yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    11 yanıt
    • linki kopyala
    • şikayet et

    özel sektörde çalışan süslülere gelsin bu sorum?

    özel sektörde çalışan süslüler, öncelikle göreviniz nedir ve iş yerinizde iyi anlaştığınız iş arkadaşlarınız mı yoksa yüzünüze gülüp arkanızdan her türlü pisliği çeviren kişiler mi çoğunlukta? kimseye güvenemez oldum çünkü benim iş yerimde beni güya takdir eden insanlar sürekli yaptığım işleri baltalamaya benim ayağımı kaydırmaya çalışıyor. siz de aynı durumu yaşıyor musunuz? yoksa bu benim çalıştığım yere mi özgü bir durum bilemiyorum.etrafımdaki herkes kpss'ye girip özelden kurtulmamı tavsiye ediyor ama ben de atama veya tayin ile başka şehire gitmeyi şu an göze alamıyorum. sizin tecrübeleriniz neler bu konuda?

    1. Merhaba insan kaynakları uzmanıyım. 1 buçuk yıldır çalışıyorum. Ekibimiz direktör dahil 12 kişi. Sadece 2sine güveniyorum geei kalanlarına hiç ama hiç güvenmiyoru. Güvendiklerime de tam olarak güvenmiyorum temkinli yaklaştığım noktalar oluyor. Maalesef her yer böyle :(

    23 ocak 2019 14:35

    2. Kamuda da durum aynı demeye geldim süslü.insanın olduğu her yer böyle yani.7 kişiyiz ve kimseye güvenmiyorum.kapıdan biri çıksın dedikodusu başlıyor.yalakalık diz boyu iş yapmayıp kendini yapıyor gibi gösterenler ve daha niceleri.

    23 ocak 2019 14:39

    3. özel sektör çok büyük bir kumar bence. daha önce 1 kurumsal 1 yerel firmada toplam 8 yıla yakın calıştım ama yerel olan firmada öyle bir hayattan soğudum ki resmen kendimi kontrol edemez hale gelmiştim. bende istifa edip vir süre kafamı dinledim.

    şuan çalıştığım firma oldukça kurumsal bir şirket. burda gördüğüm saygı ve yardımlaşmayı çalışma hayatım boyunca görmedim. hatta hiç unutmuyorum bir gün kendi işim olan bir işi yapıp teslim ettiğimde teşekkür etmeleri bile şoka uğratmıştı beni. belki ben en b.ktan yerden buraya geldiğim için burası gözüme mükemmel gözüküyordur ama çok çok memnunum şuan işimden. haaa derseniz ki hiç mi sinsi yok, elbette var ama kimse ile gereğinden fazla muhattap olmamaya çalışıyorum hatta çoğu zaman molalarımı tek başıma kullanmaya çalışıyorum. bir araya geldiğimde de yine gülüp eğleniyorum. eski tecrübelerime dayanarak kendime bir sınır çizdim ve o sınırdan içeri kimseyi almıyorum. kafam çok rahat bu şekilde.

    23 ocak 2019 14:41


    4. bence en mantıklısı zengin bir delikanlıyla aşk yaşamak.

    23 ocak 2019 14:50

    5. cevaplarınız için çok teşekkür ederim :) anonim 2, sana katılıyorum. beni en çok yıpratan şeylerden biri de gencecik insanların dahi hiçbir iş yapmaması. hiç iş yapmayıp yalakalıkla kendilerini çok iyi gibi göstermeye çalışıyorlar. bunu nasıl takmayacağım bilmiyorum, haksızlığa gelemiyorum ne yazık ki. bunu öğrenmek lazım

    23 ocak 2019 14:57

    6. Bence başkalarını takmamaya çalışın ay sonunda aldığınız parayı emek emek çalışarak sonuna kadar hak ettiğinizi düşünüyorsanız kendi gönlünüz rahat olsun. gerisi onların sorunu.

    23 ocak 2019 15:09

    7. bi danışmanlık şirketinde 3 yıldır danışman olarak çalışıyorum. iş arkadaşlarımın hepsine çok güveniyorum. bizde patron sıkıntı o yüzden herkes bir birini destekler. hepimiz genciz ve 10 kişiyiz.

