yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1667)
    • medya (14)

    1667. kalamar bomonti deniz kenarı sahil...

    bugün 02:44

    1666. of nereden başlasam ne söylesem ki. nasıl hissediyorum bilmiyorum. içimde çok büyük bir huzursuzluk var.

    bir süredir içimde büyük bir çaba verdiğimi düşünüyorum. olumlu hislerim oluyor, enerjimin yüksek olduğunu da görüyorum ama sonra bi bakıyorum bir anda düşüyorum, olumsuz tarafa daha yakın oluyorum. bu ani değişen bir ruh hali mi yoksa aslında negatif bir mentaliteye sahibim ve mış gibi yapmaya çalıştığım için mi böyle oluyor bilmiyorum.

    benzer durumu kpss çalışırken yaşıyorum. odaklanamıyorum. sıfır odak. soruyu bitiremiyorum. okuduğumu anlamıyorum. yanlış yaptığım sorunun çözümünü dinleyemiyorum. günü verimli geçiremiyorum. bundan rahatsız olmak istiyorum ama olamıyorum. ya da oluyorum ama bir şey yapasım gelmiyor. önceden olsa bundan korkar deli gibi hırslanırdım daha çok çalışırdım. ne o hırs var ne ortada bir çalışma var. sınava az kaldı ve ben hala istediğim noktada değilim. bunun için çabalıyorum ama yemin ederim bir şey var beni çekiyor alıp götürüyor sanki. onunla da savaşıyorum ama olmuyor.

    bu aralar gerçekten tadım tuzum yok. çok çabuk sinirleniyorum, sürekli müzik dinlemek istiyorum. müzik dinlerken kafamda sürekli senaryo kuruyorum, kafayı yiyecek gibi oluyorum. kilo aldım, yediğim hiçbir şeyden tat alamıyorum, doyamıyorum, yedikçe yiyesim geliyor, kahve bağımlısı da oldum. freni boşa alınmış kamyon gibi hissediyorum. kaşlarım hep çatık, suratım hep gergin kendimi hep dişlerimi sıkarken buluyorum.

    ve bütün bunlar olurken pozitif olmaya devam etmeye çalışıyorum. yapılması gereken ne bilmiyorum çünkü. iyice salıp bu negatifliği dibine kadar yaşayıp sindirip öyle devam etmek mi? ama ders calısmadığım iki günde bile beni suçlu hissettiren ses susmuyor. odak problemim için kan vericem. kilo alma konusunu da saldım yapacak bir şey yok şu an o konuda. her şeyi erteliyorum, plan da yapamıyorum. yapamıyorum da yapamıyorum yani. böyle işte. bir girdabın içinde gibiyim. okuyan herkesin duasına, pozitif enerjisine ihtiyacım var :(

    bugün 00:31

    1665. Son panik atağımdan sonra saçlarım beyazlamış. Tek tük olan beyazlarım vardı zaten ama çok artmış, şimdi fark ettim. Benim imtihanım da bu(gizlinot: Panik atak sahibi biri olmak ) galiba cidden.

    dün 02:23 dün 02:25


    1664. Hani diyor ya şarkıda "ben gamlı hazan sense bahar, dinle de vazgeç" ne kadar naif bir çaba değil mi? 

    Dinle de vazgeç. Dinle de vazgeç. Uzun zamandır düşünüyorum, vazgeçmeyi bilmeyen biri ne yapmalı? 

    dün 01:42

    1663. (link: https://www.suslusozluk.com/soru/çok-kaygılıyım-çok-stresliyim-ve-durduramıyorum-bu-huyumdan-bıktım-artık Şu soruyu gördükten sonra şu an hissettiklerimi yazmak istedim)  Yaklaşık 3  aydır terapi alıyorum. Terapi uzun bir süreç ayrıca insanın biraz da değişmek için çabalaması gerektiğine inanıyorum. Bu benim cehennemim bile olsa o cehenneme alıştığım için vazgeçemiyorum. Kaygılanmazsam anormal bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum. 1 ay sonra olacak olan bir olay için şimdiden endişeleniyorum. Ve bu yüzden yaptığım çoğu şeyden zevk alamıyorum. Yanımdaki insan o andan keyif alırken ben diken üstünde oturuyorum. Bir örnek üzerinden gidelim bir seyahata gideceğiz biletler, konaklama vs her şey hazır. Uçağa binene kadar ya uçak iptal olursa otele gidene kadar Ya rezervasyon iptal olursa konsere gideceksek gidene kadar ya biletler sahte çıkarsa bizi içeri almazlarsa dönene kadar ya dönemezsek diye endişeleniyorum ve bu benim rutinim olmuş durumda. Bu durumun değişmesini istiyorum ama değişecek mi bilmiyorum

