yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (20)
    • medya (1)

    20. annemi önlem amaçlı kullanıyorum. ne zaman bir şey beğensem anneme gösteriyorum, annem de ne gerek var buna dünyanın parası, otur oturduğun yerde deyince önlemin ağababasını almış oluyoruz.

    1 ekim 2018 21:51

    19. *Cam şişe aldım kapaklı, pasabahceden. 3 lira mı neydi. Dışarıda 500 ml suya minimum 1 lira vermektense evde 10 lt kaynak suyumdan dolduruyorum mis gibi. Hem Pet şişeden içmiyorum daha sağlıklı, hem de en az 10 liram cebimde kalıyor totalde (aklıma geldikçe editleyecegim)

    *evde çok ayakkabım var aslında, çoğu da yeni. Hatta bi tane botumun ilk giyiste topuğu ayrılmıştı kenara atmıştım. Bi spor ayakkabım da burun kısmında bagcik kısımla ayrılmış, aslında 2si de basit yapıştırma ile hallolacak seylerdi

    Ama ilk etapta aklıma gelmedi. Eşime dedim ayakkabı almamız lazım bana, İnternet'e baktık hiçbirini tam begenemedim. Sonra aklıma geldi, çöpe atacağım yepisyeni 2 ayakkabımı 13 liraya tamir ettirdim ve bir bot bir ayakkabı parası yani ortalama 500 liradan tasarruf ettim. 13 lira nere 500 nere

    *her gun gittiğim dil kursunda kantin felaket zam yaptı, kalitesiz 3u 1 arada kahve alıp 3 lira vermek yerine evde kendim çelik termosuma tchibo kahvemi sütle kopurterek mis gibi kahve hazırlıyorum. Günlük 9 lira kar ediyorum, termos 110 lira, kahve 250 gramı 25 lira ama totale vurduğunda benim gibi çok kahve içen biri aylık 300 lirayı kantine vermemiş oluyor, 3 ay kullanacağım granül kahve ve ömürlük termosum kendini hemen hemen 2 haftada amorti ediyor sonra kara geçiyorum.

    *aynı şekilde gün içinde kantine bağımlı olduğumdan sandvicimi de evimde kendim hazırlıyorum. Domatesi incecik değil kalın kalın dogruyorum, gidip en pahalisindan pembe domates alıyorum. Hem sağlıklı ve kaliteli besleniyorum hem de ne kullanıldığını bilmediğim ürünlere fazla para vermekten kurtuluyorum. Psikolojik olarak "kendime iyi bakiyorum/değer veriyorum " hissi ise asla paha biçilemez

    Bence tasarruf kötü yaşamak değildir, dışarıda boş yere ve kalitesiz şeylere çok para verdiğimizi farkedince insan kendi evinde kaliteli ve nispeten ucuz hallediyor her şeyini.

    1 ekim 2018 12:30 1 ekim 2018 13:17

    18. hiçbir önlem almadım çünkü ekonomik krizden önce de bireysel ekonomik krizdeydim, bir çoğumuzun olduğu gibi. Böyle durumlarda, yani buhran dönemlerinde kozmetik satışlarında artış olurmuş, bir yerde okumuştum. İnsanlar, özellikle de kadınlar kendilerini iyi hissetmek için makyaja ve bakıma daha çok ağırlık verirlermiş. Fakat ülkedeki dolar-euro kuru ve anlamsız vergiler o kadar korkunç boyutta ki, ekonomik krizde bir kadın olarak ilk yaptığım kesinti kozmetik alışverişlerini iptal etmek oldu.

