yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    27 yanıt
    • linki kopyala
    • şikayet et

    soru yorumda arkadaşlar ne düşünüyorsunuz ?

    malesef sy

    1. Gönder gelsin

    21 kasım 2018 19:15

    2. arkadaşlar ben üniversite mezunuyum ama işsizim. evde nasıl bu noktaya geldim diye düşünüyorum ve sizlere bir anımı anlatmak istedim. ben her zaman sessiz sakin diye tanımlanan biri oldum. her öğretmenim bana sesiz sakin derdi. öyle gıcık olurdum ki. yani sessiz olmak suç muydu ki? neyse zaten kendimi de sessiz ve çekingen diye tanımlamazken herkes beni böyle tanımlıyordu. ilkokula başladım. çok mutlu olarak başlamıştım. sorunsuz bir çocuktum. çok sevdiğim bir arkadaşım vardı kardeş gibi mutlu mutlu gelip giderdik okula. ama öğretmenimiz psikopat çıktı. ben tembel bir öğrenci de değildim. zaten okula yeni başlamışım yani. karakterim oluşmamış daha . ama çoğundan iyiydim yani. neyse öğretmen yazımı kötü görürdü mesela. kafama bir tokat atardı saçım savrulurdu. başka abuk subuk nedenle saçımı, kulağımı çekerdi. tokat atardı bişeyi yarım yaparsam. bazen güvenli hissettiğim ve kalabalık çevre kurduğum zamanlar da oldu. o zamanlar mesela sırama oturur yazıma bakar. kötü mü gördü kafama bir tokat. ve fiziksel olarak değil de o an imajımın sarsılması rezil oluşum beni mahvederdi. 5.sınıfta kendisinden kurtuldum çok şükür. ortaokula geçtim ama ilkokul hcamın bana sürekli sessiz diyip hiçbir şekilde övmemesi sanırım beni öyle yaptı. yani bir etiketleme yapmıştı ve bu lise sona kadar böyle sürdü. başka hocalar da beni böyle tanımladı. en ufak sosyal sorunumda dersleri saldım. kapasitemi asla kullanmadım. bunu üniversite bitince anladım. benim amaç her zaman dersi geç ve bitsin oldu. okul hayatı bitince de ya dedim aslında benim derslerim çok iyidi sadece ödev yapmazdım. iyi olduğum çok şey vardı ve kullanmadım. kendime başkası yüzünden yazık ettim dedim. farkındalığımı çok sonra kazandım. şuan olsa ben üniversitede mesela erasmus yapabilirdim. ingilizcem çok iyidi. ama demek ki ilkokul zamanı bana bazı şeyler işlenmiş ve okul hayatım hep başkalarını kendimden üstün görmekle ve kendimi ezmekle geçmiş. sizin böyle bir anınız var mı ?

    21 kasım 2018 19:23

    3. Bazı insanlar öğretmen olmamalı

    21 kasım 2018 19:25


    4. kesinlikle o kadar üzülüyorum ki. sorunsuzken sorunlu bir insan yaptı resmen beni. sessiz çekingen olsam arkadaşım da olmazdı. ama sürekli sessiz demesi, tahta önünde aşağılaması tokat atması beni okula karşı zamanla soğutmuş . ben farkında bile değildim bikaç seneye kadar. önemini anlamadım yani okulun. fiziksel ve duygusal şiddeti 5 yıl gördüm. her gün okula korkarak gittim. hep içime attım. lisede falan kendi kendime takıldım. dersler mükemmeldi ama sosyal olarak geri gittim herhalde ve dersleri de saldım. en son geldiğim nokta belli işte. hiçbir zaman fırsatları değerlendirmeyen biri oldum okul hayatımda. kendi kapasitemi asla görmedim. benden kötü insanlara bile hep benden üstünmüş gibi gördüm. iyi öğretmenlerim de çok oldu ama derslere asla önem vermedim. asla tekrar yapmadım yani. bunların farkındayım. farkındalığımı çok geç kazandım okulla ilgili.

    21 kasım 2018 19:28

    5. Ben de sizin gibiyim, okul hayatım boyunca zorbalıklara maruz kaldım ve şu an okuldan soğudum. Üniversiteye gidiyorum, 2 defa bölüm değiştirdim. Önümüzdeki sene 3. Yeni bölümüme başlayacağım. Hep yarım bırakıyorum, gerisi getiremiyorum. Bence okulun bunda çok büyük bir payı var, özellikle ilk okul ve orta okulun. Aileden sonra en büyük temeller orada atılıyor ve kişiliğimizi şekillendiriyor. Bazı öğretmenler gerçekten işlerinden men edilmeli. Çünkü öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğe yakışmıyorlar

