yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. Etolog (gizlinot: Hayvanların davranışlarını kendi doğal çevrelerinde ve deney düzeneğine sokmadan karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı olan etoloji ile uğraşan bilim insanları) John B. Calhoun'un ikinci dünya savaşı sonrası nüfusun hızla artmasının sonucunda insanların karşılaşabileceğini sorunları öngörmek için yapmış olduğu fare deneyi. Calhoun, deney için oldukça geniş, yaklaşık 3000 farenin barınabileceği, ferah bir ortam hazırlıyor. bu ortama tamamen sağlıklı 4 dişi, 4 erkek fare bırakıyor. bu ortamda sıcaklık optimum düzeyde, sınırsız temiz su kaynağı var ve tünelin tepesinden onları besleyecek bol bol besin bulunuyor. ve bu sekiz fare üremeye başlıyorlar.

    İlk 104 gün boyunca fareler ortama alışmaya çalışıyor. bu dönemi ”ilk evre” olarak adlandırılıyor. Bu evrede her fare kendi alanını seçiyor. Bu dönemden sonra hızlı bir nüfus artışı başlıyor. ”Patlama evresi” olarak adlandırılan bu dönemde nüfus, 55 günde ikiye katlanıyor ve 315. günde nüfus 615’e yükseliyor. Bu evrede farelerin yaşadıkları Odaların bazılarındaki fare sayısı diğerlerinden daha fazla oluyor, oysa her oda yemek ve suya kolayca ulaşabilinecek bir yerde duruyor. Zaman içinde anlaşılıyor ki aslında fareler yemeklerini birlikte yemekten, sosyalleşmekten hoşlanıyorlar. Bu durumda bazı odalar kapasitesinin çok üstünde fare barındırırken, diğer odalar yarı dolu ya da tamamen boş oluyorlar. Bu arada fareler arasında huzursuzluklar baş gösteriyor. huzurun kaçmasının nedeni açlık değil, kalabalık. Çünkü yeni doğan fareler zaten kalabalık bir ortama doğuyorlar. böylece “duraklama dönemi ” denilen evre başlıyor. Fareler arasındaki sosyal bağlar zayıflıyor, çünkü gereğinden fazla sosyallik var. Erkek fareler yuvalarını korumaktan vazgeçiyor, kendi bölgesinden çok ortak alanda dolanmaya başlıyorlar ve daha zayıf gördükleri rakiplerine saldırıyorlar. Zamanla saldırıya uğrayan zayıf fareler de saldırganlaşmaya başlıyor ve onlar da başkalarına saldırıyor.

    Bu arada dişi fareler arasında da başka türlü değişimler oluyor, yavrularını korumaktan vazgeçiyorlar ve hatta onlara saldırıp yemeye başlıyorlar.

    Az sayıda fare “beautiful ones” en üst kattaki odalara çekiliyor. Bunlar aşağıdaki karmaşadan izole, sistemle uyumlu olarak hayatlarını yemek yiyip, uyuyarak geçirmeyi tercih ediyor. Çiftleşmiyorlar, savaşmıyorlar. Bütün gün tüylerini yalayıp parlatıyorlar.

    Nüfusun zirve noktasına 2200 fareye 560. günde ulaşılıyor. Ve bu noktadan sonra gittikçe nüfus düşüşü başlıyor ve 610. günde nüfus 100'ün altına düşüyor ve ”ölüm evresi" başlıyor.

    Kalan yüz kadar fare aslında ilk başlardaki şartlarla aynı koşullara ulaşmış olsa da artık yeni doğumlar olmuyor, hayatta kalma dürtülerini yitirdikleri için son dişi farenin ölümü ile deney sona eriyor. Bu arada izole olarak yaşayan “beautiful ones” ne alemde derseniz, onlar zaten ilk ölümlerini içgüdülerini yitirerek yaşamış olanlar. Calhoun, kolonideki inanılmaz çöküşü fark ettiği esnada "beatiful ones"ları düzenekten çıkartıp yeni bir sisteme yerleştiriyor. Bu ekosistemde doğal olarak nüfus daha az. Farelerin, ruhsal boşluklarından arınıp ekosistemi keşfe çıkacakları düşünülüyor. Ancak sonuçlar, hiç beklenildiği gibi olmuyor. Fareler, bu yeni ekosistemde dahi birbirleriyle hiçbir şekilde sosyal etkileşime girmiyor ve üremekten kaçınıyorlar.

    Sonunda bu küçük grup, hiçbir doğum olmadan, yaşlılıktan birer birer ölüyor.

    Bu deney daha çok nüfus planlaması propagandası için kullanılmış olsa da, aslında “davranış batağı” dediğimiz, toplumun sert bir şekilde çirkinleşmeye başlaması kavramını bizlere yansıtıyor.

    Şimdi buraya kadar okuyanlar bana sen neden bahsediyorsun diyebilir. haklılar. akışı böyle uzun bir girdi ile böldüğüm için affedin. Ben de son zamanlarda beautiful oneslardan biri olmaya başladığım farkına vardım. kendimi sürekli her şeyi bırakıp etliye sütlüye bulaşmayıp sadece kendi hayatımı idame ettirdiğim bir ortamı hayal ederken buluyorum. aklımda, benim bu dünyaya hiçbir borcum yok düşüncesi dolanıyor. yaşadığım ülke, dünya itibariyle üzerimde büyük bir bıkkınlık, tükenmişlik, duygusal açlık hakim. bu psikolojiden bir an önce çıkmak istiyorum. Beni alıp başka kutuya koyan bir calhoun olmayacak kendimi bu ortamdan yine ben kurtaracağım. (link: https://cernbilim.blogspot.com/2018/08/farelerde-nufus-arts-ve-toplumsal-cokus.html bu girdiyi yazarken yararlandığım siteyi de şuraya bırakayım)

    ekleme: bu arada başlık kategorisi seçemedim bir türlü. kusura bakmayın.

    13 mayıs 2021 23:04 13 mayıs 2021 23:06