sephora

1301. Gold kartlı olabilmek için 12.500 puanı geçmek gerekiyordu. Bu sene kardeşlerimle beraber 3 parfüm aldık sephoradan ve 12.500 puanı geçtim bu sayede. Az önce sephorayı aradım ve Gold kartlı olabilmek için 12.500 değil 50.000 puan olması gerektiğini öğrendim :)

1300. kaç zamandır parfüm alacağım, öteleyip durdum.

dün parfümlerde ikinci alana %50 indirimine denk geldim.

hermes'in 2 tane 50 ml parfümünü satın aldım. mutlu ettin beni sephora.

1299. ister ilk defa gidin isterse yüz kere gitmiş olun. hiç utanıp, çekinmeyin karşılarında. bana orada hizmet vermek amacıyla duran kişiden niye utanıyoruz.

her alışveriş yaptığınızda istisnasız "şu an samplemız yok bir dahakine uğrayın verelim" yalanları meşhurdur. başka işim yok sample için uğrayacağım. aynen. tüm sampleları cepledikleri için bize gerçekten kalmaz. sample falan vermiyorlarsa merak ettiğiniz parfümleri küçük tüplere doldurun derseniz veriyorlar. vermek zorundalar. ben sampleında falan değilim olayın. türkiye pazarına girmiş her şirketin sapıtması cinnet getiriyor bana. bu kadar mı değersiz görülüyoruz her konuda. öyle bir mağazayı dolduracak güzel markalarımız yok ki şunlara mahkum kalmayalım.

diğer yazar da bahsetmiş. müşteri ilişkileri çok sıkıntılı. her aradığınızda aynı kişi çıkıyor telefona ve gün içinde birkaç kere aramak zorunda kaldıysanız kendinizi s*pık gibi hissediyorsunuz. iletişimleri "tamam hadi kes, kapat, yapacak bir şeyim yok" ses tonunda hep, soğuk. asla hatalarını kabul etmiyorlar. evet yanlış olmuş dediklerini hiç duymadım. yetkili birime aktarılacak falan diyorlar hep. bir de size gelen maile güvenip mağazaya gidip hediyenizi almaya kalkarsanız ortada kalırsınız. çünkü hediyenin son kullanma tarihi olsa da size sormadan hediyeyi iptal edebiliyorlarmış. türkiye pazarına verdikleri değer olağanüstü yani.

1298. tr sephora için konuşuyorum. benim deneyimde müşteri ilişkileri yönetimi inanılmaz derecede yetersiz kalıyor. asla bir sorunumu tek telefonda çözemiyorum. hep geçiştiriliyormuşum gibi yanıtlar alıyorum zaten de öyle oluyor. "sizi anlıyorum" jenerik cevabından oldukça sıkıldım. çağrı alan arkadaşlarınız hep bunu kullanıyor.

sürekli çözemediğiniz sorunları beni anlamakla daha iyi hissettirmiyorsunuz, oyalıyorsunuz ve geçiştiriyorsunuz. anlasaydınız çoktan çözerdiniz zaten kendinizle çelişiyorsunuz demek ki anlamıyorsunuz ki çözmüyorsunuz. 

1297. Black friday haftası diye uygulamadan yaptığım alışverişi  kafasına göre iptal eden ve gönderdikleri e-mail'de nedenini belirtmeyen firma.müşteri hizmetlerini aradığımda zahmet edip stok yetersizliği nedeniyle iptal edildiğini söylediler.bir daha zorda kalmadıkça asla alışveriş yapmayacağım.bu arada ürünlerden birtanesi hala stokta görünüyor.teşekkürler sephora!

1296. girince çıkamadığım yer. bir insan her uğradığında cüzdanı bırakıp çıkar mı ya? her seferinde bu defa bir tek şey alıp çıkıcam diyorum. olmuyor olmuyor.

1295. yeni açılan bağdat caddesi şubesinin üst katı oldukça ferah olmasına rağmen alt katında gezmek hem kalabalıktan hem de stantların konumlandırılmasından kaynaklı biraz zor ve koridorlar dar kalmış. diğer mağazalardan farklı olarak self checkout kasalar koymuşlar. içerisi adeta bir arı kovanı gibi. 

1294. Sephora ilk geldiği zaman çok seviyordum. Ama şimdi yollarımız ayrıldı. Farklı Sephoralardaki personelin yaklaşımı, deneme boy ürünlerin stoklarının bitmesi!, hatta normal ürünlerin bile stok dışı olması beni soğuttu. 500 tane çanta ile Cadde mağazasının açılışı ortada, ses getirmesi orijinal olduğunu göstermiyor.

Deneme boy ürünleri satışlarda faturalara dahil etseniz ürün sayımlarında da bunların personele mi yoksa alıcıya mı gittiğini belki takip edebilirsiniz.

Mağaza personelinin iletişim becerileri nasıl geliştirilir? Bu konuda da uzun uzun düşünmelisiniz. Mesele sadece alım gücü değil. Sizin tüketiciye sunduğunuz alternatifler. Bu kadar tüketici bize yeter diyorsanız yapacak bir şey yok.

1293. çalışanları tester ürünleri araklayıp dolap gibi uygulamalarda satıyor iyice tekelleştirmişler rezilsiniz ve midemi bulandırıyorsunuz

1292. Türkiyedeki şubeleri türkiye'ye yakışır şekilde yönetilen marka, ne bekliyoruz ki? Gratis, watsons, eveshop, rossmann gibi firmalarda yapılan büyük indirimlerde açgözlü gibi ürünlerden beşer, onar tane alıp orada burada satan insanlarla dolu her yer. Beleşe aşure dağıtılan yere elinde leğenlerle koşanlar var bu ülkede. Bim'e gelen marka termoslardan 3-5 tane almak için birbirine yumruk atmaktan çekinmeyen insanlara, 'gelin kapımızın önünde 1 gün önceden kamp kurun da adımız haberlere kadar her yere çıksın' diye çok hoş bi politika uygulamışlar. 

Şu ülkedeki varoş ve açgözlüleri de araplarla beraber yollayabilsek belki markaların bizi düdükleme ihtimalleri de azalacak. Ama tabii bu söylediğim, uzaya otel yapmamızdan bile daha düşük bi ihtimal.