan beri) İF ile birlikte sıfır şeker, sıfır paketli gıda ve instagram tarifleriyle yaşadım.

    bu dönemde hayatımda hiç yaşamadığım kabızlık ve sindirim sorunları yaşadım ve psikolojik olarak da mutsuz hissettim. o dönem fırın ve pastahanelere zehir satan dükkanlar olarak bakıyordum. tabi ki sürdürülebilir bir durum olmadığı için zamanla daha normal bir düzene geçtim. bana bu sıkı dönemin tek faydası eskiden beri gitmek bilmeyen yağlı bölgelerimin erimesi, ayak bileğime kadar beden küçülmesi ve artık karın bölgemden kilo almamak oldu. herkese en azından bir sene böyle bir beslenmeyi tavsiye edebilirim ama bu sonuca ulaşmamda IF yediğim besinlerden daha faydalı oldu.

    Bu sistemi 2019 sonlarına kadar surdurdukten sonra çok zayıf, kas kütlesi epey az, sıska diyebileceğimiz bir vucudum oldu. amacım zaten eski yıllanmış ve bir türlü erimek bilmeyen yağlı bölgelerimden kurtulmaktı, öyle de oldu. Yavaş yavaş spor yaparak incelediğim için (32 bedene kadar düştüm) sarkma ve çatlak sorunu yaşamadım.

    şu an da ise tam olarak sağlıklı kiloda ve görünümdeyim. deneyimlerime dayanarak sağlıklı beslenmenin böreğe, keke veya tatlilara alternatif 'sağlıklı' ürünlerde olduğunu düşünmüyorum. ha bulgur ve pirinç yerine dolma ve sarmalarda kinoa kullanmak çok daha lezzetli ve sağlıklı sonuç doğuruyor ama çoğu içerik değişimi tam bir fiyasko ve çoğu zaman tarifin aslından daha faydasız olabiliyor. bence sağlıklı beslenme boğazımızdan geçenleri sınırlamak demek. 1 dilim kek ile, 1 dilim baklava ile, iki çatal pasta ile kendini yatıştırabilmek. günlük öğününün çoğunu sebze ve sağlıklı bakliyatlardan oluşturup haftada iki veya üç gün 200-300 gr civarı et ürünü tüketmek. tereyağı, yumurtadan kaçınmamak ve süt ürünü olarak yoğurt, kefir tüketmek. sütün kendisinin ve peynirin yağ oranını artırdığını düşünüyorum. o yüzden öneremem.

    benim için sağlıklı beslenme günün belirli saatlerinde aç kalmak, tokluk dönemlerinde de olabildiğinde az macera yaşamış sebze ve gıdalar tüketmek sağlıklı beslenmedir.

    bu arada şöyle bir bilgi bırakayım. 2016 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü alan Yoshinori Ohsumi bu ödülü otofaji çalışması ile almıştır. otofaji kendi kendini yemek demek. sağlıklı bir insanın günlük 800-900 gr aralığında proteine ihtiyacı var ve biz bu protein ihtiyacımızı et yiyerek karşılamaya kalksak gut hastalığından ölürdük. peki vücut protein ihtiyacını nasıl karşılıyor? açlık ve iyi bir dinlenme ile. günlük 14-16 saat ve üzerindeki açlık ve düzenli uyku sayesinde otofaji dediğimiz sistem tıkır tıkır çalışıyor ve sizin protein ihtiyacınız yaşlanmış hücreler yenilerek karşılanıyor. peki biz sadece if yapar ve tokluk vakitlerinde trans yağ, şeker ve sağlıksız besinlerle vücudumuzu ve dolayısıyla hücrelerimizi doldurursak otofaji sayesinde kendi kendimizi yerken yediğimiz hücre ne kadar sağlıklı olur? yani otofaji işlemi için aç kalsak, erken uyusak dahi tokluk zamanlarında yediğimiz besinlerin sağlıklı besinler olması en nihayetinde yine vücudumuz için faydalı bir davranış oluyor.

