1977 yılında victoria's secret'i kurmuş 1947 yılı doğumlu 1993 ölümlü iş adamı. toplam seksen bin dolar sermaye ile kurulmuş şirket bugün on milyar dolara yakın ciro yapmaktadır. roy raymond 46 yaşında intihar ederek yaşama veda etmiştir. para§mutluluk.
1979 doğumlu italyan orjinli güzel.
Kim kardashian'ın meşhur makyajını yaratan makyaj sanatçısı. Kim kardashian'a ve diğer kardashian ailesi bireylerine yaptığı makyaj ile ünlenmiştir. Ağır kontürlü bir yüz ve bolca aydınlatılmış göz altları imzasıdır. Blogu için buyrun şöyle alalım (link: http://blog.makeupbymario.com Makeup by mario)
pilates'i bana tanıtan kişi olduğu için minnettar olduğum hatundur.
ama zayıfladıkça zayıfladı bir ara, hatta pilatesi yaparken eşortmanını iskeleti üzerine giydiğini düşünüyordum o derece. tek bir gram yağı yoktu vücudunun hiçbir yerinde, bol bol yeşil çay falan da içiyordu bir sürü sağlıklı yaşayacağım diye. az daha kassaydı sağlıklı yaşamak kısmını geçip direkt sağlık şekline bürünecekti. böyle bi bulutumsu şekil, güneş gibi parlıyor, üzerinde sağlık yazısı.
"melaba ben sağlık'ın ta kendisi. hadi üff püff spor yapalım."
özetle pilates eğitmenliği iyiydi hoştu.
bize "(gbkz: ebru gündeş kaşı)" kavramını kazandıran kişi.
bir de makyajları çok güzel olur bunun, makyözü kimse çok başarılıdır. sanırım bülent ersoy'un makyözü de aynı kişi, bilemedim şimdi.
kaşlarıyla dikkat çeken, kafası biraz çatlak manken.
kaşlarını kalın ve koyu renk tercih eder, sert bakışını kaşlarıyla çerçeveler.
Tv ekranlarinin ünlü kisisi. Çok yakindan tanidigim ve ünlü camiasiyla calişan makyöz bir arkadaşim, Ebru Gündeş'in makyaji icin; "görebileceğin ve uygulayabileceğin en basit makyajdir" demisti. Sanildiğinin aksine hiçbir numarasi yokmuş yani,)
bir magazin programında makyajsız halini gördüğümde korktuğum arabesk şarkıcısıdır. ten makyajını kim yapıyorsa cidden hakkını veriyor.basıyorlar kapatıcıyı kalıp gibi fondöteni bütün o koca koca lekelerini hoop kaybediveriyorlar. e tabi bunu başardıktan sonra ne sürseler hatun güzel gözüküyor haliyle...
makyajı ve kaşları fazlasıyla abartılan şarkıcıdır.
kaşları insanı sinir edecek kadar muntazam ve yapay duruyor bence ve insanlar tarafından nasıl beğeniliyor bir türlü anlayamıyorum.
makyajı ayrı bir olay zaten. makyaj yüze renk vermek, kusurları kapatmak, güzel kısımları öne çıkarmak için yapılır. değişip bambaşka biri olmak için yapılmamalıdır.
güzelliğiyle lanetlenmiş bir kadın.
Marilyn monroe inanılmaz yetenekli ve akıllı bir kadındı. filmlerde rol aldığı aptal sarışın tiplemesinden oldukça uzak, cinsel zekası (araştırın bunu ama "cinsel zekanızı test edin" gibi sitelerden değil) çok yüksek, saçına dokunuşundan gözlerini süzüşüne kadar yaptığı her hareketin bilincinde olan ve kadınlığını sonuna kadar kullanmasını çok iyi başaran bir kadındı. cazibenin sözlükteki karşılığıydı. tek sorunu vardı, kendisini ölüme götürecek kadar büyük bir sorundu bu: özgüvensizdi.
evde gerçek adı Norma Jeane olarak yaşayan, dışarıda ise bir süper kahraman gibi marilyn monroe kılığında sahneye çıkan biriydi o. erkekler ona bayılır, kadınlar kıskanırdı. şimdiki piyasanın "şişman" etiketini çekinmeden vuracağı 55 kilo ve 38 beden ölçüsüyle, kıvrımlarıyla, şuh pozlarıyla gerçek bir seks tanrıçasıydı.
Ama çok mutsuzdu. kendisini mutlu kılabilmek için çok çabaladı. kendisine tapan ve güzelliğine hayran kalan insanların alkışlarından beslenmeye çalıştı, olmadı. sonra mutluluğu evlilikte aradı, başarısız evliliklerle mutsuzluğuna mutsuzluk kattı. aradığı huzuru bulamadığı için geceleri uyuyamadığı ve ancak uyku ilaçlarıyla uyumayı başarabildiği de bir gerçek. o bu mutsuzluk çemberinde kısılıp kalmışken, onun güzelliğini pazarlayanlar tarafından sömürüldü, posasına kadar emildi ama öyle bir kadındı ki hala tüketilemedi. nitekim popüler kültür hala onun adından para kazanıyor.
sevgiye muhtaç bir kadındı o. ilgiyle beslendi ama aradığı huzuru tanımadığı insanların ilgisinde ve alkışlarında bulamadı. genç yaşta yitip gitti sonra. asla yaşlanmadı, asla çirkinleşmedi, sonsuzlaştı.
Wishmaster isimli bir korku filmi vardı, kötü bir yaratık kendisinden istenen dilekleri olabilecek en kötü şekilde gerçekleştiriyordu. bir kadın, bu yaratıktan sonsuza dek güzel kalabilmeyi dilemişti mesela ve yaratık da onu cansız mankenlerden birine dönüştürmüştü.
Marilyn monroe, "sonsuza dek beğenilmek istiyorum" diye dilemiş olabilir bu yaratıktan. nitekim dileği gerçek oldu.