1428.
bu aralar sıkça duyduğum bir akım hakkında bir şeyler karalamak istedim.
de-influencing akımı:
influencing akımının tam tersi. yani influencerların bir ürünün alınmaya değer olmadığı konusunda hazırladığı içeriğin yaratması beklenen sonucu, para harcatmamak.
bazıları bunun yeni nesil kullanıcıların tüketim toplumuna ve aşırı tüketime olan tepkisi olduğunu savunurken, bazıları da bunun yine influencer marketing'in bir parçası olduğunu ve ona hizmet ettiğini savunuyor. bununla ilgili aklıma şöyle bir örnek geldi. hatırlayan hatırlar, mc donalds ile ilgili "Super Size Me" adında bir belgeseli vardı. orada kişi belki 30 gün boyunca her gün mcdonalds yiyordu. bu periyotta, öncesinde ve sonrasında kan testleri almışlardı ve kişi günden güne kilosu ve ruh hali hakkında bilgi veriyordu. ayrıca fast food'un nereden geldiği, nasıl işlendiği vs gibi konular hakkında da bilgiler vardı. işin ilginç tarafı bu belgesel bazılarında tiksinti oluşturup daha bilinçli tercihlere yöneltirken, bazılarının canını da mc donalds hamburgeri çektirmişti. işte bu iş de böyle bir şey.
dürtüsel alışveriş yapma eğilimi olup da aynı zamanda yoğun biçimde içeriğe maruz kalan kişilerde (ki tiktokta da gözlemlediğim sayıları oldukça fazla) dürtüyü yaratan nesnelerin çok olduğu bir alanda ( e-ticaret sitesi indirim dönemleri ya da mağaza) mantık devre dışı kaldığı ve ilkel olan taraf aktive olduğu için karar verme mekanizmaları tam sağlıklı çalışmayabiliyor. çünkü beynin bu ilkel tarafı daha çok imgeler, tanımlanmamış duygular, arzular, hırslar, hız(şimdi ve hemen), haz/mutluluk ve görsellerle çalışıyor. bu yüzden de, bazen oldukça yerilen ve yergisi viral olan, beklenmedik şekilde daha çok merak uyandırabiliyor. buna en güncel örnek bence Mikayla'nın maskara videosunda mikayla takma kirpik taktı rivayetleri. bu mesele kendi çapında küçük bir skandal yarattı. şu an denk geldiğim türk veya yabancı influencerlar, "olaylı maskarayı ben de denemek istedim" diyerek ürünü meraktan ya da fomo sebebiyle alıyorlar. ne kadar ölçülebilirdir bilemedim ama olumsuz viralin satışlara sonuçlarını rakamsal bazda bilmek isterdim.
başka bir örnek de, yine tiktokta viral olan "neden dior backstage rosy allığı almamalıyız?" akımı ve dior istiyorsak onun yerine ne almalıyız şeklindeki alternatif önerili videolar. dior allıkta, allığı viral yapan öncelikle dior olması ve markanın bizim kafamızdaki algısı. akabinde de hailey bieber mı nedir o kadının yüzünde bu ürünün kullanılmış olması. ürünü kılıfından çıkartıp depot edin, buna sahip olan çoğu insan için geriye bir şey kalmayabilir. bu ürün ne kadar biriciktir, eşsizdir vs bilemiyorum ancak ürün online'a ya da mağazaya geldiği gibi yok satmaya, aylarca stok dışı olmaya devam ediyor. çünkü bir süre sonra insanlar harcama çıtalarını arttırdıkları zaman ürünün muadilini değil kendisini denemek istiyorlar. aynı zamanda size a yerine b önerildiği için (mesela dior rosy allık yerine too faced Cloud Crush Blush öneriliyor bu ara) siz diğer ürüne influence oluyorsunuz. (misal bunu okuyanlar dior allığa ilgiliyse ben akıllarına too faced ile ilgili bir çengel atmış oldum.)(ayrıca taklitler daima asıllarını yaşatır.) burada da muadilini almak "o parayı ona vermeye gerek yok, işte daha ucuza aldım. e bu da aynısı" gibi sahte bir başarı hissi veriyor. halbuki o ürünün dior muadili olduğunu hiç görmeseydik, almaya yeltenmeyecektik bile. yani kasa daima kazanıyor. buradaki kasa elbetteki kapitalizm. biz de yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş oluyoruz. insanoğlu bunca seçenek arasında doğru karar verebilmek için oldukça zayıf. bu yüzden de, otomatik pilottan çıkıp, ondan bundan duyduklarımızla değil kendi araştırmalarımızla hareket etmemiz bizim lehimize. tabi satın alım davranışlarında bir komuniteye(güzellik/bakım/süslüler) ait olmanın verdiği güzel hisler de meselenin yan tetikleyicileri. tevekkeli değil influencerlar bir markaya teşekkürler x ailem/x ailesi diyorlar. ailem.. aile.. kurumsalda çalışmamış olsak neyse.. hıhım evet ailesi. içerisi savaş alanı, millet birbirinin kuyusunu kazıyor ama dışarıda xx marka ailesi.
bu akım tiktokta viral olmadan önce de project panning, no buying, low buying, minimalizm ya da kapsül dolap/çanta akımları mevcuttu. yani aslında çok da yeni bir şey değil.
deinfluencing akımının akibetini ise zaman gösterecek. okuduğum yazılarda birisi influencerlar için "smart friends in your pocket" diye yazmış. (hepsi değil elbette) Hoşuma gitti, üzerine düşüneceğim.
23 mart 17:47
26 mart 02:04