yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (18)
    • medya (0)

    18. Hep yeteneksiz bir insan olduğumu düşünür, herhangi bir şeye yeteneğim yok diye üzülürüm. Ama anladım ki benim yeteneğim de bu. (Bak bak 12.Yabancı dilini öğrenmiş sanırsın) Hastaliklar yüzünden defalarca ders kaybı yaşamıs olsam da dil hocam "dil öğrenmeye yatkın olduğumu, iyi kavradığımi ve bunun da bir nevi yetenek işi olduğunu" söyledi. Bilmiyorum belki yetenek işi gerçekten, belki bir nevi züğürt tesellisi. Ama bu aralar kendimi sevecek bir şeyler bulmaya ve mutlu olmaya çok ihtiyacim olduğu için "heyoo benim de bir yeteneğim varmış" diye dolanıyorum.

    18 aralık 2018 00:50

    17. Ogrenebildigim kadar öğrenmek istediğim.

    Şuan almanca ve farsça öğrenmek istiyorum .

    Almanca için okulun küçük capli bir kursuna gitmistim.toplasak 5 ders bile yapmamisizdir ama nasil olduysa önceden sahip olduğum bilgiler pekisti.A1 sertifikası aldim sinava girerek ancak sonuçta a1 yani direk ise yaramaz.Eğer öğretmen degismeseydi simdi a2 için tekrar giderdim kursa ve bu sefer çok daha iyi hale gelirdi almancam.Ancak suanki öğretmen tipki iki yil onceki gibi umursamaz dolayisiyla hicbir katkisi yok. Amacim belli bir düzeye gelip sonra kendi kendime geliştirmekti ancak şans bu ya ne internetim var video falan izleyeyim ne de öğretmen var bir şey ogretsin.

    Farsca'yi da daha çok hobi olarak görüyorum şuan.İranli bir arkadaşım var belki onunla uç beş bir şey ogrenirim.Ancak babamin farsça bilip de ogretmemesi kanayan yaramdir.(gizlinot: neden babaa :(()

    Yani şuan İngilizcem dişinda boşum ama illa öğreneceğimi biliyorum.

    14 ekim 2017 17:36

    16. kişinin sadece kariyeri için değil, kendi hayatına getireceği katkıdan ötürü öğrenmesi gerekir yabancı dili. biraz üstüne uğraşıldığı takdirde de çok da zor olmadığını görürsünüz. benim vurgulamak istediğim nokta ise ingilizcenin türklerle imtihanı.

    şamar oğlan gibi ingilizce türkler için. konuşabileni azdır, konuşanın çoğu günlük derdini anlatmanın ötesine geçemez. ama sorsanız ingilizce çok basit bir dildir. ingilizce dışında italyanca ve rusça çalışmış biri olarak, evet ingilizcenin gramer yapısı daha basittir. Ama bir dil için gramer herşey değildir. kelime bilgisi, hangi kelimeyle ifade ettiğiniz gramerden daha önemlidir. bu yüzden dünyada en kabul gören dil ingilizceyken, onu tarzanvari konuşsam da dert değil, fransızca/ispanyolca/rusça şakırım demeyin, öğrenin. her öğrendiğiniz dil bir diğerine altyapı hazırlayacaktır.

    5 ocak 2017 14:44


    15. (yazar: nagini)'nin (link: http://www.suslusozluk.net/n/529677/ şu girdisine) çok katıldım. isveç'te yaşarken ingilizce bilmek beni ortalama vatandaş yapıyordu sadece mesela, fransa'daysa yeni nesilde bile ingilizce müzik dinleyip amerikan dizisi izleyerek büyüdükleri halde "hello" bile demeyen/diyemeyen çok fazla insan olduğu için abdurrahman çelebi muamelesi görmeye devam ediyorum.

    türkiye içinse açıkçası çalıştığım yerde çok fazla ingilizce ve fransızca'yı eşit derecede etkin kullanabilen genç türklerle karşılaştığım için ezikleniyordum biraz ama sağolsun süslü yazarları koşup imdadıma yetişti. (yazar: lillian)'in (link: http://www.suslusozluk.net/n/529906/ şu) nötr bilgi iceren girdisi beğenildiği kadar eksilendiğine göre ingilizce bilmek hala bir creme de la creme aktivitesi olarak görülüyor olsa gerek.

    tabii "neden şiiri birleşmiş milletler'in altı resmi dilinde de paylaşmadın, cahil seni" diye eksilenmiş de olabilir, bilemedim.