    1 ekim 2018 10:42


    17. Uzun zamandır dışarda yemek yemiyordum ne kadar doğru yaptığımı şu an daha iyi anlıyorum hem param cebime kalıyor hem de hijyene biraz takıntılı biri olarak içime sinmeyen yemekleri yememiş oluyorum. (gizlinot: Ben kalp ev yemekleri) dışarıda olduğum vakitlerde kahve içiyordum şimdi mümkün olduğu kadar evde termos bardaklara koyup o şekilde tüketiyorum 10 tl civarı cebime kalıyor. Elimdeki makyaj malzemelerini bitirmeye çalışıyorum bitirmeden yenisini almayacağım. Dün makyaj çantamı döktüm ortaya ve hatırlamadığım o kadar çok ürün kalmış ki kenarda köşede. Bir kozmetik mağazasına girsem elimdeki rujdan alabilirdim o kadar unutmuşum tonlarını. Kıyafetlerimi farklı kombinlerle kullanacağım zaten tam bir kış hastası olduğum için çok sayıda ceket,mont,kazağa sahibim yeni kıyafet almam. Mutfak konusuna gelince zaten diyette olduğum için abur cubur bulundurmuyorum ama artık sağlıklı gıdaları bile az tüketmeye çalışıyorum. Ne kadar geç biterse o kadar iyi. Tabi abartıp bayatlatmamak lazım o daha büyük ziyan. Bir yere yürüyerek gidilebiliyorsa muhakkak yürüyorum ve otobüs param cebime kalıyor tabi bu her zaman mümkün değil. Kendime bir şey alacaksam ciddi ciddi düşünüyorum gerçekten gerekli mi diye. Değilse almıyorum, zorunlu bir ihtiyacımsa en ucuzunu arıyorum. İndirimleri takip etmiyorum çünkü indirim gördüğüm an ihtiyacım olmasa bile her şeye elim gidiyor alasım geliyor. Genel olarak her konuda elimdekilerle idare etmeye çalışıyorum. Hesap kitap bilmez, savurgan ve yarını düşünmeyen biri olan beni bile bu hale getiren ülkeme selam olsun. Doların yükselişine ölürüm türkiyemm.

    1 ekim 2018 07:48

    16. -Özellikle ped, pamuk gibi şeylerin yediği zamdan sonra eğer çok uygun bir indirim yakalamışsam bu hijyen ürünlerini stokluyorum. İnfinitynin fiyatının iki katına çıkmasıyla aldım bu kararı. 

    -pazar alışverişi yapıyorum. Yaşadığım şehirdeki pazarda koton, loft gibi markaların ürünlerini satan bir tezgah var. Bir ihtiyacım varsa oraya uğruyorum. Böylece basic tişörtlerimi 5 tlye alıyorum. Evet, pazar polyester dolu gerçekten ama eğer kumaş bilginiz varsa çok kaliteli parçaları rahatlıkla bulabilirsiniz. 

    -gereksiz alışverişi kesip elimdekilere yöneldim. Rafların en arkasında kalan kıyafetlerimi dahi çıkarıp göz önüne koydum. Uzun zamandır giymediğim ve bir köşede unuttuğum ayakkabılarımı temizleyip göz önüne koydum. Hatta garip gelecek ama bütün ayakkabılarımın toplu bir fotoğrafını çektim. Bir ayakkabı almak isteyip ona ihtiyacım olduğuna kendimi feci inandırdığım zamanlarda o fotoğrafa bakıyorum ve feci işe yarıyor. Kendimden utanıp istediğimden vazgeçiyorum. Bu şekilde de gereksiz alışverişi kestim. 

    30 eylül 2018 22:47

    15. herkeste işe yarayacak bir yöntem olmayabilir ama paylaşayım:

    günlük 3-5 liralık küçük harcamalarımda kredi kartı kullanıyorum. temassız ödeme özelliği de olduğu için zaman da kazandırıyor. gün sonunda belki toplamda 10 liralık alışveriş yapıyorum ama cebimden o kartı defalarca çıkarmak bende artık "dur çok oldu" uyarısını devreye sokuyor ve o gün ya da o hafta yapacağım gereksiz harcamalardan kendimi kurtarmış oluyorum. "kredi kartını çok kullandım daha fazla harcama yapmayayım" diyerek kendimi frenliyorum ama aklım da o harcamada kalmıyor. huzurumu kaçırmıyorum yani.