    16 nisan 23:53 16 nisan 23:54

    1662. Annemle gurur duyuyorum, o kadar güçlü bir kadın ki. Her şeyi sıfırdan var etti, o psikopatın esaretinden çıktı. Evini tuttu, arabasını aldı,kendi işini yapıyor kendi ayaklari üzerinde duruyor. Bize nasıl doğru yaşanır nasıl güçlü olunur o gösterdi, bizzat yaşayarak. Düştüğünde kalkmayı da ondan öğrendim, hayat sana hiçbir şey vermediğinde müzik açıp dans etmeyi de.. Annem benim pusulam. Onun sayesinde güçlü bir kadın olacağım, güçlü ve mutlu. Etrafına ışık saçan bir eşsiz bir yıldız benim annem. Onun ışığından alıyorum parıltımı. Ben de etrafimi aydinlaticam her zaman. Canım annem sen iyi ki benim annem oldun. Güzel bebeğim benim. 🤍

    13 nisan 09:42

    1661. sevgili günlük buraya yaklaşık 1 yıl önce ex sevgilimin beni terk etmesi üzerine duygusal şeyler yazmıştım.

    Günlüğümü güncellemek istiyorum...

    iyiki terk etmişsin fıstık beni. toksik ayrılış biçiminden (bir mesaj atıp donuma kadar her yerden engelledi) çok etkilenmiştim fakat 1 yıl sonra dönüp baktığımda da haketmiyormuşsun beni hadi sana güle güle toksik aşko.

    12 nisan 13:20


    1660. Gerçekten sevilmek, doğru kişiyi bulmak benim için de mümkün olacak mı bir gün? Çevremdeki herkes mutlu, sevildiği bir iliskide. Ben neden sevilmedim diye düşünüyorum bazen. Olduğun halinle sevilmedin işte neyi sorguluyorsun diyorum sonra.. ne kadar istemiyorum, yalnız mutluyum desem de, ben de hayatimi paylaşıcak, omzumu yaslayacak birini istiyorum aslında. Yoruluyorum çünkü, bazı anlar var, bazı günler var o günleri tek atlatmak çok zor oluyor. Hep güçlü durmak, her şeyi ama her şeyi tek başına sirtlamak çok zor oluyor bazen. Eğer gerçekten benim diğer yarım olacak bir kişi varsa (inşallah yani) Beni bul tamam mı? Bul yani ben seni nerde arayacagimi bilmiyorum valla.

    8 nisan 23:15

    1659. Bugün 7 nisandı. Birkaç yıl önce 7 nisan'da yine bir pazar günüydü. Birkaç zamandır seni düşünüyordum, ah keşke karşılaşsak diyordum ki o gün, her şeyin parlak, ışıklı ve beyaz olduğu o gün karşılaşmıştık. Bahçedeki banklardan birinde oturup sohbet ettik, güneş gözüme vuruyordu, ben tek söz etmeden sen bunu anladın, güneş seni rahatsız ediyor dedin ve yerimizi değiştirdik. Henüz sana kapılmamış son birkaç hücrem de o an eridi işte. Çok konuştuğum ama anlaşılmadığım bir dönemdi, oradaysa beni konuşmadan anlayan biri vardı, "evreka" diye bağırıyordu bütün hücrelerim. Sonra oradan çıktım, o banktan kalktığımı, arkama hiç bakmadan yürüdüğümü, seni orada bırakıp giderken hissettiklerimi hâlâ dün gibi hatırlıyorum. Birkaç dakika sonra pembe çiçekler açmış bir ağaçla karşılaştım, en sevdiğim ağaç fotoğraflarından birini çekmiştim, o ağaç orada içime benziyordu. 