    5 ocak 2017 13:01

    14. ait olduğu kültürle birlikte çok daha iyi öğrenildiğini düşündüğüm ilgi alanı.

    başlığa gelme sebebimse yabancı dil olarak Türkçe. bir proje kapsamında bu konuyla ilgili görevlendirildim ve işin aslı konuyla ilgili deneyimi olan varsa bilgisine ve deneyimine ihtiyaç duyuyorum. aslında şimdiye kadar kolaylıkla dil öğrenmeyi ya da öğretmeyi başarmış herkesin görüşüne ihtiyacım var.

    7 aralık 2016 19:02

    13. galiba yetenek meselesi. o yetenek de bende yok. iki tip insan var, biri ben. ben yıllarca uğraşıp anca bi ingilizce öğrendim, almancam gerçekten yılların emeğine rağmen acınası seviyede. sanki kafam almıyor allahım uçup uçup gidiyor kelimeler böyle. sinir içindeyim. üstelik şu an içinde bulunduğum durum yüzünden öğrenmek zo-run-da-yım! bir buçuk yıldır dubai'de yaşadığım için sadece selamlaşıcak, şirinlik yapıcak ve tabii ki küfür edecek kadar arapça öğrendim, yazılı şeyleri okuyacak seviyede de arap alfabesi biliyorum ama yazamam (o konuda iyiyim bak 3. gün okumaya başladım). ikinci tip insansa sevgilim, 3 alfabe, 5 dil biliyor. herhangi bir ülkeye gittiğimizde ilk bir kaç günün sonunda cat pat anlaşmaya başlıyor. uzunca bir süre kaldığı her yerde dil öğrenebiliyor, mandarin, türkçe ve farsiyi öyle kulaktan pratikten öğrenmiş. aksan desen havada kapıyor. ay dilini kesmek istiyorum bazen.

    7 ağustos 2016 16:46

    12. bir dil bir insan, iki dil iki insan demişler, boşuna dememişler. ne kadar çok dil bilirseniz o kadar iyi. iki yabancı dili çok iyi konuştuktan sonra 3. olanı şakir şakır konuşmaya gerek yok. Orta seviyede bilseniz, işinizi halledecek kadar bilseniz yeterli. Dil nankördür derler, bıraktın mı öğrenmeyi, o da sizi bırakır. Üstüne gidin, olmuyor demeyin. yanlış da olsa konuşun, kimse sınava tabi tutmuyor. Konuşmadan öğrenilmiyor maalesef dil.

    7 ağustos 2016 05:01 ed.7 ağustos 2016 12:40


    11. Doğu dilleri bu kadar sempatik ve öğrenilesi dururken batı dillerinde tek kelime öğrenmeye üşenmek, çok zor gelmesi nasıl bir vakadır bilmiyorum ama olmuyor yapamıyorum sözlük.

    Ingilizce'yi çok affedersiniz eşek gibi de öğrenmek zorundayım. Vaktim var, kaynaklarım var, odam var, uygulamalarım var, hem bilgisayar hem telefonda yeterli internetim var. Yani imkan yaratmak istiyorsam ihtiyacım olan her şey var. En çok ihtiyacım olan "heves" ise asla yok. Deli gibi de ben yapamam diye Önyargım var. Bu önyargı ve çekince yanında nasıl daha düzgün "bebexşin" derim "gorbeh" derim diye uğraşıyorum. Okunuşuna yakın yazmaya çalıştım dili bilen arkadaşlardan özür diliyorum.

    Söylemek istediğim istek ve heves olmadan çaba da olmuyor. Keşke sevdirecek bir şey çıksa, öğreneyim diye yaptığım onca hazırlık durmuş beni bekliyor.

    7 ağustos 2016 00:43

    10. halil hoca'nın da çok önem verdiği bir şeydi en az bir garp bir şark lisanı öğrenmeli tarihi okumak isteyen demişti kendisiyle yapılan bir ropörtajda.

    bu hayatta sahip olup da övündüğüm tek şey öğrenmeye merakımdır. öğrendikçe öğrenmek, okudukça daha çok okumak istiyorum. dünya koskocaman bir deney alanı gibi her şeyi incelemek, görmek istiyorum. yeni bir dil öğrenmek bir anda okuyabileceğiniz materyali, dinleyebileceğiniz şarkı ve hikayeleri 2 katına çıkarıyor. muazzam bir kazanç.

