yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (21)
    • medya (2)

    21. bende nasıl bir türü ya da seviyesi mevcut bilmiyorum ama kalabalık ortamlarda ya da bilimum insanın bulunduğu ortamlarda napacağımı bilemiyorsam cehennemi yaşıyorum. boyum uzun olduğu için insanlar sürekli bakıyormuş gibi hissediyorum. bir ortama girdiğimde ebadımdan dolayı mutlaka farkediliyorum ve "bu insan şimdi napacak?" diye beni izliyorlar sanıyorum. ya da gerçekten öyledir belki, bilmiyorum. mekanlarda tek başıma oturamıyorum, ortamlara tek başıma giremiyorum. okul kantinine bile giriş yaptığımda eğer ne alacağımı ya da isteyeceğimi bilmiyorsam öylece dikilmek bana zulüm geliyor. mesela şimdi iş yerimde bir tanışma partisi yapacaklarmış. arkadaşlarım diğer bölümlerden olduğu için oraya gittiğimde yalnız kalacağımı bildiğim için partiye gitmeyeceğim. böyle toplanmalarda gidip sohbet edeceğim biri olmayınca, birilerini tanıyorsam da onlarla sohbeti devam ettirip yalnız kalmayacağım konular bulma zorunluluğu geriyor beni. yani birilerini tanımadığım hiçbir ortama giremiyorum tek başıma. bu nedir?

    2 kasım 2022 13:53

    20. Birkaç girdiyi okuduktan bir kaç şey yazmak istedim. İntrovertlük ve sosyal fobi aynı şey değildir. Kavramları iyi analiz etmenizi tavsiye ederim. İntrovert kişilik tipi de kötü bir şey değil. Sadece enerjinizi kullanmanın farklı bir yolu. Yine sosyal medya etkisiyle herkesin çok arkadaşı olmalı, kalabalıklardan çıkmamalı, çok eğlenmeliymiş gibi hissettiriliyoruz, bunun için üzülen, depresyona giren " ben neden onun gibi değilim" diye hayıflanan pek çok kesim var. Bu, çok güzel olmalıyız algısı kadar kötü bir şey bence. Bunun için kendinizi üzmeyin. Extravertlerden tek farkınız enerjinizi ne yönde kullandığınız ve nelerden mutlu olduğunuz. Extravertler harika, introvertler tüh kaka gibi bir durum yok. 

    19 aralık 2020 01:16

    19. Freud'un bir sözüyle başlamak isterim.

    "Hiçbir davranış sebepsiz degildir."

    Aslında bu cümle sosyal fobinin temelini oluşturur. İnsanların ortasında konusamamanızın, bircok insan size bakarken heyecanlanmanızın, sunum yaparken sesinizin titremesinin bir nedeni var.

    1. Aşama

    Nedenini keşfet ! Neden bu duyguyu hissettigini özümse! Çünkü insanlar hakkımda kötü düşünür, yanlış ve saçma cevap verirsem salak oldugumu düsünebilirler. Onlara rezil olurum vs vs

    2. Aşama

    Ne zaman başladı? Hep mi böyle hissediyordun, yoksa belli bi dönemden itibaren mi var. Zamanı çözümle, hangi etkenlerin sebep olduğunu belirle. Psikiyatride her sorunun mutlaka bir dayanağı vardır. Annenin karnından böyle doğmadın. Belki zamanında hep susturulan bir çocuktun, söylediğin fikirler hep sacma bulundu, belki lise yıllarında zorbalığa ugradın, belki de arkadaşları tarafından hep dışlanan bir gençtin.