    Çiçekleri yaşatmak için çok çabaladım, sen ise "çiçeklerin bana dal dal uzansa da değmez elim" diyordun. Olsun. Artık eminim O çiçek açan ağacı benden kimse alamaz. Senin varlığına ya da yokluğuna bağlı değil hissettiklerim. Seni bir kez daha dünya gözüyle görecek miyim bilmiyorum. Görmesem de, görmesen de inan ki hâlâ...

    8 nisan 03:20

    1658. sevgili günlük,

    bir ara sürekli buralardaydım. sürekli yazmak, soru açmak, soruları takip etmek bana iyi geliyordu çünkü kendimi her şeye kapattığım o dönemde bir nebze buradan insanlarla iletişimdeymişim gibi hissediyordum. o ara canımı yakan çok şey vardı, kabullenemiyordum, uyuyamıyordum, düşünmeden edemiyordum. sonra bir şeyler değişti. çünkü değişmek zorundaydı, hazırlandığım bir sınav vardı ve ona odaklanmak zorundaydım.

    şimdi bir güncelleme yapacak olursam; hayatı büyük ölçüde kabul etmiş biriydim ama bir yerlerde bir şeyler yeniden tetiklemeye başladı maalesef. kışın her şey güzel bir nebze. tüm duygular ölü, herkesin hayatı stabil. ama bahar gelince her şey canlanıyor. ağaçlar tomurcuklanıyor, çiçekler açıyor, hayat temposu artıyor; yalan yok benim içim de cıvıl cıvıl oluyor. sonra bir anda duruyorum. o baharın güzelliğini hep kendi başına yaşamak zorunda kaldım. o güzel o mutlu zamanları herkesin eğlendiği zamanları ben hep yalnız başıma geçirdim. benim hiç 4-5 kişilik arkadaş grubum olmadı. buna üzülüyorum mesela. önceden yalnız başıma geçirdiğim acılara üzülürken şimdi çoğu mutlu anımda da yalnız oluşuma üzülüyorum. paylaşılmayan mutluluk gerçekten mutluluk değilmiş. bir de sevgilimin olmamasına üzülüyorum. bahar ayları hep geldi ama o gönül yayları gevşeyemedi. hayatımda hiç kalbimi şahlandıran o aşkı yaşayamadım mesela. içim cıvıl cıvılken sönüp giden o duygulara üzülüyorum.

    bir de seni çok özledim. ben sana gelemem, seni arayamam, ve bunun sebeplerini sen çok iyi biliyorsun. ama özledim işte. beni duy, beni gör çok istiyorum. ben maalesef "yaz içinde kalmasın" eşiğini çoktan geçtim. bunu sen de çok iyi biliyorsun.

    bir de... tek başıma yaşadığım şehirden aile evine dönmek başlarda koymamıştı. ama onun acısı da kendini yavaştan göstermeye başladı. buraya dönmekle ilgili bir problemim yok aslında ama asıl problem de bu işte. buraya dönerken bırakamayacağım bir hayat olsun çok isterdim. o şehirde elimden tutan bir iki dost, gülüp eğlenebildiğim birkaç kişi olsaydı buraya dönme fikri aklıma gelir miydi bilmiyorum. herkes tek yaşamak için ölüp biterken benim tek yaşadığım, kirası da uygun olan evimi gözüm kapalı bırakıp geldiğim için biraz da hayata kırgınım.

    artık hayatta hiçbir heyecanım yok. korkum da yok. tutkularım da yok. istediği her şeyi elde ettikten sonra bile mutlu olamayınca artık bir şey istemek veya bir amaç edinmek yük olurmuş insana.

    neyse, bunlar işte halının altındakiler, vitrinin arkası, buzdağının görünmez yüzü. bunlar bir yerlerde sessiz sessiz dururken hayatı bir nebze idare edebiliyorum, biraz daha odaklanabiliyorum, yaşamak daha az yük gibi geliyor. bazen de en ufak bir tetiklenmede film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor bunların hepsi.

    nihayetinde hayatın bana vereceklerinin benden daha iyi olduğuna inanmaktan başka bir çarem yok.

    öyle işte.

    8 nisan 00:34