    insan kibirli bi varlık olmasına rağmen öğrenme konusunda kendisini çok küçümsüyor. abi yeryüzünde var olmuş en geniş hafızaya, en gelişmiş işlemcili beyne sahipsin kullan onu, vur kırbacı vur kırbacı.bir jack sparrow özlü sözü der ki alabildiğin kadarını al ve asla geri verme.ben de diyorum ki öğrenebildiğin kadarını öğren radarları hep açık tut.

    ben ingilizce, almanca, ispanyolca, farsça ve osmanlı türkçesi öğreniyorum. ömrümün sonuna kadar da öğrenmeye devam edeceğim. dil hadi tamam öğrendim bitti gibi bi şey değil neticede 22 yıllık ana dilimde bile her gün yeni bi şey öğreniyorum. kendimi bu dillerde yeterli gördüğüm zaman yeni bir dil öğrenmeye koyulacağım.

    benim naçizane tavsiyem dil öğrenmek isteyenlere dinlemek ve konuşmak. dileyen sizi deli sansın ama çata pata konuşun, yanlış yapa yapa duya duya kulak dolgunluğunuz artacaktır. hiç çekinmeyin hiç kimse sizden bir japon gibi japonca konuşmanızı beklemez yanlış yapıyor dahi olsanız +1 dille karşınızdakinde en fazla saygı ve hayranlık uyandırabilirsiniz.

    öğrendiğiniz dile ait materyal biriktirmeyi de unutmayın. türkiye'de yabancı dilde yayın ne yazık ki çok az ama bulabildiğiniz makale,dergi,gazete,kitap gibi şeyleri okumaya ve dilin güncel gelişimini takip etmeye çalışın.

    imkanınız varsa o dilde altyazısız veya dinlediğiniz dilde altyazılı filmler ve diziler izleyin hem nasıl söylediğini duyun hem nasıl yazıldığını.

    katılabileceğiniz konuşma grubu varsa ya da daha iyisi anadili öğrenmek istediğiniz dil olan insanlar tanıyorsanız onlarla sık sık muhabbet edin.

    bir de minnacık bi not olarak söylüyorum kişisel tecrübelerimden eğer öğrendiğiniz dil sizin için yeni bi alfabeyse ilkokulda yapılan çizgi çalışması gibi bıkmadan yılmadan harfleri tekrar tekrar yazın hatta eşinizin dostunuzun adını,sokaktaki tabelaları falan o alfabeye transkribe etmeye çalışın.

    minnacık not2: öğrendiğiniz dil dışında o dil ailesine ait bir başka dil biliyorsanız birbirine ket vurmasınlar diye birbirine çok benzeyen kelimeleri bir liste yaparak çalışabilirsiniz ben bu şekilde hem kelimeyi daha kolay hatırlıyorum hem de kelime hangi dile ait ayrım yapabiliyorum.

    tamam tamam bu son notu: kendinizi tanıyın neyi nasıl kolay öğrendiğinizi bilin kendinize işkence etmeyin mesela siz görsel hafızası iyi olan bi insansanız post-itlere yapıştırıp yapıştırıp her yere asın kelimeleri, boş boş baksanız bile aklınızda kalır bi süre sonra, işitsel hafızanız gelişmişse kelimelerin söylenişlerini kaydedip telefonunuza atın arada 10 dakika dinleseniz bile yeter gibi. hiçbi şey yapamıyorsanız öğrendiğiniz dilde şarkı dinleyin ve eşlik etmeye çalışın.

    kıssadan hisse: dil nankördür tekrar etmeyi ihmal etmeyin.

    6 ağustos 2016 23:07

    9. ingilizceye ek olarak hangisini öğreneceğime bir türlü karar veremediğim.

    ingilizcem de mükemmel değil ama bir yerden sonra artık türkiyede yaşayarak ilerlemiyor. O yüzden ingilizcemi geliştirme fırsatı bulabileceğim ana kadar ikinci bir dil öğrenme çabasına girdim, ispanyolcayı seçmiştim kendime ama son zamanlarda kararsız kaldım. Fransızcayı hiç sevmememe rağmen ilerde kanadaya gitme ihtimali nedeniyle seçeneklerimin arasına ekledim, almanca ise en sevdiğim ama yüksek lisans için avusturyaya falan gitmezsem pek işime yaramayacak, ispanyolca da çok konuşulan dillerden biri fakat yukarda bahsettiğim iki durumun gerçekleşmesi durumunda işlevselliği düşüyor.

    sanki dünya ülkeleri beni almak için kapımdaymış gibi oldu ama :d

    6 ağustos 2016 22:19

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar