yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (51)
    • medya (1)

    51. Madem alışveriş hissini azaltamıyorsun, kazancını artır 🤙🏻

    Mottom bu oldu son yıllarda. Halen fazla alışveriş yaptığımı düşünüyorum ama bunlar genel olarak ihtiyaç kapsamında değerlendirilirse bağımlılık sayılmaz. Halen fevri-dürtüsel satın almalarım mevcut. Bir gece Karaköy'de otururken ani bir kararla kalkın telefon alıyoruz deyip zorluya gitmek gibi. Ama dediğim gibi, ihtiyaç dahilinde olunca pek problem olmuyor (veya en azından ben böyle hissediyorum). Maaşımın yaklaşık 2 katı olan kredi kartım da bunu düşünüyordur eminim :) ama açıkçası harcadıklarımdan pişman değilim. Hepsi bana deneyim olarak dönüyor. Oraya da gittik. Oraya da gittik evet. Onu da gördük. Şundan da yedik. Şu roofta da oturduk :). Tek problem aslında yeme içme gezme değil. Hatta yeme konusunda şöyle düşünüyorum, zaten defekasuonla wcye gidecek birtakım şeyler. O yüzden zevk alma kısmına odaklanıp para harcıyorum. Doymak değil.

    20 dk önce

    50. Bu başlığa 5 yıl önce yazmışım. Uzun zamandır süslü sözlük'e girmiyordum, bugün aklıma geldi ve hesaba giriş yaptığımda burdaki girdinin beğenildiği bildirimini gördüm, tekrar okudum. Artık birkaç cümleden fazla şeyleri okuyamıyorum ama yine de yazmak istedim.

    Birkaç aydır instagram kullanmıyordum, doktora tezine odaklanmak için kapatmıştım. Instagram açıkken aklımda hep birkaç ürün alma dürtüsü oluyordu hep bir alınacaklar listem vardı aklımda, yani illa Türk bir influencer değil yabancı influencerlardan gördüğüm ürünler (kozmetik, giyim, teknoloji vb.) benim hep aklımdaki listedeydi.

    Sonra birkaç yurtdışı seyahatinde arkadaşlarımla konuşurken şöyle yorumlar gelmeye başladı "X markasınının ayakkabısını/ayıcıklı kazağını vb. kesin al, burda 25k ama orada 10k". Peki, bir şeyi almaya karar verirken benim tek ölçütüm fiyatının ucuz olması mı ki acaba? Zaten henüz eskimemiş olan giydiğim ayakkabım, kazağım, montum vb. var. Neden bir şeyden çok fazla almaya yöneliyorum? 5 yaşında çocuğum var. Ayakkabısı ayağına olmadığında yenisini alıyoruz, yani yazlık, kışlık derken yine de hızlı bir tüketim döngüsü oluyor ama o bir şeyden birkaç tane olması mantığını bilmiyor, ayağı büyüdüğünde yeni ayakkabı alınacağını düşünüyor. Acaba bu kaç yaşında fazlası, daha fazlasına dönüşüyor?

    Instagram ne alaka derseniz de, bugün başka bir konu ile ilgili yazmak için Instagram'a girdim aylar sonra. Şöyle bir keşfete baktım ve tabi ilgi alanıma göre diyet, kozmetik, kıyafet içerikleriyle dolu keşfet. Birkaçına bakınca içerikler hep şöyle "uzuuun zamandır bu kotu almayı çok istiyordum, bu allığın kölesi olurum, bu ayakkabı almayan kaldıysa hemen alsın, ek gıdaya geçmeden alınması gereken 5 şey vb. " sonra yorumlara gittim ve acaba hiç bu durumlardan şikayet eden var mı diye baktım ama hep kod sorulmuş ya da yorum yapanların da wish listindeymiş ürün. Fark ettim ki, biraz daha kalsam yine influence olacağım. Çocuk büyütürken de instamomlar bunu çok yapardı, ilk çocukta özellikle çok deneyimsiz olunuyor, o ara o kadar çok önerilen mama sandalyesi vardı ki, onu almasam sanki çocuk ek gıdaya geçemeyecek gibi hissettirilmişti.

    İnanılmaz bir tüketim çılgınlığının içindeyiz bence. Çocuğumun doğuşuyla birlikte ilk iki yıl organik pamuk, sonraki zamanda da şu ana kadar %100 pamuklu giydirerek büyütmeye çalışıyoruz. Hamilelikle başlayan etiket okuma alışkanlığım hala devam ediyor, %100 pamuk, keten ya da yün tercih ediyoruz ailece artık. Şu anda popüler fast fashion markaların sezon ürünlerine baktığımda içerikleri polyester türevleri hep. Zaten fast fashion endüstrisiyle ilgili etik tartışmalar da sürüyor. Belki, sürüdürülebilir moda/etik tüketim olarak çevrilebilecek responsible shopping kavramını daha çok düşünüp daha fazla uygulamalıyız.