    3. Aşama

    Kendinle konuş hatta yaz! Hissettiklerini, aslında insanların gözündeki sen'i gerçek sen'den daha çok önemsedigini.. bu hislerinin, bu insanların hayatında hicbir söz hakkı sahibi olamayacaklarını hatırlat kendine.. Her zaman hata yapabilcegini, insan oldugunu unutma. Kısaca kendinle yüzleş

    4. Aşama

    Kendini bu duyguya maruz bırak ! Hani demisler ya bir dil ögrenmek istersen o dilin vatanına gideceksin diye. Kendini o dile öyle maruz bırakıyorsun ki ögrenmekten baska yolun yok. İste, seni sıkan boğan bu ortamlara kendini maruz bırak. Hemen pat diye en ultra şeyi yap demiyorum. Ufak ufak başlayabilirsin. Sokaktan gecen birine herhangi bir yerin adresini sor. Toplulukta bulunan bir görevi üstlen. Eğer sınıftaysan ve aklına gelen bir soru var ve herkes o sırada sana bakacagı icin geriliyorsan, durma hemen elini kaldır. Bir müzik aletine ilgi duyuyorsan kursa katıl

    Ve hatta her gün basardığın şeyleri not al.. yaz.. ilerde belki birkac ay sonra baktığında ne kadar yol kat ettigini göreceksin..

    Kaçmak hicbir zaman çözüm degildir. Sadece anı kurtarırsınız.

    Bir yerden başlamak gerek

    Neden yapamayasın ki :) ?

    2 temmuz 2020 00:38


    18. 5-6 yaşlarından beri sosyal fobi/anksiyete sahibiyim. Çocuklukta konuşmaya çekindiğiniz ve kendinizi ifade etmekten korktuğunuz için yetişkinler tarafından ne kadar akıllı, uslu bir çocuk olduğunuz söylenir. Öğretmenleriniz genelde sizden memnundur, yalnızca derslere çok katılmadığınızdan şikayet eder. Bu yüzden de genelde küçüklükte bir sorun gibi görülmez bu(gizlinot: Kimin işine gelmez ki böyle sessiz, sakin(!) bir çocuk). Ama büyüdükçe insanlar tarafından garipsenmeye başlarsınız, sosyal hayata diğerleri gibi adapte olamazsınız. Arkadaş edinemezsiniz ya da edinmekte aşırı derecede zorlanırsınız. Yeni ortamlar, yeni insanlar sizi heyecanlandırmaz, yalnızca korku verir. İnsanların önünde konuşmanız ya da sunum yapmanız gerektiğinde tüm vücudunuz ve sesiniz titrer, elleriniz-ayaklarınız buz keser, suratınız yanar(gizlinot: Ve bazen de kontrol edemediğiniz bı ağlama krizine girersiniz). Lise hayatı tam bir işkencedir(gizlinot: En azından benim için öyleydi), o 4 sene bitince rahatlayacağınızı düşünürken gerçekten bittiğinde gençliğinizi herkes gibi dolu dolu yaşayamadığınız için üzülürsünüz. Sosyal fobi sizden hayatınızı çalar.

    11 mayıs 2020 02:23 11 mayıs 2020 02:23

    17. Çocukluk döneminde ailenin hatalı davranışı ile oluşan, ilerleyen dönemlerde ise ciddi sıkıntılar yaratan bir problemdir. Okulda başarısız olunur, is yerinde sinik olunur, kendi fikirlerini sunmaz/savunmaz dolayısı ile üretemiyor sanılır, karşı cinsle olan ilişkisinde genelde mutsuz olur çünkü kişi zaten yeni tanıştığı insanlara kendini açamaz bu yüzden seçenden çok seçilen kişi olur. 

    Üstesinden gelinebilir. Kendi açımdan anlatmam gerekirse; 

    Böyle bir problemim olduğunu saptadım (gizlinot: Etrafımdaki insanları gözlemleyerek kendimle kıyaslamalar yaptım) ardından neler hissettiğimi, beni nelerin korkuttuğunu yazdım. Ardından ufak ufak görevler verdim kendime. Turizmci olduğumdan dolayı müşterilere anketler düzenleyerek başladım. Bir çok insanla ilk kez karşılaşıp bir şeyleri anlatmaya veya bir şeyler  sormaya başladım. Spor salonuna başladım, doğa gezilerine katıldım (gizlinot: 35 40 kişilik gruplarla dağ/vadi yürüyüşleri). Bitirdim mi? Hayır elbette ama büyük bir kısmını hallettim. Seneler boyunca var olan bir şey bir anda yenmek maalesef mümkün değil, bu iste sabır çok önemli.

