689.
Şu an hayatımda muhatap olduğum 3 çeşit insan var sadece. İş aile arkadaşlar cart curt hepsi buna dahil.
Sadece sevdiğim insanlarla maddiyattan bağımsız bir ilişkim var. Sanırım birinin parayla ilgili alt metninde farklı bir mesaj sezdiğim tek yorumunda da silerim. Yanlış gruba dahil olduğunu düşündüğüm için.
İlk olarak sevdiğim insanlar var. Sosyal medya kullanmadığımdan bu insanlar ve benim olduğum ortamlarda bulunmayan insanların anlaması mümkün değil. Bir de ben dışarıdan mesafeli göründüğüm için, bu ortamlarda diğer insanlar benim farklı bir yönümü görüp biraz tribe giriyorlar.
İkinci grup, bana borçlu olanlar diyebiliriz. Ben nötr olduğum insanlara da elimden geleni yaparım ama artık nefret gibi bir durumum da kalmadı. Eskiden nefret ettiğim insanlar bana yanaşmak istediğinde de ok diyorum. Asıl bu insanlar bana çok ciddi borçlular, bunu çok iyi biliyorlar. Şu anda bu insanlar ya şirinlik yapmaya çalışıp tonlarca özür diliyorlar, ya da benden ölesiye korkuyorlar. İşin sevimli kısmı saygın insanlar bunlar. Ben bir ricada bulunsam gerçekten pek çok şeye güçleri yeter ama bunu yapmadığımdan işler benim için daha keyifli bir noktada. Ama benim bu durumum da bu üç gruptaki insanlar tarafından net bir şekilde biliniyor.
Son grup daha garip. Bu insanlar bence iyi insanlar değiller. Bir şekilde daha çok ilk gruptakilerle geldiler. İkinci gruptakilerden haberdarlar ve bu yüzden bir noktada benimle samimi olmak için ölüp bitiyorlar. Benim hakkımda çok yüzeysel bilgileri var. Dedikodu sevenler dedikodumu bile yapamıyorlar. Kötüleyemedikleri için de daha çok afallıyorlar.
Bütün hafta sonumu ikinci gruptan az ve üçüncü gruptan çok kişi olacak şekilde bir ortamda geçirdim. Benim kulaklarım tıkalı olduğu için bağıra çağıra şarkı söylemem, kenarda birileriyle kahkahalar atmam, ilkokul öğretmeni edasıyla neye gülüyorsunuz demelerine rahatça cevap vermem ama bunları çok temel bakışlarla yönetmem çoğuna garip geldi. Daha garibi kendi içlerinde dedikodumu yapmaya çalışan bu kişilerin birbirinden sakladığı sırların olduğunu fark etmem. Hatta bu sakladıkları durumlardan çıkmalarına benim yardım ediyor olmam.
Bir tanesi kardeşinin sağlığını saklıyormuş. Tetkik sürecini yaptığım işten dolayı hem yakından takip ediyordum, hem de tetkiklerle haşır neşir olan doktorundan lab teknikerine kadar herkesi tembihlettim. Kardeşinin durumunu sorarken gittiği hastaneyi bile bilmediğini fark ettim. Bir de bu var. Konuşacak konu bulamadığı için bunu "meze" etmesi...
Bir diğerinin şirketi darda. Yeni bir ihale sürecine girecek ama işleri yönetecek, adam gibi yurtdışı sürecinin başında duracak adamı yok. Arada birkaç mail atıp, telefona bakıcam dert değil dedim. Bu adam eksikliği yüzünden ihaleyi kaybetmenin eşiğinden döndürdüm. Kalıcı adam bulamazlarsa yine beni arayacaklar.
Yani bilmiyorum. Güçlü hissediyorum. Ego da var elbette. Ama bir gariplik var, insanlara acımak istiyorum ama o da olmuyor. İlk grup iyi de kalanlarla ne yapacağım çok zorluyor beni.