    1 saat önce

    49. Aldıkça daha çok alası geliyor kişinin. Bu yadsınamaz bir gerçek. Biraz da dikişi kaliteli, üç dört sezon giyilebilir bir şey almak istemişsen, aldıklarını, geçmiş olsun cebine cüzdanına. Bunun daha takısı, tokası, çantası, gözlüğü, makyaj malzemesi var. Ekstra bunları gösterebilmek(?) için çıktığında yediğin içtiğin oturduğun yerin parasını ödemesi var. Giden paranın miktarına karşılık giydiğimiz, yediğimiz, içtiğimiz şeylerin tümünün eeh işte oluşu aklıma geldikçe de ufak bir beyin sarsıntısı geçiriyorum açıkçası. Peki ben ne yapıyorum? Ekstraya girenleri o an almıyorum, örneğin bir gri hırkam var o gün bir de gri kazak beğendim. Gri hırkamı kaç kere giydiğimi gri kazağa ne zaman sıra geleceğinin hesabını kafamda hızlıca yapıyorum. Ve beni tatmin eden bir aralık değilse almıyorum. Belki bir gün giyerim diye düşündüğüm hiçbir şeyi almıyorum. Zamanında aldığım ve bir şeyle uyduramadığım şöyle bir şey olsa bunun üstüne- altına dediğim hiçbir şeyi tamamlamak için bir ürün de almıyorum. Ne zaman bunu yapsam elimde iki adet giymediğim şey oldu. Cilt bakımı ve makyajda bir sürü ürün almak yerine gerçekten ihtiyaç duyduklarımı kaliteli alarak kendimi frenliyorum. Takı toka öyle sürülerce almıyorum kalabalık yapıyor ruhumu daraltıyor benim. Her neyse özetleyecek olursam kafada bitiyor. Kendine sınırlar belirlemen gerekiyor. Yalnız bu sınırlar çok katı olursa yorucu olabiliyor. Mesela 3 ay boyunca hiçbir şey almayacağım kuralı koydun kendine ve 3 ay sabrettin. şimdi istediklerimi alacağım nasılsa sabredebiliyorum diye o aralık belirlediğin kısımda bir sürü gereksiz şey alabiliyorsun gibi gibi. Elbette her insanda farklı çalışır. Sen kendine böyle sert kurallar koyarak da verim alabiliyor olabilirsin. Ben ise tamamen ihtiyaçlarım doğrultusunda uzun uzun düşünerek her şeye sahip olma güdümü köreltebildim. Anın heyecanıyla onu alıp mutlu olmuyorum artık. Bekleyerek, karar vererek yapıyorum. Size önerim sakin olun. Her şeye sahip olamayız ve her şey de bize göre olamaz. 

    23 aralık 2024 16:31


    48. süslülere hak vermekle birlikte bu konudaki bir gözlemimde şu şekilde;

    artık ev-araba almak çok zor ve imkansız gedliği için insanlar tüketime yönelmiş gibi geliyor. kendimden örnek vereceğim, ortalama bir beyaz yaka maaşım var ve alınabilecek arabalar 500-600k arası (otomatik vites, 2010 model üstü, motor hacmi sağlam vs) ve bu paranın bir kısmını biriktirsem bir kısmını da kredi çekip anca araba alabiliyorum. faizler çok yüksek, araba almakla bitmiyor; sigortası, kaskosu, senelik vergileri, sürekli benzin kullanımı, düzenli sanayi bakımı isteyen bir araç. ben krediydi masraflardı derken nereden baksanız bir araba için 5 sene boyunca kemer sıkmak durumundayım. kaldı ki özel sektör çalışanı olduğum için bir anda işsiz kalma durumum var. peki bu sefer ne oluyor? bu arabadan vazgeçip onun yerine rahat yaşamayı tercih ediyorum. hepimiz gibi küçüklükten içimde kalan şeylere para harcıyorum. lisedeyken hiç alamadığım vs body mistleri kötü yorumlarına rağmen 3er 4er alıyorum ki lisedeki kendimi mutlu edeyim. nasıl olsa asla evim olmayacak diye düşünüp para biriktirmek yerine o montu da alayım o ceketi de alayım diyorum. kıyafetleri alıyorum sonra onları koyacak bir dolap alıyorum sonra daha büyük olan odaya geçiyorum ama asla sığamıyorum. kıyafetleri aldık altına ayakkabı uydurulacak, çanta uydurulacak, e saçlar yapılacak o zaman saç ürünleri alınacak, bu saça-kıyafete makyaj yapılacak kırmızı ruj buna gitmez, pembe alınacak, şeftali alınacak. glitter far gece için, simli far etkinlikler için, mat far günlük. yazın body mistler, kışın parfümler, haftasonu giymelik rahat flare tay üstüne beyaz sweatshirt alayım ay çiğ kaldı krem rengini alayım, ay biraz kombinim renklensin mavi alayım. mavi bana çok yakıştı bu renk kazak da alayım, swaroskinin mavi kristalleri bu kazağımla uyar onu da alayım vs vs derken...... olay tam olarak da buralara geliyor. bütün sistemin elimizdekileri almak için yaşadığı bir çağda alışveriş yapmamak direniştir.