    15 şubat 2020 19:38

    16. diğer insanlarla etkileşimi içeren toplumsal durumlarda ortaya çıkan kaygı bozukluğudur. rahatsızlık diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilme ve küçük düşme korkusundan kaynaklanır. sosyal anksiyete bozukluğu olarak da adlandırılan bozukluk, toplumda yaygın olarak görülen bir sorundur. kişinin yaşamının pek çok alanında kaygı ve korkuya neden olarak hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler.

    sosyal fobinin topluluk karşısında konuşmak, mevki olarak yüksek birisiyle buluşmak gibi bazı özel durumlarda görülen hafif tipi olduğu gibi hemen her sosyal etkileşimde kendisini gösteren daha ağır formları da bulunur. sosyal fobisi olan bireylerden bazıları için market alışverişi, birisine yol tarifi sormak, güvenliğe selam vermek gibi günlük hayatın içindeki etkileşimlerde bile yoğun kaygı durumu yaşanabilir. ilerleme aşırı derecede olmuşsa eğer kendi kendine geçmeyen kronik seyirli bir rahatsızlığa dönüşebilir ve sadece bilişsel-davranışçı psikoterapi tedavisi ile rahatsızlıktan tamamen kurtulmak mümkün olur.

    15 şubat 2020 18:31

    15. bir diğer adı olan sosyal anksiyetenin günümüzde çoğu kişide olduğu bunun da teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyanın etkisi olarak gösterildiğine dair yazılar okumuştum.

    sosyal fobim var mı yok mu henüz bir doktor teşhisim yok fakat internette ufak bir araştırma yaptığımda aslında çok küçük yaşlardan beri belirtilerinin olduğunu ve bunun zamanla artıp azaldığını gözlemledim.

    ilkokuldan başlayan ve üniversiteye kadar devam eden eğitim sürecimde hiçbir zaman parmak kaldırıp anlamadığım yeri sormadım. sorulan sorunun cevabını bilsem bile asla kalkıp da cevaplamadım. bunlar çok keskin cümleler, hep "asla" kullandım ama gerçekten sesim çıkmazdı. her zaman alay edilebilir, cevap yanlış olabilir korkusu ile hep içimde tuttum. bazen çok merak ediyorsam dersten sonra hocaya gider sorardım.

    kilolu bir gençlik yaşadım, hala da yaşıyorum. zayıfladıkça gelen özgüvenin artışını hemen hemen kilolu olan herkeste gözlemliyoruz. bende de böyle oldu. fakat geçmişime baktığımda kilom yüzünden o kadar özgüvensiz tavırlar sergilemişim ki...

    bu akşam yeniden anksiyete hissettim. arkadaşım ortak bir arkadaşımız için doğum günü partisi düzenlemek için sesli notlar atmış. dinledikçe kalbimde küçük bir çarpıntı hissettim. "o kadar insan, geç saate kadar, napacağım?" gibi soruların kafamda döndüğünü hissettim ki bu insanların çok yakın dostlarım. yaşım ilerledikçe artık kalabalık ortamları iyice çekemediğimi farkediyorum, bireyselliğe önem veriyorum.

    beni sosyal fobiye iten nedenler kilom ve bilgi eksikliği gibi geliyordu her zaman. fakat olayın bundan daha ileriye gittiğini düşünmeye başladım. işe girdiğim anda gerçekten destek alıp artık aşmak istediğim mental bir hastalık haline geldi. dışardan çok basit gözükse de insanı içine kapanık yapıyor ve gerçekten günlük yaşamını, ilişkilerini etkiliyor.

    3 aralık 2019 21:57


    14. 2-3 senedir doruklarında yaşıyorum. Sürekli takip edildiğimi hissetmem, dışarda tek başınayken korkudan düşüp bayılmam gibi şeylerin yanı sıra asla istediğim gibi giyinip istediğim gibi makyaj yapamıyorum. Bunun genel olarak kendimi beğenmememden olduğunu zannediyordum ancak psikiyatristim sosyal fobim nedeniyle olduğunu söyledi. İnsanların dikkatini çekmekten çok korkuyorum. Otobüste yanıma oturan insanların beni gözüne kestirdiğini ve öldüreceğini düşündüğüm bile oluyor, çoğu zaman yolun yarısından eve döndüğüm oluyor okula giderken

