yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (27)
    • medya (2)

    27. 4'üncü sezonu bugün itibariyle netflix'te yayında olan dizidir. 

    27 eylül 2020 12:48

    26. çerez sanıp zaman öldürür gözüyle başladığım ama zaten zaman zaman çektiğim varoluşsal sancıları tekrar yaşamama sebep olan dizi. son bölümünü şimdi izledim ve şu an yaşadığım sıkıntıyı tarif edemem ya. 

    ilk sezonda hep başa sarıyor gibiydi sıkılıp bırakırım sandım ama bırakamadım meraktan, bir süre sonra yapılan felsefe iyice içine çekti beni:(

    23 haziran 2020 14:08

    25. Biraz önce bitirdim. Ne zaman bir dizi izlesem o yaşantının içindeymişim gibi oluyor ve bitince her şey benim için de bitmiş gibi hissediyorum. Dizi gerçekten başarılı. Favori karakterlerim, Janet, Mimar Michael ve tabiki Yargıç :)

    Diziyi vakit geçirmelik açtım ve 3 günde 4 sezonu da bitirdim. Ağır göndermeler mevcut. Hatta felsefe hakkında merakımı daha bir arttırmıştır.

    Dizinin son bölümünde bütün her şeyi sorgulattı bana. Her şey dizinin son bölümü ile birden aşırı anlamsız geldi ve birden mutsuzluk çöktü üstüme. Umarım kısa sürede atarım. Sıcağı sıcağına yazıyorum. Gerçekten güzel başarılı bir dizi olmuş. 20 dk lık kısa bölümlerin nasıl hızlı geçtiklerini anlamadım bile.

    6 haziran 2020 19:09


    24. karakterlerin chidi önderliğinde çalıştıkları kitabın başlığı gibi "birbirimize ne borçluyuz" sorusunu hiç sıkmadan, etik/felsefik soruları sonuna kadar götürüp pratik sorunlarla keşfetme cesaretini gösteren bir dizimiz oldu the good place. beylik dramatik öğeleri ve yapıları tutup (yalan söyleyen ama sempatik karakterin seviyor/sevmiyorlu romantik serüveni vs) diziyi hayatın anlamı nedire taşımalarını adım adım izlemek ne güzeldi. iyi insan nasıl olunur, kimler kötü insan olmaları için bu dünyaya koyulmuş, herkes kendi teknesini mi döndürsün sorularından iyi insan yoktur, insanları sadece ilişkisellikleri içinde görebiliriz, cennet zaten içine kimsenin girememesi için tasarlanmış bürokratik bir imkansızlık idealidir gibi çıkarımlara varan dizimiz hem çatır çatır politik söylem düzdü (neoliberal devlet bizi kurtarmayacak) hem de en önemli etik soruları gerçekten bir felsefe öğrencisi gibi bizimle birlikte çalıştı. her zaman sonsuz lanetlenmenin eşiğindeyiz ama aşk var (belli koşullar altında filizlenen ama belki de platonik manada). hayatın amacı her isteğimizi anında gerçekleştirebilmemiz değil, sonsuzluğa erişmek değil. buradayız ve sonsuz sorular soracak, birbirimizi kollayacak, bazı öğleden sonraları kapımızı çalan postacıdan alakalı alakasız zarflar alacağız.

    5 haziran 2020 12:09

    23. Çerezlik sanıp başladığım ama asla öyle olmayan dizi. Tekrar en baştan izleyeceğim kaçırdığım derinlikler varsa yakalamak için. felsefe için en az sophienin dünyası kadar önem kazanmalı diye düşünmekteyim ayrıca 20 dakikalık bölümlere 90 dakikalık dizilerde olmayan anlamı sığdırmayı başarmışlar harika iş

    5 haziran 2020 03:44

    22. Gossip Girl'ü seslendiren kadının başrollerden biri olduğu (gizlinot: eleanor) dizi. Buradan çevirmenlere sesleniyorum, lütfen "What we owe to each other" kitabını çeviriniz :)

    4 haziran 2020 23:45

    21. Dün başladığım bugün an itibariyle 2. Sezonunu bitirdiğim mükemmel bir dizi. Spoiler yememek adına başlıktaki girdileri okumadım pek ama bence herkes bunu vurgulamıştır. Bu ne kadaaar güzel bir dizidir yaaaaaaa. Durup durup ya keşfetmeseydim diye üzülüyorum. Artı broooklyn nine-nine daki karakterleri aynı karakter olması şeklinde oynatmaları bana owww dedirtti (gizlinot: Derek in kendini müfettiş olarak tanıtması ❤️❤️❤️❤️)

    3 mayıs 2020 01:34


    20. bu dizinin ilk sezonunu iki günde bitirmiştim ama ikinci sezonu izleyemedim ya. bir yerden sonra sürekli aynı yere bağlanıyormuş gibi bir kısır döngüye girdi ben de sıkılıp bıraktım. belki geri dönerim, bu kadar çok insan sevdiğine göre ve dördüncü sezonu geldiğine göre toparlamıştır diye umuyorum. ayrıca adam scott'u kötü rolde izlemek çok keyifliydi.

    dizi öyle aman aman güldürmüyor ama düşündürüyor ve sizi kendi içine alıyor. zaten ilk sezon karakterleri ve ortamı anlamaya çalıştığınız için sürüklüyor, sezon finalinde de şok oluyorsunuz. herkes tahmin etmiş benim aklıma gelmemişti açıkçası.

