1377.
son 2 yildir izledigim belgeseller ve okudugum kitaplarin etkisiyle yavas yavas, cok fazla ve gereksiz tuketim yaptigimi farkedip, kendime dur dedim. su anda gerekmedikce veya bir seyi cok begenmedikce almiyorum. hatta cok begenmedikce de yalan olur. artik almadan once kafamda sunu istiyorum diye belirleyip ona gore bir arastirmaya cikiyorum. yani rastgele bir seye denk gelip cok begendim olmuyorum. o kadar mutluyum ki sozluk resmen bu durumdan haz aliyorum, kendimle gurur duyuyorum. daha once illaki aralarinda bahsedilenler vardir ben de yardimci olabilecek, bende ise yarayan taktikleri maddelemek istedim:
- once neden tuketmeye bir dur dedigimizi kavramamiz gerekiyor bence. bu felsefeyi sindirdikten sonra, neyi neden yaptiginin bilincinde olunca nefsine hakim olmak cok daha kolay oluyor.
(link: https://www.imdb.com/title/tt13583144/ the minimalists) bu iki arkadasin ted konusmalarini dinlemistim once, daha sonra baska konusmalarini da dinledim kesinlikle tavsiye ederim.
(link: https://www.imdb.com/title/tt3162938/ the true cost) bu filmi izledikten sonra moda sektorune bakis aciniz tamamen degisecek. son urun elinize gelmeden once hangi asamalardan gectigini, zara, h&m gibi markalarin banglades gibi ulkelerde insanlari nasil somurduklerini, ayrica bu sektorun urettigi atiklarla dunyayi ne denli kirlettigini izliyorsunuz. bu ve benzeri filmleri izledikten sonra inditex markalarindan ve h&m den alisveris yapmayi biraktim.
- ikinci taktik burda devreye giriyor. o markalari biraktiktan sonra hayatimdan hicbir sey eksilmedi, okyanusta bir damla da olsa katkida bulundugumu hissettim ama. ayrica avmde, online sitelerde harcadigim zaman otomatik olarak dehset derecede azaldi. secenekler azalinca zaten geriye yerli markalar ve birkac surdurulebilir yabanci marka kaliyor. sadece buyuk markalari dusunmeyin, yerli butikler, el yapimi veya kucuk markalar radariniza girmeye basliyor bu surecte. ayrica iceriklerine de daha cok dikkat etmeye basliyorsunuz urunlerin. 100de 100 pamuk beyaz bir tshirtu zara degil de lcwaikikiden ya da pazardan almak gibi.
- ihtiyacim oldugunu dusundugum veya bir yerde gorup cok begenerek almak istedigim urunu belirledikten sonra online sitelere bakmaya basladim. eskiden, cok trajik biliyorum, saatlerce sitelerde yeni neler gelmis diye surekli gezinirdim ihtiyacim olmamasina ragmen. hayir, bir sey alip da cikmiyordum ki! sadece neler gelmis belki bir seyi begenir de alirim diye bakiniyormusum, resmen tuketmek icin, bir seyi spesifik begendigim icin degil.
- urunleri favorilere ya da sepete eklemek. bir seyi begendikten ya da karar verdikten sonra hemen satin almiyorum, ozellikle indirimde degilse. once hesabima ekliyorum ve ara ara aklima geldikce o urune bakiyorum. gercekten isteyip istemedigimi, ihtiyacim olup olmadigini sorguluyorum. belli bir zaman gecmis ve hala begeniyorsam o zaman aliyorum.
- bu cok onemli bir madde, benim kanayan yaramdi. alacagim urunun gercekten sevdigim kriterlerde olmasina dikkat ediyorum, ona bir suru detay ekliyorum, sirf onu bulamadim diye idare etmek adina baska bir seyi almiyorum. mukemmeli bulana kadar devam. eskiden beyaz, pamuklu, bogazli bir kazak almak isteyince, aradigimi bulamadim mi? krem bogazli kazak alirdim ya da orgusu kucuk olsun istesem de orgusu buyuk olana denk geldiysem ne yapiyim digeri hicbir yerde yok bunu aliyim deyip onu alirdim. sonra dolabim icime sinmeyen, aslinda cok da begenmedigim ve giymedigim bir suru kiyafet ile dolup tasmaya basladi. beyaz kazak arayisim haliyle onlari alinca da bitmiyordu ki. cunku hala aradigima denk gelmemistim ve aslinda aldiklarim da yerini tutmuyordu. simdi ise hepsini cok icime sinerek, yorumlari okuyarak aldigim kiyafetlerim, makyaj malzemelerim oldugu icin, cok daha hizli hazirlaniyorum. uzerime giydigimi yakistiriyorum, dolabimi acip bakinca mutlu oluyorum. o bogulma hissi kayboldu.
- son olarak aldiklarimin hesabini tutmaya basladim susluler. asiri hosuma gitti bu. notlarima kaydediyorum. tarihi atip aldigim urunun adini ve fiyatini yaziyorum. gozumle yaptigim harcamalari gormek, o sayilarla yuzlesmek bana cok yardimci oldu. market alisverisinden bahsetmiyorum bu arada. buraya yazicaklarinizi siz belirleyebilirsiniz. ben kiyafet, kozmetik gibi keyfi olarak adlandirabilecegimiz harcamalarim icin tutuyorum bu listeyi. en son kasim 2020 ayinda kaban alisverisi yapmisim. bu aralar bir gomlek almayi dusundugum icin notlarima bakmak, sonra da sozluge girince baslikta deneyimlerimi paylasmak istedim. orda kasim ayini gorunce kendi kendimi kutladim ve mutlu oldum. tuketim cilgini birinden nasil buralara geldim diye. inanin sizi cok motive ediyor. gomlegi almaya da hak kazandigima inaniyorum (gizlinot: ashgdjhdjakhadkja) gomlek dediysem alelade bir gomlek degil. yuzde yuz ipek siyah dantelli kollari mansetli bir gomlek arayisindayim susluler. mukemmeli bulana kadar devam,detaylar onemli.
editle gelen not: susluler eklemeyi unutmusum. son zamanlarda farketmissinizdir, firmalar pazarlama stratejisi olarak reklamlarini iyice kisisellestirdiler. artik mail atarken direkt maile
whereismymind, senin icin sectiklerimize bakman lazim!
diyerek basliyorlar. size isminizle hitap etmeleri aklinizda daha cok yer ediyor ve daha cok dikkat cekiyor. bu nedenle watsons, gratis, nyx gibi (bunlar surekli indirime girip surekli mailime dusen yerlerdi), hepimiz icin farkli markalar olucaktir, sirketlerin mail ve sms sistemlerinden cikmistim. zaten habire indirime giriyorlar, sanki inanilmaz bir sey oluyormus gibi bizi tuketmeye cagirmalari sinirimi bozuyordu. gerekli olan urunu tespit edip, pazar arastirmasi yaptiktan sonra indirimi kovalar aliriz zaten.
29 mart 13:22
29 mart 16:53