yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (34)
    • medya (5)

    34. Pandemi sebebiyle evde olduğumuz için uzun süredir neredeyse hiç makyaj yapmıyoruz ama bi çoğumuzun cildi sapıttı bunu da açıklasanıza ?

    29 aralık 2020 04:13

    33. kimyasal kelimesini insanlar "kanserojen" ve "toksik" kelimesiyle karıştırıyor bence her şey burdan doğuyor. zira kimyasal diye bir şeyleri sınıflandıracaksak soluduğun hava da içtiğin su da birer kimyasaldır her maddenin bir kimyası vardır.

    yüzüne yanlış ve kalitesiz ürünlerle bakım yapan insan beyanıdır bu söz. hayatında bir kez olsun temizleyicisinin içeriğine bakmamış, ph ına dikkat etmemiş makyajını double cleansing metoduyla temizlememiş, güneş kremine dikkat etmediği için yüzünü lekeler basmış, nemlendiricisinin içeriğini bir kez bile okumayıp ona hiç uygun olmayan bir şeyi yüzüne sürdüğü için sivilce çıkartmış insan beyanıdır ve onlar bunları yaşamalarının sebebini kendilerine değil ürünlere bağlıyorlar.

    ihtiyacınız varsa cildiniz hassas değilse ve ürünler cildinize iyi geliyorsa isterseniz totalde haftalık15 ürün bile kullanabilirsiniz kızlar yeterki bilinçli alışveriş yapın bir şeyleri araştırın tam tersi cildinizde bir şey yoksa da 4 ürünle de (gizlinot: yağ bazlı su bazlı temizleyici nemlendirici güneş kremi) bakımınızı sonlandırabilirsiniz hatta çoğunlukla bu daha risksiz. size direkt ürün tavsiyesi veren insanlara da her zaman şüpheyle bakın eczacıların doktorların bile internet üzerinden bir şey tavsiye etmesi pek etik değilken biri size bunu al bunu al diye dikte ediyorsa orda bir sıkıntı olabilir (gizlinot: cilt bakımı sayfalarının tavsiyelerinden bahsetmiyorum burda )

    28 aralık 2020 17:22

    32. bence kimse herkesin hayatına karışmamalı.

    bu timin en büyük sıkıntısı, kendilerine iyi geldi diye doğal cilt bakımını önlerine gelene tavsiye etmeleri. ben 17 yaşında ingilizce bilmediği için yabancı kaynaklardan faydalanamayan bir ergenken google'a ''sivilcelere ne iyi gelir'' yazdığımda karşıma hiç niacinamide'ın, benzoil peroksitin veya ne bileyim azelaik/retinoik/salisilik asitlerin öneminden veya sırf cilt sivilceli diye haşır huşur en sert temizleyicilerle sık sık temizlenmemesi ve nemlendirici kullanımına dikkat edilmesi gerektiğinden bahseden blog/forumlar çıkmadı. karşıma çıkan yazılar kulaktan dolma bilgilerle bilinçsiz bir şekilde insanlara bol esans yağlı, sirkeli, limon sulu kil maskeleri hazırlama tavsiyeleri veren, sivilcenin üzerine gece yatmadan diş macunu sürülmesinin sivilcelere iyi geldiğini söyleyen, zampara gibi kahve telvesiyle peeling yapmanın cildi pürüzsüz yaptığını söyleyen(gizlinot: telveyle peeling yapmak ortada cilt bırakmıyor ki pürüzlü olsun) ve en güzel nemlendiricinin hindistan cevizi yağı olduğunu söyleyen kişiler çıkıyordu karşıma ki ben de bu insanlara aldanıp iki sivilce geçireyim diye cildimi mahvettim. sonradan allahtan bilinçlendim de cildim baya toparladı, yine de o zamanlardaki bilinçsizliğim yüzünden çıkan sivilcelerin lekeleri hala geçmedi.

    ben kesinlikle bu bilinçsizlikte Türkiye'deki medyanın büyük payı olduğunu düşünüyorum. yabancı dillerdeki araştırmalardan keyifleri hangi bilgiyi almak isterlerse o bilgiyi alıp bilgiyi tamamen çarpıtarak yeni ve yanlış türkçe haberler oluşturuyorlar, milletimiz de zaten bilginin kaynağını sorgulamaya pek meyilli bir millet olmadığı için hemen okuduğunu doğru kabul ediyor. genelleme yapmak yanlış olsa da dermatologlarımızın azımsanmayacak kadarının da umursamaz olduğunu düşünüyorum. güneşin tepede olduğu mevsimlerde kendisine sivilce ilacı/ilaçları yazılmış ama bi kez güneş kremini ihmal etme diye uyarılmamış pek çok insan var.

