tim burton

11. Hayranlık duyduğum tek tanınır yıldız bu adamdır. Küçüklüğümden beri çok fazla film izleyerek büyüdüm, küçükken evimin sokağındaki cd'ciden hep çeşitli animasyon filmleri veya normal filmler alıp izlerdim. Yüzlerce cd içerisinde en sevdiklerim hep tim burton filmleri oluyordu. O zamanlar küçük olduğumdan yönetmen nedir vs bilmeden izliyordum. Daha sonralarında en sevdiğim o filmlere dönüp baktığımda hepsinin yönetmeninin tim burton olduğunu gördüm. Animasyonlarında bile hep bir karanlık/gotik hava hakimdir ki bu sebepten zamanında Disneyden kovulmuştur. Bu karanlık tarzının ilhamı vincent price ve edgar allan poe gibi kişilerden gelmektedir, hatta bu kişilerin isimleri hep film karakterlerinde bir yer edinmiştir. Kendi karakterini yansıttığı Vincent malloy isminde bir kısa filminde de kendi çocukluğunu ve ilham aldığı şeyleri açıklamaktadır, vincent malloy ismindeki vincent yine vincent price'dan gelmekte, hatta bu kısa filmi seslendiren de vincent price'dır. Tüm filmlerine bayılıyorum, bir de satılan karakter figürlerinden alıp bir koleksiyon yapmak istiyorum fakat hepsi çok pahalı ve tr'de çok çeşidi satılmıyor.

10. dikkat: spoiler olabilir!.. başka hiçbir şey için olmasa bile mars attacks filminde uzaylı istilacıları yok edebilecek tek şeyin country müzik olması (spesifik olarak: Slim Whitman "Indian Love Call") için bile takdir edilebileceğim yönetmen...

9. Hemen hemen bütün filmlerini izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki bu adam gerçekten harikulade bir yönetmen. Vasat diyebileceğim tek filmini görmedim bu zamana kadar. Çocukluk yıllarımda big fish'i izlediğimden beridir hayranlıkla takip ediyorum kendisini. 

8. çektiği batman filmleriyle batman'i gotik bir atmosfere sokup ciddiyetini arttıran, beetlejuice filmiyle absürdlüğün dibine vurup; nightmare before christmas ve corpse bride animasyonlarıyla 2005 nesil emo furyasının taptığı yönetmendir. ayrıca hayata farklı bir bakış açısını anlatan big fish filmi üniversitelerde sinema tarihi gibi derslerde işlenilen filmlerindendir.

7. Hayatın boyunca sadece bir yönetmenin filmlerini izleyeceksin deseler bir saniye bile düşünmeden tim burton derim.

Filmlerinin sinematografisi, kimi zamanki gotik havası, kimi zaman wes anderson filmlerini aratmayan renk şöleni, duyguları veriş şekli, oyuncu seçimi -johnny depp, helena bonham carter, eva green(gizlinot: Tamam çok sık görmedik ama olsun seviyorum (:)) kısacası her şeyine hayranım.

Sadece normal filmleri değil corpse bride gibi stop-motion tekniğiyle çekilen filmleri ve animasyonlarına da bayılıyorum.

Bu girdiyi de corpse bride baskılı defterim ve the nightmare before christmas journalım masamda bana göz kırparken yazıyorum.

Tanım: hiçbir zaman demode ve sıkıcı olmayacak filmlerin yönetmeni.

6. Bir yazarla muhabbetini yaparken aklıma gelen çok sevdiğim yönetmen. Hayal dünyasını o kadar çok kıskanıyorum ki! Filmlerine bayılıyorum. Bazen o gotik hava, bazen pastel tonlarda bazen ise rengarenk. filmi izlerken diyorsun ki işte tam bir tim burton filmi. Aslında hayal gücünün altında karanlık bir hava seziyorum bu adamın. Ve çoğu filminde de bunu kıyıda köşede belli etmeyi seviyor. Çektiği ve senaryosunu yazdığı çoğu filmde karakterlerin oluşumu, çizimi kendine ait. Ve bu çizimlere çocukluktan başlaması da ayrı bir olay. Sevmediğim bir filmi yok diyebilirim. Sen bol bol yaz-çek tim burton ben izlerim. 

5. en sevdiğim filmlerin yönetmeni. johnny depp , helena bonham carter ile muhteşem üçlüyü oluşturur bence.

4. helenayla ayrıldıklarında yıkılmıştım yeryüzündeki en efsane çifttiler çünkü onların çocuğu olmak istiyordum. neden böyle oldu ha neden diye haykırmak istiyorum.

yönetmenliğine gelirsek dehasından öptüğüm, hayal dünyasına kurban olduğumdur. tarzımı kendisine borçluyum biraz tabi beyaz tenimle uyumlu gözaltı morluklarımla da barışmama vesile olmuştur kendisi. çok seviyorum çok.

3. sinema tarihinin en şişirilmiş yönetmenlerinden biri. filmlerini izliyor ve seviyor olabilirsiniz ama kamoon neden sevdiğinizi bir düşünün. zaten helena bonham carter ile ayrıldılar. tim burton'dan johnny depp'i alın, geri neyi kalır ki?

2. sıradışı bir şiir kitabı da vardır; (gbkz: the melancholy death of oyster boy)

-The pin cushion queen-

Life isn't easy

for the Pin Cushion Queen.

When she sits alone on her throne

Pins push through her spleen.

(link: http://homepage.tinet.ie/~sebulbac/burton/home.html )