    23 aralık 2024 15:51

    47. artık net bir şekilde alışveriş bağımlısı olduğumu kabul ettim. önceden inkar ediyordum ancak yok artık 170 m2 eve sığmakta zorlanmam, eşyalarımın dolaplardan taşması, yeni aldığım her şeyi suçluluk hissederek saklamaya çalışmam ve her ay maaşımın önemli bir kısmının kredi kartı borcuna gitmesiyle kabullenmenin zamanı geldi. neden böyle oldum kısmı çok uzun. memur çocuğu olup hep kısıtlı bütçe ile yaşamak, lisedeki bursumu direkt aileme vermem ki gelir düzeyi yüksek öğrencilerden oluşan bir okulda okurken öğle yemeğini bile veden götürmenin verdiği his, üniversitede aldığım bursu yurt ve yol parası için harcayıp evden yollananla idare etmek, çalışmaya başlayınca kazandığım paranın yarısından fazlasını aileye vermek derken hep düşük girdi ile yaşadım hayatta. ardından evlenirken borca girdik eşimle ve bir süre de onun kısıtlaması vardı. sonra borçlara karşılık maaşlar arttı, doğru yatırımlar yapıldı ve elim inanılmaz bollaştı. tabi o sırada influencer tayfanın önerdiklerini merak edip almaya başladım ve baraj kapakları açıldı. sürekli alır hale geldim. depremden sonra ne kadar fazla eşyam olduğu ile yüzleşmişken psikolojik olarak çöküşümü alışveriş yaparak kapamaya çalıştım. ardından babam kanser oldu. yine alışverişe sarıldım. ve sonunda ev koca bir depoya dönüştü. bir kaç kez alışveriş yapmamaya çalıştım ama o dürtüyü bastıramıyordum. daha büyük alışverişler ile sonuçlandı durum. şimdi 2025 yılı için low buy year yapmaya karar verdim. ama öncesinde çok araştırdım. psikolojik olarak kendimi düzeltmenin yollarını da arıyorum. bastırdıklarımla yüzleşmem gerekecek bu süreçte ve evet çok zor olacak ama yapmam lazım. eşyaların kölesi olmayı hiç sevmedim. ev üzerime üzerime geliyor. yoğun alışveriş yaptığım kategorileri belirledim ve low buy challenge'a başlıyorum. alışveriş bağımlılığı gerçekten psikolojik bir durum. kıtlık psikolojimi de aşmam gerekecek. bu arada da borçlarımı öderken altın alacağım. madem bir şey alacağım dürtüsel durumlarda, bu altın olsun diye karar verdim. yerine koyma ile dürtüsel hallerimi kontrol altına alabilirim diye umuyorum.

    23 aralık 2024 10:53

    46. Bende şu an kızım için alışveriş yapmak şeklinde olduğunu düşündüğüm şey.

    Kendimce "zaten her gün her şey pahalılaşıyor. Şu an indirimdeyken/maaşım geliyorken/alabilecek durumdayken alayım. Zaten şimdi almasam birkaç ay sonra/seneye alacağım. Pahalıya alacağıma alayım dursun." Diye diye 16 aylık çocuğun 3 yaşında oynayacağı oyuncağa, 4 yaşında giyeceği uyku tulumuna, 3-4 yaşında yatacağı yatağa kadar her şeyini aldım. Kıyafetleri de doğduğu zaman tam bedeni alırken şimdi hep büyük alıyorum ki "seneye de giyer".

    Yılbaşı için aile büyükleri alacak hediye bulamayınca ve kızım artık "kargo" diye kapıya koşmaya başlayınca duruma aydınlandım iyice. Uzunca bir süre zorunlu ihtiyaç hariç bir şey almamayı planlıyorum...