    aksine büyük alışverişlerimde de nakit kullanıyorum. 100-200 lira gibi büyük tutarların cebimden tek seferde çıkması ve cüzdanımın bir iki saniyede yüklü miktarda boşalması paranın kıymetini daha iyi bilmemi sağlıyor. şak diye gitti işte o para, geri gelmeyecek yani dikkatli kullanmak lazım. "alayım ya ne olacak" gazıyla kapıp kasaya götürdüğüm çoğu gereksiz şeyi almadan mağazadan çıkabiliyorum çünkü biriktirip sakladığım o 100 lirayı kasiyere uzatmak zoruma gidiyor. ekstremin gelmesini beklemeden de aklıma geldikçe mobil uygulamadan kredi kartı borcumu ödüyorum ve ne kadar param kaldığına çok daha iyi hakim oluyorum.

    bu dünyaya çile çekmeye gelmediğime göre bir iki lüks zevkimden vazgeçmeyeceğim yani makyaj yapmaya devam edeceğim. sadece biraz daha kıymet bileceğim. eskimeye başlamış süngerlerimin hasarlı tabanlarını kesip kullanmaya devam ediyorum. nereden baksanız 3 ay uzatıyor kullanım ömrünü. küçük küçük tasarruflar uzun vadede bana büyük katkı sağlıyor.

    yine makyajda beğendiğim koleksiyon ürünleri varsa risk alıp bekliyorum. birkaç ay sonra %50 indirimle, bir yıl sonraysa %70'i aşan indirimlerle satılıyor aynı ürün. 25 liralık glossları 5 liraya aldım şıkır şıkır sürüyorum.

    söylemeden geçmeyelim, her şeyin ama her şeyin muadili vardır.

    başka derdim yokmuş gibi hep makyajdan gittiğimi düşünmeyin, zaten yapı itibariyle her zaman tutumlu biriyim, burada yazılar her şeyi ben de yapıyorum. kendimi şımartıp yarın yokmuşçasına harcama yaptığım tek şey kozmetikti.

    bir de kendim için en büyük terapinin maça gitmek olduğunu keşfettim. sezon başı fikstürlere bakıp gitmek istediğim maçların planını yapıyorum. önümde böyle net bir şey olduğu zaman da sırf can sıkıntısından 15 liralık kahve içmek yerine o parayı biriktiriyorum. 10 dakikada içtikten sonra büyük ihtimal midemi bulandıracak kahve yerine 2 saat keyifli vakit geçirip arkadaşlarımla güzel anılar biriktiyorum ve kendimi mutlu ediyorum.

    ayrıca katılmak istediğiniz bazı etkinliklerde organizasyonla iletişime geçip mümkünse gönüllü olabilirsiniz. içeri bedava girersiniz, para almayacağınız için de kimse size patronluk yapamaz ve sizi ezemez de. biraz iş yaparsınız biraz ortamı yaşarsınız, keyifli oluyor.

    30 eylül 2018 22:41

    14. -ihtiyaç dışı alışverişi kestim. 

    -akşam 10 dan sonra su ve elektiriği yarı fiyatına kullanabiliyoruz. Evdeki powerbankları şarj ediyorum. Akşam 10 dan sonra duş alıyorum. 

    -gereksiz ışıkları kapatıyoruz. Odamın camından elektirik direğini görebiliyorum. Işıksız uyumaktan rahatsız olduğum için gece yatarken perdeyi kaldırıyorum. 

    -duş jeli, şampuan,sabun,pamuk vb şeyler için indirim kovalamaya çalışıyorum. 

    -evden gideceğim yere yemek götürüyorum. 

    -metrobüs durağından çıkarken kartımı okuyuyorum. 1.95 te olsa geri ödeme yapılıyor (durak sayısına göre değişiyor. Yapın önerim.)

    -kağıt lüks olmaya başladı. Eski defterleri atmayın 15-20 sayfa bile kalmış olsa onları kullanın ders çalışırken.  

    -evde bulduğum 5-10-25-50 krş ları topluyorum, bozuk paraya ihtiyacı olan marketlere götürüp kağıt paraya çevirtiyorum. 