    sürekli kalori hesaplamak, her şeyden kısmak ve bazı besinlerden kendini mahrum bırakmak sürdürülebilir bir sistem değil maalesef. ben yapamadım en azından. şimdi canım kek istediğinde kendim yulaf unundan yapıyorum, yapamadığım arzu nesnesi gıdalar için de kontrollü yiyerek devam ediyorum. bir paket albeni çikolatanın tamamını yemiyorum mesela. yarısını mutlaka isteyen birine veriyorum veya gözümün önünden kaldırıyorum. yediklerimin %60 ı sebze veya baklagil. haftada üç gün balık veya kırmızı et yiyorum. vegan beslendiğim dönemde garip bir şekilde tavuk etinden tiksindim ve artık midem almıyor. beyaz ekmek yemiyorum canım istediğinde bir simit veya ekşi mayalı ekmek yerim. 10 yıldır ağzıma kola veya gazlı içecek sürmedim, günde bir bardak kahve veya bitki çayları veya ayran içiyorum. aşırı şekerli, aşırı tuzlu ve aşırı yağlı yemekleri reflümden ötürü midem almıyor zaten. kızartma yiyeceksem fırında yapıyorum vs. şu an ki beslenmemden daha memnunum. hem psikolojim daha iyi, hem kilo kontrolüm daha kolay, hem de daha fit duruyorum. bence sağlıklı beslenme adı altında büyük bir pazar oluşturulmaya çalışılıyor ve bu pazardaki ürünlerin çoğu şekeri, trans yağı gizleyerek pazarlanıyor. ben paketlenmiş light meyveli yoğurt veya kefirin, şeker yerine keçi boynuzu pekmezi katılarak pişirilmiş kekin veya şeker yerine kullanılan stevia özünün daha sağlıklı olduğuna asla inanmıyorum. pekmez veya bal gibi akışkan şekerli gıdalar fırına girdiğinde yanarak daha da sağlıksız ve kansorejen hale geliyor mesela. şekerin kendisini yesem daha şerefli bir iş yapmış olurum diye düşünüyorum. genel anlamda beslenme mantığımı anlattım diye düşünüyorum. elbette bir yığın eksik ve hatam vardır ama benim vücudumda bu sistem çok güzel çalışıyor.

    annem diyabet hastasıdır. otofajinin diyabet hastalarında çok olumlu sonuçları olduğu ispat edilmiş. biz de annemle beraber IF'e başlamıştık ve 3-4 ay önce doktor annemin insulin iğnesinin oranını düşürdü. önceden doktoru az az sık sık ye derdi ama annem günün 14 saati aç kalıyor, doktoru başta karşı çıkmştı ama devam etti, denemek istedi. çünkü o dönem şeker koması yüzünden hastahaneye yatıp, doktor kontrolünde insulin almıştı ve bir daha şekerini düzenlemek için hastaneye yatmak istemiyordu. eğer zorlansaydı bırakacaktı tabi ki. ilk hafta gün gün şekerini kontrol ettik ve hiç bir zorlanma yaşamadan hayatına devam ettiği için annem de 2 yıldır IF yapıyor. doktoru da bayağı şaşkın bu duruma. her şeker hastası için geçerlidir diyemem ama annemde çok olumlu sonuçlar aldık. önceden üç tane incir yese komaya giren kadın şu an onbeş günde bir dilim baklava yiyebiliyor. vücudu bunu nasıl dengeliyor bilmiyorum ama 2 yıldır annemde bende bu sistem sayesinde çok rahatız. uzun bir girdi oldu ama umarım faydalı olur.

    TAM OLARAK IF' ATIF YAPILMASA DA DAHA AZ BESİN İLE BESLENMEYE DAİR İLGİNÇ BİR ÇALIŞMA İÇİN MUTLAKA (link: https://www.youtube.com/watch?v=wCFQkLcL7vs İZLEYİN.)

