44.
Exile şarkısını ilk dinledikten sonra, hayatımda ilk kez bir şarkıda ağladım. Az da değil, iki saate yakın dolu dolu ağladım, ki beni şu yaşıma kadar bırakın bir şarkının anlatmasını gözümü bile doldurduğu çok az görülmüştür ve onlar da lisede çok mutsuz olduğum zamanlardı. Ben hiçbir şarkıdan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.
Taylor'ı küçüklüğümden beri çok severim, ben 6. Sınıftayken, yaşım 12'ken patlayan you belong with me şarkısıyla fanı olmam da bir olmuştu. O zamandan beri de deliler gibi dinliyorum.
Sanıyordum ki yaşım küçük, ergen olduğum için çok seviyorum yaşım 18-20'yi aşınca dinlemem, ama tam tersi oldu:) hala her sene Spotify en çok dinlenen sanatçılar listesinde ilk 3'e girer, hiç şaşmaz. Fark ettim ki ben bu kadının büyük hayranıyım. Türkiye'ye geleceğini hiç sanmasam da, gelirse en önden en pahalı biletini gözüm kapalı alırım. 15 yaşıma deliler gibi binlerce kez fifteen şarkısını dinleyerek, 22 yaşıma da deliler gibi yine binlerce kez 22 şarkısını dinleyerek girdim:) t-pain'le yaptığı thug life düeti bile çok güzeldi bence:) kendisi de "şarkı yazarı olmasam şarkıcı olmazdım" demişti bir zamanlar, hikayeleri müzikle birleştirmesini inanılmaz buluyorum. Şarkıyı dinlerken hikayenin içine girip anı yaşıyorum resmen o duyguları o kadar derin hissediyorum ki, o yazarken kim bilir nasıl hissetmiştir. bana en hitap eden albümü speak now sanıyorum, tüm albümlerine aşık da olsam reputation albümünü daha az dinleyesim geliyor bana hitap etmediğinden olabilir, yalnız o albümdeki güçlü, istediğini alan ve asla yıkılmayan kadın modu da beni motive eder.
Hep bir good girl modunda, asla büyük logolu ürünler kullanmaz, chanel dior gibi "ben marka giyiyorum" diye bağıran markalar kullandığı hiç görülmemiştir, markası asla belli olmayan loubitoun'un çantalarından vs takar ve hala inanılmaz stylish durmayı başarır. Düz çizgili kazaklar, oduncu gömlekleri, ressam şapkalarıyla mini kumaş şortlar, oxford ayakkabılarıyla düz gri tişörtler giyer. Tırnakları hep kısa kesilmiş halde. Saçlarını arkadan örüp dağınık haliye albümüne kapak fotoğrafı yapar (hala da güzeldir).
7/24 annesiyle takılır, kah yürüyüşe çıkarlar kah sohbet etmeye, eğlenmeye, alışverişe, hep annesiyledir hiç de sözünden çıkmaz:) arkadaşları bile onun gibi sakin ve tüm skandallardan uzak rafine bir hayat sürer, çevresi örnek alınasıdır.
Erkekler de tabii ki her zaman bitchy kadınlara düşen varlıklar olarak bu kızı hep üzmüşlerdir. Bu kadar güzel, vs meleği gibi fizikli ve güzel bir kadın bile iyi kız modunda olunca 27-28 yaşına kadar resmen gram değer görmedi ve bir ilişkisi bile yüzünü güldürmedi. Joe jonas gibi iyi erkekler bile taylor'a gram kıymet vermediği halde anda sopie turner'a kraliçe gibi davranıyor tapıyor... Kendisinin de mad woman şarkısında dediği gibi, "no one likes a mad woman, you made her like that". Neyse ki şu an joe aldwin ile, kendi gibi iyi ve hassas biriyle beraber. Aynı white horse şarkısında "I'm not your princess, this ain't a fairytale" dedikten sonra "I'm gonna find someone someday who might actually treat me well, this is a big world, that was a small town" demesi gibi, gitti ingilterelerden prens tadında birini buldu. Özel hayatlarını asla belli etmiyorlar ve en fazla konser arkalarında falan görüntüleniyorlar. Beraber prens&prenses gibiler ve birbirlerine de öyle davranıyorlar, çok istiyorum beraber bir aile kursunlar yaşları da 30lara gelmişken💖
Bu kadının pozitifliğinde, olaylara bakışındaki iyi kalpliliğinde, bu kadar başarısına rağmen büyük saygısızlıklar yaşamış olmasıyla, good girl olarak erkekler tarafından hep üzülmüş olmasıyla, you belong with me şarkısından beri hep kendimle bağdaştırırım taylor'ı. Tüm şarkılarında kendimden bir parça bulurum, motive olurum. Ve ne kadınlığını kullanarak ne de başka insanları ezmeden böyle iyi yerlere gelmesi de başarı konusunda benim inancımı arttırıyor. Bugünlerde folklore'u başa sara sara dinliyorum.
Son olarak "Cause baby I could build a castle out of all the bricks they threw at me" 💖
23 ocak 11:07
23 ocak 15:06