14. kızlarla pijama partilerimizin vazgeçilmezi... arada bir buluşur twilight gecesi yapar aralıksız izleriz çoğu replik ezberimizde olduğu için çok eğlenceli ahhaa
- süslü
- moda alışveriş
- kuaför & güzellik merkezi
- sağlık
- spor
- gönül işleri
- aile arkadaş ilişkileri
- cinsellik
- eğitim & kariyer
- seyahat
- pet
- sanat
- bürokrasi
- diğer
- girdiler (14)
- medya (1)
13. erkek arkadaşıma işkence etmek ve kendimi de eğlendirmek için dün ilk filmini açıp izlediğim seri. her ne kadar senede 1 izlesem de her izlediğimde tekrar tekrar bazı şeylerin farkına varıyorum. mesela:
- o zamanlar daha sarsıcı yapımlar, seri halinde çıkıyormuş. belki şu an sosyal medya yüzünden tek bir bölüm bile çok popüler bir film haline gelebiliyor ama etkisi o kadar uzun sürmüyor. belki o zaman internet olmasına rağmen ulaşabildiğimiz bilgiler sınırlıydı, insanlar şu anki gibi platformlara delice görsel, video ve text yüklemiyordu ve daha çok içerik için o ürüne daha fazla bağlanıyorduk (?). bilemiyorum.
- serinin her filmi ve kitabının adı farklı olsa da seriye direkt twilight veya alacakaranlık olarak hitap ediliyor. neden bilmiyorum, yeni ay, tutulma ve şafak vakti gibi isimlerin başında alacakaranlık geçmese de...
- ilk film ile diğer filmlerin yönetmenlerinin farklı olması ilk filmin tadının bir başka olmasını sağlıyor. diğer filmlerde o insta filtresinin kalkmış olması ve nedense doğada geçen bölümlerin bir emo-pop punk klibinden ziyade natgeo belgeseli tadında olması bir nebze filmlerden götürüyor.
- 2005-2010 modası o kadar az sırıtıyor ki filmin stilistini, karakterlerin disney channel'dan fırlamış gibi görünmemesini sağladığı için alnından öpesim geliyor. evet gerçekten absürt detaylar var, mesela edward'ın kot üstüne plaza erkeği gömleği giymesi ama kolunda metal fanıymışçasına deri kelepçe takması ya da bella'nın perişan haldeki jersey üstleriyle anne çantalarını kombinlemesi şu an bir iç gıcıklanması yaratsa da o kadar o dönemi yansıtıyor ki (ilk film nezdinde) insanın 2007lere delicesine bir özlem duymasına sebep oluyor.
- kitapları okurken filmdeki sahneler kadar cringe olmamıştım, filmde bütün o sahneler realize edince insan büyümüş haliyle kahkahalar atarken buluyor kendini. (bknz. edward: arkadaş olmamalıyız. bella: tmm. -filmin sonu-)
TL;DR: guilty pleasure, comfort zone, nostalji filmi.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | yeşil |
saç şekli: | kıvırcık |
saç tipi: | kuru |
yaş: | 26 |
cilt alt tonu: | cool |
alerjik cilt: | evet |
saç rengi: | koyu kestane |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | evet |
12. edit: entry'i şu başlığa (bkz: alacakaranlık serisi) taşısalar çok mutlu olurdum. :(. yoksa ben silip geri yüklemek durumunda kalıcam.
ayrı ayrı başlıkları açılmadığı için ayrı ayrı entrylerde yorumlamak gerektiğini düşünüyorum. ve yarın sabah işe geç kalmama sağlam bir bahane olmasa da, bu gecemi breaking dawn'a ayırdım.
bu film seride en sevdiğim 2. film. ilki new moon, çünkü aşırı insancıl ve drama içerdiği için çok hoşuma gidiyor. bu film de onun tam tersi insanlık dışı işleniyor. bir yerde bebek bella'yı parçalayacak veya bebek uzaylı gibi bir his veriliyor. neyse
en başında düğün sahnesinde bella aşırı heyecanlanıyor. o kadar heyecanlanıyor ki ben neredeyse kristen düğün sahnesini o dönemki sevgilisi robert'la içselleştirdiği için bu kadar iyi yansıtabildi diye düşündüm. serinin makyaj ekibiyle zaten ciddi kavga etmeye meyilliyim. bella'nın saçı makyajını kardeşim yapmış gibi. saç zaten iki saat sonra nanay. bununla birlikte düğünde herkesin çift için neşelendiğini hakkaten hissediyorum.