    23 mart 2021 14:58 23 mart 2021 20:48

    92. Bir soruya cevap olarak yazmıştım ama daha kalıcı olsun diye buraya da kopyalamamı önerdi bir süslü :) o yüzden buraya da yazıyorum;

    vegana yakın bir şekilde plant based beslenen biriyim. bazen ben de ne doğru ne yanlış şaşırıyorum ama bildiğim kadarını aktarmaya çalışayım...

    * kırmızı et tüketimi ile kanser arasındaki ilişki artık oldukça net. özellikle işlenmiş et ürünleri (şarküteri ürünleri) 1. derece kanserojen olarak tanımlanıyor çoğu yerde. bunun pek çok sebebi var elbette. beyaz et mesela görece daha sağlıklı olarak geçiyor ancak hem kırmızı hem beyaz et için, direk etin kötü olması değil de endüstriyelleşmiş üretim tesislerinde kullanılan yöntemler çok etkili. hayvanlar küçük kafeslerde, hijyenik olmayan koşullarda, hastalık içinde, ilaç takviyeleri (özellikle antibiyotik) ve suni gıdalarla beslenerek yetiştirildiği için haliyle et de zararlı bir hale gelmiş oluyor. et yiyecekseniz bile mümkün olduğunca doğalını tercih etmeniz gerekiyor. aynı zamanda sanılanın aksine vücudumuzun protein ve etten gelen diğer besin ögelerine ihtiyacı çok az. haftada 1 öğün yiyeceğiniz bir porsiyon et ile tüm ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz. her gün yemenize gerek yok, hatta fazlası oldukça zararlı...

    *süt ürünleri (yoğurt ve kefir hariç) oldukça zararlı olarak kabul ediliyor. bize zamanında pompalanan "süt içmeden kalsiyum alamazsın" düşüncesi tamamen palavra. sütten aldığınızdan kat kat fazlasını yeşil yapraklı sebzelerden elde edebilirsiniz. zaten süt özünde bakıldığında ineğin (ya da koyunun, keçinin, insanın...) yavrusunu beslemek için ürettiği zengin bir sıvı. ama bu zenginlik yetişkin bireylerin ihtiyacı olmayan bir şey. hatta aksine içindeki büyüme hormonları ile kanser konusunda kontrolsüz hücre bölünmesini tetikleyici olabilmekte. aynı zamanda süt tüketimi ile diyabet arasında birebir bağlantı olduğu da araştırmalarca kanıtlanmış bir durum. etik açıdan baktığımda da süt ürünleri çok rahatsız edici oluyor. çünkü süt üretimi için inekler suni döllenme ile hamile bırakılıyor. yavru yeterince süt alamadan altından alınıp erkekse mezbahaya, dişiyse süt üretimi için damızlık olarak kullanılmak üzere satılıyor. anne ineğin sütü de makineler tarafından çekilip insanlara getiriliyor ve bu döngü ineğin sütü bitince yeniden hamile bırakılması şeklinde devam ediyor. yani inekler de insanlar gibi bebekleri olmadan süt üretmiyor.... bu durum çok rahatsız edici...

    *yoğurt ve kefir başka bir konu. sağlık açısından probiyotik içerikleri oldukça faydalı. o nedenle direk olarak zararlı diye damgalanmıyor. veganlar için bitkisel alternatifleri var ama yine de et ve diğer süt ürünlerine kıyasla faydalı denebilir.