    22 aralık 2024 23:15

    45. ben de bir parfüm koleksiyoneri olarak bu durumu sonuna kadar yaşıyorum. 50 şişeden fazla parfümüm var ama hep yeni bir tane daha alayım diye diye resmen o eve gelecek kargoyu açmanın heyecanı ile yaşıyorum. parfümler de inanılmaz pahalı biliyorsunuz, borç batağına girmemek için benim bulduğum yöntem şöyle: yeni bir parfüm almadan önce halihazırda koleksiyonumda bulunan ama pek sık kullanmadığım bir tanesini satarak bütçe oluşturup o şekilde yenisini satın alıyorum. birikimlerimi veya kredi kartımı kullanarak asla parfüm almıyorum.

    22 aralık 2024 22:20


    44. bu konuyu acik yureklilik ile anlatan yazarlara tesekkurlerimi iletiyorum.

    Ayni durum bende de oldu maalesef... Turkiye olan genel problem sanirim, cocuklukta yokluk gorduk bir cogumuz, aslinda tam yokluk degil.. bu kadar marka ve reklam yoktu belki de.. sanki alinca hayatimiz mukemmel olacak gibi hissediyoruz...

    ben de ilk ise basladigimda cilginlar gibi avm gezer ve harcardim. sene 2009.. tam ulkemizde herseyin satilip iyi gittigi sanilan donemdi.

    pandemide bu konuyu cozdum ben, hicbirsey almadim ve borca girdim. borca girin o zaman alamiyorsunuz.

    son 5 senedir borc oduyorum. birikim de yapiyorum. yatirim uzerine kitaplar okuyorum. firmalarin reklamlar icin neler neler yaptiklarini ve nasil manipule ettiklerini gordukce almiyorum.

    22 aralık 2024 21:54

    43. Beyaz yaka çoğu kadın/erkeğin günümüzde içerisinde bulunduğu durum.

    Buraya bakıyorum, instagram'a bakıyorum, YouTube'a bakıyorum. Herkesin tek bir ürün tipinden en az 5-10 çeşit ürünü var. Ne ara bitirilecek bunlar?

    Ben parfüm meraklısı olduğumdan parfüm içeriği üreten hesaplara bakıyorum. Sağolsun bilmediğim kokular hakkında da bilgileniyorum ki bilmekle olacak iş değil koku işi ama neyse. Her neyse. bu takip ettiğim kişilerin arkasındaki dolaba bakıyorum. 50, 100, 150... Onlarca parfüm var. Hangi paralarla, neden bu kadar çok alıyorlar anlayamıyorum.

    Yani tek bir parfümü bile bitirmek benim için zaman alan bir şey. 50 ml evidence almıştım. Geçen yıldan beri bitmek bilmiyor. Arada farklı şeyler kullanmamın da etkisi var bunda ama öyle parfümler hemen biten şeyler değil yani. Bu insanlar bunca parfümü ne zaman bitirecek?

    Alışveriş bağımlılığı gibi bir diğer bela da sanal kumar ve bahis bağımlılığı. Bunu da konuşmamız gerek. Günümüzde Genç erkeklerin çoğu da bunun pençesine düşmüş durumdalar. Bu ileride daha da bela olacak başımıza devlet tenezzül edip proaktif bir önlem almazsa.

    Kendimizi, Çoluk çocuğumuzu, sevdiğimiz adamları nasıl koruyacağız bu boktan şeylere para harcama sevdasından bilmiyorum. Her birimiz ayrı bir bağımlılığa meyletmiş ya da düşmüş durumdayız.

    Tek bildiğim, her şeyin başının dopamin mekanizması olduğu. Bu mekanizmayı anlayıp sağlıklı çalışmasını sağlamamız gerekiyor. Anlık tatminler bizi mahvediyor.

    Bu çağda sağlıklı bir hayat yaşamak için, birikim yapmak, düşünerek doğru yere harcama yapmak için o kadar çok engel ve çeldirici ile karşı karşıyayız ki işimiz gerçekten zor.

    22 aralık 2024 14:47 22 aralık 2024 15:01

    42. Benim için sebebi duygusal boşluk bu bağımlılıktan çalışma şeklim sayesinde büyük oranda kurtuldum. Son 3 aydır sabah 5'te kalkıyorum. Akşam eve döndüğümde direkt uyuyorum. Hiçbir şeye halim kalmıyor. O kadar yoğun ve dikkat isteyen bir iş ki bazen bakıyorum tüm gün sadece 3 kahve içmişim. Kendimi bu denli unuttuğum bu işte haliyle duygu durumumu da unuttuğum için alışveriş bağımlılığımdan büyük oranda kurtuldum. Daha önce de uğraştığım işler vardı. Kendinizi adayabileceğiniz kadar seveceğiniz bir iş olması çok önemli. Hasta bile olmuyorum. İşi sevmesem kesin şimdiye defalarca hasta olurdum. Unutabilmek, benim gibi insanlar için bir armağandır.

    21 aralık 2024 22:16