    21 kasım 2018 19:32

    6. 5.anonim sen benim yaptığımı yapma ve elinden geleni yap. okul hayatımda doğru dürüst özene bezene ödev yaptığım olmadı. öyle hevesim kırılmış ki meğerse. bana sesiz diyip durması artık snirimi bozuyordu. bir gün çok özendim saatlerce ödev yaptım ki derste heyecanlı olayım daha çok katılayım diye. sonra ödevle ilgili şeyler sormaya başladı. ben heyecanla hiç olmadığım kadar istekle parmak kaldırdım. sonra ortaya dedi ki bazıları da öyle olmadığı halde istekli davranıyor, salak salak davranmayın içinizden geliyorsa kaldırın dedi. ve eve gidip öyle ağladım ki. bikaç soruya daha parmak kaldırıp sonra sessizliğe gömüldüm o gün. ne yapsam olmamıştı. bana sürekli sessiz diyip yaptığım şeyleri görmemesi valla kişiliğimi sessizliğe itti. dinamik ve heyacanlı insanlara özenmekten kendimi göremedim. çocuk da olsa yetişkin de olsa herkes hareketli olmak zorunda değil. keşke bu etiketlemeler olmasaydı da kapasiteye göre yönlendirme yapıp motive etseydi beni.ingilizcem mükemmeldi dil bile seçmedim. her noktada hatam var. ki belki ben sessiz değil daha güvenli olacaktım amaöğretmenimi tebrik ederim . dediği gibi oldum.

    21 kasım 2018 19:37

    7. Süslüm sizde kendimi gördüm resmen. Ben de öyleyim her konud. Özgüvensizim (çocukken bu kadar özgüvensiz değildim), zaman içinde kendime güvenim gitti ve bunda okul hayatımın payı cidden yüksek. Ailemin bir de. Hep kıyaslamalar yapıldı hayatım boyunca, olamadığım kişilere zorla özendirildim. Onlar gibi olmam gerektiği öğütlendi hep. Ama bu tamamen kişilik, ailem bunun farkında olmadı hiçbir zaman. O çok sevdiği yırtıcı insanlar gibi olamadım belki ama bence yine de kötü bir olmadım hiçbir zaman. Iyi niyetliyimdir, fesatlığım yoktur, yalanı sevmem, hayvanlar konusunda çok bilinçliyim, sadakat konusunda iyiyim, kısacası iyi niyetli biriyim kendime göre. Bu da benim kişiliğim, zaten zorlasam zorlama olur, hiç hoş durmaz. Ama haklısınız toplum bizi bazen “o kişi” olmak için zorluyor. Değer yargıları..

    21 kasım 2018 19:47


    8. öğretmenin görevi aslında herkese motivasyon sağlamak olmalı. zaten ilkokul çocuğu yani ne kadar büyük hatası olabilir. bir de eğitimde gönüllülük esası var. çocuk bir şeyi istemiyorsa zorlamak yanlış. bizimki ama beni çekingen sessiz yaptı ben tahtaya kalkmak istemezken bile isteye beni seçerdi. sırf stres olayım diye. ağzım benim çok laf yapmaz mesela. o kişi olmaya zorlanıyoruz evet ama bu çok yanlış. önemli olan kişinin bilgisi ve karakteri. sessiz sakin bir kişi diye kötü, tembel olacak diye bir şey yok. onun da konuşmaktan çok başka meziyeti vardır. önemli olan o meziyeti ortaya çıkarmak. ama hoca o özelliklerimi de köreltti. benim yapmam gereken kulak asmayıp akademik başarıya odaklanmakmışç öyle yapsaydım zaten o olmamı istedikleri kişiler benden iş istemeye de gelirdi. farkındalık çok ama çok önemli gerçekten. ve o hoca yüzünden kaç kişi okulu bıraktı anlatamam. bırakmayanlar vardı benim gibi. ama şiddet uyguladığı da tek ben vardım . diğer kişilere benim kadar kötü davranmazdı.

    21 kasım 2018 19:54

    9. Bazı öğretmenler cidden ülke dışı falan edilmeli. Bunlar da psikolojik olarak kalıcı hasar bırakmak için fazlasıyla yeterli sebepler bir de öğretmenleri tarafından taciz edilen o kadar çocuk var ki.. umarım hayatları boyunca kötülükler peşlerini bırakmaz. Yazık cidden

    21 kasım 2018 19:58

    10. evet gerçekten hem akademik farkındalığım hem kişisel farkındalığım, yapmak istediklerim o kadar geç gelişti ki ve kendi değerimi çok geç anladım. o taciz edenler kim bilir nasıl yaralar bırakıyorlar. ben mesela o yaşlarda psikolojik şiddeti fark etmedim ama yıllar sonra hasarlarını anladım ve kurtulmak çok zor. yıllar geçse de bilinç onu öyle saklıyor ve öyle işliyor ki her hareketiniz onu bağlı olarak gelişiyor. çok yazık .

    21 kasım 2018 20:02