    * peynirle ilgili de bir şeyler yazmıştım ama yanlışım varmış, orada bir süslü düzeltti o nedenle sildim. Bu konuda daha fazla bilgi edinmem lazım :)

    *yumurta benim en ikilemde kaldığım konulardan biri. besin değerleri açısından oldukça zengin. fakat aynı sütün inek yavrusunu büyütmek için oluşturulmuş bir şey olması gibi yumurta da civcivin gelişimi için oluşan bir şey. bu nedenle özellikle fazla tüketiminin pek çok zararlı etkisi olmakta. aynı zamanda tavuklar normalde ayda 1 hatta bazen daha seyrek yumurtlarken (insanlar gibi) yumurta endüstrisinde kullanılan yöntemlerle her gün hatta bazen günde birkaç kere yumurtlar hale getirilmiş durumda. bu durumun oluşması için verilen hormonlar vs tabi ki bizi de etkiliyor. aynı zamanda yine etik açıdan eklemek isterim ki, beyaz et endüstrisinde civcivler yumurtadan çıktıkları gün cinsiyetleri tespit edilip dişiyse et ya da yumurta üretiminde kullanılmak üzere fabrikaya gönderilirken, erkek civcivler yumurtadan çıktıkları gün öldürülerek kedi-köpek mamalarına ya da daha canicesi diğer tavukların beslenmesinde kullanılacak olan yemlerin içine ekleniyor. bu da ekstra rahatsız edici bence.

    *tahıllar da et ve süt üretimleri gibi endüstriyelleşmiş üretim sisteminden payını aldığı için git gide daha zararlı bir hale geliyor. sindirilmeleri genel olarak zor ve vücudu yoran içeriklere sahipler. siyez buğdayı, tam buğday gibi alternatifleri ile oldukça sağlıklı içerikler elde etmek mümkün.

    *sebze ve meyveler tartışılmaz derecede faydalılar. baklagillerle tamamlandıklarında insanın ihtiyacı olan neredeyse tüm besin değerlerini sağlayabiliyorlar. ancak vegan oldum diyip 3 öğün yeşil salata yerseniz tabi ki sağlıklı olamazsınız. kök sebzeleri, yeşil yapraklı sebzeleri, meyveleri, baklagilleri, sağlıklı tahılları vs dengeli şekilde tüketmek gerek.

    *sağlık konuları dışında, şu an dünyaya küresel ısınma konusunda en çok zarar veren endüstrinin kırmızı et endüstrisi olması, bu tesislerin ozon tabakasını delinmesinde en etkili tesisler olduğu, en çok su kirleten tesisler olduğu, bir ineğin et olarak sofraya gelene kadarki süreçte diğer besinlere göre kat ve kat fazla karbon ayak izine sahip olduğu düşünüldüğünde en azından kırmızı et tüketimini minimize etmek bile hem sağlığımız hem dünyamız için önemli bir adım.

    aşırı uzun yazdım ama son olarak eklemek isterim ki, özellikle büyük şehirlerde artık vegan ürünler oldukça kolay ulaşılabilir hale gelmeye başladı. o nedenle tamamen vegan olmaya karar vermeseniz bile en azından 1 seferliğine normal peynir yerine vegan peynir, kıyma yerine soya kıyması, süt yerine vegan süt alıp deneseniz hem dünyaya hem kendinize büyük bir iyilik yapmış olursunuz :)

    madem bu kadar yazdım, referans da vereyim, instagram üzerinden dr murat kınıkoğlu'nun videolarını izlemenizi tavsiye ederim.

    22 mart 2021 20:08

    91. Çoğumuz sağlıklı beslenmeyi, ultra dengeli tarifler, yağsız şekersiz ara öğünler vs zannediyoruz. Belki öyledir ama ben bu tarz yaşamın sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Tabii canımız ne çekiyorsa kontrolsüzce yiyip içelim demiyorum.. hareketli, hayatın her anında aktif, sevdiklerimizin yanında hissettiğimiz her gün sağlıklıdır. Hesapla yapılan kinoalı, keçiboynuzu unlu bir kase yerine kaymaklı, reçelli, simitli kahvaltı daha keyifli geliyor. Bence önemli olan trendlere kapılmadan, vücudunu, limitlerini bilerek doğanın sunduklarını kendimize göre çeşitlendirmek; paylaşmak, hayatımızın her anına yaymak.