    her şey kimyasal bir maddedir ama kimyasalların çoğunun da doğadan geldiğini söylemek mümkündür diye düşünüyorum. misal, cilt bakım ürünlerinde sıklıkla gördüğümüz panthenol (b5) ve niacinamide (b3) vitaminleri laboratuvarda sentetik bir şekilde hazırlanıyorlar ama kaynakları yine de bu vitaminlerden zengin olan gıdalar. ben doğal ve kimyasal kavramının bu yüzden iç içe olduğu fikrindeyim. vücuda sürülen her şey de kana karışmıyor, kana karışan trilyonda bir miktar kimyasal da zaten ürenizle beraber vücudunuzdan atılıp gidiyor ama firmalar tüketicileri bilinçsizlik ve korku aracılığıyla tüketime teşvik etmeyi çok sevdikleri için piyasada iğrenç ürünler var. insanlar hala alüminyumun kanser yaptığını düşünüyorlar mesela(gizlinot: bu da gene aptal türkiye medyasının eksik bilgiyle yaptığı haberler yüzünden, halbuki bu bilgiyi aldıkları araştırma meme kanseri olmayla alüminyumlu deodorant kullanma arasında ilişki bulamamıştı. yani araştırmadan şu da çıkarılabilir ''nefes almakla meme kanseri olma arasındaki ilişki kanıtlandı''). halbuki teri ve ter kokusunu zararsız ve en etkili şekilde gideren başka bir içerik yok. hatta pek çok ''bitkisel'' ve alüminyumsuz deodorant da ciltlerde alerjik reaksiyona sebebiyet verebildikleri için tüketicilerden negatif geri dönüt alıyor.

    cilde çok ürün uygulamak yararlı mı zararlı mı tartışılır ama zararı olacaksa bile cildin bi ürüne alerjik tepki göstermesi, ne bileyim hassaslaşması, belki kuruması, yağlanması ve kızarması gibi zararlar görülebilir. iç vücudun cilt bakım ürünlerinden zarar görmesi söz konusu değil anlayacağınız. bu yüzden artık lütfen asılsız bilgi yaymayalım etrafa. siz nemlendirici olarak hindistan cevizi yağı kullanıyorsanız ve cildiniz bundan memnunsa ne mutlu size ama bu yağ pek çok insanda sivilce gibi sıkıntılara sebebiyet verebilen bir yağ. bu örnekten yola çıkarak lütfen size iyi gelen şeylerin başkalarına gelmeyebileceğini idrak edin. özellikle cilt bakımından anlamayan genç yaştaki bireyler ortalıktaki bilgi kirliliğinden dolayı yanlış şeyler yapmaya çok müsaitler. zaten ortalık çöp influencer kaynıyor, elini yıkamak için bile kullanmayacağı yüz yıkama jellerini storylerinde öve öve bitiremeyen kıytırık instagrammerlardan geçilmiyor ortam, bir de siz kaynağını ve doğruluğunu bilmediğiniz bilgiyi çevreye yaymayın.

    28 aralık 2020 12:22 28 aralık 2020 12:23


    31. ben yuze kimyasal surunmesine karşı değilim. (link: https://www.suslusozluk.com/yüzünü-bile-yıkamayan-insanların-cildinin-pürüzsüz-olması?i=1219899 daha onceki girdim) de belirttiğim gibi bence cildin guzel olmasının yuzde 10 u bakımdır onun da yuzde 7 si guneş kremidir ancak o bile abartılmamalı. uzun vadede eksik kalan d vitamini sizi daha fazla yaşlandırır, yani denge burda da onemli.

    Ancak vucuda kimyasal kullanımına karşıyım. Sonucta yuzeysel olarak ne kadar alandan kimyasalları vucuda aldığınız da onemli bana gore. bu yuzden ne duş jeli kullanırım ne de vucut bakım losyonları. geleneksel sabun ve yiyilebilir sabit yağlarla vucut nemlendirmeyi tercih ediyorum. bu elbette benim goruşum bilimsel bir dayanağım yok ancak mantığım bu şekilde uygulamamı sağlıyor.

    28 aralık 2020 11:17 28 aralık 2020 11:18

    30. Haklılar. Yüzüne 10 bin tane şeyi sürünce ne oluyor anlamıyorum. Makyaj anlamında konuşmuyorum cilt bakımı. Sağ yanağını ayrı sol yanağını ayrı malzemeyle yıkayan bile vardır. Kapitalizmin saçmalamalarına inananlar işte.

    28 aralık 2020 08:17

    29. İçerik okumak konusunda sıfır bilgisi olan cahil beyanıdır!

    28 aralık 2020 03:53 28 aralık 2020 05:36

    28. Gidip ağır asitleri sürmeyin, ama mutfakta keramet arayanlar da neyin kafasında anlamıyorum.

    Ben böyle durumlarda bakarım çevreme, kim neyi kullanmış ve yüzü ne halde diye. Bana aman sürme şunu yapma bunu etme diyen tüm kadınlar 50'sinde 60 gibi gösteriyor mesela.

    İlla kimyasal olmayacaksa Gidin organik sertifikalı ürünler alın ama yukarda da denildiği gibi limonla, yoğurtla bir şeyler yapmaya çalışanlara da inanmayın.

    27 aralık 2020 18:20


    27. cilt bakım ürünleri yerine yüzüne domates ve ph değeri 3 falan olan limonu granül şekerle sürmeye meyilli timdir. sudaki dihidrojen monoksit tehlikesi desek yıkamayacaklar herhalde..

    27 aralık 2020 18:01

    26. Yüze 1000 çeşit kimyasal ürün kullanmakla evde yapılan maya,bal,karbonat vs maskeleri benim gözümde aynı. İkisinin de cildi yormaktan başka bir işe yaradığı yok. Az ve öz ürün kullanmak en doğrusu bence.

    27 aralık 2020 15:38

    25. hak verdiğim konular olan timdir. kendilerine buralarda nadir rastlıyorum bu arada. eğer varlarsa da gözlemlediğim kadarıyla evde diş macunumuzdan güneş kremimize kadar her şeyi yapalım tribinde olan insanları pek görmedim.

    hak verdiğim konular neler mi? ben ki yüzüne tretinoin kullanan biriyim, elbette tutup da doğal ürünlerin hayatımızdaki önemi hususunda ahkâm kesmeyeceğim. ama yüzümde kimyasal yanıklara da yol açmak istemem doğrusu. dolayısıyla %10 azelaik asit üstüne %30 niacinamide süreyim, oradan da aha/bha kokteyli ver ablam, üstüne de bir kat arbutin çıkalım, oooh timinden de olamıyorum. bazen buradaki bazı cilt bakım tasvirlerinin iyileştirme veya düzen oturtmadan ziyâde yeni bir kendilik yaratma üzerine olduğundan şüpheleniyorum. son zamanlarda ben de cilt bakımına daha evvel hiç takmadığım kadar taktım ve yüzümdeki bir iki sivilceyi ergenlik çağlarımdaki gibi dert eder hâle geldim. biliyorsunuz ki cildimizin en büyük düşmanı yaşam tarzımızdaki yanlışlar, ki bunların başında stres geliyor. dolayısıyla yüzüme hangi etkili kimyasalı sürersem süreyim iyileşme görmekte zorlanır hâle geliyorum.

    dr. dray'i zaman zaman takip ediyorum örneğin. katiyen yağ sürmeyin, doğal ürünlere zinhar dokunmayın havasında olması hafiften abartı geliyor. vitamin ağacı suyu içeriğinin cildimdeki etkisini gördüm örneğin. kimyasalı da düzenli kullanmadığımda etkisi göremem sonuçta. gelgelelim cilt tipimde etkili olduğu söylenen kuşburnu, tamanu, squalane gibi yağlar da var. bunlardan etki gören insanlara tutup da siz şaklabansınız demem doğrusu.

    ben sanırım en çok jennifer myers'in felsefesini beğeniyorum cilt bakımı konusunda. tretioin kullanımı hususunda beni cesaretlendiren ilk kişidir. öte yandan meditasyonu, gıdası ve düzeni eksik olmayan, gayet sade ve örnek alınası bir yaşantısı var. cildine ve ağırbaşlı tavrına bu ziyadesiyle yansıyor. yani hem doğal yaşamdan hem kimyanın getirilerinden istifade ediyor. zaten neden bir grubu hayatımızdan komple çıkarıp birbirimize düşmemiz gerektiğini anlamıyorum.

    imza: elinden geleni yapan, bazen de elinden gelmeyen bir kişi. herkes gibi.

    27 aralık 2020 14:41