    26 mart 2019 21:10

    13. Yüksek potansiyelinizin farkında olup, kullanamama durumu. Hayatı yaşatmaz ancak izlemekle yetindirir. Hayatı güvendiğiniz insanlar üstünden yaşatır. Tabii buna yaşamak denirse. Ne aldığınız kararlar kendi kararlarınızdır, ne aklınızdaki düşünceler hep başkalarına aittir. Onların söyledikleri, dayattıkları altında ezildiğinizi hissedersiniz. İçinizde bambaşka bir insansınızdır, dışınızda ise bambaşka. Bu ikisi birbiriyle çatışır ve depresyonu getirir. Bu işte birşeyler yanlış gidiyor diyemezsiniz çünkü farkında değilsinizdir olanların. Birgün gelir tüm olanların farkına varırsınız, hayatınızın şimdiye kadar olan kısmını yaşanmamış sayarsınız. Herşeyin neden olduğunu anladığınız zaman aşırı bir öfke duymaya başlarsınız. Bünyenize o kadar yerleşmiştir ki artık belki çocukken farkında olsanız, aşmakta bu kadar zorlanmazdım diye düşündürür. Çekingen, sessiz çocukları uslu,sessiz olmalarıyla övmek en az onları aşağılamak kadar yanlıştır. Bu toplumda kolayca saf dışı bırakılacak basamaklar yaratmaktan başka hiçbirşey değildir. İnsanlar başkalarının sessiz,sorun çıkarmayan kişiler olmalarını yeğlerler ancak yırtıcı kuşların izlerini takip ederler. Bu size birşey ifade ediyor mu? Şu iki şeyin farkına varın:

    1- İnsanların sizi sevmesi için hiçbir şey yapmak zorunda değilsiniz. Üstün gördükleriniz siz onları sevin, değer verin diye birşey yaptı mı? Bunu sorgulayın.

    2- Siz kendinizi sevmedikçe, her gelen bir parçanızı alıp götürecek. Sonra farkedeceksiniz ki siz sorgulamadan herkesi sevmiş, değer vermişsiniz ancak onlar sizin gibi değerli bir varlığı gözlerini bile kırpmadan geride bırakmışlar. Siz ise söyleyemediklerinizle, hırs, intikam, öfke duygularıyla başbaşa kalmışsınız.

    Sonra insanlara verdiğiniz değer ve karşılıksız sevgi yüzünden birkaç travma yaşarsınız. İşte o zaman anksiyete atakları da eklenirse ne okulda başarınız kalır, ne sokağa çıkmaya cesaretiniz. Böyle mi olmak istiyorsunuz? Belki lisedesiniz, belki ilkokulda, belki üniversitenin ilk yılındasınız ve bir şekilde bu yazıya ulaştıysanız sessiz olmak iyi birşeydiri dayatmaya çalışanlara aldırmayın. Onlar sadece kendilerini düşünüyorlar. Uğraşacakları insan sayısını azaltmaya çalışıyorlar bunu yaparkende sizi kullanıyorlar. Beni gelecekteki haliniz olarak kabul edin. Size gelecekten bildiriyorum ki sessiz, uslu olmak iyidir bilgisi ne şimdiki hayatınızda ne de ileriki hayatınızda sizi yıpratmaktan başka hiçbir işe yaramayacak.

    Yalnız kalmaktan ve sevilmemekten mi korkuyorsunuz? Kaybedeceklerinizi size söyleyeyim o halde. Sizin başarmanızı, yapmanızı engelleyen, özgüveninizi yerle bir eden, size anormal olduğunuzu hissettiren ve dahası insanlardan, sanrılarınızdan, yanlış algılarınızdan kurtulacaksınız. En önemlisi ise kendinizi kazanacaksınız. Başlarken bu kadar uzun yazacağımı düşünmüyordum. Eğer buraya kadar okuduysanız mesaj kutuma da beklerim. Sosyal fobililer olarak birbirimize destek olmamız, birlikte sosyalleşmemiz gerektiğine inanıyorum.

    14 ocak 2019 03:58 14 ocak 2019 04:02

    12. Hayatı her yaşımda ıskalamama neden olan hastalık

    7 kasım 2017 02:40