    19 şubat 2021 00:01


    90. bu konuda biraz takıntılı bir yanım var, öyle ki paketli gıda olayını en aza indirgemek olarak çıktıgım bu yolda paketli gıdayı arada bir can çekmesi sebebiyle marketten temin etmem ve yedikten sonra da pişmanlık duyup "vucuduma iyi bişey girmedi" duygusu yuzunden kendımle iç hesaplaşmalara giriyorum. 6 aydır süt ve süt ürünü tuketmıyorum. her ogunde yeşillik-sebze protein ve karbonhidrat oranına uygun öğün hazırlayıp yemeye ozen gosterıyorum. her yediğimi sayar pozisyondayım ama canım baklava cekince de affetmem hacıbasardan havuc dilimimi soylerim. sabahları canım tost cekince sucuklu tostumu yiyorum ama bir sonraki ogunlerde sebze agırlıklı beslenmek için tabiri caizse kasıyorum. gluteni kesmek guzel bir hedef olabilirdi, ama budgay ununun kopeğiymişim gercekten, bol esmerleşmiş susamlı odun simitiydi, tava ekmeğiydi bence alternatifsiz seyler bunlar. su an işlenmiş gıdadan uzak durmaya çalışmak şeklinde temellendirdim düzenimi. ayda bir 5 kg dana kuzu kemiğimi alır et-ilik suyumu buzluga koyar yemeklere pıt pıt atar gecerim. takviyelere çok inanmıyorum. en iyi takviyenin gıda ile alındıgı gerceği diye bişi var. her seyi basite indirgeyip, hoop karıstır iç kolojeni mantıgından daha cok keyif veriyor taze biberiyeli, sarımsaklı, soganlı havuçlı kemik suyumu hazırlıyor olmak. bol su içmeye çalışıyorum ama kışın çok zor. su arıtma yaptırdım içme alışkanlığım çok daha iyi düzeyde.

    sonra beslenme diyince vücuda iyi bakma motivasyonuysa amaç, yıkandığın suyu es gecmeyin derim. banyo yaptıgım duşa klor ve zararlı kimyasalları arındıran bır filtre taktırdım. sacım ışıldadı, eşimin dermatiti azaldı. cildimiz, vücudumuz kıymetli.. en güzel şeklini koruması için de elden gelenin yapılmasını en çok biz haketmiyor muyuz.

    18 şubat 2021 18:38 18 şubat 2021 18:40

    89. benim sağlıklı beslenme anlayışım 2 öğün beslenmek.

    neden 2 öğün?

    sindirim sistemi ara öğünlerle ha bire gelen besinleri sindirmekle uğraşmıyor vücut ihtiyacı olan diğer hücreleri yenilemeye fırsat buluyor. belirli bir süre aç kaldığım için de büyüme hormonu ve diğer hormonlar sürekli atıştırdığım halime göre daha fazla salgılanıyor. Bu bilimsel bir gerçek.

    nasıl yapıyorum?

    kahvaltı öğününü atlıyorum. 12-13 gibi yiyorum bir de akşam en geç 20:00'de yemeyi kesiyorum. Normal öğün gibi yiyorum kesinlikle kalori azaltmıyorum, ara öğünlerde yiyeceğim badem, meyve gibi ögeleri de bu öğünlere kaydırıyorum. istediğimi yiyorum abartmadan.

    intermitant fasting olarak geçiyor. sabah kalkar kalmaz salınan kortizol kormonuyla birlikte midemi yorarak besin almanın hiç de iyi bir şey olmadığını öğrendim. ki zaten dikkat ederseniz sabah kahvaltı yapsanız da yapmasanız da öğlene doğru acıktığınızı hissedersiniz. Bu kahvaltı ekstra kalori yükü. bilimsel açıklamalar için dr can'ı dinlemenizi tavsiye ederim. ara öğün yapmıyorum akşamları atıştırmıyorum.