    23 ocak 2019 15:28


    8. 8.anonim ne güzel :) ben de aksine iş yerimdeki yaşı daha büyük olan insanlara güvenirken, yaşıtlarımla hiçbir şekilde anlaşamıyorum.

    23 ocak 2019 15:39

    9. kurumsal bir firmada çalışıyorum iyiler de var kötüler de var. ben dişli bir tip olduğum için bana işlemiyor. duvar gibiyim yani çarpıp geri dönüyor sfksjf çürük elmaları kafaya takma yoksa sinri hastası olursun.

    23 ocak 2019 15:46

    10. tam 8 kere iş değiştirdiğim için sanırım bu soruya cevap verebilirim. :)

    ilk iş yerim bir dergi ortamıydı. 3 seneye yakın çalıştım orada. 8-10 kişiydik. benim ilk işim olduğundan tecrübesizdim ve "biz burada aile gibiyiz" yalanına kandım (bkz: klişe patron cümleleri). beni resmen yediler, yediler... aradan yıllar geçti, hala da arkamdan konuştuklarına eminim.

    sonra farklı bir şehirde yine dergicilik sektörüne girdim. ve orada yaşayabileceğim en iğrenç şeylerden birini yaşadım. o zamanlar evliydim ve katıldığım hemen her toplantıya ya çok samimi arkadaşlarımla giderdim ya eşimle. bana sürekli "bir şeye ihtiyacın olursa yaz, ara mutlaka" "bi kahve içelim mi" diyen kişinin başka bir dergici ile yazışmaları ifşa oldu. hakkımda (ve tanıdığı tüm kadınlar hakkında) iğrenç fantazilerini paylaşmış kankasıyla. ki bu sadece merhabalaştığım bir insandı. "xxxx bana verecekti o gün, ... abisi engel oldu" (aralarında en masum cümle buydu, gerisini düşünün) gibi şeyler yazmış. ki hani asla ve asla o gözle bakmadığım ve bakmayacağım biriydi ve evliydim o sıra... bir arkadaşın 9 yaşındaki engelli kızına "o.pu" demişler, neler neler...

    bu iki kişi işten atıldı, piyasadan silindi de, olan oldu yani. işte bu bana hayatımın en büyük dersini verdi. "konuşmalarına, hal ve hareketlerine azami dikkat et" dedim kendime. o günden beridir, hele de karşı cins varsa, asla aşk, meşk, cinsellik muhabbeti yapmam.

    sonra bir reklam ajansına girdim. 15 kişiydik ve herkes birbirini dedikodusunu yapardı. ben içerik bölümünde çalışıyordum ve iki ekip arkadaşım vardı. tasarım bölümü ve içerik bölümü olarak ikiye blünmüştü şirket. ben tasarım ekibiyle anlaşırdım daha çok çünkü oda arkadaşlarım tanıdık tanımadık herkesi kötülerlerdi. direktörüme "xxx şu işi yetiştiremedi haberin olsun" diye şikayet ederlerdi. öğle yemeğinden 5 dakika geç dönsem "neeeerrrdeydiiiiiin" diye sorarlardı. sigara içmediğim ve molaya çıkmadığım halde "çok sık mola veriyorsun, hep boş otururken görüyoruz seni" derdi direktörüm. tazminat vermemek için kovmadılar ama ben mobbing'e dayanamadım ve istifa ettim. hey gidi..

    şimdi ofiste 6 kişiyiz. artık kimseyle çok özel sohbetler yapmıyorum. birisinin lafı geçince hemen ortamdan uzaklaşıyorum. özel hayatımı da anlatmıyorum. hepsi çok tatlı insanlar neyse ki. bu son sefer baya şans yüzüme güldü.

    biraz uzun oldu kusura bakmayın, paylaşmak istedim sadece. ve özetle, insan olan her yerde dedikodu ve ayak kaydırma var süslüm. mücadele etmeyi öğrenmen gerek. pes etme eğer işini seviyorsan.

    23 ocak 2019 17:20