yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (10)
    • medya (0)

    10. Bunlardan her tatilde insanın başına muhakkak gelir...

    Fi tarihinde, sadece olimpos'ta yaşananları yazıyorum:

    ~ Ağaç ev tutmamız ve ha yıkıldı ha yıkılacak bu "eve" çıkmamızı sağlayan ahşap merdivenlerin gecenin köründe bir sarhoş tarafından kırılması. Geriye kalan günlerde de kırılan kısmın üzerinden atlayarak geçip gitmemiz...

    ~ aynı evde bir gece çok müthiş bir sarsıntıyla uyandık. "Çık nazo çık, ev yıkılıyor!" Diye oda arkadaşıma haykırdım. Tam yataktan fırladık, sarsıntıya ah'lar oh'lar karıştı. alt kat komşular sevişiyormuş, duvara vura vura, duvar da duvar değil kontrplak...

    *Biri gelip yanlışlıkla bizim odaya dalmasın, bir şey yapmasın diye sanki kapı kapıymış, tek vuruşta açılmayacakmış gibi bir de kilitliyorduk nazo'yla, ahaha...

    ~ dev sıçanlar... Onu yazmayı unutmuşum. Bir gece biri odaya daldı. Takırtılar tukurtular, ilk etapta gerçekten çok korktuk, bizi ısırırsa diye... Sonra bizimki dolabın içindeki bisküviyi aldı, paketi yırtarak açtı, kıtır kıtır yemeye başladı. Biz de bu olay üzerine "karnını doyurmuştur, bize bir şey yapmaz artık" diyerek yattık uyuduk. Tahtakurularına desen, allah'ın emri, zaten alışmıştım.

    Oradaki kalışımız süresince mikrop kapar ishal olurum diye ateşte pişmemiş hiçbir şeye elimi sürmedim. En son temizliğine emin olduğum köylü bir bacımızın baktığı gözleme evinde bize enfes bir çoban salata getirdiler de sebzelerin varlığını hatırladım.

    O mekanla ilgili aklımdan çıkmayan, biraz üzmüş bir de enstantane var. Biz otururken o bacımız koskoca bir tepsi çiğ kıymayı elinden kaydırarak düşürdü ve kıymalar yerlere saçıldı. Zarar onlar açısından önemliydi, belki bir 3 günlük kıyma stoğuydu ve kızın yüzündeki ifadeyi görmek beni üzmüştü.

    Onun haricinde, denize inen güzergahtan geçiş hakkının nasıl olması gerektiğiyle ilgili tartıştığım ve sonunda da "burada 2 ay boyu her gün birbirimizin yüzüne bakacağız, seninle bunu yaşamak istemiyorum" diyerek ikna etmeyi başardığım gişe görevlisinin birdenbire benden hoşlanmaya başlaması... Motorun üzerinde giderken, beni tespit ettiği noktada atom karınca gibi kafasını yanlama çevirip büyülenmiş gibi bakması, bizim de adam motordan düşmesin diye dua etmemiz...

    15 ağustos 2022 17:07 15 ağustos 2022 18:48

    9. ablamla denizin ortasında yüzerken nereden geldiği bilinmeyen bir teyzenin suyun altından çıkıp "siz tatar mısınız??" demesi. noluyo teyze sen nerden çıktın ?

    25 ekim 2019 18:03

    8. Adet olmak. 

    25 ekim 2019 13:06


    7. güneşten köşe bucak kaçarken, belli saatlerde dışarda olurken, yanmamak için yağlı ballı dolaşıp adeta kıç yırtarken yanmak !

    4 aralık 2015 02:05

    6. sevdicekle çıkılan ilk tatilde regl olmak değildir.. Kadere razı gelinir. Onun üstüne zaten tuvalete nasıl gireceğim minnacık odada sorununu kafamda halletmeye çabalarken ishal olmaktır.. Ertesi gün o halde tura katılıp, tuvaleti bulunmayan bir tekneyle 1 saatlik göl turu yapılırken sıkışmak ve o lanet teknenin bozulup yarım saat boyunca gölün ortasında kalmasıdır...

    3 aralık 2015 02:00

    5. tek kelime ingilizce bilmeyen annemin yurt dışında alışveriş yaparken beden diliyle pazarlık yapmaya çalışması. garip olan da becerebilmesi.