    kahvaltı ve ara öğün konusunda çok katı değilim. nadiren kaçamaklarım oluyor.

    kilo vermek isteyenler kesinlikle yapabilirler çok rahat kahvaltı olmadan 1-0 önde başlıyorsunuz. kahvaltı dediysem de kahvaltılık ürünler yenilebilir. bu ürünlere karşı değiliz sadece saati sorun. kısaca 2 öğün 13-16 saat açlık 8-10 saat tokluk.

    son olarak sinan canan hocamın da dediği gibi açlık değil tokluk öldürür sözüyle entry'mi noktalıyorum.

    edit: bazı noktaları unutmuşum.

    şekersiz olmak kaydıyla kahve, su, çay gibi kalorisiz ürünler her daim serbest. kalori alımlarınızı acıkma durumunuza göre ayarlayabilirsiniz. onun ayarı bünyesel bir durum.

    bünyeyi yavaş yavaş alıştırmanızı tavsiye ederim birden 16 saat aç bırakmak yerine 10 saatle başlayın. adaptasyon önemli.

    klasik aç bırakan diyetler gibi çok az yerseniz dayanamayıp bayılma noktasına gelebilirsiniz.

    son olarak beslenme tavsiyesi değildir. bana bu iyi geldi diye size de iyi gelecek diye birşey yok olumsuz bir durumda yapmayın kesip vucüdunuza göre beslenin!

    19 ağustos 2020 10:18 19 ağustos 2020 10:26

    88. Yeni öğrendiğim bir bilgiye göre vücudumuz aslında doğuştan tukettigimiz sağlıklı besinlerden (sağlıklı yağ ve protein) kendi karbonhidrat ve şekerini uretebiliyormus. Ama bebeklikten itibaren pirinç unlariyla mama yiyen insanin çalışmayan kasının gelişmediği gibi bu yeteneği de yok oluyormuş.

    Esasen bizim tukettigimiz kadar karbonhidrata ihtiyacımız yok. Sağlıklı beslenmek şeker ve karbonhidrattan uzak durmak demek bence de.

    Sinan canan'in beslenme ile ilgili yaptığı canlı yayını izlerseniz daha iyi oturur.

    19 ağustos 2020 09:18

    87. Bence sağlıklı beslenme demek %100 sağlıklı şeyler tüketmek demek değildir.

    Fiziksel sağlık kadar ruhsal sağlık da önemlidir. Dsö'nün sağlık tanımı "hem bedenen hem ruhen iyi olmak" şeklindedir.

    Sadece bedenimizi sağlıklı tutmak için keyfimizden ödün verirsek, sürekli sadece yararlı şeyler yersek bu uzun vadede psikolojik olarak bizi yıpratır. 

    Sağlıklı beslenme ise beslenme uzmanlarının genel görüşüne göre %80 sağlıklı yiyeceklerden, %20 ise bizi ruhen tatmin edecek, sağlıksız yiyecekler veya kaçamak olarak tanımlayabileceğimiz besin ögelerini içermektedir. 

    Önemli olan kaçamak yaptıktan sonra onu dengeleyebilmek. Dengelemekten kasıt ise bir dilim pastadan sonra birkaç gün ölüm orucuna girmek değil, ertesi gün karbonhidratı sınırlamaktır örneğin. 

    Keyif yapmaktan korkmayın, ipin ucu kaçırılmadığı sürece kaçamaklar da faydalıdır. 

    18 ağustos 2020 23:44


    86. Asla basaramadığımdır. O gün mutlaka canım kek, çikolata ister.

    18 ağustos 2020 17:20

    85. Sanırım instagradaki bolca olan sözde sağlıklı beslenme üzerine açılmış hesapların çoğunun sağlıksız olduğunu düşünmekteyim. Bütün sağlıklı beslenme anlayışları yulaf granola hurma fıstık ezmesi. Benim için mesela o hazırladıkları sabah fıstık ezmeli ballı tabaklar çok çok tatlı. Ayrıca şeker tüketmemek adına gün boyu yenen fıstık ezmesi ballar hurmalar yerine bir kare çikolata yada arada sevdiğim bir tatlıyı yemeyi tercih ederim.

