the witcher

31. Oyunda ilk göz ağrımdır, büyük bir hata yaparak oyun oynamaya ilk bu seriyle başladım, sonra hep witcher'ın tadını aradım her oyunda. Zaman zaman gönlüme oturur, ah bir witcher olsaydı da oynasaydım diye. Müzikleri, oyundaki ayrıntılar, oynanış, hepsine bayılıyorum. Ek paketleri de oynamak lazım, böyle bir evren yok. He gwent belasına sövüyorum, oynamaktan itina ile hoşlanmıyorum, sürekli yeniliyorum zaten. Oyuna başlayacaklar oyunun hikayesinden çok pazarcıdaki dayıyla bile gwent oynasın sonra bir yerden sonra acayip zorlaşiyor kart toplamak felan.

Bilmeyenler için: Oyun, kitap serisinden sonrasını anlatıyor. Dizi ise kitapla paralel.

 ---------------spoiler olabilir----------------------------

Dizi için karakter seçimlerini beğenmedim.Yennefer mesela oyunda o kadar güzel ki , onu aradım hep. Ama oynayan kadının oyunculuğu iyiydi bence en azından bir şekilde kabul edilebilirdi. Tris seçimi hiç olmamış ama. En genç sorceress diye geçiyor, dizide en yaşlısı oydu sanki. Daha genç ve kızıl birini beklemiştim ben. Bir de Geralt yaşlı bir adam, en azından bir orta yaşlı. Henry Cavill aksiyon sahneleri için olağanüstü çalışmış, hakkını teslim etmek lazım. Geralt'ın sesini bile yapmış. Ama oyuncu olarak daha yaşlı daha çirkin birisi oynasa Geralt'a daha çok benzerdi gibi geliyor. Onun dışında dizideki olayların gidişatını vs beğendim sayılır, ama oyunu ya da kitapları bilmeyen biri izlemekte zorlanır. Dahası Netflix kendi kafasından bir şeyler daha eklemiş diziye, o kısımları da beğendiğimi pek söyleyemicem. Ama olsun toss a coin to the witcher şarkısı çok güzeldi, hepsini affettim kdjfjf.

-----------------------spoiler bitti-------------------------

32. Geralt of rivia olarak göremediğimiz mads mikkelsen ı leo bonhart olarak görmek istediğim dizi. Duyun sesimi ya lütfen. (gizlinot: Sjsjssjsjsj)

33. Tanım: sadece Henry Cavill aşkım için izlediğim, çok ağır ilerleyen dizi.

34. ikinci sezonu ilkine göre daha iyi olan dizi. ikinci sezon çabucak bitiyor. beni rahatsız eden tek şey aşırı belli olan lensler oldu. daha doğalı yok muydu o lenslerin? ya da şart mıydı? kendi doğal göz renkleri kalsaydı olmaz mıydı? 

35. sonda güya bi sürpriz yapmaya çalışmışlar ama oyunu oynayanlar azıcık bile şaşırmadı ve bu yüzden final beni şaşırtmadı. keşke daha farklı bir şey yapsalardı. üstelik tüm sezon bunu bize sürpriz yapacaklar diye kıvranmalarını izlemiş oldum :d

36. 2. sezonun ilk bolumu neredeyse cringe oldum. diger bolumleri henry icin izleyecegim. bir de fantastik evren tutkum oldugu icin.

37. Neden süslüde bu kadar yerildiğini anlamadığım dizi-kitap-oyun serisi. Bridgerton serisi son anda çıkıp yerinden etmeden önce witcher serisi netflix in tüm dünyada en çok izlenen dizisiydi.  Oyununu oynayan süslüler için dizi rahatsız edici olabilir ama ben mutlu oluyorum bu farklılıklardan. Çünkü sonunda yazarın hakkı verildi. Ortada büyük emek verilmiş bir kitap serisi var ve oyununu yapacağız diye isminden evreninden faydalanıp kendi keyiflerine göre değiştirdiler adamcağızın kitabını. Ve o da diziye haklarını kitaba bağlı kalmaları şartıyla verdi. Bu telif hakkı konusu büyük bir mağduriyet yaratıyor. Vampir günlükleri serisi ve L.j smith olayını bilenler ne demek istediğimi anlamıştır. 

Diziye gelecek olursak ince noktaları yakalayabilenler için harika bir yapım. Bir anlam ifade etmesi için kitabı okumuş olmanız da gerekmiyor. Kitap diziden daha karmaşık hatta. Aynı zaman atlamaları kitapta da var. Kafanız karıştığında kitabı okumadım oyunu oynamadım diye düşünmenize gerek yok inanın okuduğunuzda da böyle. Ve yennefer seçimi gözlerimi kanattı ama kadının olağanüstü bir oyunculuğu olduğunu gördükten sonra hayran olmaya başladım. Triss i de zaten sevmem istedikleri kadar sjw kasabilirler o konuda

38. 2. sezonu izledim. seveni de sevmeyeni de çok anlıyorum ya. burger king gibi dizi. sadece o çöpü yemek istediğin zaman yediğin, kimi zaman dokunan, ama ayda bir dönüp yine yemek istediğin bir yemek gibi.

yer yer kostümler, yer yer oyunculuklar, yer yer görsel efektler sıçıyor. hikaye anlatımı zaten nanay. ilk sezondaki absürtlüğe ikinci sezon jaskier üzerinden, "o şarkıdaki zaman akışını 4. nakaratta anladım" diye laf vurulunca, jaskier dönüp "bak kanka sen bi bok yazamıyorsun." diye laf sokuldu bir de. (onu da sonradan öğrendim, kitapta zaman akışı daha allak bullakmış).

bir kere (gbkz: henry cavill) yüreğini koyarak oynuyor. bu cazibeden kaçamıyorsun. esasında güzel bir hikaye ve witcher var, sen kafanda o hikayeyi oluşturup geralt'ı yerleştiriyorsun. diziden bağımsız izliyorsun diziyi. porno izlerken kopup hayal kurmak gibi.

bir de yennefer... güzel göründüğü zaman çok güzel... diğer zamanlarda çok sıradan bir kız... bu kadar hırs küpü manyağı niye tüm kıta seviyor, bilinmez...

ben kitaplarını okumadım, oyunları da şöyle bir ucundan izledim. dizi tek başına çok yetersiz. keşke game of thrones prodüksiyonu olsaydı. eminim kimse başından kalkmazdı.

39. Henry cavillsız 4. sezonu izleyemiyorum. Yok olmuyor.

40. Henry cavillsız harbiden sarmayan dizi... ama yine de izliyorum witcherın olduğu sahnelerde hiç yüzüne bakmamaya çalışıyorum böylelikle henry cavill oynuyormuş gibi devamke ajsjsjsskks