    3 aralık 2015 01:24

    4. (bkz: (link: https://www.youtube.com/playlist?list=PLy1g823h1agggmTxiL0LafCwh4JcjRwGa bad trips abroad))

    3 aralık 2015 01:11


    3. Yıllar önce o zamanki sevgilimle mart ayında antalya'ya tatile gitmiştik. güneşli bir gün karşılıklı gaz vermeler sonucu yüzmeye karar verdik. buz gibi su bizi dondurduğu için denizden çıkınca hemen otelin spa merkezine koşup, sıcak havuz, sauna allah ne verdiyse girip ısınma fikri aklımıza geldi. denizden çıkınca esas oğlan şortunun üstüne bir tişört çekti ve gayet normal bir görüntüye kavuştu ben ise kioskun içinde sebil gibi duran havlulardan 3 tanesini alıp birini başıma, birini kıçıma,birini de vücudun orta bölgesine sararak kendimce otele gidene kadar ısınmayı garantiledim. boyuma, kiloma ve güneş görmemiş beyaz tenime kat kat sardığım bembeyaz kalın havlulara şöyle bir bakan en iyi ihtimalle "vah yazık dalyan gibi çocuğa" diye sevgilime acıyacak olsa da o an umrumda olmadı.

    sevgilimin yanında kırlara yayılmış karaman koyunu gibi mutlu mesut hoplaya zıplaya giderken kader bana ilk tokadı otel bahçesinde karşımıza 3-4 tane rus hostes çıkararak vurdu. üstlerinde jilet gibi üniforma, saç, makyaj full ve ulan anasını satayım zaten adı üstünde rus bunlar demeye kalmadan yanımızdan koşarak geçen rus genç kız futbol takımını görmekle ikinci silleyi de yedim. etrafımda bacak boyu beş metre hatunlar gezerken ben beyaz havlular içinde şeytan taşlamaya giden hacı teyze gibi görünüyordum.

    o sinirle otele daldım artık tek isteğim kimseyi görmeden ve kimselere görünmeden spaya gidebilmekti fakat bu sefer de otelin 3 ayrı asansöründen hangisi spanın olduğu yere yakındır onu bilemedik. ben lobideki asansöre bu halde ölsem gitmem diyerek o an için en yakın olan asansöre atlayıp spa tuşuna bastım. indik inmesine ama asansörün çıkışı kapı duvardı. ne yapsak diye bakınırken adının hüseyin olduğunu öğrendiğimiz bir görevli gördük,spayı sorduk. hüseyin gayet kendinden emin "şu kapıdan girin hemen karşınızdaki kapı spa merkezi" dedi. hemen kapıdan girip yürümeye başladık, işte en sonunda spa merkezi karşımızdaydı. o kadar hedefe kitlenmiştim ki, sevgilimin dürtmesiyle anca sağ tarafa dönüp bakmayı akıl ettim.

    sağ taraf konferans salonunun çıkışıydı. salonun dışında takım elbiseli beyler ve mini etekli hanımlar ellerinde kahveleri, önlerinde laptopları takılıyorlardı. bense ortalarından dalmış, bacaklarımdan damlayan sular, kaşımda kirpiğimde biriken tuzlar, 3 kat havlum ve morarmış suratımla spaya ilerlemeye devam ediyordum.

    3 aralık 2015 01:07

    2. Keyifle alışverişini yaptığınız Güneş kremlerini evde unutmak.

    3 aralık 2015 00:05

    1. bundan iki sene önce eşimle sevgiliyken başımıza bir tanesi geldi. kendisi tekirdağda yaşıyor ben o zamanlar istanbuldaydım. eşimin ailesinin bir devremülkü var akçayda belli tarihler arasında her yıl gidiyorlar vs. biz beyimle sözleştik hazırlandık filan temmuzun 15inde akçayda olacak şekilde yola çıktım ben geceden eşim de sabaha karşı tekirdağdan çıkacak ve orda buluşacağız. sabaha karşı otobüsten inmemle otele 15i değil 16sında giriş yapabileceğimizi ve o zamanki sevgilimin patronu yani annesi tarafından ertesi gün gönderileceğini öğrenmem bir oldu. tabi ben indim sırtımda çantayla sahile yürüdüm ağla ağla ben bir perişan, sonra beyimle bir kavga hali resmen plajda oturup saatlerce ağladım ve biraz daha sabrım zorlansaydı şuan evli olmayacaktık. neyse bu beyim apar topar çıktı geldi filan o gece başka bir pansiyonda kaldık barıştık tabi. benim tatillerimde yaşadığım en acı gündü herhalde.

    tanım: tatile dinlenme eğlenme umuduyla gidip, hayal kırıklığı yaşatan olaylar.

    ukte: (yazar: ugly)

    2 aralık 2015 19:56