    Benim kendimce sağlıklı beslenmem; sabahları kızarmış tam buğday ekmek,yumurta,peynir,zeytin,ev yapımı çilek reçeli,domates,salatalık. Bildiğimiz klasik türk kahvaltısı(haftasonu sucuk:)

    Öğlen, ofiste evden getirdiğim zeytinyağlı bir yemek, köfte veya nadiren sandviç. Akşamları da mutlaka çorba yapmaya çalışıyorum yanına bazı günler sebze yemeği bazen de gayet pilavlı patatesli tavuk veya kırmızı et.

    Bazı haftasonları kendi yaptığım pizzayı da yiyebiliyorum yaptığım ıslak kekide. Açıkçası evet dışarda pizza yesem sağlıksız beslendim diye kahrolabiliyorum ama evde kendi güvendiğim iyi malzemelerle o kadar da takılmıyorum. Hiçbir zaman kilo problemim de olmadı. Tabiki sağlık için keşke ekmek ve şekeri tamamen kesebilsek ama ömür boyu çok zor uygulayabileceğim düşündüğüm birşeyi 21 gün denemek, sadece belirli zamanlarda tatlı yememek bana mantıklı gelmiyor. (tabiki bir hastalığı olup ekmek,tatlı tüketmesi yasak olabilcek kişileri dışında tutuyorum bu söylediğimde)

    Dışardan hazır dondurulmuş gıdalar tüketmiyorum, paketli bisküviler cipslerle hiç aram yok, dışardan en son ne zaman yemek tatlı yemişimdir hatırlamıyorum bile. Böyle olunca da evde arada yaptığım tatlı ve hamurişine de çok takılmıyorum.

    Çok katı kısıtlamalara girmeyerek kendimce bir düzen tutturdum ve yıllardır böyleyim. sağlıklı beslenmeyi sadece kilo vermek amaçlı yaparsanız ksııtlamalar sizi daha da zorlayacak ve hemen sıkılabilirsiniz bu durumdan. bunu yaşam biçimi haline getirmek daha mantıklı.

    18 ağustos 2020 15:45 18 ağustos 2020 15:49

    84. Herkesin farklı bir eğilimi var bu konuda. Benim için sağlıklı beslenmek demek hep tetikte olmak ve bilinçli olmak demek mesela. Çünkü yemeyi seviyorum, abur cubur seviyorum hele alkol yanında daha çok seviyorum. Tereyağlı pilavı, balık üstüne fırında helvayı, tahinli balkabağı tatlısını.. yani şu bir dakikada neler geçti aklımdan. Bunları hep sıraya sokmam, miktarını ayarlamam, o zamana kadar yediklerimin bilincinde olmam gerekiyor. Çünkü iştahım açık ve doyma hissim yok. Önceleri ben de bedenimi dinlemeyi denedim ama zamanla bedenimin bir bağımlı olduğunu ve bana küçük yalanlar söylediğini basenlerim gösterdi. Sağlıklı şeyler bile yesem örneğin meyve bunun miktarını da kontrol altında tutmak gerektiğini hep yanılarak öğrendim. Kısaca herkesin metobolizması, iradesi ve tercihleri çok farklı. O yüzden tek bir yolu yok malesef. Ben yediğim her şeyin çetelesini tutmakta ve alkol abur cubur vs. alacaksam diğer öğünlerden kısmakta yediklerime dikkat etmekte buldum çözümü. sağlıklı besleniyorum diyemem sağlıklı beslenme yolunda savaş veriyorum. Başka türlüsü bana uymadı.

    18 ağustos 2020 13:35