    - aburcuburu kesmeye çalışın. Hem sağlığımız hem cebimiz için. 25 -35 krş olan şeyler 75 krş olmuş. :(

    -15-20dk yürüme mesafesi olan bir yere minibüs,taksi,dolmuş vb şeyler kullanmayın yürümeye çalışın. 

    -evde giymediğiniz kıyafet varsa satın eğer satılabilcek durumda değilse kıyafetler için geri dönüşüm kumbaraları var oraya atabilirsiniz veya bağışlayabilirsiniz artık size kalmış. 

    -misafirliğe giderken "aman elimiz boş gitmeyelim" diye poşet poşet alışveriş yapmayın. 

    - geri dönüşüm kullanın.

     

    Aklıma geldikçe editlemeye çalışacağım. 

    30 eylül 2018 19:47 30 eylül 2018 19:50


    13. hiç bir önlemim yok açıkçası. ben zaten oldu bitti krizdeyim. krediden, kiraya, aidattan faturalara bir sürü sabit ödemem var. ödemek dışında başka bir şey yapmıyorum yıllardır. işim gereği kılık kıyafete önem vermek durumundayım. kıyafet almayayım gibi bir lüksüm yok.

    rejimim nedeniyle kahvaltımı kendim hazırlamak zorundayım. kahvemi zaten sabah evde içiyorum. hal böyle olunca dışarda yediğim yemeğe, içtiğim bir şeylere ödediğim paralar devede kulak kalıyor. 300-500 tl kar etmek için kendimi sıkmayı düşünmüyorum. çünkü deli gibi çalışıyorum ve beni mutlu edecek bir kaç şeyi yapmaktan vazgeçmek istemiyorum. en kötü ülkeyle birlikte batarım. ama eğlence ve meşgale olsun diye peelingimi ve gece kremimi evde yapıyorum. gereksiz makyaj malzemesi almayı da geçen sene bırakmıştım. düşünüce kısıtlanacak bir gider kalemim yok.

    30 eylül 2018 19:35

    12. Tek önlemim her gün evde yemek yapmak ve her gün starbucktan kahve içmemek. Bu sayede günlük 50-60 lira kadar kar ediyoruz sanırım.

    Kendime not: Aya vurunca resmen 1500 lira civarı kar ediyormuşuz şuan, helal kız bana.

    30 eylül 2018 18:59

    11. öncelikle belirteyim ailemle yaşadığım için kira, yüklü faturalar, aylık mutfak alışverişi tarzı yüksek gider kalemlerim yok, bu açıdan inanılmaz şanslıyım. tabii ki ödediğim faturalar, alışverişler var ama yalnız yaşayan birine göre daha rahatım diyebiliriz.

    - öncelikli işim kahvaltı işini evde halletmek oldu. artık kahvaltı yapmadan, en kötü ihtimalle bir yulaf&süt, gevrek&süt hazırlamadan evden çıkmıyorum. en kötü ihtimalle 10tl kahvaltı için harcıyordum günlük.

    -öğle yemeği şirkette ev yemeği olarak hazırlanıyor, bunun dışında akşam spora gideceksem ay da mesaiye kalacaksam yanımda mutlaka yiyecek götürüyorum. aynı şekilde atıştırmalıklarımı da eve toplu şekilde alıp az az yanıma alıyorum. mesela minik paket karışık kuruyemiş paketi alacağıma büyük paketlerde ayrı ayrı alıp yanıma alıyorum. gerçekten çok fiyat fark ediyor.

    -kıyafetlerimi olabildiğince verimli kullanmaya çalışıyorum. kolay yıpranmamalarını sağlamaya çalışıyorum. almak zorunda olmadığım hiçbir giyim ürününü almıyorum ya da almak zorunda olduğum parçayı mutlaka birden çok şekilde kullanacağım tarza seçiyorum. örneğin bir ayakkabı alacaksam rengi kıpkırmızı çok güzel diye onu seçmiyorum, siyah, beyaz lacivert gibi kullanması kolay renklerden seçiyorum.