    13 nisan 2020 09:57

    19. 20 dakikalık diziler kovaladığım için bu diziye de öyle başladım. açıkçası bir beklentim yoktu, hızlı aksa yeter diyordum.

    spoilerlı bilgiler...

    çok güldüm mü hayır, karakterleri başta pek sevmedim bile. uyumsuz buldum. örneğin; jason fazla absürt geldi. tahani'ye bayıldım, elenaor'u sevmedim, chidi'yi sıkıcı buldum, janet'i ise anlamsız.

    dizide göndermeler hep güzeldi, ünlü göndermeleri, insanın acizliğine dair gönderme özellikle Michael'ın bu tarz göndermeleri çok tatlıydı.

    ama sonra aktıı gitti. çok hızlı izledim, birkaç gün içinde bitirdim. ilk sezon eğlendim, ikinci sezon biraz aşağı düştüm ama son sezon harikaydı bence.

    karakterlerin gelişimini görmek müthişti, michael sana hastayım! bilemiyorum yeni bitirdim ve hala gözyaşlarım akıyor.

    komedi diye başladığım ama varoluşçuluğu harika anlatan bir dizi olduğunu düşünüyorum. insan varoluşu denilince, six feet under'ı öneriyordum, ölümle olan ilişkisinden dolayı ama anlam kavramı için bu dizi daha ideal. çünkü doğrudan ilgili filozofları duyuyor ve olayın canlandırmasını izliyorsunuz.

    filozofların büyük kısmı ama benim ilgi alanım varoluşçular anlam üstünde epey durmuşlardır. Irvin Yalom, insan bir gün ölecekse, hiçlikte varlığını sürdürecekse, bunun anlamı nedir, insan neden yaşar, nasıl yaşar sorularını sorar ve insanın hayatının anlamını bulması gerektiğine inanır. Benzer şekilde Viktor Frankl da, insanın anlam için yaşadığını iddia eder, insan anlam üretebildiği ölçüde hayatı yaşanabilir bulur (ve bunun üç yoldan elde edilebileceğine inanır, ürettiklerimiz, tükettiklerimiz ve değiştiremediğimiz gerçekler karşısındaki tutumlarımız). Çünkü hayat olduğu şekilde anlamsızdır. Sartre da tam bu noktada, hayatın en büyük saçmalığının anlam olduğunu söyler. İnsan, hiçlikten dünyaya gelmiştir ve bu sonsuz anlamsızlığın içinde özgürce yaşar. İnsan anlamsızlıktan anlam üretir ama aynı zamanda zaten insan için anlamsız yaşamak imkansızdır. Yine de anlamdan yoksun olan bu dünyaya itilmiştir.

    Tabii bu bilgilerden çok daha fazlasını görüyoruz dizide. En nihayetinde, insanın bir anlamı kalmıyor, sonunu biliyor, ölüme rağmen yaşamanın getirdiği kaygı, gerilim yok, sonsuz huzur anlamsız geliyor ve kapıdan geçip, hiçliğe tekrar karışıyorlar.

    sonunda özellikle chidi'yi yolcu ederken çok duygulandım. tüm felsefenin içinde romantik tarafım ağır bastı sanırım.

    güzel diziydi gerçekten. insan varoluşunu iyi resmetmişler.

    7 mart 2020 22:35 8 mart 2020 01:11

    18. 2020 şubat'ta 4. Sezonuyla final yapan sit-com kategorisine girse de ondan çok daha fazlası olan dizi.

    Öncelikle bu bir the good place'e veda girdisidir. O nedenle spoiler içermesi mümkündür. Diziyi bitirmiş olanların okumasını tavsiye edebilirim.

    Absürd bir sit-com olarak başlayıp, bittiğinde gerisinde öğüt niteliğinde bir hikaye, akılda birçok soru ve tatlı bir burukluk bıraktı the good place. Düşünmek isteyene yaşam, ölüm, ölümden sonraki hayat, sonsuzluk gibi kavramlarla ilgili çok malzeme sundu.

    Şimdi hikayenin tümünü izleyip meramlarını gördükten sonra söyleyebilirim ki asla hafife alınmayacak bir diziydi the good place. Örneğin 30'larımda tekrar izleyip bir de o gözle değerlendirmek isterim.

    Son olarak: everything was fine.

    11 şubat 2020 19:27