balayı sahneleri ve makyajları sanki özellikle bella'nın insanlığını vurgulamak için bronz bronz yapılmış. ayrıca o çok gülünen sahne için de şunu söylicem: kocanla cima eylemek için ağlarsın ulan. herif neredeyse taşla çükünü ezecek bella'ya yaklaşmamak için.
bununla birliktee.... gelelim soru-cevap apartının da en ateşli kavgalarının döndüğü "ilk ilişkimde hamile kaldım" sorusuna. edward... 117 yıllık yaşam... 15'te ergenliğe girsen... 2 sene keyfin keka takılsan... 17'de vampirlik... kardeşim sen 100 yıl hiç kendine dokunmadın mı? o zehri hiç atmadın mı sen kardeşim... ilk günkü gibi kalabilir mi o orada? hiçbir şey olmasa kuruma... neyse... bari ikincide.... neyse.... kızımız cidden insan hayatını kısmi yaşayıp geri dönüyor evine. (ara not: kayınbabam sonradan vampir yaptığı eşine ada aldı, biz de kullanıyoruz ama bize ada verilmedi tabi. sy)
tüm vampirler salonun ortasında salatalık gören kediler gibi bella'yı sarmış, kadının ortasında kristal küre gibi bebek var. yarı vampir. kimsenin aklına kan isteyebileceği gelmiyor, jacob durgun akıllısının aklına geliyor bir tek. hele carlise... 1000 yaşındasın abi sen ya... hiç unutmadan söylim; seth arkadaşımız kurt yerine golden'a dönüşüyor olabilir mi? sadece soruyorum.
ben galiba bu filmi sinemada izlemiştim çünkü bella'nın lades kemiği gibi kırıldığı kısımda bir tür şok yaşadığımı hatırlıyorum. bu noktada size göstermek istediğim bir şey var: (link: https://www.youtube.com/watch?v=oW4wbbO71iI&ab_channel=BraveWilderness bir yılan'ın zehrinin çıkartılma videosu). bu noktadan hareketle, edward'ın kendi zehrini çıkarttığı kısmı da görmek için para verirdim ben aadsfafdafadsfas.
jacob köpüş'ün mühürlenme işini başka bir entry'de detaylı deşmek isterim. bundan sonra serideki en sevdiğim ikinci sahne geliyor: bella'nın dönüşme sahnesi ve saçına keratin bakımla ipek kirpik yapılması. makyaj ekibi yine devrede.
hani tüm donduğu, kemiklerin bağlandığı, zehrin bu evrende nasıl işlediğini az çok görüyoruz. bu esnada tüm hayatın gözler önünde geçmesi ve yine filmdeki en güzel ikili olan bella'nın beğenmediği anası ve bıyıklı babası <3.
tüm seriden isteğim aslında bebeğin bir tık daha vahşi olmasıydı. kontrolsüz, ana sütü bekler gibi kan bekleyen canavar vampir resume'nin cgi'ını bir sonraki filmde göz kanatarak izletiyorlar bize. yine de puanım 10 üzerinden 6.5.

cinsiyet: | kadın |
cilt alt tonu: | nötr |
alerjik cilt: | evet |
saç rengi: | koyu kestane |
saç kalınlığı: | normal |
kepekli saç: | hayır |
ten rengi: | beyaz tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | koyu kahverengi |
saç şekli: | düz |
saç tipi: | yağlı |
11. utanarak söylüyorum ama izliyorum çok da seviyorum hehe.
biraz kristen stewart ın acemi oyunculuğu sinirimi bozuyor ama o da yavaş bir ivmeyle de olsa daha iyi hale geliyor 5 tane film çekmişler artık olsun o kadarı da.
özellikle son film favorim. bence gayet başarılı. imdbde niye 5.5 vermişler hiç anlamış değilim.
-burdan sonrası büyük spoiler içerir-
.
.
.