    -kişisel bakımımı olabildiğince evde halletmeye çalışıyorum. manikürümü evde denemeye başladım şu an muazzam değil ama kullanılmayacak kadar kötü de yapmıyorum. sadece kaş aldırmak için gidiyorum onu kendim yapamayacak kadar şekilsiz kaşlarım var ama daha uygun fiyatlı bir yer aramaya başladım. bir kaş alımı için yüksek meblağ ödüyorum bunu değiştireceğim.

    -dışarıda çok yemek yememeye çalışıyorum. hem sağlığım için hem de bütçemi dengeleyebilmek için akşam iş yerinde öğleden kalan yemeği yiyorum ya da evde yiyip geçiyorum.

    -almam gereken ürünleri öncesinde fiyat araştırması yapmadan almamaya çalışıyorum. mesela geçenlerde roll-on ihtiyacım vardı ve sürekli kullandığım roll-on 16tl civarına çıkmış. n11'de 3 tanesi 30 liraydı oradan aldım. her gün kullandığım bir şey zaten baya ucuza almış oldum. bu arada n11 gerçekten çoğu yere kıyasla çok daha ucuza satıyor. düzenli kullandığınız malzemeleri takip edin çok daha uyguna bulabilirsiniz.

    - her ay maaşımı aldığım gibi belirlediğim miktarı döviz ve altın hesabıma aktarıyorum, sonrasında ay sonu kalan tüm paramı yine bu hesaplara aktarıyorum. özellikle dövizi çok sıkı takip ediyorum al-sat yapıyorum. bunu bir arkadaşım alıştırdı ve gerçekten karlı oluyor. ben enpara hesabım üzerinden gerçekleştiriyorum, ziraat bankası daha iyi oranlar veriyormuş ama açıkçası oraya taşımaya üşendim hesapları. ayrıca enpara'da günlük vadeli hesap açtım harcamak için ayırdığım miktarı tamamen orada tutuyorum. günlük 20kuruş da olsa birikimim olmuş oluyor.

    - garip mi gelecek bilmiyorum ama ben tel toka, ince lastik toka ve düz siyah toka çok kullanıyorum ve aynı oranda kaybediyorum. yine bunları n11'deki kuaför toptancılarından aldım koydum dolaba. 1000taneye yakın tel tokayı 10tlye aldım mesela. bu da beni baya uzun süre götürecek. yoksa her kaybetmede koşa koşa gidip 10tanesini en iyi ihtimal 1liraya alıyordum.

    -benim en büyük alışkanlığım inanılmaz dışarda çalışma hastalığımdı. özellikle pazar günü bilgisayarımı alır günde 3 kafe dolaşarak çalışırdım. mantığım 2 insan göreyim, güzel yerde azcık hava alayımdı. iyi de geliyor yalan yok ama bunu yaparken resmen cüzdanımdaki paralar su gibi akıyor. standart kafelerde masa boş kalmıyor malum, yemek, çay kahve, tatlı vs derken 1 günde 1 haftalık para harcıyordum. bunu tamamen bitirdim. çoook bunalırsam ya da o gün ev çok kalabalıksa evde karnımı doyurup starbucks'a gidiyorum. hem wifi üretsiz hem de sürekli masaya çay vereyim mi diye gelen yok.

    - bunlar dışında almak istediğim tüm elektronik cihazları erteledim. bilgisayarımı yenilemek istiyordum apple ile ama şu an mümkün değil o paraları vermem. bir de fotoğraf makinesi ihtiyacım vardı. onu biraz daha bekletip şirketteki fotoğrafçının makineleri değişeceği zaman eskilerinden birini bana satmasını rica edeceğim.

    -çok uzun oldu biliyorum ama size önerim ek iş bulmanız. internetten yapabileceğiniz çok vaktinizi almayan bir şeyler olabilir, komşuların çocuklarına özel ders vermek olabilir. bu parayı kesinlikle harcamadan birikime atın.

    30 eylül 2018 17:25