.
savaş sahnesi çok keyifli. renesmee nin bir kural ihlali olmadığını ve tehlike oluşturmadığı bildikleri halde sırf savaşa susadıkları için savaşmak isterken alice in aroya olabilecekleri zihninde göstermesi, aronun tüm ordusunu ve en sonunda da kendi ölümünü gördükten sonra hala savaşmak isteyen kardeşine dönüp koluna dokunarak başını "hiç bu işe kalkışmak istemezsin" dercesine iki yana sallaması sonra da kendi ordusuna dönüp "there is no danger here" demesi yok mu.. çok iyi ya asdfg sırf son bölümü açar açar izlerim yani bence 5.5 puandan çok daha fazlasını hak ediyor.


cinsiyet: | kadın |
cilt alt tonu: | warm |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | siyah |
saç kalınlığı: | kalın telli |
kepekli saç: | hayır |
ten rengi: | buğday tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | siyah |
saç şekli: | dalgalı |
saç tipi: | kuru |
10. Sinemaya girdiği gün arkadaşımla bu değişik bir filme benziyor gidelim dememizle hayranlığımız başlamıştı. Daha 2. Filmi çıkmadan kitapları alıp bitiriyorduk. Edward'ın Bella'yı terk ettiği sahnede ağlamıştım. :( jsjshshs Son filmi çıktığında 2 kez aynı kişiyle toplamda 4 kere izlemeye gitmiştik shshsh. Arada sırada özledikçe açar izlerim. Her sahnesini ezbere bilirim. Ne zamanlardı be diyorum. Sonra Kristen ve Robert ayrılınca büyük buhrana düşmüştüm. Neyse gideyimde bari izleyeyim filmi aklıma düşürdünüz şimdi shshshshsh

cinsiyet: | kadın |
göz rengi: | mavi |
saç şekli: | dalgalı |
yaş: | 27 |
saç rengi: | sarı |
saç kalınlığı: | kalın telli |
9. Ortaokul yıllarımda deli gibi fanı olduğum kitaplarını hıncımı alamayıp 2 şer kez okuduğum ergenlik serim. Şu an bile 23 yaşıma geldim hala arkadaşlarla arada nostalji yapıp izleriz( ve ben hep team jasper idim). Edebi açıdan başarılı bir roman mıydı? Hayır. Senaryo orijinal miydi? Modern vampir aşk serilerinin öncüsü olduğu doğru ancak vampir bir erkekle insan kızın seksi aşkı teması yıllardır işleniyor. Oyunculuklar iyi miydi? Güzel ve yakışıklı. Yani diyeceğim o ki bu serinin tutkunu olanlar ya oğlanlardan birine aşıktı ya da kızlardan biri olmak istiyordu. İçinde bulunulan yaş dönemine göre oldukça normal bir hareket kendini başka biri gibi hissetmek. Her ergen serisi gibi bu serimiz de anasının karnından Tarkovsky izleyerek çıkmış kesim tarafından yuhalanıyor. Evet sanatsal açıdan kötü bir filmdi ama benim aklıma malesef daha farklı şeyler geliyor bu linç kültürü ile ilgili. Farkında mısınız ne zaman özellikle 9-13 yaş grubu kızların ilgisini çeken bir şey moda olsa, bir sanatçı çıksa ya da akım oluşsa hemen '' aptalca ve ergence'' sıfatı konulup kalitesiz etiketi yapıştırılıyor. Her ne kadar hiç sevmemiş olsam da Justin Bieber, Kore dizileri, K-pop erkekleri, her zaman istisnasız dalga konusu oluyor insanlarda, biyolojik olarak ergen kişilerin ruhlarının da hayal dünyası içerisinde olduğu doğruluğu neden bu kadar yabancı geliyor insanlara? Yoksa bizler büyük egolarımızı tatmin etmek için kendi geçmişimizi mi siliyoruz? Özellikle kız ergenlerin hayran olduğu oğlanları linçlemek de çok ayrı bir konu tabi.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | buğday tenli |
cilt tipi: | normal |
göz rengi: | koyu kahverengi |
saç şekli: | dalgalı |
saç tipi: | normal |
yaş: | 26 |
cilt alt tonu: | nötr |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | siyah |
saç kalınlığı: | normal |
kepekli saç: | hayır |
8. serinin en güzel filmi bana göre. new moonda da hikaye uyumlu bir şekilde gidiyor ama tutulma, şafak vakti 1-2 çok gereksizdi bana göre. hayatımın 3-4 yılını bu seriye adamıştım resmen, robert pattinson hayranlığım da eskisi kadar olmasa da devam etmekte. ne zaman twilight izlesem mutlu oluyorum, filmin mavi efektle sunulması çok güzel bence. keşke tek film olarak bu kalsaydı diyorum artık izleyince. tek başına izlenildiği zaman tatlı bi film. özellikle ergenliğinizde izleyip hayranlık dönemi geçirdiyseniz size çok güzel şeyler hatırlatır. önceden çok batmıyordu ama artık bella gözüme çok batıyor izlerken resmen cringe oluyorum. kristen zaten mimiksiz bi oyuncuydu, üstüne bella karakteri eklenince iki saat bir buz dolabı izlemiş gibi oluyorum artık.
robert pattinson oyunculuğu beni hiç rahatsız etmedi sanırım bu filmde.(gizlinot: tabii ki de kendisine hep aşık olduğum için) ama kendisi de bu işi çok ciddiye almamıştı zaten, paraya ihtiyacı olduğu ve -maalesef- kristen'a aşık olduğu için bu filmde oynamak istemişti.(gizlinot: gereksiz bilgiler köşesinde bugün) neyse.
kitabına gelirsek, üç günde bitirdiğimi hatırlıyorum. bazı şeyleri okurken neler hissettiğimi de. kitap kesinlikle filmden daha güzeldi, daha ayrıntılıydı. yalnız o dönem bu kitap ateş pahasına satılıyordu. o derece popülerdi resmen.
soundtracklere gelince, twilightın en güzel yanı kesinlikle müzikleri. beyzbol sahnesindeki supermassive black hole şarkısında gaza gelmeyen oldu mu ki hiç? ya da flightless bird dinlerken kendisinin de o şarkıda sevdiği insanla dans ettiğini hayal etmeyen?
şu an bu kadar yerilmesinin sebebini açıkça anlayamadım. yani tamam film saçma ama bi anda herkes nefret etmeye başladı filmden. ilginç. aynısını ben de yaşadım bi nebze nefret etmek değil ama biz neler izlemişiz dediğim olmadı değil. ama istesem de hala twilightla ilgili bir şeyler okuduğumda gördüğümde heyecanlanmadan edemiyorum. hayatımın en tatlı dönemlerinden biriydi twilight hayranı olduğum dönem. serinin diğer filmlerinden hep yeri ayrı olacak benim için twilight'ın çünkü edward cullen'ı ilk gördüğüm anda hayranlığım başlamıştı hiç abartmıyorum.(gizlinot: he is edward cullen sahnesi) filmin en güzel yanı o mavi efektin doğayla birleşimiydi. diğer filmlerde doğaya pek yer vermediler maalesef. bir de ilk filmde sadece edward ve bellanın olması filmi diğerlerinden özel yapıyor benim için. ha edward'la bella arasındaki aşk çok mu güzel yansıtıldı? hayır. bella'nın bi kere edward'a içten sarıldığını bile görmedik, hatta doğru dürüst gülümsediğini. hadi edward vampir kasıyor, senin sorunun neydi bella? bana kalırsa alice-jasper, ya da rosalie-emmet filmde gözüktükleri o kısa anlarda bile edward-belladan daha aşık gözüktüler. diğer filmlerde konuya kurt adamların, yeni doğanların, reneesme denen yaratığın dahil edilmesine hiiiç ama hiç gerek yoktu bence. izlediğim bir youtube eleştirisinde tek film olarak kalsa efsane olabilecekken, seriyi uzata uzata bomboş bir seri olarak akıllarda kaldı demişti birisi twilight için. bu eleştirin altına aynen imzamı atarak girdiyi bitiriyorum.


7. Guilty pleasure kategorisine ait benim için. şafak vaktini okuyalı 10 yıl olacak, kitapları artık okumasam bile filmleri ara sıra izlerim. Robert Pattinson hayranlığım depreşti başlığı görünce..

cinsiyet: | kadın |
yaş: | 24 |
6. Seriyi ilk okuduğumda 8. sınıftaydım. Yeni ergenliğe girmiş minnak kalbim mutlulukşa dolup taşmıştı. Ana karakterin gözünden anlatıldığı için kendimi bella yerine rahatça koyabilmiş ve deneyimlediği her duyguya kapılmıştım.Yorgan altında tuşlu telefon ışığında okumuşluğum bile var.
Liseye baslamak üzere olan ben lise bitene kadar kitapları okudum. Yazar karakteri bana aktarabildi ve o dünyanın parçası olabildim. Üstelik vampir gibi karanlık bir temayı yumuşatarak anlatmıştı. Vampir edebiyatı o dönem asırı populerdi ve ben her kitabı okudum süslüler. Onca kitap arasında en güçlü varlıklar bu seridekiler. Yazar kusursuz vampiri yaratmış. Pardon, aşık olmaları dışında kusurları yok onu da zaten bir kere deneyimliyorlar.
Filmi ise aşırı boktandı. Bir yönetmen bu kadar mı başarısız olur? Oyuncuları suçlayamıyorum bile çünkü birini harry potter'dan diğerini ise panik odası'ndan tanıyordum. Hatta ikinci oğlan'ı bile o dönemlerin ünlü filmlerinde görmüşlüğüm vardı. Yönetmen sanki bilerek filmi sabote etmişti.
Öncelikle jacob karakterinden başlamak istiyorum. O çirkin peruğu kim taktı o cocugun kafasına ve yönetmen nasıl buna izin verdi. Peruklar yüzyıllardır var olan aksesuarlar. Tül peruk için bütçelerimi yoktu sanki. Sabotaj 1.
Bella karakteri için ise özellikle aktris donuklaştırılmış. Yönetmenin oyuncuya "mimik yapma sen bir malsın ve etrafındaki hiçbir şeyi algılayamıyorsun. Git birkaç gün bağımlılardan ders al." dediğini düşünüyorum. Karakteri bu kadar ters anlayabilirdi bir yönetmen. Ya da genç kızları bu şekilde gören bir gerizekalı da olabilir. Sabotaj 2.
Yan karakterler ise tam cinnetlik. Kitapta okuyup aşık olduğum, tam bir karanlık prens olan jasper karakterini casper yapmışlardı. Ya sen sevimli gudubet misin? Sen ki vampir savaşçısın, sevdiğin minik kadını korumak için sayısız savaşa girmiş kan arzusu olan bir vampirsin. Aradan onca sene geçti halen sinirleniyorum. Sabotaj 3
Gelelim esas oğlana. Edward. Depresyonda ve mutsuz. Bella onu daha cok depresyona sokuyor gibi davranıyor. O aşk ateşi, paranoyak derecede koruyuculuk, kendini açmanın heyecanı, ilk defa huzuru bulmak yok. Sanki böcekle zorla nişanlandırılmış soğuk ingiliz havası var. Karakter mutsuz ya. Reklam amaçlı bile olsa sevgili olduğu basrolu yönetmen kuytu kösede elliyor falan. Oyuncunun yerinde olsam bende film bittikten sonra iyiki o ortamdan ayrıldım derim. Sabotaj 4.
Twilight gibi dünya çapında başarılı olmuş bir serinin, bir grup insan tarafından nasıl sabote edildiği konulu girdimi sonlandırıyorum.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | esmer |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | siyah |
saç şekli: | kıvırcık |
saç tipi: | kuru |
yaş: | 28 |
cilt alt tonu: | warm |
alerjik cilt: | evet |
saç rengi: | diğer |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | hayır |
5. Son yoruma büyük oranda katıldığım, konunun yüzeysel işlendiği ama rezalet de olmayan film.
Serinin özellikle son bölümlerindeki atmosfer, ortamlar, tarzlar bence çok klastı. Ben sırf o hafif karanlık görseli için izledim. Soundtrackleri de çok iyi, hala bazı parçalarını dinlerim. Özellikle şunu (link: https://youtu.be/NjMkxji1Ex4 Ghosts link)
Filmin ana teması aşk, ancak iki baş karakter de o aşkı zerre yansıtamamışlar. İkisinin de garip histerik mimikleri var ama ortada duygu yok, derinlik yok. Edward yine o olgun ve soğuk vampir karakterini kısmen yansıtmış ama bella otur sıfır.

